Şiir Sohbeti

Saadettin YILDIZ

(Bu bir konuşma / sohbet metni. 10 Ağustos 2007 tarihinde GAÜ FM radyosunda yapmıştım. Paylaşılmaya değer hususlar varmış gibi geldi. Eskişehir “şairler şehri”dir aynı zamanda; şiir üzerine söylenenleri paylaşmak sakil düşmez diye düşündüm. Şiir severlere saygıyla.)

Sanatın gerçeği ile hayatın gerçeği örtüşüyor:

Eskişehir’de berberlik yapan Erzincanlı  Ali İhsan usta, hastalığı dolayısıyla, Eskişehir’e getirdiği kayın validesi ile televizyonda film seyrediyormuş.  Filmde babayiğit bir delikanlı düşmanları tarafından öldürülünce, kayın valide hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamış.

            -Anne, niye ağlıyorsun, ne oldu?

            -Baksana oğlum, dalyan gibi oğlanı öldürdüler.

            -Anne, o film icabı; essahtan ölmedi ki!

            -Oğlum, gözlerime mi inanayım, sana mı? Kendim gördüm öldürdüklerini!…

***

Şiir bir çeşit fetihtir:

İyi şair, varlığa, arkasını da görebilecek şekilde, o genişlikte ve derinlikte bakar. Sözü derinleştirir, yükseltir, renklendirir.

Rilke diyor ki: “İçinize dönün. Size yaz diyen nedeni araştırın. Kökleri yüreğinizin derinlerinde dal budak salıyor mu, buna bakın.”  (Rainer-Maria Rilke, Genç Bir Şaire Mektuplar (Çev. Melahat Özgü), Remzi Kitabevi, Kültür Serisi: 1, İstanbul, 1963, s.14)

            “Sanat eseri ancak yaratma ihtiyacından doğarsa güzeldir.”  (Rilke, a.e., s.15)

            “Napoléon, dışa doğru ne ise, sanatçı da içe doğru odur. (Rilke, a.e., s.96)

“Sanatçı olmak demek, özünü zorlamadan, rahatça, bahar fırtınalarına göğüs gererek, ya ardından yaz gelmezse diye düşünmeden duran ağaç gibi olgunlaşmak demektir. Yaz gene de gelir ama, yalnızca sabredenlere gelir. Sabır her şeydir.”  (Rilke a.e., s.23)

“Şiir, dil içinde ayrı bir dildir.” (Paul Valery)

***

Farklı bakarsanız kendinizi bulursunuz-1

Fuzûlî, “Sabah vakti esen sabâ rüzgârından başka kapımı açan da yok, gönlümün ateşinden başka benim için yanan da…” demişti.  Yalnızlığı sadece bir duygu veya düşünce olarak ifade etmiş olsaydı onu kimse hatırlamazdı. Söyleyiş güzelliği, sözün dört yüz bu kadar yılı aşarak gelmesini sağlıyor.

Yakup Kadri Yaban’ın kahramanı Ahmet Celâl’in durumunu “Yalnızlık hiç dinmeyen bir sızıdır.”  cümlesiyle özetlemişti. Bu sözü her duyan, onda kendi kimsesizliğini bulacaktır.

***

Farklı bakarsanız kendinizi bulursunuz-2

 Cahit Sıtkı daha farklı bir pencereden bakıyor:

            Geniş, siyah gölgesi hayatımı kaplayan,

            Tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık.

            Kalp çarpıntılarıyla günleri hesaplayan

            Bir benim, benim olan bir masaldır yalnızlık.

İlhan Berk’in  baktığı sokağa hepimiz bakabiliriz; fakat hepimiz farklı şeyleri görür, farklı şeyleri severiz. O, “küçük bir asmanın süslediği sokağı” seviyor; sebebi şairce:

            Ben küçük bir asmanın süslediği bu dar sokağı seviyorum

            Gökyüzü diye el kadar bir bulut parçası uzanır

            Hiç bir şey yokken yaşamak arzusu verir insana

***

Farklı bakarsanız kendinizi bulursunuz-3

Yahya Kemal, “akşam”ı  bir “yüz”e benzetiyor:

            Lekesiz, saf, iyi bir yüz gibi akşam

            Ta karşı bayırlarda tutuşmuş iki üç cam

Şair, akşamdan memnun olmasaydı, akşama kavuşmaktan zevk duymasaydı, buradaki “akşam”, lekesiz, saf iyi bir yüz gibi değil, belki, buruşuk, bulanık, kötü bir surat gibi olacaktı. Farklı bakışın, aynı zamanda, belli bir ruh hâli ile bakmak demek olduğunu unutmamak gerekir.

Ali Mümtaz Arolat diyor ki:

            Mehtap onbeşindedir

            Havuzdaki fıskiye

            Belki tutarım diye

            Mehtabın peşindedir

 

Günlük hayatın, belki bazılarına hiçbir şey söylemeyen bir parçası, şair için tümüyle farklı bir yorum vesilesi oluyor.

***

Farklı bakarsanız kendinizi bulursunuz-4

Orhan Veli, bir tren sesinde hasretin en derinini bulur:

            Garibim;

            Ne bir güzel var avutacak gönlümü,

            Bu şehirde,

            Ne de tanıdık bir çehre;

            Bir tren sesi duymaya göreyim

            İki gözüm

            İki çeşme…

***

“Farklı söylemek”, şiir söylemenin ilk basamağı…

 Sedat Umran,  günlük dilde hiç kullanılmayan bir fiil kullanarak şiirinin havasını yaratmış:

            Gizlenirsen

            aynaların içinde gizlen

            sal dalgalarını içime

            denizlen!…

***

Hayat bazan kendisi şiir olarak karşımıza çıkar: Kıbrıs tek başına bir şiir…-1

Kıbrıs Türkleri, yıllarca, geçici olarak  Kıbrıs topraklarından ayrılan Osmanlı’nın –aynı ad altında olmasa bile- döneceği günü beklediler. Zaman zaman çok ümitlendiler, bazan sitem ettiler; sabrettiler, sabırsızlandılar; fakat hep beklediler.

1946 yılında Lefkoşa’da doğan şair Mehmet Levent şöyle yakınıyor:

            Kuzey rüzgârları mermiler gibi

            Deler geçer yüreğimizi

            Mermiler bir başka öldürür

            Kuzey rüzgârları başka öldürür bizi.

***

OzkerResim1.jpg

                                                                Özker Yaşın

Hayat bazan kendisi şiir olarak karşımıza çıkar: Kıbrıs tek başına bir şiir…-2

Kıbrıs’ın yetiştirdiği en önemli şairlerden biri olan Özker Yaşın 1960’ta yayınladığı bir şiirinde, geçim sıkıntısı başta olmak üzere çeşitli sebeplerle Kıbrıs’ı terk ederek başka yerlere göçen gençlere Kıbrıs toprağının ağzından sesleniyor:

GİTME OĞUL’dan:

            Oğul gitme

            Beklediğim özgürlük şarkısını

            Traktörünün homurtusunda işiteyim

            Beni fethetmek için can verenlerin

           Kemikleri sızlamasın yüreğimde  (söz, mezarında kemikleri sızlamasındır. Şair, onların kendi gönlünde olduklarını söylüyor.)

            Gitme oğul,

            Kucağımda yatanlar

            Senin deden, senin baban, senin kardeşin.

***

Süleyman Uluçamgil (Süleyman Ali)

Hayat bazan kendisi şiir olarak karşımıza çıkar: Kıbrıs tek başına bir şiir…-3

İstanbul Hukuk Fakültesi öğrencisiyken, arkadaşlarıyla birlikte Kıbrıs’ın savunulması davasına katılmak üzere adaya gelip 21 Temmuz 1964 tarihinde Erenköy’de Dillirga dağlarında bir bubi tuzağına kurban giden 1944 Girne’nin Dağyolu köyü doğumlu Süleyman Uluçamgil, yüreğinin bir kanadının Kıbrıs’ta bir kanadının Anadolu’da olduğunu şu mısralarla anlatıyor:

            Tanrı bizim göğümüzü duru çizmiş Lefkoşam

            Ama içimizdeki buruk hasretlik

            Savulur mu savulmaz mı bilinmez

            Bir oyar Alanya’yı Silifke’yi Akdeniz

            Bir oyar bakışlarımızla

            Denizlere hesap sorulmaz

***

Hayat bazan kendisi şiir olarak karşımıza çıkar: Kıbrıs tek başına bir şiir…-4

Şehitlik ve şehitler de yeni Kıbrıs edebiyatını meydana getiren ana temalardandır. Özker Yaşın, Kıbrıs şehitlerinden Cengiz Topel’e hitaben yazdığı şiirinde, Kıbrıs davasında şehit düşen bebelere ve yiğitlere şöyle selâm yolluyor:

            Cennetin yemyeşil bahçelerinde

            Kucakla şehitlerimizi teker teker

            Öp yanaklarından Doktor İlhan’ın yavrularını

            Arpalık’tan İsmail Musa’ya selam söyle

            Selam söyle Hüseyin Ruso’ya

            Selam söyle Salahi Şevket’e

            Yollardan evlerden alıp götürülen

            O mezarsız ölülerin cümlesine selam söyle

***

Hayat bazan kendisi şiir olarak karşımıza çıkar: Kıbrıs tek başına bir şiir…-5

Türk ordusu tarafında 1974’te yapılan “Barış Harekâtı” da Kıbrıslı sanatçıların duygularını coşturan  önemli olayların başında yer alır:

            Siz karaya çıktığınızda

            Kıbrıs’ta sabah oluyordu

            Güneş altın bir top gibi yükselirken

            Mesarya ovası üstünde

            Mavi gök tarlası içinden

            Beyaz papatyalar gibi indiniz Kıbrıs toprağına

            Sizler

            Yıllar boyu beklediklerimiz.  (Özker Yaşın)

***

orbay.jpg

Orbay Deliceırmak

Hayat bazan kendisi şiir olarak karşımıza çıkar: Kıbrıs tek başına bir şiir…-6

Cepheden Sevgılıye Mektup’tan:

            Sen aklıma gelme sevdiğim kız savaş alanlarında

            Sen aklıma gelme sevdiğim kız

            Çıldıracağım

            Içimde esir doğmuş insanların acısı var

            Aklıma ne sen gel savaş alanlarında ne bahar

            Kalkar aklıma gelirsin her fırsatta

            Gözlerin özgürlük gibi güler

            Gelme aklıma sevdiğim kız

            Bizim kalbimizi mermi delmez

            Aşk deler                     

(Orbay Deliceırmak)

Yazar
Saadettin YILDIZ

Saadettin Yıldız, 1946 yılında Sivas Şarkışla Demirköprü köyünde doğdu. Yedi sekiz yaşlarındayken, öğrenim için köyünden ayrıldı. İlkokuldan sonra hep yatılı okudu. Pamukpınar İlköğretmen Okulu'nu, Ankara Yüksek Öğretme... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen