Tarihte Kudüs

Mehmet DEMİRCİ

Kudüs üç ilahi dinde kutsal sayılan bir şehirdir. Tevrat, İncil ve Kur’an’da saygıyla anılır.

Kudüs’teki Mescid-i Aksa, Kabe ve Medine’deki Mescid-i Nebi Müslümanlarca ziyaret amacıyla seyahat edilebilecek üç mescidden biridir.

Namaz ibadeti emredilince kıble olarak önce Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya dönerek ibadet edildi, daha sonra kıble Kabe’ye çevrildi. Hz. Peygamber’in Miraç mucizesi Mekke’de başladı, ikinci ayağı olarak Mescid-i Aksa’dan göklere doğru devam etti.

Eski bir Hristiyan şehri olan Kudüs (17/638) tarihinde fethedildi.

Hz. Ömer bizzat gelerek şehri teslim aldı. Bu sırada kan dökülmedi Kudüs halkıyla yapılan bu anlaşma ile belli bir vergi ödendi.

Kudüs, İslam dünyasında Mekke ve Medine’den sonra üçüncü kutsal şehir olma özelliğini sürdürdü.

Bazı sahabiler ve Rabia el-Adeviyye, Bişr el-Hafi ve Seri es-Sakati gibi sufilerin kabirleri Kudüs’tedir.

I. Haçlı Seferi’ne katılan ordular 1099’da Kudüs’ü ele geçirdi. Bu şehir Müslümanlar tarafından fethedilirken can ve mal güvenliğine dokunulmamıştı.

Haçlılar ise tam aksine bir davranışla şehirde bulunan bütün Müslümanları ve Museviler’i öldürdüler.

Haçlılar Kudüs’teki Müslüman eserlerini de yağmaladılar.

Kubbetü’s-sahra ve Mescid-i Aksa’daki değerli eşya tahrip edildi, çalınıp götürüldü.

Selahaddin Eyyubi 1187’de Kudüs’e girdi. Haçlılar’ın 88 yıl önce kana buladıkları şehirde hiçbir taşkınlık yapılmadı;

Müslümanlar zafer sevincini olgunluk içinde kutladılar. Haçlılar Kudüs’ten çıkıp giderken Ortodokslar şehirde kaldı. Museviler’in de şehre yerleşmesine izin verildi. Hıristiyanlara ait kutsal yerlerin idaresi Ortodoks kilisesine teslim edildi. Saray olarak kullanılan Mescid-i Aksa camiye çevrildi.

OSMANLI DÖNEMİ

Kudüs Yavuz Sultan Selim’le Ekim 1516’da Osmanlı yönetimine girdi ve 1917’ye kadar dört asır devam etti.

Özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde büyük imar faaliyetleri gerçekleştirildi.

Kubbetü’s-sahre restore edildi.

Bugün hala ayakta olan surlar yapıldı.

Beytüllahm ve Halilürrahman’dan Kudüs’e su getiren kanallar tamir edildi, şehir suyunun dağıtımı yenilendi. beşi sur içinde olmak üzere 6 çeşme yapıldı.

Padişahın eşi Hürrem Sultan’ın 1551’de yaptırdığı külliye de Kudüs’ün en önemli hayır kuruluşlarındandır.

Cami, medrese, han, ribat ve imaretten oluşan külliye Kudüs’teki Osmanlı eserlerinin önde gelenlerindendir.

Günümüzde bakımsız bir vaziyette ayakta olan imarette yüzlerce misafir, sufi, medrese öğrencisi ve fakire yemek dağıtılmıştır

İLİM VE İRFAN YERİ

Kudüs aynı zamanda bilim merkezi idi. Şehirde kurulan medreseler vakıflarla ilim desteklendi.

Medreselerin etrafı tasavvufi hayat açısından da canlandı.

Mescid-i Aksa ve Şam Kapısı civarında birçok tekke ve zaviye yer almakta, Mevleviyye, Şazeliyye, Rifaiyye gibi tarikatlar şehrin dini ve kültürel hayatına belirgin katkı sağlamaktaydı.

Memlük ve Osmanlı dönemlerinde yapılan büyük binalar, camiler, medreseler, tekkeler, zaviyeler, ribatlar ve hankahlar şehrin ekonomik hayatına önemli katkı sağlamıştır.

Kanuni Sultan Süleyman zamanında ise tarihinin altın çağını yaşamıştır.

Osmanlı kaynaklarına göre 1849’da Kudüs’te 6184 Müslüman, 3744 Hristiyan ve 1790 Yahudi olmak üzere 11.682 kişi yaşıyordu.

1900’de 10.000 Müslüman, 10.000 Hristiyan ve 35.000 Yahudi olmak üzere toplam nüfus 55 bini buldu. Siyasi alanda son dönemin en önemli problemi yasa dışı Yahudi göçü idi. Osmanlı Devleti, Yahudi göçünü ve Yahudilere toprak satışını engellemek için birçok tedbir aldı fakat yerel ve milletlerarası kaynaklı sebeplerle tam anlamıyla başarılı olamadı. Özellikle II. Abdülhamid döneminde Siyonizme ve Filistin’e Yahudi göçüne karşı çok çaba gösterildi.

I. Dünya Savaşı’nın sonunda Osmanlı Devleti’nin yenilmesiyle Kudüs’ün geleceği de köklü değişikliklere uğradı.

İNGİLİZLER

1917 yılı Kudüs için bir kader yılı oldu. 2 Kasım’da Balfour Deklarasyonu ile İngiltere Yahudilerin bölgede siyasi bir varlık oluşturmalarını destekleyeceğini açıkladı. 11 Aralık’ta da İngiliz askerleri Kudüs’e girdi. İngiliz işgali, Kudüs’teki sadece Haçlı işgaliyle kesintiye uğrayan yaklaşık 1200 yıllık Müslüman yönetimini de sona erdirdi. Aralık 1917’den itibaren Kudüs giderek İslami karakterini yitirmeye başladı.

Bu dönemde yerli nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan Müslüman ve Hıristiyan Arapların yerine yeni gelen Yahudiler yerleştirildi. Kudüs 1917-1920 yılları arasında İngiliz askeri yönetiminde kaldı. 1920’de yine İngiltere’nin manda yönetimine verildi.

1948’de İsrail Devleti’nin kuruluşuna kadar devam edecek İngiliz sivil yönetimi devam etti.

İngiliz yönetiminin yoğun Yahudi göçüne izin vermesiyle Kudüs ve daha geniş manada Filistin 1920, 1928, 1929, 1933 ve 1936’da bir dizi protesto, silahlı ayaklanma, grev ve boykota sahne oldu.

KABA KUVVET

1967 Arap-İsrail savaşında şehrin tamamını işgal eden İsrail, bazen aşırı güç de kullanarak şehri Yahudileştirme çalışmalarına hız verdi. 1990’lı yıllarda da Kudüs’ün Arapİslami yapısını değiştirmeye yönelik politikalara devam edildi. Tarihi mekanların yıkılması, Arap gayri menkullerine el konulması, çeşitli sebeplerle Arapların şehri terke zorlanması gibi politikalar sonucu Kudüs’teki Yahudi mülklerinin birkaç kat arttığı görüldü.

Birleşmiş Milletler’in birçok defa kınamasına ve karşı çıkmasına rağmen İsrail, Kudüs’ün Arapİslam karakterini zayıflatma politikalarına devam etti ve nihayet 21 Ağustos 1980’de doğusu ve batısıyla birleşik Kudüs’ün İsrail’in ebedi başşehri olduğunu ilan etti.

BİN YIL HÜKMETTİK

80 yıllık Haçlı dönemi hariç Kudüs, 1200 yıl boyunca Müslüman yönetiminde kaldı. Bunun 4 asrı Osmanlı olmak üzere, tamamına yakınında çeşitli Türk devletleri hüküm sürdü. İsrail ise 1950’de Batı Kudüs’ü, 1980’de Doğu Kudüs’ü alıp başken ilan etti.
Yani Kudüs’te bin yıllık Türk hakimiyetine mukabil, İsrail’inki 50-60 seneliktir.

————————————————

Yukarıdaki yazı sayın Prof.Dr. Mehmet Demirciş’nin http://www.mehmetdemirci.org/kudus-ve-yahudiler/ ve http://www.mehmetdemirci.org/tarihte-kudus-2/ sayfalarında yer alan iki yazısının birleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Bu yazılar ayrıca Yeni Asır gazetesinde de yayınlamıştır.

 

Yazar
Mehmet DEMİRCİ

1942’de Konya’nın Bozkır ilçesine bağlı Kovanlık köyünde doğdu. Konya Akçeşme İlkokulu ve Konya İmam-Hatip Okulu’nda okudu. 1965’te İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nden mezun oldu. Orta dereceli okullarda iki yıl öğret... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen