“Türklüğü iyi yerleştiren en mükemmel devlet Osmanlılardır”

Prof. Dr. İlber Ortaylı Kocaeli Kitap Fuarı’nda düzenlenen söyleşide yaptığı konuşmada, bazı romanların yayınevlerince sadeleştirilmesine sert tepki gösterdi.

*****

Prof.Dr. İlber ORTAYLI

“Oturursunuz Osmanlıca öğrenirsiniz. 15 günlük faaliyettir!”

İlber Ortaylı, fuarda yaptığı konuşmada, ‘bütün dünyada milletlerin kendi kaynağını merak ettiğini’ belirterek, geçmiş hakkında en sıhhatli kalıntının dil olduğunu söyledi.

‘Bir toplumun dili kaybolduğu zaman kendisinin de kaybolduğunu’ ifâde eden Ortaylı, yeryüzünde mevcudun üstünde kaybolmuş diller tespit edildiğini belirtti.

Ortaylı, günümüzde dünyâ üzerinde ─diyalekt hariç─ yaklaşık 5 bin lisanın konuşulduğunu, söyledi.

‘İslâm dünyasında en önemli özelliklerinden birisinin dillerin tetkiki olduğunu’ anlatan Ortaylı, Türk dilinin ilk lügatinin de (Dîvânu Lugâti’t-Türk) bu ortam içerisinde oluşturulduğunu, bildirdi.

Ortaylı, ‘Türk tarihinde ─Çin hududundaki─ Hunlar’dan gelenlerin kendi metinleri olmadığını’ aktararak, ‘sözlü edebiyatın uzun süreli yaşamasının mümkün olmadığını; bu sebeple, verilerin mutlaka kayıt altında tutulması gerektiğini’ söyledi.

‘Hunların konuştukları dilde yazılmış herhangi bir kaydın bugüne kadar tespit edilemediğini” ifâde eden Ortaylı, Çinliler’in o dönemde Türkler’den bahsettiğini bildirdi.

Ortaylı, ‘Türkiye’de, harf devriminin, zorunluluktan kaynaklanan bir değişiklik olduğunu’ da vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Oturursunuz, Osmanlıca öğrenirsiniz. 15 günlük faaliyettir. Biraz merâkınız, biraz sabrınız varsa, öğrenirsiniz. Fakat, bizim insanlarımızın pek çoğunda bu merak ve sabır yok. O yüzden de, o işi öğrenmek yerine, kahve köşesinde oturup dedikodu yapmayı tercih ediyorlar. Fevkalâde ayıplanması gereken bir durum. Böyle gayretsiz, tembel insanlar vardır. Eline geçen parayı har vurup harman savurur, sonra büyükbabasına ve babasına küfreder. ‘Falan yerdeki arsayı almamış da, alsaydı milyoner olmuştuk da… vs.’ O adamı gözünüzün önüne getirin, hayatımızda tanıdığımız böyle çok insan vardır. Böyle insan ne kadar zavallıysa, bu şekilde konuşanlar kültür tarihimiz üzerine de o derecede akılsızdır, ahmaktır. Gerçekle alâkaları yoktur. Bir memlekette ─eğer ihtiyaç varsa─ harf değişir.” 

“İŞİN TADINI KAÇIRIYORSUNUZ”

Her memlekette eski metinleri okumanın kolay olmadığını anlatan Ortaylı, şunları kaydetti:

“Mesela oturuyorlar, klasik mesâbesindeki eserleri sâdeleştiriyorlar, ayıp bir şey… Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın romanları sadeleştirilmez. Eğer bu sadeleştiriliyorsa, bazı yayınevleri bunu yapıyorsa, hiç kusura bakmayın, milletin ahmaklığından istifade ederek para kazanıyorlar. Başka bir şey değil… Yani ‘siz aptalsınız, sizin aklınız ermez, bak ne güzel sadeleştirdim.’ diyor, ama sadeleştirdiği metnin o adamla, yazarıyla alâkası yok. Çok büyük saygısızlık. İşin tadını kaçırıyorsunuz. Bizim yüzyılın dönemecindeki yazarlarımız; Reşat Nuri Bey olsun, Hüseyin Rahmi Gürpınar olsun, o dillerinin çeşnisiyle müzikalitesiyle tatları vardır. Onu anlamak zor bir şey değildir. Ben ortaokuldayken birkaç kelimeyi sorarak anlıyordum. O zaman öyle bir moda yoktu. Türkiye, çok büyük bir eski metin katliamı içindedir. Bunların sorumlusu harf devrimi değildir. Dil meselemizde büyük problemlerimiz vardır. Dilcilerimiz dil bilmezler. Normal olarak bir filoloğun birkaç dil bilmesi lazım, bu bir deha meselesidir. Ortalama bir adam da bunu öğrenebilir ama metin okumanın filoloji yapmanın metodu budur. Böyle oturup da her lehçeye lisan demek hiçbir şekilde akıllı bir iş değildir.”

Ortaylı, “Türklüğü dil olarak, idare olarak, medeniyet olarak, kitleyle temasta en iyi yerleştiren, en mükemmel devlet Osmanlılardır.” diyerek, şöyle devam etti:

“Bugün, garip bir şekilde bir milliyetçilik çıkmış. ‘Osmanlı Türk değil, Türkler’in düşmanı, Türklük 2 bin sene evvel var, sonra yok.’ O zaman nasıl yaşadın? 2 bin sene arada cıvıma olursa, kalır mı bir millet? Bunu nasıl izah edeceksin? Bu tür bir tarih yaklaşımı çok yanlıştır. Osmanlı İmparatorluğu Türklerin imparatorluğudur. O’nun kurucusu olan hanedânın adını taşıması, mensubu olduğumuz İslam dünyasında bir âdettir. Hep kurucu hanedanın adıyla anılır devlet, fakat Türk’tür. Fransızca, İtalyanca ve Almanca’da hep Türk diye bilinir. Anadolu Helenler’in ülkesi değildir.”

—————————————

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/mobi/ortayli-milletin-ahmakligindan-istifade-ediyorlar-163973h.htm

 

 

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen