Kıbrıs, Türk Dünyası coğrafyasının güneybatısında yer alan Akdeniz’deki üçüncü büyük adadır. Kıbrıs’ın hem Orta Doğu’ya yakınlığı hem küresel ticaret rotalarının güzergâhı üzerinde bulunan Süveyş Kanalı’nı kontrol eden bir konumda olması tarihin her döneminde egemen güçlerin ilgisini üzerine çekmiştir. Bu durum Ada’nın çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmasına ve farklı etnik ve dini toplumların bir arada yaşamasına yol açmıştır.
Kıbrıs’taki Türk varlığı 16. yüzyılda başlamıştır. Türk hakimiyeti, İngiltere ile Osmanlı Devleti arasında 4 Haziran 1878 tarihinde gizli Kıbrıs Konvansiyonu’nun imzalanmasına kadar devam etmiştir.. Kıbrıs Konvansiyonu’na göre İngiltere 1878 yılı temmuz ayında Ada’nın yönetimini Osmanlı Devleti’nden teslim almış ve kendi yönetimini tesis etmeye başlamıştır. Bu durumdan en çok etkilenen Kıbrıs Türkleri olmuştur. Lakin Osmanlı Devleti yönetiminde iken toplumun asli unsuru olan Kıbrıs Türkleri, İngiliz yönetimi ile birlikte toplum haklarını ve kamusal alandaki etkinliklerini yavaş yavaş yitirme sürecine girmişlerdir. Kıbrıs Türklerinin var olma mücadelesi, İngiltere’nin Ada’daki yönetimi devralması ile başlamıştır. Bu durum Kıbrıs Türk toplumunun hak arama mücadelesinin de başlangıcını oluşturmuştur.
Fazıl Küçük, Kıbrıs’taki gelişmelerin Türklerin aleyhine evrilmeye başladığı bu dönemde doğmuştur. Kıbrıs’ın başkenti Lefkoşa/Ortaköy’de 14 Mart 1906 tarihinde doğan Fazıl Küçük’ün çocukluk yılları hem Osmanlı Devleti hem de Kıbrıs Türk toplumu için kaotik bir dönem olmuştur. Osmanlı Devleti uzun yıllar sürecek savaşlara bu dönemde başlamış, Kıbrıs Türk toplumu ise İngiltere’nin 1914 yılında Ada’yı ilhak etmesiyle geleceklerine dair belirsizliğin yarattığı umutsuzluğa kapılmışlardır.
Fazıl Küçük hem Ada’da hem de Osmanlı Devleti’nde yaşanan gelişmelerin yarattığı bu belirsizlik ortamında Lefkoşa Sarayönü Mektebinde ilköğrenimine başlamış, bir yıl sonra ise Tarakçı Mektebi olarak da bilinen Haydar Paşa İlkokulu na geçiş yapmıştır. Fazıl Küçük’ün öğrenciliğinin ilk yılları Birinci Dünya Savaşı’na denk gelmiş ve savaşın tüm etkilerini yakından hissetmiştir. Fazıl Küçük, ilkokulu 1919 yılında tamamlamış ve aynı yıl Lefkoşa’daki rüştiyeye kaydını yaptırmıştır.
Bu dönemin en önemli özelliği ise Kıbrıs Türklerinin Mustafa Kemal Paşa tarafından Anadolu’da başlatılan Milli Mücadele’ye destekleri olmuştur. Kıbrıs Türk toplumu Milli Mücadele döneminde hem kendi aralarında düzenledikleri, tiyatro, piyes vb. etkinliklerle topladıkları maddi yardımları Anadolu’ya göndermişler hem de gizli yollarla Ada’dan ayrılarak mücadeleye bizzat katılmışlardır. Kıbrıs Türklerinin gelecekleri ile umutlarını yeniden yeşerten bu gelişmeler aynı zamanda Türk basınına da yansımış ve toplumun bilinç düzeyini yükseltmiştir.
Lise eğitimini 1929 yılında tamamlayan Fazıl Küçük, aynı yıl İstanbul Darülfünun Tıp Fakültesinde lisans eğitimine başlamış ve 1933 yılına kadar öğrenimine burada devam etmiştir. Fazıl Küçük tıp tahsiline bir yıl Paris Üniversitesinde daha sonra ise Lozan Üniversitesinde devam etmiş ve 1937 yılında mezun olmuştur. Dr. Fazıl Küçük mezuniyetinden hemen sonra, 1937 yılında, Kıbrıs’a dönmüş ve Lefkoşa’da açtığı muayenehanesinde halkına hizmet vermeğe başlamıştır.
Dr. Fazıl Küçük, önce 1943 yılı mart ayında yapılan Lefkoşa Belediye Meclisi Türk üyeleri için yapılan seçimleri kazanmıştır. Bu başarı kısa bir süre sonra farklı bir sürece evrilmiştir. Kıbrıs Türklerinin ilk siyasal örgütlenmesi olan Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu (KATAK) 18 Nisan 1943 tarihinde kurulmuş ve Dr. Fazıl Küçük bu örgütün yönetim kurulunda görev almıştır. Ne var ki bu durum çok uzun sürmemiştir. Dr. Fazıl Küçük, KATAK’ın İngiliz Sömürge Yönetimi’nin kontrolünde olduğu tespitiyle 1943 yılı aralık ayında önce yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmiş kısa bir süre sonra da örgütten ayrılmıştır.
Dr. Fazıl Küçük, Kıbrıs Türk toplumunun sosyal, ekonomik, kültürel ve hukuki haklarının elde edilmesi amacıyla “milli” bir örgütlenmeye ihtiyaç olduğu düşüncesini 1944 yılı nisan ayında eyleme dönüştürmüştür. Türkiye’de her yıl kutlanan ve Kıbrıs Türklerinin de aynı milli duygularla resmi bayram olarak kabul ettiği 23 Nisan 1944 Pazar günü Dr. Fazıl Küçük başkanlığında toplanan 161 kişi Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi (KMTHP)’ni kurmuştur.
Milli Parti ve Halk Partisi olarak da bilinen KMTHP’nin kuruluş toplantısında söz alan Dr. Fazıl Küçük; İngiliz yönetimi altındaki Kıbrıs’ta ilk kez “Milli” bir partinin kurulduğunu, bu siyasi örgütlenmenin Kıbrıs Türklerinin özgür iradesinin bir sonucu olduğunu belirtmiş, partinin ana hedefini ise Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak ve refahını sağlamak olarak açıklamıştır.
Dr. Fazıl Küçük’ün liderliğinde siyasi faaliyetlerine başlayan KMTHP, uzun yıllar işçi ve çiftçi örgütlenmeleri ile yakın iş birliğinde bulunmuştur. Bu durum 1940’lı yılların sonlarına doğru farklı bir safhaya evrilmiş ve Kıbrıs’ta yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemin öne çıkan dinamikleri Rumların Enosis çabaları ve Kıbrıs Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu olarak seçilen Mihael H. Mouskos’un dinamik kişiliği ile Kıbrıs Türklerinin bir araya gelme iradeleri olmuştur. Kıbrıs Türk siyasi ve meslek örgütleri 1949 yılında birleşme kararı almışlar. Kıbrıs Milli Türk Birliği (KMTB), diğer meslek örgütleri ise Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu (KTKF) ismi altında birleşmişlerdir. Siyasi ve meslek örgütlerinin birleştiği bu dönemde öne çıkan iki önemli faktör; Türkiye’deki siyasi karar alıcıların dikkatini Kıbrıs’taki gelişmelere çekmek ve desteklerini almak ile Rumların Enosis amaçlarını engellemek olmuştur.
Dr. Fazıl Küçük’ün siyasal hayatının yeni bir aşamaya geçtiği 1950’li yılların başı bu gelişmelerden doğrudan etkilenmiştir. Kıbrıs Milli Türk Birliği Genel Başkanlığına seçilen ve Kıbrıs Türk toplum liderliğini üstlenen Dr. Fazıl Küçük’ün bu dönemdeki çabalar iki başlık altında ifade edilebilir: Türkiye’deki siyasi iktidarın ilgisini Kıbrıs’taki gelişmelere çekebilmek ve Rumların Enosis amacını engellemek.
Kıbrıs Milli Türk Birliği Genel Başkanı Dr. Fazıl Küçük bu dönemde Türkiye’deki siyasi iktidarların ilgisini Kıbrıs Türklerinin içinde bulunduğu duruma çekebilmek amacıyla KTKF Başkanı Faiz Kaymak ile sıkça Türkiye’ye gelmişlerdir. Dr. Fazıl Küçük’ün başkanlık ettiği heyetler Türkiye’deki sivil toplum örgütleri, üniversite öğrenci dernekleri ile Hükümet ile temas etmişler ve kamuoyunu mobilize etmeyi başlamışlardır. Bu durum 1954 yılından itibaren yeni bir sürece evrilmiştir.
Türkiye ve Yunanistan 1952 yılı şubat ayında NATO’ya girmişler, bir yıl sonra da Balkan Paktını imzalamışlardır. Yunanistan hem NATO’ya üye olması hem de Balkanlardaki iş birliği antlaşmasından sonra 16 Ağustos 1954 tarihinde Kıbrıs’ın geleceğinin belirlenmesi amacıyla BM’ye başvuruda bulunmuştur. Bu tarihe kadar Dr. Fazıl Küçük liderliğindeki Kıbrıs Türklerinin destek isteklerine mesafeli duran Türkiye bu tavrından vazgeçmiş ve Kıbrıs Türklerini desteklemeye başlamıştır.
Türkiye’de özellikle üniversiteli öğrenci örgütlerinin öncülüğünde başlayan kitlesel tepkiler hükümetten de destek görmüştür. Bu dönemde kurulan Kıbrıs Komitesi, Kıbrıs Türktür Derneği gibi örgütler hükümetin desteğini almayı başarmışlardır. Dr. Fazıl Küçük, bu dönemde hem Türkiye hem İngiltere’deki temaslarında Enosis’e karşı tepkilerini ifade ederken Kıbrıs Türk halkının hak arama mücadelesinin ön saflarında yer almıştır.
Rum paramiliter örgütü EOKA’nın 1 Nisan 1955 tarihinde başlattığı saldırılar Kıbrıs’ta ilk kez toplumlararası çatışmaların yaşanmasına da sebep olmuştur. Dr. Fazıl Küçük, bu dönemde Kıbrıs Türk toplumunun güvenlik kaygılarını giderecek girişimlerde de bulunmuştur. Kıbrıs Milli Türk Birliği Başkanı Dr. Fazıl Küçük siyasi sorumluluğuna ilave olarak ilk direniş örgütü olan Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği (KITEMB)’ni 1955 yılında kurmuştur. Ancak, KITEMB’nin deşifre olması ve D. Fazıl Küçük’ün EOKA tarafından ölümle tehdit edilmesi üzerine örgüt lağvedilmiş ve yerine VOLKAN kurulmuştur. Dr. Fazıl Küçük, yakın arkadaşları olan Şakir Özel ve Kemal Mişon’a VOLKAN’ı kurdurtmuş, sahibi olduğu Halkın Sesi gazetesinin teknik imkânlarını örgütün bildirilerinin basılmasında kullanmıştır.
Kıbrıs’ta kaotik yılların başlangıcı olan 1955 yılında bir başka gelişme daha yaşanmış ve KMTB ağustos ayında yaptığı genel kurul toplantısında ismini Kıbrıs Türktür Partisi (KTP) olarak değiştirmiştir. Dr. Fazıl Küçük, KTP’nin Genel Başkanlığına seçilmiştir. KTP Genel Başkanı Dr. Fazıl Küçük, bu dönemde hem Türkiye’deki siyasi iktidar ve kurumlarla hem de Londra’daki Kıbrıs Türk örgütleriyle ilişkilerini en üst düzeye çıkartmış ve Kıbrıs’taki gelişmeler konusunda her iki ülkedeki kamuoyunun bilinçlenmesine çalışmıştır.
Kıbrıs’ta devam eden toplumlararası çatışmalar 1957’nin sonu ve 1958 yılında en üst seviyede yaşanmıştır. Kıbrıs Türk toplumunun güvenlik kaygılarının da arttığı 1957 yılı kasım ayında Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) kurulmuştur. Rauf R. Denktaş, Dr. Burhan Nalbantoğlu ve Kemal Tanrısevdi tarafından kurulan TMT, Dr. Fazıl Küçük tarafından da desteklenmiş ve Türkiye’nin hem askeri malzeme hem personel hem de maddi olarak takviye edilmesi konusunda uzlaşıya varılmıştır. Türkiye, TMT’yi destekleme kararını 1 Ağustos 1958 tarihinden itibaren uygulamaya sokmuştur. Ancak tam da bu dönemde bir başka gelişme daha yaşanmış ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Kıbrıs’ta yaşanan gelişmelere müdahil olmaya karar vermiştir. ABD’nin bu kararının sonuçları kısa bir süre sonra alınmış ve 1959 yılı şubat ayında ilk olarak Zürih’te sonra da Londra’da yapılan görüşmeler sonucunda uzlaşıya varılmış ve Ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasına giden süreç başlamıştır. KTP Genel Başkanı Dr. Fazıl Küçük ve KTKF Başkanı Rauf R. Denktaş ile birlikte bu süreçte kurulan komisyonlarda yer almıştır. Kıbrıs Türktür Partisi Genel Başkanı Dr. Fazıl Küçük ile KTKF Başkanı Rauf Raif Denktaş bu dönemde hem Başbakan Adnan Menderes’in Kıbrıs Türklerini destek olma kararını hızlandırmış hem de katıldıkları çok sayıda miting, konferans, söyleşi vb. etkinliklerle Türkiye kamuoyunun ilgisini Kıbrıs’a çekmeyi başarmışlardır. Dr. Fazıl Küçük’ün liderliğinde, Rauf Raif Denktaş’ın desteğindeki bu girişimler sonucunda Kıbrıs’taki çatışma dönemi sona ermiş ve Kıbrıs Türklerinin de yönetime ortak olacağı yeni bir safha başlamıştır.
Ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti, bir buçuk yıl süren çalışmalar sonunda 16 Ağustos 1960 tarihinde ilan edilmiştir. Ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına göre Kıbrıs Türkleri ve Rumlar nüfusları ile orantılı olarak kamusal ve anayasal organlarda yer almışlar, devletin temsil edilmesi görevini de paylaşmışlardır. Bu doğrultuda Ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rumlar tarafından Cumhurbaşkanı Yardımcısı da Kıbrıs Türkleri tarafından seçilmiştir. Dr. Fazıl Küçük, Ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak seçilmiştir.
Fonksiyonel Federasyon olarak da ifade edilen Ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios III ve çoğunlukta bulunan Rum bakanların etkisiyle Kıbrıs Türklerine tanınan haklarının hayata geçirilmesi engellenerek/geciktirilerek anayasal sorumlulukların yerine getirilmesinden kaçınılmıştır. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük, bu durum karşısındaki tepkilerini sürekli olarak gündeme getirmiş ve Cumhurbaşkanı Makarios III başta olmak üzere Rum Bakanları uyarmış olmasına rağmen herhangi bir olumlu ilerleme kaydedememiştir.
Kıbrıs’ta 20 Aralık Cuma gününü 21 Aralık Cumartesi’ye bağlayan gece Lefkoşa’nın mahallelerinden biri olan Tahtakale’de iki Türk’ün öldürülmesi ile başlayan olaylar (Kanlı Noel saldırıları olarak da bilinmektedir) sonraki günlerde de devam etmiştir. Ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına göre kurulan kamusal düzeninin garantör ülkelerinden biri olan Türkiye (diğer garantör ülkeler İngiltere ve Yunanistan) Kıbrıs Türklerine yapılan saldırıları engellemek amacıyla 25 Aralık 1963 tarihinde Ada’ya savaş uçaklarını göndermiş ve Lefkoşa’da ihtar uçuşu yapmıştır. Bu müdahale, saldırıların bir süreliğine durmasına sağlamıştır. Ancak birkaç gün süren Rum saldırıları sonrasında Türk ve Rumların birlikte yaşadığı 103 karma köydeki 25 bini aşkın Kıbrıs Türk’ü evlerini terk ederek kendilerini güvende hissettikleri Lefkoşa’ya göç etmişlerdir. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük Lefkoşa Ortaköy’deki arazilerinin büyük bir kısmını hiçbir karşılık beklemeden muhacirlere tahsis etmiştir. Rum saldırılarının bir başka sonucu ise Kıbrıs Türklerinin kamusal ve anayasal organlardan dışlanmaları olmuştur. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük, bu gelişme karşısındaki tepkilerini hem Cumhurbaşkanı Makarios III’a hem Rum Bakanlar Kuruluna hem de garantör ülkeler ile BM’ye iletse de sonuç alamamıştır. Bu gelişme sonrasında Ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında yer alan Temsilciler Meclisi (50 üyesi olan Temsilciler Meclisinin 15’i Kıbrıs Türklerine tahsis edilmiştir) Türk üyeleri ile Türk Cemaat Meclisi üyelerini de kapsayan Kıbrıs Türk Yönetimi kurulmuştur. Başkanlığını Dr. Fazıl Küçük’ün yaptığı Genel Komite olarak da adlandırılan bu örgütlenme hem yasama hem yürütme hem de yargı unsurlarını bünyesinde barındırmış, adeta Kıbrıs Türklerinin devletleşme sürecinin ilk adımını oluşturmuştur.
Dr. Fazıl Küçük’ün liderliğindeki Kıbrıs Türkleri 1964 yılında da Rumların saldırılarına maruz kalmışlardır. Eli silah tutan kadın, erkek, yaşlı, genç tüm Kıbrıs Türkleri bir yandan Rum saldırılarına karşı kendi güvenliklerini sağlamaya çalışırlarken diğer yandan da zor yaşam koşullarında hayatlarını devam ettirme gailesine düşmüşlerdir. Kıbrıs Türk toplumu için oldukça kaotik geçen bu dönemde; Limasol (1964), Baf (1964), Boğaz ve Larnaka (1964), Erenköy (1964), Geçitkale (1967)’de yaşayan Kıbrıs Türklerine kitlesel saldırılar yapılmıştır. Türkiye, bu kaotik dönemde her alanda Kıbrıs Türklerini desteklemiş, onların var olma mücadelesinin yanında olmuştur.
Dr. Fazıl Küçük, Kıbrıs Türkleri açısından kaotik olan bu dönemde bir yandan halkının manevi değerleri ile moralini yüksek tutmak için yoğun çaba sarf ederken diğer yandan da Rumların hukuksuz olarak el koydukları Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarını savunmuştur. Dr. Fazıl Küçük’ün bu çabaları sadece Ada ile sınırlı kalmamış hem BM ve ABD hem de İngiltere başta olmak üzere uluslararası düzeyde de sürmüştür. Kıbrıs’taki gelişmelerin farklı bir evreye geçtiği gelişme ise 1967 yılında yaşanmıştır. Rum paramiliter örgüt EOKA ile Ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına aykırı olarak Yunanistan’dan getirilen askeri birliklerin 15 Kasım 1967 tarihinde Geçitkale Köyü’ndeki mücahitlere saldırması sonucu 24 Kıbrıs Türk’ü şehit edilmiştir. Türkiye, bu gelişme sonrasında Ada’daki gelişmelere müdahil olmuş ve ilgili taraflara “nota” vermiştir. Türkiye’nin olaylara müdahil olma kararlılığı sonrasında Yunan Tümeni Kıbrıs’tan ayrılmıştır. Bu gelişmeden kısa bir süre sonra 28 Aralık 1967 tarihinde “Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi” kurulmuş ve Dr. Fazıl Küçük bu yönetimin başkanlığına seçilmiştir.
Kıbrıs’ta 1963 yılı aralık ayında başlayan ve yaklaşık dört yıl devam eden bu kaotik ortam 1968 yılından itibaren farklı bir sürece geçmiş ve toplumlararası görüşmeler başlamıştır. Görüşmelerin ilki 1968 yılında Beyrut’ta yapılmış, ancak herhangi bir uzlaşı sağlanamamıştır. Beyrut’ta başlayan müzakereler günümüze kadar devam etmiştir. Rumlar hukuksuz olarak sahiplendikleri Kıbrıs Cumhuriyeti’nin temsilcisi olarak kabul edilmelerinden kaynaklanan ayrıcalıkları kaybetmemek amacıyla müzakerelerin bir sonuca ulaşmamasını başarmışlardır. Rumların bu başarısının sadece kendi diplomatik ve siyasi becerilerinden kaynaklanmadığını, özellikle ABD ve İngiltere başta olmak üzere uluslararası kuruluşların da bu kaotik durumun devam etmesinden çıkar sağladıkları üzerinde uzlaşılan bir ayrıntı olmuştur.
Dr. Fazıl Küçük, siyasi yaşamını 1973 yılında sonlandırmıştır. Dr. Fazıl Küçük 18 Şubat 1973 tarihinde emekli olduktan sonra sahibi olduğu Halkın Sesi gazetesi ile toplum sorunlarıyla ilgili düşüncelerini dile getirmiş, tecrübelerini yeni dönem bürokrat ve siyasetçilere aktarmıştır.
Dr. Fazıl Küçük, 15 Kasım 1983 tarihinde ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin bağımsızlık coşkuna bizzat tanıklık ettikten kısa bir süre sonra 15 Ocak 1984 tarihinde hayata gözlerini yummuştur.
Dr. Fazıl Küçük, hayata gözlerini açtığı 1906 yılında yaşamını yitirdiği 1984 yılına kadar olan 78 yıllık ömrünün büyük bir kısmında zorluklarla mücadele etmek, halkının güvenliğini ve çıkarlarını korumaya çalışmıştır. Dr. Fazıl Küçük’ün bu mücadelesi başarıya ulaşmış ve İngiliz Sömürge Yönetimi ile Rumların azınlık olarak gördüğü Kıbrıs Türk halkı 1983 yılında 18’nci Türk Devletini kurarak Türklerin esaret altına yaşayamayacağına dair kararlığını tüm dünyaya göstermiştir.
KAYNAK: Türk Dünyası Ansiklopedisi, yazar. Mehmet Balyemez.
HAZIRLAYAN: Mehmet Memiş,(E) öğretmen.