Öğretmen: Bozkırı Yeşerten Adanmışlık

Ahmet URFALI

Öğretmen ; öğrencisinin sevincine tebessüm,hüznüne gözyaşı  olur.Öğretmen çorak topraklarda  gül bahçeleri kurar.Öğrencilerini vatan coğrafyasında bahar çiçekleri gibi  elvan elvan açtırır.

Öğretmen,al bayrağın dalgalanışındaki nazlı edayı öğrencilerine öğretirken;

‘’Ne harabatız ne harabatiyiz

Kökü mazide olan atiyiz’’ diyerek geçmişten geleceğe görkemli köprüler kurar.      

Öğretmen bilir ki; “mazisi yıkık milletin atisi olamaz.’’ O,mensubu olmakla gurur duyduğu Türk milletinin tarihi, kültürü ve inancıyla  barışık bir gönül insanıdır.

Öğretmen; ruhlardaki fetihlerin kahramanı ve şeref sahibi olduğu halde, vatan çocuklarına hizmeti tercih etmiş ve kendini andı ile öğrencilerine adamış  kutlu bir bilgedir.

Bütün kainatın emrine verildiği ve bu yüzden yaratılmışların en şereflisi olan  insanı; vicdan, irfan ve düşünce yönünden  öğretmen eğitir. Bilim insanlarının,formül ve çizgilerinde,ediplerin dize ve satırlarında,müjdeli hakanların ve devlet adamlarının inkılaplarında  onun nefesi vardır.

Başöğretmenimiz Atatürk’ün;’’Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.’’sözünden hareketle diyebiliriz ki, bir milletin yücelmesi  öğretmene verilen değere bağlıdır.

Öğretmen insan sanatkarıdır, hayatın kullanıcısı değil yapıcısıdır, seyircisi değil aktörüdür. O, en güzel, en doğru hayat örneğini yapar, hazırlar, öğrencilerine sunar. 

Öğretmen ,  toplumdaki her olumsuzluğun  kendi sorumluluğundan kaynaklandığı bilir.Bu yüzden küçücük dimağlara  kazandırdığı ilim ve onların tertemiz kalplerine nakşettiği ahlakla toplumların kader programına en büyük katkıyı sağlamaya çalışır.

Öğretmenlik,  akademik çalışma, mesleki formasyon ve alanında da uzmanlık gerektiren kendine özgü kuralları olan profesyonel bir meslek dalıdır. Bunun yanında Mehmet Akif’in deyişi ile,

                ‘’Muallimim diyen olmak gerektir imanlı

           Edepli,sonra liyakatli,sonra vicdanlı ‘’

Eğitimin en başta gelen işi, millî kültürü genç nesillere devretmek; millî kültür malzemesini, en ileri ve en ince tekniklerle, millî şahsiyeti ve üslûbu zedelemeden işleyerek geliştirmek çağdaşlarını hayran bırakacak eserlere ulaşmak üzere insanlarına sarsılmaz bir iman, irade ve heyecan vermektir.

Eğitimin asla vazgeçilmez karakteri «millî» olmasıdır. Her millet, çocuğunu, «millî bir eğitimden» geçirmektedir. Yine, her millet, eğitimin temelinde millî kültürünü bulundurmaktadır.      Genç nesiller, atalarından birikmiş tecrübeleri devralarak geliştirip olgunlaşmaktadırlar. Hiç şüphesiz, bu tecrübe, başka cemiyetlerle kurulan temaslarla daha da gelişip zenginleşmektedir.

Öğretmen , okuma-yazma öğretme memuru değildir.

Balını yapıp ürettikten sonra insanlara bırakan arının hareketini şuurlandırıp bir ideal haline getirirsek  onda öğretmeni buluruz.

Milli amacımız, Başöğretmenimiz Atatürk’ün  bizlere hedef gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkmaktır.21.yüzyılı Türk asrı yapmak,aziz Cumhuriyetimizin 100.kuruluş yıl dönümünde  her yönden gelişmiş ilk 10 ülke arasına girmektir.

Başöğretmeniz Atatürk’ü, şehitlerimizi, sonsuzluğa göçen öğretmenlerimizi minnet, şükran ve hayır-dualarla anar, sevgi ve saygılarımı sunarım.

Yazar
Ahmet URFALI

AHMET URFALI’NIN ÖZGEÇMİŞİ1955 yılında Emirdağ’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini memleketinde tamamladı. Üniversite tahsilini, Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı ile Sosyoloji üzerine lisans eğitimi gördü. Yurdun değ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen