Ermenistan’ın Jeopolitik Yön Arayışı: Turan Yolu ve Barış Kavşağı

Tam boy görmek için tıklayın.

 

Ergün MAMEDOV

2020 yılında yaşanan 44 günlük İkinci Karabağ Savaşı ve Azerbaycan’ın kazandığı zafer, Güney Kafkasya’daki jeopolitik dinamikleri radikal biçimde dönüştürmüştür. Savaş sonrası süreçte Ermenistan yönetimi, Rusya’ya olan güvenini sorgularken Batı eksenli açılımlar gerçekleştirmiş, ancak bu yaklaşım zamanla daha “bölgeselci” bir çizgiye evrilmiştir. 20 Haziran 2025 tarihinde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul’da gerçekleştirdiği görüşme, bu dönüşümün somut bir tezahürü olarak kayda geçmiştir.[1] Görüşmenin bir gün önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Türkiye temaslarının hemen ardından gerçekleşmiş olması, bölgesel barış süreci açısından Türkiye’nin arabulucu aktör olarak konumlandığını da ortaya koymaktadır.

Paşinyan’ın bu temasları, yalnızca devlet düzeyinde değil, aynı zamanda toplumlararası ilişkiler açısından da yeni bir döneme işaret etmektedir. İstanbul’da Türkiye Ermeni toplumuyla yaptığı toplantıda, geçmişte üçüncü ülkeler üzerinden yürütülen diplomasiye kıyasla doğrudan diyaloğun önemine dikkat çeken Paşinyan, taraflar arasında anlamlı bir diplomatik fırsat doğduğunu belirtmiştir.[2] Bu açıklama, Türkiye-Ermenistan normalleşmesinin artık salt ikili ilişkiler değil, aynı zamanda bölgesel yeniden yapılanma çerçevesinde stratejik bir hedef hâline geldiğini göstermektedir. Başbakan Paşinyan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 2026 yılındaki Avrupa Siyasî Topluluğu Zirvesi’ne davet etmesi ise bu sürecin çok taraflı kurumsal yapılarla desteklenmek istendiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Özellikle Zengezur Koridoru ve buna bağlı olarak gündeme gelen “Turan Yolu” benzetmesi, Ermenistan’ın yeni dış politika söyleminde hem iç hem dış aktörler nezdinde ciddi bir sınama alanına dönüşmüştür. Başbakan Nikol Paşinyan, bu kavramı doğrudan telaffuz etmekten kaçınsa da Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgesel jeopolitik hedeflerini “Turan” ekseni üzerinden değerlendiren diaspora ve muhalefet çevrelerine karşı eleştirel bir pozisyon almıştır. Bu çerçevede ortaya koyduğu “Barış Kavşağı Girişimi”, ideolojik çatışmalar yerine karşılıklı egemenlik ve eşitliğe dayalı bir ulaştırma altyapısı modeli önererek, jeopolitik entegrasyon sürecini daha rasyonel bir zemine oturtma girişimi olarak öne çıkmaktadır. “Bir su kaynağı varsa birlikte içebiliriz” ifadesiyle bu yaklaşımı sembolleştiren Paşinyan, çatışma yerine işbirliği odaklı bir bölgesel mimariyi savunmuştur.[3] Bu yönüyle Barış Kavşağı önerisi, Güney Kafkasya’nın sadece kara ve enerji değil; hava, transit, lojistik ve dijital altyapı bağlamında da stratejik önem kazandığı yeni jeopolitik dönemin bir göstergesi olarak okunmalıdır.

