“Düşe Kalka Geçen Yıllar” Kitabı Ve Faruk Gezgin – Cemal ŞAFAK’ın Kaleminden

Tam boy görmek için tıklayın.

Sizlere bu hafta çok değerli bir yazarın çok değerli bir eserinden bahsedeceğim.

Faruk Gezgin hocamızın 558 sayfalık hatıra türündeki bu eseri sayesinde Türk Dünyasının doğu ve batıdaki tarih ve medeniyet sayfalarını aralayıp bize ait değerleri satır satır zihnimize ve yüreğimize nakşettik. Bu hazzı bizlere yaşatan hocamıza sözlerimin daha başında teşekkürlerimi iletiyorum.

Doğu ve Batı derken sadece bir yön adı olarak bu isimleri kullandığımı zannetmeyin. Türk’ün sedasının duyulduğu, varlığı taşlara perçinlenmiş Moğolistan, Kırgızistan coğrafyasından Balkan içlerine kadarki kültür ve sanat sesimizi satır satır hassas bir üslup anlayışıyla okuyucuya yansıtan bu kıymetli yazarımızın ve onun elimizdeki değerli eseri şimdi olmasa bile yıllar sonraki nesillerce daha iyi anlaşılacaktır.

Faruk Gezgin’in İzmir Kınık’ta başlayan ilk eğitim hayatı ortaokulda da devam etti. Lise yıllarını ise İzmir Atatürk lisesi ile İmroz  (Gökçeada) İlk öğretmen okulunda tamamladı. Çocukluğundan beri hayalinde olan öğretmenlik mesleğini yürütmek için İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulunu kayıt yaptırarak bu eğitim yuvasından başarıyla mezun oldu.

Çok uzun yıllarını kapsayan bu eğitim hayatı ona toplumuzu kültür ve edebiyat sahasında tahlil etme ve yazılarında Türk Dünyasını etkili bir tarzda yansıtabilme yetisi kazandırdı.

Her düşünce insanında farklı yeteneklerin varlığı hepimizce malumdur. Ondaki tahlil ve gözlem kabiliyeti üslubunu daha çekici hale getirmesine vesile olmuştur. Çocukluk yıllarından başlayarak yaşadığı coğrafyayı, muhatap olduğu kişileri ve olayları derin bir hafıza süzgecinden geçirerek yazılarına aktaran ender şahsiyetlerden biri olduğu söyleyebiliriz.

Mekan ve kahramanlar o kadar güçlü aktarılır ki okuyucuya daha çocuk denecek yaşlardaki çevresini, yaşadıklarını ve birlikte hayatına yoldaş olan kişileri hiç atlamadan yerli yerinde tek tek sıralaması parmak ısırtılacak bir yetenek olarak kabul edilmelidir. Sadece isimleri değil çocukluk döneminde halk arasında söylenegelen yöresel lisanlı anonim türküleri bile yıllarca hafızasında saklı tuttuğunu hayranlıkla görüyoruz.

Koca İrza’nın boy kürkü

Nazfe Hanım’ın bu türkü

Darılma Çakır Memet

Söylenecek bu türkü

Samur köpek havladı

Arif duvarı atladı

Nazfe Hanım’ı sorarsan

Kocaömer’e (i) boyladı

Bir ilkokul öğrencisinin İzmir’in Kınık İlçesi ve Poyracık nahiyesini en ince ayrıntısına kadar isimler ve mekanlarla birlikte yad etmesi yetenek değil de nedir?

Faruk Gezgin’in hafızasında sakladığı bu değerlerin yanında o dönem siyasi hayatını da çok iyi gözlemlediğini fark ediyoruz bu hatıra türü eserde. Özellikle genç beyinlerin hangi siyasi organizmanın içinde ne sıkıntılar yaşadıklarını, onların psikolojik ve sosyal yapılarını en hassas duygularıyla birlikte satır aralarına yansıttığını görüyoruz. Aynı zamanda Faruk Gezgin’in bu eseri, 1970 li yıllardaki Türk gençliğinin içinde bulunduğu çıkmazları acı ama gerçek yönleriyle tanıtması açısından değerli buluyoruz.

Faruk hoca üniversite yılları ile öğretmenlik görevine başladığı ilk yıllardaki heyecanını bundan sonraki yıllarda da devam ettirmiş, çocukluk ve gençlik yıllarından beri duygu ve düşüncelerinde yaşattığı Turan’a hizmet anlayışını önüne çıkan her fırsatta değerlendirmeyi bilmiştir. Elimizdeki bu eserin sayfaları onun Türk Dünyasında yaşadıkları ve yaşattıklarını benzerlerinde bulunmayan özellikte bir anlatımla okuyucuya aktardığını görüyoruz. Kitabı okuyup bitirdikten sonra yazılanların uzun zaman etkisinden kurtulamayıp dönüp tekrar tekrar okuma isteği hasıl oluyor zihnimizde.

Kazakistan’ın uçsuz bucaksız bozkırlarında başlayan yolculuk Kırgızistan’ın tabiat harikası diyarlarında Türk’e ait mekanlar ve isimler kaplıyor bu eserin sayfalarını. Faruk Hocamız bilgiyi sadece okuduklarından değil bizzat olayların geçtiği topraklardaki kişilerin anlattıkları ve buradaki tarihi eserlere dokunarak yansıtmaya çalışıyor.

Ses bayrağımız olan Türkçemizi gerek resmi gerekse özel çabaları, gayretleri sayesinde 20 den fazla Türk Dünyasının en ücra köşelerinden Türkistan Ahmet Yesevi Üniversitesinde eğitim almaya gelen  gençlerine öğretirken gönlünde ve ruhunda taşıdığı Turan idealini de onlara yansıtabilmiştir. Düşünsenize bir Altay, Tuva, Hakas ya da Çuvaş genciyle çok sağlam bağlantılar kurup onlarla yıllar boyu haberleşerek hem de Türkiye Türkçesiyle konuşup anlaşarak ufkunda var olan ideallerini gerçekleştirmek için çaba gösterdiğini. Hangimiz bu denli sabır içerisinde uzak diyarlardaki bu bizim olan topluluk gençleri ile gönül bağları kurup bunu yıllar boyu devam ettirme gerçeği ile yaşıyoruz.

Faruk Hocamız bir yandan görevli olduğu nüfusunun yarıdan fazlası Türk olan İran’ın başkenti Tahran’daki Türk unsurlarına varlığımızı ve mukaddesatımızı tanıtmak maksadıyla emek harcıyor diğer yandan Balkanlarda ruh ve bedenen bizim olan kesimlere Türklük bilincini, Türkçemizin köklü geçmişini ve günlük hayat ile edebiyat sahasında kullanılış şeklini örnekleriyle aktardığını gururla okuyoruz. Bu fedakarca çalışmaları alkışlanacak bir davranış biçimi olarak telakki edilmeli.

Hele ki kendi köklerinden bir gecede sökülerek karanlık dünyalara hapsedilip soyları kurutulmaya çalışılan Ahıska Türkleri konusundaki hassasiyeti ve fedakarlığı yıllara değil yüz yıllara damga vuracak örnek bir davranış olsa gerek.

Fergana’dan tutun da Kırgızistan içlerinde varlığını hala yaşatan Karahanlı Türkleri olan Türk Atalılar, Başkurtlar, Kırım ve Kazan Türkleri, Gagavuzlar (Gök Oğuzlar), Kosova, Üsküp, Makedonya, Kerkük, Moğolistan Kazakları, Kumuklar, Karaçaylar, Uygurlar, Karakalpaklar, Azeri Türkleri onun elimizdeki bu eserde adeta resmi geçit yapar gibi gözlerimizin önünden akıp gider.

Gönlünün ve zihninin en derin yerlerindeki ideallerini “Düşe Kalka Geçen Yıllar” kitabının sayfalarına nakış nakış işleyen bu değerli şahsiyeti yürekten kutluyorum.

Bu eser için aynı zamanda Selçuk Uysal Bey’in “Geçen Değil Uçan Yıllar” kitabına eş değer olduğunu söylerken “NUR ÜSTÜNE NUR YAĞDIRMIŞ” dersek daha doğru tanım olacak

Büyük emeklerle ortaya çıkarılan bu eserin kıymeti gelecek yıllarda ses bayrağımız Türkçemizin tanıtılmasına gönül vermiş nesillere örnek olur inşallah…

Yazar
Kirmızılar Kitap

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen