Türkiye’de sosyolojik “iç görü” neden eksik?

“Roman okumadığını söyleyen hocalara peki öğrencilerinize, kibri, gururu, saygıyı, cesareti, ahmaklığı, ihaneti, israfı ve aşkı (o yaş çocuklarının üzerinde en çok konuşmak istedikleri konu…) nasıl anlatıyorsunuz diye soruyorum.”

*****

Fatma BARBAROSOĞLU

-I-

Çarşamba günü yayınladığım yazıya en ziyade İmam Hatip lisesi öğretmenlerinden geri dönüş geldi. Bir de “yıllardır sizin yazılarınızı okutuyorum kızlarıma, ama hiçbir değişim olmadı” diyen bir babanın tiviti oldu.

Türkiye’de sosyolojik “iç görü” neden eksik?

Bu satırların yazarı antibiyotik niyetine cümleler kurmuyor ki “hasta yakınları”nın verdiğiniz reçete hiç işe yaramadı şikayetlerini ciddiye alalım. Dolayısıyla bahsi geçen tiviti parantez içine alarak müsaadenizle İmam Hatip Lisesi öğrencileri üzerine fikrimi yoracağım.

Yıllardır İmam-Hatip Liselerinden davet alırım. Davete icabet ettiğim okullarda, öğretmenler biraz da gururla roman okumadıklarını, dolayısıyla benim romanlarımı da okumadıklarını söylüyorlar. Benim romanlarımı okumadıkları için çok şey kaybetmezler. Ama roman okumadıkları için hayatı kavramakta güçlük çektikleri/çekecekleri kesin.

Roman okumadığını söyleyen hocalara peki öğrencilerinize, kibri, gururu, saygıyı, cesareti, ahmaklığı, ihaneti, israfı ve aşkı (o yaş çocuklarının üzerinde en çok konuşmak istedikleri konu…) nasıl anlatıyorsunuz diye soruyorum.

Cevap yok.

Birkaç ay önce benden İmaj ve Takva kitabım üzerine konuşmamı bekleyen  öğretmenlere ve öğrencilere kendi kitabımdan bahsetmek yerine, Prec’in Şeyler romanından okudum.

Okurken mekân isimlerini Türkçe olarak değiştirdim. Salonda mutlak bir sessizlik oldu.

Sizin için okuduğum metnin bir kısmını tadımlık olarak  buraya alıntılıyorum. Buyurun:

“Tipik ölçüde sadelikten, âdeta netlikten yoksundular. Rahatlık eksikliği korkunçtu-ki kuşkusuz en kaygı verici olanı da buydu. Maddi, somut bir rahatlık değil, bir çeşit serbestlik, aldırmazlık. Sinirlendirmeye gergin açgözlü olmaya-kıskanmaya da denebilir-yatkındılar. Refaha, olduklarından daha iyi durumda olmaya karşı duydukları sevgi çok kez aptalca yapılan yandaş bir toplanma çabasında kendini gösteriyordu. Arkadaşlarıyla birlikte, bir piponun ya da sehpanın olağanüstü yanları üzerine uzun uzun gevezelik ediyorlar, onları sanat yapıtları, müzelik eşya derecesine çıkarıyorlardı. Bir valiz için kendilerinden geçiyorlardı- Madeline (Soğuk çeşme olarak okudum) Sokağı’ndaki mağazaların vitrinlerinde görülen, hafif grenli deriden yapılmış, şaşılacak denli yassı, New York’a ya da Londra’ya yapılan jet yolculukların farazi zevklerinin tümünü kendilerinde toplamışa benzeyen şu valizler için. Kusursuz olduğu söylenen bir koltuğu görmek için Paris’in (İstanbul’un diye okudum) bir ucundan öteki ucuna gidiyorlardı.

Hatta her zamanki giyimlerini bildiklerinden zaman zaman yeni bir giysiyi giymekte kararsız kalıyorlardı, üç kez giyilmiş olması onlara o denli önemli görünüyordu. Ama bir terzi, modacı ya da ayakkabı vitrini karşısında vecde gelmek için biraz kutsal bir hava verdikleri hareketleri çok kez gülünç kılmaktan öte bir işe yaramıyordu. (Perec, 1990, 31)

-II-

İmam Hatip Liselerinde roman okumayan meslek dersi hocalarını anlamak mümkün. Peki üniversitelerdeki sosyal bilim hocalarının ağızlarını doldura doldura roman okumamaları ile övünmelerini nereye koyacağız?

Siz sanacaksınız roman okumayanlar cemiyetinin her bir üyesi Kant uzmanı.

Sosyal bilimler için romanlar “ön görü”, “iç görü” sunar.

Lütfen Howard S.Becker’ın Toplumu Anlatmak kitabındaki Austen’in “Aşk ve Gurur” ve Perec’in üzerine yazdığı makaleleri dikkatlice okuyun. Ya da Katı Olan Her şey Buharlaşıyor kitabından M.Bergman’ın Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar romanına dair yaptığı analizi okuyun.

Roman okumak asla sadece roman okumak değildir.

Yıllardır kızlarıma sizin yazılarınızı okuttum pek bir şey değişmedi diyen baba kızları ile bir romanın sayfalarında kaybolmayı sonra kaybolunan o roman hakkında onların görüşlerini almayı deneseydi yol arkadaşlığı için iyi bir başlangıç yapmış olabilirdi belki de…

—————————————————

Kaynak:

http://www.yenisafak.com/yazarlar/fatmabarbarosoglu/turkiyede-sosyolojik-ic-goru-neden-eksik-2039248

28.07.2017

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen