Aşık Reyhani’den Bir Hatıra

Hayrettin İvgin Bey “Para” konusunda yazılmış fıkraları, şiirleri, atasözlerini vs toplayıp bir kitap yapacak. Aşık Reyhani’ye de “Para konusunda yazılmış bir şiiriniz var mı?” diye soruyor. “Bir daha gelişimde getiririm” diyor Aşık Reyhani.

Ankara’ya geldiğinde iş yerine uğruyor ve “Al eline kağıdı kalemi, ben söyleyeyim siz yazın” diyor ve başlıyor;

“Her nere gittimse nasıl ettimse,
Baktım gördüm başta gelen paradır.
Tellalın yanına şöyle sokuldum,
Duydum ağzındaki ilan paradır.

Yorulmuş öküze tekme attıran,
Totoda tam on üçü tutturan,
Hakime savcıya kaş göz ettiren,
Avukatta olan plan paradır.

Bir ölünün cemaati az ise,
Mutlak parası yok harçlığı kısa,
Bir ölünün cemaati çok ise,
Ölen insan değil ölen paradır.

Parasız insana söz mü verirler?
Yol mu gösterirler hız mı verirler?
Keloğlan’a saçlı kız mı verirler?
Paşanın kızını alan paradır.

Benim bu sözüme bakan geliyor,
Tespihine püskül takan geliyor,
Fesini bir yana yıkan geliyor,
Ramazanda hafız olan paradır.

Fakiri bilirim lafta bulunur,
Korkusundan hep hilafta bulunur,
Camide de arka safta bulunur,
İmamın sağında kılan paradır.

Aşık Reyhani’yim söz mü çalarım?
Elli mi çalarım yüz mü çalarım?
Perde inletir de saz mı çalarım?
Unutma ki sazı çalan paradır.

Bir gün Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde Aşıklar Şöleni var. Aşık Reyhani de bu türküsünü okuyor. Kuliste Reyhani’nin türküsünü dinleyen bir başka aşık da sahneye çıkıyor. “Bakın sizin aşığınız her şey paradır dedi. Bir de ben söyleyeyim her şey para mıymış?” diyor.

Başlıyor söylemeye ama ne söyleyiş.” Dünyada her şey, imandır, Kur’an’dır” gibi islâmi motiflerle süslü bir deyiş. Reyhani Ağabey “Aşık bunları söyleyince benim üç katımdan fazla alkış aldı. Sanki ben bilmiyor muyum, ama o sırada öyle söylemesi ona alkış getirecekti. Ben biraz abartarak hicivli söyledim” demişti.

Aşıklar Şöleni iki gün sürüyor. Ertesi gün katılan aşıklara para ödülü verilecek, Aşık Reyhani’ye soruyorlar “ne kadar verelim?” diye. Aşık Reyhani de “Aşıklara zarf içinde ellişer lira verin. Ama dün her şey para değil diyen aşığa para falan vermeyin, çok kızar, ona da Kur’an-ı Kerim verin” diyor.

Aşıklar sahneye davet ediliyor, zarflarını, hediyelerini veriyorlar. O “her şey para değil” diyen aşığa da Kur’an-ı Kerim veriyorlar.

-Gardaş ne bu?
-Kur’an-ı Kerim.
-Hani benim zarfım?
-Siz para almazmışsınız, hatta kızarmışsınız. Zaten dün gece de sahnede her şey para değil dediniz. O yüzden size bunu takdim ediyoruz.

Bakmış bakmış, sinirlenmiş, hırsla;

-Bana ne ya, bizim evde bundan üç dört tane daha var, bana da zarfımı verin.

Yazar
Mehmet Ali KALKAN

Eskişehir'de doğdu. Eskişehir Gazi İlkokulunu, Tunalı Ortaokulunu, Motor Sanat Enstitüsünü ve Çukurova Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirdi (1980). Bir müddet Eskişehir Belediyesinde ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen