“İkinci Karabağ Savaşı’nın Âzerbaycan zaferiyle sonuçlandığı, 10 Kasım 2020 târihli ateşkes andlaşmasıyla birlikte Zangezûr Koridoru kavramı konuşulmaya başladı. Aslında Âzerbaycan açısından Zangezûr’un Sovyetler Birliği tarafından Ermenistan’a verilmesiyle birlikte bu kavram konuşuluyordu.
Sovyet Rusya, 10 Ağustos 1920’de Zangezûr’u Ermenistan’a vermeye karar vermişti. Hattâ Karabağ ve Nahçıvan’ı da vermek istediler. Ancak Karabağ’ın Sovyet Âzerbaycan’ın lideri Nerimanov’un memleketi olması; Nahçıvan konusunda da Türkiye’nin müdâhalesiyle birlikte bölgenin kısa süreliğini TBMM yönetimine girmesiyle, geri adım attılar ve Zangezûr’u verdiler. Nerimanov liderliğindeki Âzerbaycan Komünist Partisi ve Âzerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhûriyeti yönetimi de bunu 30 Kasım 1920’de kabûl etmişti.
Sovyet döneminde de bölgede ticâreti sürdürmek için Aras kıyısı boyunca demir yolu ve kara yolu inşâ edilmişti. 10 Kasım 2020 târihli ateşkes andlaşması ile bu yolların yeniden düzenlenmesi, inşâsı ve güvenliğinden Rusya sorumlu olmuş, Rusya’nın da bunu FSB eliyle yapmasına karar verilmişti. Sâdece Ermenistan topraklarından ibâret olacak şekilde bu yolun hazırlanmasına karar verilmesine rağmen, Rusya’nın isteksizliği, Îran’ın da anlamsız “savaş nedeni” sayma politikasının etkisiyle bu madde uygulanmadı ve sürünceme de kaldı.
İlginç bir şekilde hiçbir şekilde toprak devri ya da kullanımı söz konusu olmamasına rağmen Îran, sürekli olarak bölgenin Âzerbaycan’a devredileceği gibi bir anlamsız propaganda yaptı. Tabiî, burada amacı, 1. Karabağ Savaşından beri kullanılmayan yolun yerine alternatif olan ve Îran topraklarından (Aras’ın hemen güneyi) geçen yolun kullanılmasına devâm edilmesini sağlamaktı.
Bu arada Âzerbaycan, Ermenistan Silâhlı Kuvvetlerinin tâcizleri ve saldırılarından ötürü 2023 yılında yeni bir askerî harekât başlattı ve işgâl yönetimi dağıtıldı, Hankendi başta olmak üzere bütün bölgeler kurtarıldı. Böylece 2020 ateşkesi, fiilen sona erdiği gibi Rus Barış Gücü askerlerinin, Ukrayna Savaşının da etkisiyle, çekilmesiyle birlikte resmen de sona erdi.
Bu sürede ABD, sürece daha fazla dâhil oldu. ABD’nin Türkiye büyükelçisi ve Sûriye özel temsilcisi Thomas J. Barrack’ın yolu Amerikalı şirketlerin işletmesi önerisiyle birlikte, neredeyse tıkanma noktasında olan Âzerbaycan-Ermenistan barış görüşmeleri, inanılmaz bir hız kazandı ve ABD başkanı Trump liderliğinde, Beyaz Saray’da bir “Barış Deklarasyonu”nun imzâlandı. Böylece 35 yıllık savaş durumu, resmen sona ererken, dünyâ önünde Karabağ’ın konumu kabûl edilmiş oldu.
Bu arada Zangezûr Koridorundaki yol için de ABD ile Ermenistan arasında bir sözleşme yapıldı ve Ermenistan, bu yolun işletmesini Amerikalı şirketlere devretti. Ermenistan-Îran arasında uzanan ve yaklaşık 44 kilometre olan bu yolu, Âzerbaycan ya da Türkiye’nin işletmesi, hiçbir zamân gündeme gelmedi. Bilâkis, bu propagandayı, sanki yol Âzerbaycan toprağı olacakmış da, bunu kabûl edemezlermiş gibi Îran yaptı. Bununla birlikte ABD’nin bölgeye gelmesinin ise bu andlaşmayla da ilgisi yok. Bilindiği üzere Âzerbaycan-Ermenistan andlaşması ihtimâli artıp, Ermenistan, Türkiye ve Âzerbaycan, ayrıca Batı ile de iyi ilişkiler kurmak isteyince, Rus destekli birçok darbe girişimi yaşandı. Ülke içinde de Rus birliklerinin varlığının etkisiyle Ermenistan hükûmeti, epeydir ABD ordusunu Ermenistan’a çağırıyor, küçük de olsa bir üs vermek istiyordu. Dolayısıyla yol olmasaydı da, muhtemelen küçük bir Amerikan üssü, Ermenistan’da kurulacaktı.
Peki, Türkiye ve Âzerbaycan açısından bir tehlike taşıyor mu? Ben ihtimâl vermiyorum. Hattâ Rusya, Fransa, Îran ve bâzı Ermenî grupların olası provokasyonlarına karşı ABD’nin en iyi seçenek olduğunu da söyleyebiliriz. Çünkü Türkiye ya da Âzerbaycan tarafından işletilse, yaşanacak bir provokasyonda dünyâya karşı Ermenistan topraklarında Ermenîlere saldıran Türkler şeklinde propaganda yapılması çok kolay olurdu. Ayrıca bu yol, Nahçıvan ve Iğdır üzerinden Âzerbaycan’a giden yol olacaktır. Açık oldukları sürece Artvin ve Ardahan tarafından yine Gürcistan; Van tarafından ise yine Îran yolu kullanılacaktır.
Dolayısıyla sırf Ermenistan’daki yolu Amerikalı şirketler işletecek diye Karabağ zaferinin değerini kaybettiğini, şehîd düşenlerin boşuna şehîd düştüğünü söyleyenlerin, eğer Rus propaganda aygıtının etkisinde değillerse, nasıl bunu düşünebildiklerine şaşıyorum.”