Çılgın Yurdum İnsanları

*Yeryüzünde  düşmanına hayır duaları eden tek ülke bizleriz herhalde; “Allah düşmanımın başına vermesin” diyerek,

*Cinselliği küfür haline getiren herhalde bizden başka bir ülke yoktur. Annesine bir Türk tarafından küfredilen Alman çocuk; küfür eden adama: “Aaa sen benim annemi mi istiyorsun?” Diyor,

*Nazar; hatalarımızı gizlediğimiz iyi bir bahanedir. Örneğin; karda yürümeyi bilmeyiz düşüp ayağımızı kırdığımızda da “Hay Allah nazara geldim” deriz,

*Bebeğimize gereken ilgiyi göstermez ve rahatsızlandığında da bebek nazara geldi deriz ve hemen mavi gözlü komşumuzu suçlarız,

*Yiğidi öldür hakkını yeme diyerek; yiğidin yaşam hakkını elinden almıyor muyuz?

*Ölümü gör deriz ama ölmeyi de hiç istemeyiz,

*Yolda gül bulan bir Avrupalı erkek; bulduğu gülü ilk rastladığı bir bayana verirken; bizim erkekler ise o gülü alıp yaprak, yaprak eder ve sol el parmaklarını yuvarlatıp sağ avucuyla da teker, teker patlatır. Çünkü adamın aklı fikri oralarda,

*Televizyonun ilk icat edildiği yıllarda; televizyondaki mini etekli kadına aşağıdan yukarı doğru bakan erkeklerimiz bile oldu,

*Adam para dolu çantayla bankaya girer ve görevli memura para yatıracağım ama sakın ha benim bu paramı bizim biraderin parasının yanına koymayın. (Kardeşin kardeşe duyduğu kin ve öfkeye bir bakar mısınız?)

*Küçük bir ilçede yaşayan yaşlı bir teyze parasını yatırdığı bankanın memuruna her gördüğü yerde; Oğlum benim param duruyor değil mi? Diye soruyor,

*Lunapark bekçisi; gece lunapark boşalınca canı sıkılır ve döner salıncağı çalıştırır ve dönmeye başlar. Ama hesaba katmadığı bir şey var ki; şehrin dışına kurulan bu lunapark da çalıştırılan  salıncağı kim durduracak? Sabaha kadar dönen bu salıncağı ilk işe gelen eleman durdurur ama iş işten geçmiştir; içi dışına çıkan bekçi için yapılacak bir şey kalmamıştır,

*Yaşlı bir vatandaş; elinde bağlama olan bir halk şairinin heykeline bakar, bakar ve şöyle der: “Atam kahramanlığını biliyorduk da saz çaldığını bilmiyorduk” der.

*Demir çelik fabrikasının demir eritme fırınında çalışan bir işçi sigarasını yakmak için altı yüz derece ısıya yaklaşıyor. Gerisini düşünün artık,

*Cep telefonları ülkemize yeni geldi. Semt pazarındayım; adam takoz gibi telefonunu kulağına dayamış gözleri de toplumu süzüyor; telefonun ucundaki hanımına aynen şöyle diyor: “Hanım maydanoz pekiyi değil ama alıyım mı?” Efendim burada amaç maydanoz almak değil benim telefonum var havasını atmak. Hatırlarsınız O yıllarda bir kontör Yirmi demet maydanoza bedeldi,

*Cep telefonuna olan bağımlılığımız o kadar artmış olmalı ki; evin ağabeyi bir odadan bir odaya kız kardeşinden telefonla su istiyor.

Yazar
İbrahim BAYKAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen