Silah Bırakmakla Sorun Çözülmüş Olmuyor  

 Terör örgütü PKK iki aydır beklemeye aldığı silah bırakma gösterisini K. Irak/ Süleymaniye’de başlattı. 30 kişilik grubun başındaki Beşe Hozat sıradan bir isim değil; Kandil’deki üst yöneticilerden biri ve KCK “eş başkanı”, sembolik törene özellikle katılıyor. Böylelikle PKK silahların yakılması gösterisiyle tabanına “biz silahımızı teslim etmiyoruz, yöntem değiştiriyoruz” mesajı vermek istiyor.

Bütün dikkatler bu gösteri üzerine yoğunlaştığından, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bu konuya ilişkin açıklaması çoğunun dikkatini çekmedi. Ertesi gün de herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı duyurulan açıklamalara odaklandığından üzerinde durulmadı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan şöyle demişti: “KCK bütün bileşenleriyle ve unsurlarıyla ülkemiz, milletimiz ve coğrafyamız için tehdit olmaktan çıkana kadar teyakkuzda kalmaya devam edeceğiz.”

Bu ifadenin ne derece önemli olduğunu anlamak için KCK’nın nasıl ve ne maksatla kurulduğunu hatırlamak gerekiyor. Öcalan yakalanıp Türkiye’ye getirildikten sonra PKK’da tam bir şaşkınlık ve ümitsizlik havası vardı. Örgütü feshetmek veya adını değiştirmek isteniyordu. Kandil ve Avrupa’daki elebaşılar 2005 yılında Öcalan’ın da onayını alarak başka bir yol buldular. Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) adıyla Türkiye, İran, Irak ve Suriye’yi kapsayan “üst kurul” niteliğinde sözleşmesi de olan bir çatı örgüt kuruldu. Dört ülkedeki PKK, PjAK, PYD gibi yerel örgütlerin ve iltisaklı unsurların bir nevi anayasası işlevi yapan KCK’ya bağlanarak varlıklarını, özerk yapılarını korudular.

Hakan Fidan bu açıklamasıyla doğru ve yerinde diplomatik bir çıkış yapıyor; şöyle ki, PKK münfesih hale gelince, Kandil boşaltılınca onunla irtibatlı PYD, YPG gibi örgütlerin pozisyonları nasıl olacak?  Bunların ülkemize yönelik tehditleri nasıl durdurulacak? Bunlarla nasıl bir ilişki kurulacak? KCK yani çatı örgüt muhatap alınınca bu tarz sorunların çözümlenmesine zemin hazırlanmış oluyor.

Fakat bu adım sorunları halletmeye yeterli olacak mı?

Unutmayalım, PKK Suriye’deki gelişmelerin şımarıklığıyla 2005 Haziran ayında “Devrimci Halk Savaşı” ilan etmiş, Güneydoğudaki on kadar il ve ilçe merkezinde özerk yapılar kurmaya kalkışmıştı. Devletin ve güvenlik güçlerimizin kararlı müdahalesiyle bu başkaldırı denemesi ezildi. Terör örgütü Türkiye’de eylem yapamaz hale geldi; militanları K. Irak ve Suriye’ye defolup gittiler. Örgüte katılım on yıldır kesildi. Öcalan PKK’nın yenildiğini gördüğünden örgütünün ısrarla silahlı yöntemi bırakarak siyasete yönelmesini istedi. 11 Temmuz’daki sembolik gösterinin ardından başlayan siyasi süreç kolay olmayacak.

Kimse hayale kapılmasın, silahı elinde patlayan ve yenilen 50 yıllık terör, İrlanda veya İspanya’da olduğu gibi kısa dönemde bitmez. Çünkü Türkiye’nin coğrafi konumu, sosyal, siyasal kültürel ve tarihi yapısı onlardan çok farklıdır. Özellikle Suriye’deki (Rojova) gelişmeler anında ülkemize yansımaktadır. Türkiye’de başarılı olamayan terör örgütü ABD ve İsrail’in kanatları altında devletleşmeye çalışırken buna seyirci kalırsak sorun daha ağır hale gelir.

Terörsüz Türkiye elbette her aklıselim sahibi vatandaşın ortak isteğidir. Ancak bu istek siyasi hesaplarla sulandırılmamalıdır. Meclis’te kurulacak komisyonun DEM partisinin de katılımıyla üçlü bir bloka çevrilmesi mevcut kutuplaşmayı çok daha tırmandırır. Ülkenin demokrasi ve hukukun esas olduğu yapılanması sözde kalır, otokrasi kaçınılmaz hale gelir.

Birilerinin hoşuna gidecek diye Millî Mücadeleyi başararak Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk milletine ortak aramaya kalkışmayalım. Geçen asrın başlarında gündemimizden kalkan neo-Osmanlıcılık hayaline kapılmayalım. Kuşkusu olanlar Çanakkale ve Sakarya savaşlarının şehit mezarlarındaki isimlerin memleketlerine veya askeri arşivlere bakarak kimlerin ne yaptığını görebilir.

Nuri GÜRGÜR

13.07.2025

[i] Türk Ocakları Eski Genel Başkanı, ATO Meclisi Eski Başkanı.

Yazar
Nuri GÜRGÜR

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen