Osmanlılardan Önce Osmanlı;Kuruluşun Coğrafyası
Ketebe Yayınları Osmanlı Dönemi
ISBN:9786255888259
Basım Tarihi:2025-06
Baskı:1
Sayfa Sayısı:348
Çevirmen:Mehmet Hakan Kekeç
Çevirmen:Doğan Mert Demir
Hazırlayan: Mehmet MEMİŞ, (E) Öğretmen
Osmanlı İmparatorluğu yüzyıllar boyunca Yakın Doğu’ya hükmetti, Akdeniz’e egemen oldu ve Avrupa’ya “korku saldı”. Peki, Osmanlılar nereden geldi? Osman Gazi’nin liderliğindeki küçük bir beylik, nasıl oldu da bir dünya imparatorluğuna dönüştü?
Clive Foss, bu büyüleyici ama hâlâ tartışmalı sürecin izini sürerken yalnızca Türkçe, Yunanca, Arapça ve Latince yazılı kaynaklarla yetinmiyor; erken Osmanlı coğrafyasını adım adım dolaşıyor, arkeolojik kalıntıları yerinde inceleyip bizzat fotoğraflayarak özgün bir saha araştırması da sunuyor. Osman Gazi’nin yaşadığı dağlık Anadolu’nun siyasi ve coğrafi ortamını inceleyen Foss, onun yükselişini Bizans’ın çözülme süreciyle birlikte ele alıyor. Kitap, Orhan Gazi dönemine kadar giderek, 1354’te Osmanlıların Avrupa’ya ilk geçişini bir dönüm noktası olarak mercek altına alıyor.
Foss’un çalışması, yalnızca Osmanlı’nın kuruluşuna dair yerleşik teorileri sorgulamakla kalmıyor; aynı zamanda coğrafyanın, arkeolojinin ve tarihin iç içe geçtiği bir okuma sunuyor. Bu kitap, okurunu tarihyazımına ve mekân algısına dair düşünmeye de davet ediyor.
******
Hravard, Berkeley ve daha başka üniversitelerde ders veren,Salihli de bulunan antik kentte kazı çalışmalarına katılan Profesör Clive Foss,Osmanlının kuruluşunu,yeni bir yaklaşımla, tarihi kaynaklarda zikredilen mekanları, orta batı anadoluda (Bitinya) yerli yerine oturtma işne kalkışıyor. Burada ele aldığı ana tarihi kaynak Âşıkpaşazâde tarihidir.Yazara ve Halil İnalcık, Köprülü gibi başka tarihçilere göre Osmanlının kuruluşunda iki yüzyıl sonra II. Beyazit zamanında yazılan tarihe destan umsurları karışmıştır. Buna rağmen yazar, Âşıkpaşazâde tarihini yegane Osmanlı kaynağ olması, büyükölçüde tarihi olayları, şahıslaı, yer ve zamanları doğru olarak anlatması bakımından değerini teslim ediyor.
Yazar kitabın sunum yazısında,”Modern Çağ’ın başlangıcındaki en büyük tartışmalardan biri Osmanlıların ortaya çıkışı ve bunun sonucunda Bizans İmparatorluğu’nun sona ermesidir.”.diyerek şu soruları soruyor. Orta Batı Anadolu’nun ücra bir köşesine gelen bir küçük kabileden gelerek bir yüzyıl içnde egemenliğe yükselmesinin sebepleri nedir. Adı efsaneler karışan kurucusu Osman doğduğunda göçebe halinde yaşayan ve bölgeye yeni yerleşmiş bir kabile idi. Bir yüzyıl sonra Osman’ın soyundan gelenler Avrupaya ulaşıp tüm düşmanlarını yenerek cihan imparatorluğu olmanın eşiğne geldiler. Bu baş döndürücü yükselişin sırrına moden zamanların akademisyenleri de tam olarak vakıf olamamışlardır.
İşte kitap bu netameli konuyu ele alırken nadir olarak kullanılmış materyalleri sunuyor. Packhimeres, Gergias ve başka Rum tarihçilerin; Ömrî ve İbni Batuta gibi Arap gezginlerin ayrıca Sivrihisarlı el-Üryan ve Cenevizli Balaban’ın eserlerinden yararlanıyor. Esas kitabın omurgasını I485 civarında yazılan bir kronik olan Âşıkpaşazâde Tarihi, ondan yararlanlarak yazılan Enverî tarihi ve Gisele’in anlatı derlemeleri oluşturuyor. Yazar kuruluşu bunlar çerçevesinde kurmaya çalışıyor. Gene de yazar bu kaynakları ele alırken temkinli yaklaşıyor. Bunlara efsane karışmış mı? Bu soruya karşılaştırmalı tarihten, çoğrafya ve arkeolojiden yaralanarak cevap vermeye çalışıyor.
Bu açılardan kitap çok katmanlı bir yapıdadır. Başta yazar Osman ve Orhan’ın yaşadığı, savaştığı akınlar düzenlediği olayları coğtafyaya oturtuyor. Yazar, Söğüt, Domaniç, Bilecik, Bursa ve çevresi, Sakarya ve çevresi, İzmit’ten Karadeniz’e ve İstanbul önlerine kadar, doğuda Göynük Mudurnu’dan Bolu, Gerede’ ye kadar neredeyse adım adım Orta Batı Anadolu’yu dolaşıyor, dolaştırıyor. O coğrafyanın haritalarını, ve oradaki kale ve diğer yapıların ve arkeolojik buluntuların (sikkeler, kitabeler) resimlerini veriyor.
Osmanlı’dan Önce Osmanlı kitabı, ikinci bölümde Bizans’ın ahvalini, savaşlarını, iç karışıklıklarını ve çöküşünü ele alıyor.Sonra diğer komşularına, beyliklere, o zamanın önemli aktörleri olan ve karışıklıklar, isyanlar,savaşlar sebebiyle çözülmeye yüz tutmuş Selçuklulara ve Moğollara geçiyor.
Kitabın sonunda bütün bu anlatılanların ışığında kuruluşun ve parlamanın sebeblerini tartışıyor.Yazar tali sebep olarak, Osman’ın karizmasını, Osman ve Orhan’ın iktidar ortakları olmamamsını, ilk kurucuların ganimet için akın yapan kişler olmadığı aksine feth ettikleri toprakları genişleterk sürekli kuvvetlendiklerini, bu zamanda Bizans aniden çöktmesini, Selçukluların ve Moğolların Anadolu’da etkisini sona ermesini, komşu beylikerin kendi iç mücadelelrini sayıyor. Şöyle bir yargıya varıyor: Osman ve Orhan doğru zamanda doğru yerde bulunuyorlardı. Ama gene de şu soruyu sormaktan kendisini alamıyor.”bu işte cevaplardan çok soru var.”
.