Nitekim Barış Kavşağı Girişimi, Paşinyan tarafından 2023 yılında Tiflis İpek Yolu Forumu’nda resmen ilan edilmiş ve Güney Kafkasya’da uzun yıllardır kapalı kalan ulaştırma hatlarını yeniden işler hâle getirmeyi amaçlayan çok boyutlu bir bölgesel entegrasyon projesi olarak şekillenmiştir. Bu kapsamda Ermenistan toprakları üzerinden Türkiye (Iğdır), Azerbaycan (Nahçıvan ve Karabağ), İran (Culfa) ve Gürcistan (Bavra ve Sadahlı) ile kara ve demiryolu bağlantılarının yeniden tesisi öngörülmekte; özellikle Ağbaba–Culfa–Mehri–Horadiz hattında yeni bir demiryolu koridorunun inşası planlanmaktadır. Bu hat, Hazar Denizi’nden Akdeniz’e, Karadeniz’den Basra Körfezi’ne kadar uzanan geniş ticaret güzergâhlarının Ermenistan üzerinden birbirine bağlanmasını sağlayacak bir lojistik omurga olarak düşünülmektedir.

Girişimin temel ilkeleri arasında her devletin kendi sınırları içinde egemenlik hakkını koruması, sınır kapılarının karşılıklı ve eşit denetime açık olması ve tüm geçişlerin gümrük denetimine tâbi tutulması yer almaktadır. Dolayısıyla Azerbaycan’ın öne sürdüğü ve Ermenistan’ın güneyindeki Zengezur üzerinden Nahçıvan’a ulaşmayı hedefleyen, gümrüksüz ve tek taraflı kontrol öngören “Zengezur Koridoru” modeline doğrudan bir alternatiftir. Bu bağlamda Barış Kavşağı, sadece teknik bir ulaştırma projesi değil; Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan ile barışçıl normalleşme, İran ve Gürcistan ile çok taraflı denge siyaseti, Doğu-Batı ekseniyle bütünleşme hedeflerini içeren daha büyük bir stratejik vizyonun dışavurumu olarak ileri sürülmüştür.[4]

Barış Kavşağı Girişimi’nin öne çıkardığı bu çok taraflı ve işbirliğine dayalı dış politika vizyonu, Ermenistan’ın iç siyasal dengelerinde ve diaspora ile olan ilişkilerinde önemli kırılmalara yol açmıştır. Ermeni diasporası, özellikle Fransa, ABD ve Kanada’daki güçlü lobi örgütleri aracılığıyla Paşinyan Hükûmeti’nin Azerbaycan’la barış görüşmeleri kapsamında uluslararası mahkemelerde açtığı davaları geri çekme yönündeki tutumunu, sözde tarihî hafızayla sözde soykırım iddialarına ve ulusal kimliğe yönelik bir tehdit olarak değerlendirmiştir.[5] Paşinyan’ın Fransa merkezli diaspora liderlerinden Mourad Papazyan’a yönelik ülkeye giriş yasağı getirmesi ve bu yasağın yalnızca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un doğrudan diplomatik müdahalesiyle kaldırılması,[6] Ermenistan yönetiminin artık diaspora siyasetini ulusal karar alma süreçlerinden dışlamaya çalıştığını ve merkezi otorite ile diaspora arasındaki geleneksel tarihsel bağlılığı yeniden tanımlamaya yöneldiğini göstermektedir.

Zengezur Koridoru’na dair iç kamuoyundaki tepkileri “irrasyonel” olarak nitelendiren Paşinyan, “Geçsinler, burada kötü olan ne?” ifadesiyle Türkiye ve Azerbaycan’ın Ermenistan topraklarından geçişine sıcak bakmıştır.[7] Bu söylem, yalnızca ulaştırma politikalarındaki değişimi değil, aynı zamanda Ermenistan’ın dış politika algısında da ciddi bir paradigma kaymasına işaret etmektedir. Diaspora tarafından bu yaklaşım, sözde “tarihsel mağduriyet” politikasına ve egemenlik kavramına aykırı bulunmakta ve “Büyük Turan” gibi ideolojik kodlara karşı yeterince direnç gösterilmediği eleştirisiyle değerlendirilmiştir.[8]

Paşinyan, aynı görüşmede Zengezur Koridoru’nu değil, “Barış Kavşağı” projesini savunduklarını açıkça ifade etmiştir. Bu proje, Türkiye, Azerbaycan, İran ve Ermenistan’ı birbirine bağlayacak, Hazar’dan Akdeniz’e uzanan bir stratejik koridor yaratmayı hedeflediği ileri sürülmüştür.[9] Özellikle Mehri Demiryolu’nun yeniden inşasıyla bu entegrasyon teknik düzeyden çıkarak siyasî düzeyde karşılıklı tanıma ve barışçıl işbirliğine kapı araladığı aktarılmıştır.

Paşinyan’ın Türkiye temaslarıyla eş zamanlı olarak ülkede radikal muhalefet çevreleri tarafından kitlesel protestolar düzenlenmek istenmiş ve buna karşılık hükûmet geniş çaplı güvenlik operasyonları başlatmıştır.[10] Nitekim bu gelişme, dış politika yönelimlerinin iç politikada da toplumsal kırılmalara neden olabileceğini göstermektedir.

Paşinyan, Barış Kavşağı’nın Orta Koridor ile uyumlu olduğunu, Ermenistan’ın bu güzergâhta pasif değil, yapıcı bir aktör olabileceğini ifade ederek, “Kendi topraklarımızdan kimseyi geçirmiyoruz, sonra da dışlanıyoruz”[11] eleştirisinde bulunmuştur.

Ermenistan, Azerbaycan’la kalıcı bir barış antlaşması imzalamayı öncelikli hedef olarak belirlendiği aktarılmıştır. Türkiye ile başlatılması istenilen normalleşme sürecinin, aynı zamanda Bakü üzerinde de dolaylı baskı oluşturarak barış sürecine ivme kazandırması hedeflenmektedir.[12] Ancak Azerbaycan’ın, Ermenistan Anayasası’ndaki Karabağ vurgusu ve AGİT Minsk Grubu’nun rolüne dair haklı ısrarları ve Ermenistan’ın anayasal referandumunun 2027 yılına kadar uzatılması ve bekletilmesi, Ermenistan’ın bu süreçteki yavaş hareketiyle bölgesel barışın sonuca varılmasını karmaşıklaştırmaktadır.

Kritik bir unsur olarak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Barış Kavşağı Girişimi’ni desteklediklerini açıklamış, ancak bu desteği, yalnızca Erivan-Bakü barışı ve Türkiye ile normalleşmeye bağlamıştır.[13] Sergey Lavrov’un Erivan ziyareti sırasında “Binlerce çiçek açmalı” şeklindeki Çin kaynaklı metaforu kullanması, çok merkezli ama denetimli entegrasyonu savunduğunu göstermektedir. Bu ifadeler, Rusya’nın Zengezur Koridoru’nun “tek yönlü” Türk etkisini artırıcı biçimde hayata geçmesini istemediğini ve “Turan Yolu” ifadesiyle bahsi geçen Zengezur hattındaki güzergâhın Moskova dışı aktörler tarafından yönlendirilmesini tehdit olarak gördüğünü ortaya koymaktadır.[14]

Nihayetinde Paşinyan, 21 Haziran 2025 tarihinde yaptığı açıklamada “Zengezur Koridoru olmayacak, Barış Kavşağı olacak” diyerek bu dönüşümü teyit etmiştir.[15] Mehri Hattı’nın inşası, yalnızca teknik değil aynı zamanda stratejik bir dış politika vizyonunun somutlaşmasıdır. Ermenistan, bölgesel etkisizliğe ve devre dışı bırakılma ihtimalleriyle içinde bulunduğu ekonomik krizlerin derinleşmesine karşı gerekirse anayasa değişikliği dâhil birçok siyasî reformu göze alarak bu dönüşümü gerçekleştirmeyi hedeflediğini uluslararası kamuoyunda ortaya koymaya çalışmaktadır.

İleriye dönük olarak Ermeni diasporasının, özellikle ABD, Fransa ve Kanada gibi ülkelerdeki kamuoyu, yasa yapıcılar ve medya üzerindeki etkisini artırarak Türkiye ve Azerbaycan’la yürütülen barış sürecini sabote etmeye çalışması yüksek bir ihtimal olarak değerlendirilmelidir. Bu çerçevede diaspora, “sözde soykırım” bağlamında mağduriyet politikası temelinde ideolojik silaha dönüştürerek “Türk karşıtı” tutumunu sürdürmekte kararlı davranabilir ve bölgesel normalleşmenin, Ermenistan’ın “mağdur kimliği”nden vazgeçmesi anlamına geldiğini ileri sürebilir. Bu da hem Ermenistan iç siyasetinde kutuplaşmayı derinleştirebilir hem de Paşinyan yönetiminin meşruiyet alanını daraltma ihtimalini beraberinde getirebilir. Bu süreç beraberinde 2027 yılında planlanan anayasal referandumu daha yakın süreçlere çekerek Paşinyan iç politikadaki konumunu daha da güçlendirecek değişimlerle dış politikada diaspora etkisinden sıyrılmaya çalışacağı beklenmektedir. Aynı zamanda uluslararası kurumlar nezdinde Ermeni lobisinin bu süreci itibarsızlaştırmaya çalışması, Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın barış söylemlerine karşı sözde “tarihle hesaplaşma” iddiasını araçsallaştırarak diplomatik baskı kurma stratejisine dönüşeceği öngörülmektedir.

Rusya’nın bölgesel barış sürecine dair pozisyonunun da belirleyici bir kırılma noktası oluşturacağı öngörülmektedir. Moskova, barışın gerçekleşmesini açıkça engellemese de bu barışın Türk devletlerinin önerdiği ve Türkiye-Azerbaycan ekseninde şekillenen projeler üzerinden değil, kendi onay verdiği ve denetleyebildiği çok merkezli platformlar aracılığıyla inşa edilmesini isteyebilir. Bu nedenle Zengezur Koridoru gibi doğrudan Türk Dünyası’nı bağlayan projelere karşı temkinli veya olumsuz tavır sergilemesi kuvvetle muhtemeldir. Sergey Lavrov’un “binlerce çiçek açmalı” metaforuyla çok yönlü ama denetlenebilir entegrasyon çağrısı yapması, Rusya’nın kendi dışlandığı hiçbir yapıyı desteklemek istemediğini göstermektedir. Bu bağlamda Barış Kavşağı Girişimi dahi Moskova tarafından yalnızca Rusya’nın siyasî ağırlığını koruduğu sürece onaylanacak; aksi takdirde Ermenistan’a yönelik siyasî yönlendirmelerle bu hattın Ankara-Bakü merkezli “Turan Yolu” olarak şekillenmesine direnç gösterilecektir.

Sonuç olarak Güney Kafkasya’da sürdürülebilir bir barış inşasının önünde yalnızca teknik ve hukuki engeller değil, aynı zamanda tarihsel ideolojiler, jeopolitik çıkar çatışmaları ve ulusötesi etki mekanizmaları bulunmaktadır. Ermeni diasporasının sözde tarihsel mağduriyet üzerinden sürdürdüğü etki stratejisi ile Rusya’nın bölgesel projelere yönelik kontrol arzusu, Barış Kavşağı gibi işbirliği odaklı girişimlerin çok yönlü baskılarla karşılaşmasına neden olacaktır. Bu nedenle Ermenistan’ın bölgesel entegrasyon vizyonunu gerçekleştirebilmesi, yalnızca kendi siyasî iradesiyle değil; Türkiye, Azerbaycan ve Rusya arasında kurulan stratejik dengeyi doğru okuma ve yönlendirme kapasitesine bağlı olacaktır.

[1] “V Stambule Nachalas Vstrecha Pashinyana i Erdogana”, TASS, https://tass.ru/mezhdunarodnaya-panorama/24303595, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[2] “Pashinyan Nameren Priglasit Erdogana v Armeniyu Vesnoy 2026 Goda”, Rambler Novosti, https://news.rambler.ru/world/54864767-pashinyan-nameren-priglasit-erdogana-v-armeniyu-vesnoy-2026-goda/, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[3] “‘Turtsiya dlya Armenii – ne Ugroza, kak i Armeniya dlya Turtsii: O Chem Pashinyan Govoril s Turetskimi Armyanami”, First News Media, https://1news.az/news/20250621013424632-Turtsiya-dlya-Armenii-ne-ugroza-kak-i-Armeniya-dlya-Turtsii-O-chem-Pashinyan-govoril-s-turetskimi-armyanami-VIDEO, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[4] Sheila Paylan, “How Armenia’s ‘Crossroads for Peace’ Plan could Transform the South Caucasus”, Atlantic Council, https://www.atlanticcouncil.org/blogs/new-atlanticist/how-armenias-crossroads-for-peace-plan-could-transform-the-south-caucasus/, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[5] “Open Letter to the Government of the Republic of Armenia”, Armenian Weekly, https://armenianweekly.com/2025/02/25/open-letter-to-the-government-of-the-republic-of-armenia/, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[6] Ruzanna Stepanian, “Diaspora Leader Credits France’s Macron With Lifting Of Armenia Entry Ban”, Azatutyun, https://www.azatutyun.am/a/33330499.html, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[7] “Pashinyan v Turtsii Vysmeyal Strakhi Armyan Pered Turanom”, Minival, https://minval.az/news/124471535, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[8] Arshaluys Barseghyan, “Pashinyan Accused of ‘İgnorance’ after Controversial Statement on Armenian Genocide”, OC Media, https://oc-media.org/pashinyan-accused-of-ignorance-after-controversial-statement-on-armenian-genocide/, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[9] “Premyer Armenii Zayavil, chto Zangezurskogo Koridora ne budet”, TASS, https://tass.ru/mezhdunarodnaya-panorama/24311167, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[10] “Holy Struggle Movement Reports Widespread Detentions of Its Supporters”, Panorama, https://www.panorama.am/en/news/2025/06/20/Holy-Struggle-movement/3134313, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[11] “Pashinyan: There will be no Zangezur Corridor”, News.Am, https://news.am/eng/news/889787.html, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[12] Semen Boykov, Anastasiya Kozlova ve Anastasiya Kostina, “Armyanskiy Zhest: Yerevan Khochet Poskoreye Podpisat Mirnyy Dogovor s Baku”, Izvestiya, https://iz.ru/1907761/semen-boikov-anastasiia-kozlova/armyanskij-zhest-erevan-hochet-poskoree-podpisat-mirnyj-dogovor-s-baku, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[13] “Dlya Realizatsii Proyekta ‘Perekrestok Mira’ Yerevan i Baku Dolzhny Podpisat Mirnoye Soglasheniye: Lavrov”, Armenpress, https://armenpress.am/ru/article/1220450, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[14] “Moskva Gotova Sodeystvovat Podpisaniyu Mirnogo Dogovora Mezhdu Baku i Yerevanom”, TASS, https://tass.ru/politika/24027861, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

[15] “Pashinyan Predlozhil Zamenit Zangezurskiy Koridor na ‘Perekrestok Mira’”, Izvestiya, https://iz.ru/1908295/2025-06-21/pasinan-predlozil-zamenit-zangezurskii-koridor-na-perekrestok-mira, (Erişim Tarihi: 22.06.2025).

————————————–

Kaynak:

Ermenistan’ın Jeopolitik Yön Arayışı: Turan Yolu ve Barış Kavşağı

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen