Emekli bir kahraman Türk subayı…
Mustafa Kemal’in askeri olduğunu yürekten haykıran bir cesur ses…
İşte bu cesurca haykırışı yüzünden Silivri zindanında tutulan Türk’ün öz evladı…
Gazeteci Aytuç Eray’a gönderdiği mektubun son cümlesini okurken yazdıkları boğazıma düğümlendi. Mektubu okuduklarında kendini Türk hisseden şahsiyetlerin de aynı duyguları yaşayacaklarına eminim.
“Aytunç Bey, son olarak belirtmek isterim ki: Ben hiç kimseye biat etmeden Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yolda ülkesine hizmet etmiş ve etmeye devam eden bir Türküm. Düşmanlarım ve sevmeyenlerim bellidir. PKK ve siyasi uzantısı, ABD, FETÖ ve cemaatler, NATO. Hepsiyle yaptığım mücadele açıktır. ‘Bugün beni cezaevine atanlar kimdir’ sorusunun cevabı da nettir. Saygılarımla.”
Hainler güruhunun katlettiği çoluk çocuk, öğretmen ve masum siviller bu ülkenin pırlanta yüzlü evlatlarıydı. Bu karanlık el onları bu hayattan koparıp toprağa gömdü. Hiçbir suçları, günahları olmadığı halde bu cani eller onları bizden aldı. İşte içimizdeki serdengeçti Orkun Özeller de bunların gerçek yüzlerini birilerine duyurmak için haykırdı. Heyhat…! Gel gör ki, amacı sadece ve sadece koltuk sevdası olan iki yüzlü renksizler birilerinin emriyle bu kahramanın sesini kesmek için onu zindana tıktı. Oysa bilmezler ki bu cesur yürekler o zindanda bir volkan olup engelleri aşarak bu ülkenin gerçek değerleriyle kavuşacağını.
Orkun zayıf, pısırık, biat eden olmadığı için bugün zindanda yatıyor. O, hayatı boyunca ülkemize zarar vermek isteyen güçlerle mücadele ediyor. Dağ başlarında Allah’tan başka koruyucusu olmayan irfan ordusunun fedakâr öğretmenini korumak için canını siper edip şehitlik mertebesine ulaşan nice kahramanlarımızın kanlarını akıtan bir caniler topluluğuna gerekli cevabı verdiği için bugün Orkun Özeller zindanda. Yazıklar olsun onu bu karanlık taş duvarlara hapseden anlayışa. Yarın başımıza bomba yağdırıp yüzlerce Türk’ün kanına giren FETÖ hainleri için “barış ve kardeşlik” ambalajıyla yine meclis bünyesinde komisyon toplayıp onların gizli ve karanlık canilerini konuşturmayacaklarını kim garanti edebilir. Bize de dönüp “siz barıştan yana değil misini?” diye bir algı yaratma sorusu soracaklardır muhakkak.
Düşünsenize bir öğretmen daha maaş bile almadan o bölgedeki küçücük beyinlere ilim irfan göstermek için babasıyla birlikte gittiği yerde bir gece vakti kanlı eller tarafından hunharca katlediliyor. Bu öğretmen kime ne yapmış? Ülkesine, ülke insanının çocuklarına hizmetten başka bir amacı olmayan bu masum öğretmeni babasıyla birlikte katleden ve bu katle sebep olan karanlık zihniyetliler şimdilerde yüce Türk Milletinin yüce meclisinde “sayın” lı, “önder”li sıfatlarla elleri yıkanmaya çalışılıyor ve Orkun gibi kahraman Türk evlatları da çürütmek için zindanlara atılıyor.
Binlerce insanımızın kanı ellerinde olan bu kanlı katil sürüsünü daha iyi tanıtmak için yıllar önce bir öğretmenler günü öncesinde aşağıda mısraları sıralamıştım içim yanarak. Orkun Özeller’in kucağında şehit olan canlarımızı düşünmek yerine canileri yıkayıp temizlemeğe çalışan zihniyete ithaf ediyorum bu mısraları ve soruyorum: Hançer kimin elinde şimdi?
ŞAFAĞA YETMEYENLERE…
VE
AĞITLAR YETMEYENLERE…
“Fevzi Ateş”im vardı Batman’da batırıldı,
Soğuk kurşunlarla duvarlara çakıldı.
“Nurettinler” nerede yılmayan yürekte mi?
Vefasız diyarda mı üşüyen güneşte mi?
Ömer Serin, Aydın Yılmaz el uzatır telaşla,
Heyhat! Boşa bekler, şehit olur Maraş’la.
Sıra Sadettin’de, Nesrin, Cuma Uğur’da
Sıra sıra namlular merhamete pusuda.
Neşe Alten Bismil’e babasıyla varmıştı,
Aylık bile almadan hainlikle tanıştı.
Tunceli’de iki dağ: Bayram-Nurgül Aladağ,
Yıllar geçti, geçmedi içimdeki yara… Dağ…
Eşmepınar’larımdan su içti Sezgin Yolcu,
Gercüş’te kan izi var unutma bizim yolcu!
Numan-Ayşe Konakçı Bismil’den haykırıyor
Cevap verin ey millet? “Bizi kimler vuruyor?”
Yasemin-Bayram Tekin bayrama yetmediler
Betül’ü kucaklayıp cennete yetirdiler.
Kimi tekti, kimi çift, iki yaşında bebe,
Neden katil bulunmaz kime beyniniz gebe.
Ayağa kalk adalet çadırlarda gezinme?
Uşağın ayağında uşak olup da sinme!
Yarın günümüzmüş! Ne günü ey gafiller!
Yüzlerce öğretmenin kanı şafağı bekler.
Cemal Şafak
Aydın-2010