Fındıkçının sorunu ‘sahipsiz’ olması

“Gerçekçi olalım. Sorun fındıkta üreticinin teşkilatlanamaması, üretici birliklerinin kurulamamasıdır. Daha önce kurulan kooperatif sistemi yanlış işledi. Ama bu demek değil ki kooperatif sistemi kötüdür. Fındık üreticisinin geleceği doğru dürüst kooperatiflerin kurulmasına ve üreticinin kooperatif şemsiyesi altına girmesine bağlı. Fiyat dalgalanmaları sadece fındık üreticisinin zarar görmesine neden olmuyor, Türkiye’nin ihracat geliri de azalıyor.”

*****

Prof.Dr. Güngör URAS

Her yıl bu aylarda “Fındık üretimi ne kadar olacak? Fındık fiyatı ne olacak? Devlet fındık üreticisini nasıl koruyacak?” tartışması yapılır.

Üretim tahmini önemli. Çünkü üretim yüksekse, fiyat düşüyor. 2017-2018 sezonu için alıcıların tahmini 600 bin ton kabuklu fındık. Üreticilerin tahmini en fazla 550 bin ton kabuklu fındık.

Bütün mesele, arz talep meselesi. Talep belli de, arz belli değil. Ne kadar fındık üretileceği veya üretildiği konusundaki söylentiler ve bu söylentilerin gerçeği yansıtmaması, devamlı olarak alıcının kazanmasına, üreticinin kaybetmesine neden oluyor.

Geçen sezon başında kabuklu fındığın kilosu 20 TL’ye kadar yükseldi. Sonra 10 TL’nin altına indi.

Eskiden fındık sadece 3 ilde yetiştirilirdi. 1960-1965 döneminde 3 ilin üretimdeki payı yüzde 87 idi. 1975-1980 döneminde yüzde 70’e düştü. Şimdi toplam üretimde bu 3 ilin payı sadece yüzde 50 oranında.

400 bin aile üretici

Fındık yetiştirilen il sayısı 3’ten 39’a, fındık ekim alanı 220 bin hektardan 700 bin hektara, yıllık fındık üretimi 80-90 bin tondan 600-650 bin tona yükseldi. 400 bin aile fındık parasıyla geçiniyor.

Şimdilerde Türkiye’nin batısında düz ve sulak yerlerde fındık yetiştiriliyor. Karadeniz yamaçlarında dönümde verim 80-100 kg iken, Batı’da düz ve sulak arazilerde verim 150-200 kg.

İki kilo kabuklu fındıktan bir kilo iç fındık çıkıyor. Yılda 600-650 bin ton kabuklu, 300-325 bin ton iç fındık üretimi gerçekleşiyor. İç tüketim 50 bin ton dolayında. Her yıl en az 250 bin-275 bin ton iç fındık ihraç ediyoruz. Fındık ihracatından 2.0-2.5 miyar dolar döviz geliri elde ediyoruz.

Fiyatta alıcı etkili

Fındığın en büyük alıcısı, yurt dışındaki 8-10 yabancı firma ile içeride büyüklü küçüklü 800 dolayındaki tüccar. Alıcı sayısı sınırlı olduğu için bu alıcılar, üretim miktarını gözleyerek alım fiyatını belirliyorlar.

Arz ve talep tahminlerine dayalı olarak fındık piyasasında ortaya çıkan fiyat dalgalanmaları sadece fındık üreticisinin zarar görmesine neden olmuyor, Türkiye’nin ihracat geliri de azalıyor.

Her yıl tekrarlanan bir hikâye var: Fındık üreticisi sahipsizlikten kandırılıyor veya yanlış bilgilendirme sonucu zarar ediyor.

Bu yıl henüz üretim miktarı belli olmadan şikâyetler başladı. Geçen yıl zarar eden üreticinin bu yıl da zarar edeceği, yanlış bilgilendirme sonucu fiyatların önce yükseleceği, sonra gerileyeceği haberleri yayılır oldu.

Fındıkta olan biteni en iyi işleyenlerden tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım’dan öğrendiğime göre, fındığın büyük alıcısı yabancı firmalar, Türkiye’deki aracılarla alım yaparlarken, şimdilerde doğrudan alım yapıyorlar. Bu tür alımlar toplam alımların yüzde 60’ı dolayında. Sadece doğrudan alım yapmıyorlar, anlaşmalı üretime geçtiler. Fındık kalitesini yükseltmek için üreticiye yol gösteriyorlar.

Fiskobirlik önemli

Bir zamanlar fındıkta fiyat oluşumunda, ihracatta Fiskobirlik (Fındık Satış Kooperatifleri Birliği) hâkim durumdaydı. Fiskobirlik, üreticinin ürününü yok pahasına satmasını önlerdi.

Fiskobirlik 1938 yılında kuruldu. 50 fındık satış kooperatifinin birliğidir. Doğru-yanlış, fındık üretiminin, alım-satımının ihracatının içinde oldu. 200 bin ton kabuklu depolama kapasitesi vardı.

Karadeniz Bölgesi’nde 12 ilde 50 kooperatifi ve yaklaşık 250 bin fındık üreticisi aileyi şemsiyesi altında toplayan dev bir kuruluş haline gelmişti.

Dünya Bankası bir rapora dayalı olarak tarım satış kooperatiflerinin ve birliklerinin kapatılmasını emretti.

Bu emir üzerine, ana tarım ürünlerini pazarlayan birlikler çökertildi. Bu çerçevede hükümet, 2006 yılında Fiskobirlik’i devre dışı bıraktı, TMO’yu fındık alımıyla görevlendirdi. Bir süre sonra TMO da fındık alımlarını sonlandırdı.

Fiskobirlik, üretim tahmini yaparak, piyasa açılmadan kabuklu fındık fiyatını belirliyordu. Bu fiyat genelde piyasa fiyatını oluşturuyordu. Tüccar bu fiyatı vermezse, üretici fındığı Fiskobirlik’e satıyordu.

Fiskobirlik’ten sonra piyasa düzenleyicisi bir kurum veya kuruluş olmadığı için piyasayı ihracatçı ve tüccar yönlendirir hale geldi. Fındık üreticisi, bu durumda ihracatçı veya tüccarın fiyatını kabul etmek zorunda kaldı.

Satıcı ‘dağınık’

İlke olarak, fiyatın serbest piyasada oluşması normaldir. Normal olmayan, fındıkta üretici sayısının çok ve üreticinin güçsüz olmasına karşılık, alıcı sayısının az ve alıcının güçlü olmasıdır. Bunun sonucu olarak da alıcı istediği fiyatı dikte etme imkânını elinde tutmaktadır.

 

Şimdilerde üreticinin beklentisi, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin üreticiyi desteklemekle görevlendirilmesi, en düşük fiyatın 10-12 TL olarak belirlenmesi.

Gerçekçi olalım. Sorun fındıkta üreticinin teşkilatlanamaması, üretici birliklerinin kurulamamasıdır. Daha önce kurulan kooperatif sistemi yanlış işledi. Ama bu demek değil ki kooperatif sistemi kötüdür. Fındık üreticisinin geleceği doğru dürüst kooperatiflerin kurulmasına ve üreticinin kooperatif şemsiyesi altına girmesine bağlı. Fiyat dalgalanmaları sadece fındık üreticisinin zarar görmesine neden olmuyor, Türkiye’nin ihracat geliri de azalıyor.

——————————————————————

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/gungor-uras/findikcinin-sorunu-sahipsiz–2499991/

11.08.2017

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen