Âşık Pervanî -1

Tam boy görmek için tıklayın.

Âşık Pervanî Ağabey de emanetini teslim etti.

Âşık Pervanî adını ilk olarak Adana’da iken Türk Edebiyatı Dergisinde okumuştum. “Mahlası Âşık Pervanî, asıl adı İsmail Çelik, Artvin Yusufeli’den, Eskişehir’de fırıncılık yapıyor.” yazıyordu. Eskişehir’e gelince tanışmak istedim.

Âşık Pervanî Ağabey son devrin en iyi âşıklarından birsiydi. Belki de yaşayan en yaşlı âşıktı. Doğum tarihi 1931 idi. Bâdeli âşıklarımızdandı.

Dedesi Âşık İkrarî

Âşıklığa başladıktan sonra yayan Anadolu’yu geziyor. Erzurum, Erzincan, Sivas derken yanındaki sofusu Osman’a “Az sonra buradan kereste yüklü bir kamyon geçecek. Ona biner yola devam ederiz” diyor. Az sonra Eskişehir plakalı kamyon geliyor, ona binip Eskişehir’e geliyorlar.

O yıllarda Âşık Zülali de Eskişehir’in Çifteler ilçesinde. Bunu öğrenince oraya gidiyorlar. Zülali imtihan ediyor.

Âşık Pervanî Ağabey kendi halinde yaşayan, âşıklığın her dalında bilgisi olan bir ummandı. Ezberinde belki de binden fazla kendinin, başka âşıkların şiiri, atışmaları vardı. Halk hikâyecisiydi. Çok da ciddi bir insandı.

Reyhani Ağabey Eskişehir’e gelmiş, hastanede tedavi oluyordu. Âşık Pervanî Ağabey Reyhani Ağabey’e iletilmek üzere yazıp daktilo ettiği şiiri vermişti. O şiiri okuyalım;

Sayın meslektaşım Âşık Reyhani,

Ziyarete yaren, ihvan bekleriz.

Böyledir dünyanın çarhı devranı,

Gençlik gelir geçer hazan bekleriz.

Dost eline esen bad-ı sabalar,

Nice Âşıkanlar, nice simalar,

Cenab-ı Mevlâ’dan acıl şifalar,

Kereminden lütfü ihsan bekleriz.

Yürürüz menzile bu doğru rahtan,

Şefaat dileriz Resülullah’tan,

Sebep doktorlardan, çare Allah2tan,

Derdinize çare, derman bekleriz.

Ruhlar kuş misali durmaz kafeste,

Seni sevenlerin kalmaz mı yasta,

Ahir hitamında, şu son nefeste,

Yoldaş için kâmil iman bekleriz.

Biz artık geçirdik baharı, yazı,

Bir zaman çalardık coşkuyla sazı,

Yaratan Allah’a ettim niyazı,

Rahmet deryasından gufran bekleriz.

Doktorlardan sana ola inayet,

Takdiri kadere göster sadakat,

İşin sonu budur artık kabul et,

Mevlâ’mızdan emru ferman bekleriz.

Dostum yetmiş iki oldu yaşımız,

Hâlâ yanmaktadır aşk ateşimiz,

Artık bu dünyada bitti işimiz,

Dost yoluna giden kervan bekleriz.

Pervanî der düştüm gama, kedere,

Razıyım Allah’tan gelen kadere,

Halimiz âyandır perverdigâra,

Ruzu mahşer ulu divan bekleriz.

30 Mart 2002 Âşık Pervanî – Eskişehir.

Âşık Reyhani Ağabey’in vefatından sonra da şunu yazmıştı Pervanî Ağabey;

Reyhani dünyadan göçtü dediler,

Haber seni yakıyor mu Erzurum,

Ecel şerbetini içti dediler,

Şimşek gibi çakıyor mu Erzurum.

Ahıska’dan gelmiş bir Türk soyundan,

Meşk almıştı Âşıkların huyundan,

Hasankale’sinden Alvar Köyü’nden,

Melül mahzun bakıyor mu Erzurum.

Muhibbi’ler, Mahiri’ler, Nihan’lar,

Erzurumlu Emrah, Baba Sümman’lar,

Huzuri Babalar, Yaşar Reyhan’lar,

Böyleleri çıkıyor mu Erzurum.

Duman kalkmaz Palandöken başından,

Fatihalar yâd edelim peşinden,

Aras Nehri doldu gözüm yaşından,

Gözyaşınız akıyor mu Erzurum.

Matem tutar Erzurum’un dağları,

Bir zaman parlaktı geçmiş çağları,

Viran kaldı bahçeleri, bağları,

Garip bülbül şakıyor mu Erzurum.

Pervanî, kaybettin meslektaşını,

Matem sardı vücudunu, başını,

Mendil verin silem gözüm yaşını,

Hasret seni yakıyor mu Erzurum.

Şehitlerimize, bu toprakları vatan yapanlara, atalarımıza, Âşık Pervanî Ağabey’e, Âşık Reyhani Ağabey’e, Rasim Köroğlu’na, geçmişlerimize rahmet olsun.

Fatihalarla..

Fotoğrafta Rasim Köroğlu ve Âşık Pervanî Ağabey.

Yalnızlığımız birer birer çoğalıyor.

Yazar
Mehmet Ali KALKAN

Eskişehir'de doğdu. Eskişehir Gazi İlkokulunu, Tunalı Ortaokulunu, Motor Sanat Enstitüsünü ve Çukurova Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirdi (1980). Bir müddet Eskişehir Belediyesinde ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen