Danıştayımız: Mirası sarsmadan saygı gösterilmeli

Bunca çalkantılara rağmen yüksek yargı kurumlarımızın devletin temeli olduğu, müdahalelerin ölçülü bir üslupla yapılması gerektiği açıktır. Üslup semavi bir alevdir, toplumları hem yakar, hem de irfan ışığı rolünü oynayabilir. Kullanana bağlıdır. Her hukuk fakültesi mezunu hukukçu değildir, her iktisat fakültesi mezununun iktisat dehası olmayacağı gibi.

*****

Bu yazı Hürriyet Gazetesi’nin 28 Ekim 2018 târihli nüshasından alınmıştır

Prof.Dr. İlber ORTAYLI

Bunca çalkantılara rağmen yüksek yargı kurumlarımızın devletin temeli olduğu, müdahalelerin ölçülü bir üslupla yapılması gerektiği açıktır. Üslup semavi bir alevdir, toplumları hem yakar, hem de irfan ışığı rolünü oynayabilir. Kullanana bağlıdır. Her hukuk fakültesi mezunu hukukçu değildir, her iktisat fakültesi mezununun iktisat dehası olmayacağı gibi.

1799’da Napoleon Bonaparte anayasal rejimin gereği ihtilalin sekizinci yılında birinci konsül olarak “Conseil d’Etat”ı (Devlet Şûrası’nı) kurdurdu. Tayin edilen yargıçlar yemin ettiler. İlk mecliste her şey gibi konuşmaları da zapta geçti. Bu şûranın iki görevi vardır, ilki devletin idari metinlerinin üzerinde çalışılıp düzeltilmesi ve geliştirilmesi. İki, idareyle vatandaşlar arasındaki nizayı halletmek için hükümlerin gözden geçirilmesi. Bütün eski devletlerde idarenin karar ve eylemi aslında bir gözden geçirme ve temyize tabidir fakat bunun düzenlenmesi ve yeni kurulan monarşinin yerini alan rejimin bir nevi denetim ve düzenlemesi, hukukçu kadrolara verilmiştir.

ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR, AMA…

Bugün Fransa’da en popüler kitaplar veya Larousse’un iki cildini bile ele alsanız içindeki Conseil d’Etat maddesi ve işlemleri uzun uzun incelenir ve selis bir Fransızcayla anlatılır. “Adalet mülkün temelidir” ama bu temellerine ne ilahlar ne de iyi saatte olsunlar berkitmez. Temel hukuki kurumlar, mahkeme ve Danıştay, hâkimler ve kanunlarla gerçekleşecektir.

16 YAŞINDA İNSAN SARRAFI

Osmanlı Tanzimatı yani reformu bu olaydan sonra çok gecikmiş sayılmaz. Sultan II. Mahmud kanun ve nizamların daha iyi hazırlanabilmesi ve tartışılması ve memurların denetlenmesi için Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye’yi kurdu. 16.5 yaşında tahta çıkan halefi Sultan Abdülmecid yaşından beklenmeyecek bir insan sarrafıydı. Devlet adamlarının en iyilerini seçip değerlendirebilecek yetenekteydi. Mustafa Reşid Paşa’ya da, genç kazasker Ahmed Cevdet Efendi, ki derhal mülkiye silkine geçerek paşa oldu, Mehmed Emin Âli Paşa’ya da, Keçecizade Fuad Paşa’ya da, ünlü vali Midhat Paşa’ya da değerini verecek yapıdaydı. Tanzimat’ın büyüklerini ezmek ne kelime, içten bir saygı ve himaye gösterdi. Örnekleri çoktur. Bir müddet sonra bu Meclis’in içinden görevlerin ayrılması geldi. Bu Sultan Abdülaziz devrini beklemiştir. 1868’de devlet şûrası Midhat Paşa’nın riyasetinde, Divan-ı Ahkâm-ı Adliye (Yargıtay) ise Ahmed Cevdet Paşa’nın riyasetinde birbirinden ayrıldı. Bütün o dönem boyunca birtakım nizamnameler, vilayet yönetimini düzenleyecek esaslar geniş kadro tarafından gerçekleştirilmiştir. Sultan Abdülmecid ve Abdülaziz’den sonra birçok işi birlikte yapan birisi Şam’ı, öbürü Tuna vilayetini düzenleyen devletlular birbirlerine düşman oldular.

FRANSA’YI GÖRMEDEN MÜKEMMEL FRANSIZCA

Kurumlar büyük adamları yaratır ve devlet memuruna ve devletlulara gereken önemi veremezse büyük işler başarılması çok zordur. Osmanlı Tanzimatı bir anlamda büyük bir devrin hayata girmesidir. O hayat Babıâli’deki vükeladan vilayetlerdeki valilere ve küçük memurlara kadar kendi insanını yetiştirdi. Ahmet Midhat Efendi, Midhat Paşa’nın maiyetinde Bağdat’ta hayata atıldı. Osmanlı arkeolojisinin ve müzeciliğinin babası Osman Hamdi için de bu gerçek geçerlidir. Osmanlı hariciyecisi tercüme kaleminde ve Babıâli’deki kalemlerde yetişti. Mehmed Emin Âli Paşa’nın kısa bir süre Viyana sefareti dışında dış görevi yoktur. Buna rağmen Fransızcasının mükemmelliği Lamartine’i bile yanıltmıştır; “Tabii Fransa’da okuduğu için Fransızcası pek mükemmeldi” diyordu. Oysa zavallı çocuğu sıbyan mektebinden sonra fakir ailesinin okutacak hali yoktu. Kaleme çırak oldu. Osmanlıcayı da Fransızcayı da en âlâsından orada öğrendi. Fransa’yı görmek hiç nasip olmadı.

EN ÖNEMLİ TEMYİZ MAKAMI PADİŞAHTI

Osmanlı “Şûrâ-yı Devleti” hem ananeye, hem Fransız modeline uygundur. İdarenin hükümlerini gözden geçiriyordu. Temyiz âdeti Osmanlı idaresinde öteden beri vardır. Divan-ı Hümayun klasik eski devirde de cuma günleri ikindide, namazdan sonra toplanır ve “temyiz divanı” diye bilinirdi. Buralarda eyaletlerdeki beylerbeyinin karar ve eylemi gözden geçirilir, kadıların hükümleri ise burada temyiz edilmez, lakin aleyhteki şikâyetler müfettişler vasıtasıyla değerlendirilir ve gereken yapılırdı. En önemli temyiz makamı padişahtır. Selamlık töreni sırasında padişaha takdim edilen dilekçelerde şikâyetler her etnik grubun kendi diliyle ifade edilir. 19. asır Bulgar dilekçelerinde imparatorluktan “Türkiye”, padişahtan “Çar babamız” diye bahsettiklerini biliyorum.

MÜDAHALE ÖLÇÜLÜ ÜSLUPLA YAPILMALI

Şüphesiz ki Şûrâ-yı Devlet Tanzimat dairesinde, mülkiye dairesinde, idari uyuşmazlıklara bakar, ki çalışanların biyografileri gözden geçirildi, çok değerli hukuk adamları göze çarpıyor. Hatta büyük bir vali olduğu şüphe götürmez Midhat Paşa’nın Şûrâ-yı Devlet’te esaslı bir hukukçu kişiliği sergilediği söylenebilir mi bilmiyoruz ama o kurumun personeli için takdirkâr olmamak elden gelmiyor.

Bunca çalkantılara rağmen yüksek yargı kurumlarımızın devletin temeli olduğu, müdahalelerin ölçülü bir üslupla yapılması gerektiği açıktır. Üslup semavi bir alevdir, toplumları hem yakar, hem de irfan ışığı rolünü oynayabilir. Kullanana bağlıdır. Her hukuk fakültesi mezunu hukukçu değildir, her iktisat fakültesi mezununun iktisat dehası olmayacağı gibi.

MİRASI SARSMADAN SAYGI GÖSTERİLMELİ

Türkiye Cumhuriyeti de, Osmanlı İmparatorluğu da Türklerin devletidir. Onun tarihi mirası el’an devam ediyor. Bu mirası sarsmamak ancak yönetilenlerin ve yönetenlerin bazı kurumlara saygı göstermesiyle mümkün olur.

YAZININ TAMÂMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ

———————————-

Kaynak:

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/danistayimiz-41000746

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen