Derin Millet

Tam boy görmek için tıklayın.

 

Prof.Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN[1]

 

Her şeyi millet belirler. Millete rağmen hiçbir şey olmaz.

Basın yayın organlarında, sosyal medyada hatta bütün insanların konuşmalarında bir “derin devlet” lafıdır gidiyor. Ülkede bir derin devlet var mıdır? Diyelim ki vardır. Acaba, yöneticileri doğru yöne mi yönlendirmektedir? Yoksa bazen bir yöne bazen başka bir yöne doğru mu çalışmaktadır? Yoksa tek parça değil de ayrı ayrı parçalar hâlindedir de her biri bir yöne mi çekmektedir?

Derin devleti bilmem ama derin millet mutlaka var. Bunu hissediyorum. Daha doğrusu derin millet kendisini hissettiriyor. Belli ideolojilere kapılanları bir yana bırakırsak milletin her bir ferdinde zaten “Biz büyük bir milletiz, büyük devletler kurmuş bir milletiz.” düşüncesi var. İşte yüreklerimizde olan bu düşünce belli zamanlarda kabarıyor ve daha açık bir şekilde kendini gösteriyor. İri ve havalı sözlerden hoşlanıyorsanız buna “derin millet teorisi” de diyebilirsiniz.

Yakında Atsız’ın ölümünün 50. yılını andık. Sağlığında izleyicileri binlerle, bilemediniz on binlerle ifade edilebilen Atsız bugün yüz binler belki de milyonlar tarafından okunuyor. Bir kısmı yüzü aşkın baskı yapan eserleri yok satıyor. Üstelik eserleri Türk lehçelerine de aktarılıyor. Osman F. Sertkaya’nın Atsız kitabı bugünlerde Özbek, Kazak, Kırgız Türkçelerine aktarıldı. İşte bu, derin milletin kıpırdanışıdır.

Kıpırdanış, siyasileri, iktidarları da etkiliyor, vaktiyle soğuk baktıkları Atsız’ı öne çıkarıyorlar, ondan şiirler okuyorlar. Resmî televizyon yapay zekâya bile başvurup Atsız belgeseli yaptırıyor. Bunların hepsi derin milletin etkisidir.

Yapay zekâ anlaşılan sadece Atsız’ın yazılarına bakmış ve sert yüzlü bir Atsız ortaya çıkarmış. Atsız, hiç de sert yüzlü bir insan değildi. Sık sık şakalar yapar, bazen de kahkahalarla gülerdi. Yapay zekâ tarafından Atsız’ın omuzuna da bir çanta asılmış. Atsız, klasik çantasını elinde taşırdı. Başında da kasket yoktu, fötr şapka vardı.

Neyse anlatmak istediğim bu değil. Derin milletin Atsız’ı hissetmesi, içindeki “büyük millet” fikrini onda bulması ve bunun yöneticileri de etkilemesidir.

15 Aralık “Dünya Türk Dili Ailesi Günü” ilan edildi. Uluslararası bir kuruluş olan UNESCO tarafından. Türk Devletleri Teşkilatı, TÜRKSOY gibi Türk Dünyası’nın ortak kuruluşlarının çabalarıyla sonuç alındı. Türkiye’nin ve bağımsız Türk cumhuriyetlerinin UNESCO millî komisyonları da birlikte hareket ettiler ve UNESCO Genel Kurulunda 15 Aralık “Dünya Türk Dili Ailesi Günü” olarak kabul edildi.

Derin millet kendini öyle bir hissettirdi ki siyasileri ve ülkelerin yöneticilerini de harekete geçirdi ve onlar da bu sonucu almak için çabaladılar.

15 Aralık kararı derin milletin üzerinde öyle bir dalga oluşturdu ki ülkenin her yanında, Ankara’da, İstanbul’da, Konya’da, Manisa’da, üniversitelerde, siyasi partilerde bazen açık, bazen çevrim içi onlarca toplantı yapıldı. İnsanlar aralarında ve sosyal medyada bu kararı “Kutlu olsun!” diye kutladılar.

Derin millet sadece olumlu gidişlere yol açmıyor, olumsuz gidişleri de engelliyor. “Darbe mekaniği” filan yok, derin milletin kıpırdanışı var. Sen kimin devletini kime veriyorsun? Bu millet şu toprakların altında yatan şehitlerini unuttu mu sanıyorsun? Derin devlet (?) “kurucu önder” filan diyebilir ama derin millet gereğini yapar, siyasetçileri de yönetenleri de hizaya sokar.

Demem o ki Türkiye’de ve bütün Türk cumhuriyetlerinde sonucu millet belirler. “Derin millet” sevgi, birlik, beraberlik ister; sevgi ile birleşmek ve büyümek ister. Başka yönlere sapanlar olursa onlara da “Dur!” der.

Millete rağmen hiçbir şey olmaz. Derin Türk milletinin, pazılarını şişirerek Ergenekon’da kurulan körükleri çalıştırdıklarını görüyorum.

——————————————

Kaynak:

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/derin-millet-987919h.htm

[1] Yeniçağ / 21 Aralık 2025 / [email protected]

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen