II. KILIÇARSLAN (1156-1192) (Sultan-ı Muazzam ve Miryokefalon Zaferi)

kirmizilar.com

Rıfat GÜNDAY

II. Kılıçarslan (1113 Aksaray-  1192 Aksaray)  Dedesi  I. Kılıçarslan, babası I.  Mesud’dur. Melik iken 1444 yılında babasıyla birlikte Elbistan  seferine katılarak, şehrin fethinde   bulundu. Elbistan’ın fethi üzerine de buraya melik olarak atanmıştı (1144).

Melik Kılıçarslan, 2 Haçlı Seferi’ne(1147) karşı babasıyla birlikte savaştı. Babası, Sultan I. Mesud  Kilikya Seferi’nden döndükten sonra  hastalandı ve  Sultan Mesud I. öleceğini anlayınca Elbistan Meliki olan oğlu Kılıçarslan’ı (2.Kılıçarslan) Konya’ya çağırıp tahta oturtup, başına tacını koyup ona biat ettikten sonra  vefat etmiştir  (1155).

Ancak Türkiye Selçuklu Devleti , Türk töresi gereği  üç oğlu (II. Kılıç Arslan, Dolat/Devlet ve Şâhinşah arasında paylaştırılmış , ayrıca hanedanın damadı  olan  Danişmentli Yağıbasan’a da Sivas Melikliği verilmişti.Bu durum Sultanın ölümüyle oğulları ve damatları arasında taht kavgalarını  başlatmıştı.

Sultanlığı (1155-1192)

Sultan II. Kılıçarslan’ın   ilk yılları taht mücadeleleriyle geçti. Ayaklanan kardeşlerinden  ortanca kardeşi Dolat’ı (=Devlet) yakalatıp öldürttü.

2.Kılıçarslan’ın küçük kardeşi Şâhinşah Ankara veya  Çankırı cıvarlarına kaçtı. Hanedanın damadı Yağıbasan ise  yeğeni Kayseri hâkimi Zünnûn(Anadolu Selçuklu hanedanının  diğer damadı), Şâhinşah ve diğer Dânişmendli beyleriyle 2.Kılıcarslan’a karşı ittifak oluşturdular. Sonradan  Bizans İmparatoru Manuel de bu ittifakı  destekledi. 2. Kılıcarslan   Ekim -1155 ‘te  Aksaray yakınlarında Yağıbasan ve Dânişmendliler’i bozguna uğrattı. Yağıbasan Sivas’ı Kılıçarslan’a terk ederek  Çankırı’ya kaçtı (ve orada da 1164′ de öldü)

2. Kılıcarslan’ın Dânişmendliler’le(İttifak birliğiyle)  mücadelesin Musul Atabeyi  Nûreddin Mahmud Zengî, Kasım -1155 de  Anadolu Selçuklu  hâkimiyetindeki Antep(Ayıntab) ile Ra‘bân’ı ele geçirdi.Yine  bu fırsattan bir başka  istifade eden  de  Kilikya’nın   hâkimi Ermeni II. Thoros’un kardeşi Stefan 1156 Maraş’ı yağmalayarak tahrip etti. Bunun üzerine 2.Kılıçarslan 1156 yılında Maraş’a yürüyerek kenti yeniden ele geçirdi.  Bu gelişme karşısında Stefan, Maraş-Elbistan arasındaki Pertus kalesi’ni Selçuklular’a bırakıp af dileyerek barış istedi. 2.Kılıçarslan daha sonra topraklarına saldıran Musul atabey’i  Nurettin Mahmud Zengi’nin üzerine yürüdü . Antep’i zaptedip Ra‘ban üzerine yürümüşti ki , Kudüs kralı ile Antakya Prinkepsi , Nûreddin’in topraklarına saldırdı. Haçlılara karşı savunmaya geçen  Nûreddin işgal ettiği yerleri 2.Kılıcarslan’a geri verip  Halep’e çekildi (1157). 2.Kılıçarslan N.M. Zengi’nin hastalanmasının ardından Tokat, Niksar ve Sivas’ı ele geçirdi. Mengücekoğulları’nı da egemenliği altına alarak Fırat Nehri’nden Sakarya Nehri’ne kadar uzanan topraklarda yeniden Anadolu Selçuklu hakimiyetini  temin etti.

Anadolu Selçukluların toparlandığını gören Doğu Roma  İmparatoru M. Komnenos Anadolu’ya sefere çıktı. 2.Kılıcarslan’ın ele geçirdiği yerleri geri aldı ve 1158 yazında Kilikya’ya karşı bir seferinin hazırlıklarını tamamlayarak  aynı yılın sonbaharında Kilikya’yı yeniden hâkimiyetine aldı. Manuel K. tekrar Anadolu seferine çıkarak  Nisan- 1159’da Antakya’ya girerek gücünü hem Ermenilere  hem de  Latinler’e  göstermiş oldu. Manuel İstanbul’a dönüş  sırasında ana ordusundan ayrılan birliklerine Karaman(Lârende) ve Kütahya’da Türkmenler saldırarak kayıplar verdirince bunun intikamını almaya karar verdi. İmparator, ertesi yıl 2.Kılıcarslan’a karşı ortak bir cephe oluşturduktan sonra sefere çıkarak Eskişehir’e(Dorylaion/Sultanönü)   saldırıp  insan ve hayvanları esir alarak  götürdü. 

2.Kılıçarslan  bunun üzerine  batıdan gelecek tehditleri azaltmak üzere 1162’de İstanbul’a giderek  İmparator I. Manuel Komnenos ile görüştü.Burada  ilginç bir olay  meydana gelmiş: Sultan İstanbul’a girmeden önceki gece büyük bir deprem meydana gelmiş, ayrıca   Sultan İstanbuldayken(Nova Roma/Konstantinapolis)   İmparator Manuel ‘le birlikte İstanbul’da bir at yarışı izlediği sırada yarış meydanında bulunan sütuna çıkan Türklerden biri stadyum üzerinde uçacağını haykırarak -uçmak için-kendini  bir kuleden aşağı ,rüzgara bıraktıysa da düşerek ölmüştür. Sultan Kılıçarslan, hem bu cesur Türk’ün ölümünden hem de  Doğu Roma ’nın huzurunda yapılan bu uçuş denemesinin başarısızlığa ulaşmasından dolayı büyük bir üzüntü duydu. (Türk Tarihinin ilk uçuş denemesinin Osmanlı Padişahı IV. Murad zamanında (1623-1640) Hezârfen Ahmed Çelebi  tarafından gerçekleştirildiği ve başarıya ulaştığı ancak 1162 denemesinin ise başarısızlığa ulaşmış olması yinede ilk deneme oluşu bakımından  önemlidir.)

Sultan 2.Kılıçarslan  İstanbul ziyaretinde Doğu Roma  ile bir antlaşma yaparak  karşılıklı yardımlaşma yapılmasını kararlaştırdılar. Sultan Bizans imparatorundan 1162’de yapılan antlaşma uyarınca Doğu Roma’ya  geri vermeyi vaad ettiği şehirleri teslim almak üzere bir D.Roma  kuvvetinin gönderilmesini istedi. Ancak sultanın uyguladığı başarılı taktik sayesinde İmparatorun  birliği Anadolu’dan eli boş döndü. 2.Kılıçarslan 1163 yılında Danişmendliler (Melik Yağıbasan üzerine)üzerine yürüdü. 1165’te Elbistan, Darende ve Tohma Suyu kıyılarını, 1169’da da Kayseri ile Zamantı yöresini ele geçirdi. Daha sonra kardeşi Şahinşah’ın üzerine yürüdü. Ankara ve Çankırı’yı fethetti.1171 yılında Malatya’yı kuşattıysa da bir süre sonra geri çekilmek zorunda kaldı. 

Bu sırada imparator da  Selçuklulara karşı bir sefer hazırlığı için Eskişehir’e geldi ve yıkılmış olan Eskişehir (Dorylaion/Durusilya/Sultanönü) Kalesi’ni(=Şarhüyük Kalesi) tekrar inşa ettirdi(1175). Daha sonra Menderes ovasına inerek Homa (Sublaion) Kalesi’ni yeniden yaptırıp buraya bir garnizon yerleştirdi İmparatorun Türkmenler’e karşı çifte savunma hattı oluşturması da pek işe yaramadı ve Türkmen saldırıları devam etti.

N. M.Zengi’nin  yanında yetişen  ve Mısır’ı fetheden  Selahaddin Eyyübi de ilgisini Kudüs’e yöneltince  Sultan 2.Kılıçarslan Anadoludaki beylerin destekçisi de kendiliğinden ortadan kalkınca   Kayseri meliki olan kayınbiraderi Danışmendli Zunnun ve şehzadesi Şahinşah’ın birleşik ordusunu yendi ve onlar da  D.Romaya  sığınmak zorunda kaldılar.  AnkaraDarende ve Kayseri‘yi onlardan(Danişmentliler)  aldı. 1175’te kayınbiraderi Danışmendli Yağıbasan’ın oğullarını Selçuklu uç beyleri tayin ederek Danişmendlilerin egemenliğine son verdi. Musul atabeyleri Zengiler‘den de bazı topraklar ele geçirdi ve Ermeni Derebeyi Toros’u da etkisiz hale getirdi, Danişmendlilerin elindeki tüm kentleri alarak Danişmentli beyliğine de   son verdi.(1178)  Danişmendli Zunnun ile şehzadesi Şahinşah da Bizans’a sığınmış haldeyken  2. Kılıçarslan’ın ülkesini sürekli genişletme  ve Anadolu’daki hakimiyetini  geliştirme çabalarına son vermek isteyen  D.Roma İmparatoru Manuel Komnenos  hazırladığı büyük  bir orduyla Anadolu Selçuklu Devleti’ne karşı harekete geçerek Anadolu seferi hazırladı. (1176)

Doğu Roma ile  savaş, Miryokefalon (Myriokephalon)- Düz Bel  Muharebesi 

1176 yazında Doğu Roma İmparatorluğu , içinde çok sayıda Frank, Alman ,İngiliz, Macar , Sırp , ,Gürcü  ile Peçenek ve Kuman  paralı askeri bulunan iki ordu ile 2. Kılıçarslan üzerine yürüyüşe geçtiler. Birinci ordu  Kuzeyden yürüyen ve İmparator’un amca oğlu General Andronikos Vatatzes komutasındaki ordu Kastamonu ve Amasya üzerinden Eylül 1176’da Niksar‘a gelip bu kaleyi kuşattı. Fakat bu yörede bulunan Selçuklu ordusu ile sur önlerinde yapılan “Niksar Muharebesi”‘nde D. Roma’nın 1.Ordu Kolu    çok büyük bir yenilgiye uğradılar , savaşta  ölenler arasında ordu komutanı Vatatzes da bulunuyordu. Gazi Selçuklular  Niksar muharebesinde ölen  Bizans ordusunun 1.kol komutanı  Vatatzes’in başını Konya’ya 2. Kılıçarslan huzuruna gönderdiler.

kirmizilar.comDoğu Roma’nın  2.Ordusu ise bizzat  Manuel K.komutasında ; Anadolu Coğrafyasına hakim klavuzlar  , paralı askerler , ağır birlikler   ve ağır muharebe  teçhizatlarıyla birlikte  ( “Grejuva-Rum ateşi” ve taş gülleler atan mancınıklar, uzun menzilli mızrak atan ağır okları  , Katran – Keçe – savaş mühimmatı  taşıyan araba,  gıda ile su taşıyan arabaların  toplamı   üç binden fazla arabadan oluşan    konvoy) birlikte Balıkesir, Alaşehir, Denizli (Laodikeia), Honaz, Çivril   üzerinden(D.Roma  ordusu  ordu- lojistik ihtiyaçları için kendi arazisi üzerinden yolu uzatmak pahasına bu uzun güzergahı kullanıyordu) ve Kufi  çayı vadisinden Miryokefalon Kalesi’ne doğru ilerlemekteydi,hedefi Baş şehir Konya idi. (Miryokefalon savaş yeri  belirleme çalıştayında çıka genel kanaate  göre D.Roma  ordusu Kufi çayı vadisinde muharebeye girmiştir) Anadolu Selçuklu kuvvetleri, D.Roma  ordusu daha Konya’ya ulaşmadan buldukları her fırsatta   çok büyük gruplar hâlinde yolları tutuyor ve ilerlemekte olan İmparatorun  kuvvetlerine baskınlar düzenliyor , “Vur-Kaç”  taktiği uygulayarak yıpratıyorlardı. Çıkan hastalıklar nedeniyle de pek çok D.Roma  askeri ölmüştü.Nihayet Işık gölünden sonra Çivril yakınındaki  Miryokefalon bölgesindeki dar ve sarp bir vadiye/ Kufi çayı vadisine  giren D.Roma  ordusu, yamaçlarda mevzilenmiş Türklerin ani saldırısı ile karşılaştı. Türk birlikleri geçidin çıkışını da  kapattığından dolayı çıkış yolu bulamayan D.Roma  ordusu paniğe kapıldı. Savaşa katılan Manuel K, muhafız kuvvetlerinin olağanüstü çabaları ve desteği sayesinde geriye doğru kaçarak ancak hayatını kurtarabildi.

 kirmizilar.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kufi çayı vadisinde devam eden saldırılar/muharebeler  sonucunda D.Roma  ordusu,Türkler  tarafından  imha edilmiştir. 17 Eylül 1176 tarihi Miryokefalon (Düz bel ) Zaferi  olarak tarih sayfalarında Malazgirt zaferini(1071) pekiştiren kıymetli bir zafer olarak yerini almıştır. Ağır kayıplar vererek neredeyse ordusunun  tamamını kaybeden  İmparator M.Komnenos Sultana barış teklifinde bulundu. Sultan Eskişehir’deki(Dorylaion/Sultanönü )  istihkamların yıkılması şartıyla ve 100.000 altın karşılığında bu öneriyi kabul etti.(Bu istihkamlar Eskişehir’in batısında yeralan Kütahya yolunda bulunan D.Roma’nın savunma istihkamları olup ,Şarhöyük Kalesini kapsamıyordu)

Bu zaferin ardından 2. Kılıçarslan, Kütahya ve Eskişehir’i yeniden  ele geçirmiştir. 

Miryokefalon Zaferi , özellikle Anadolu’nun Türkleşip İslâmlaşması açısından çok önemli bir dönüm noktası teşkil eder. Malazgirt yenilgisinden beri Anadolu’yu geri alabileceklerini ümit eden Doğu Roma’nın bu ümitleri Miryokefalon’da uğradıkları hezimetle tamamen yok olmuştur. Anadolu Selçukluları bir yandan Anadolu’yu imar ederken bir yandan da bu tarihten itibaren  D.Romaya yönelik Türk akınlarına  devam edilmiştir. Doğu Roma İmparatorluğu  elindeki toprakları koruyabilmek için savunmaya çekilmiştir. Ege sahil şeridi dışında Anadolu’da hâkimiyet Türkler’in eline geçmiştir. Bu zaferle Haçlı istilalarının doğurduğu olumsuz sonuçlar da ortadan kaldırılmıştır. Sultan 2. Kılıcarslan, başta halife olmak üzere komşu hükümdarlara zafernâmeler göndermiş, Miryokefalon  zaferi İslâm ülkelerinde bayram sevinciyle kutlanmıştır.

Anadolu Selçuklularla antlaşmanın ardından İstanbul’a hareket eden Manuel K, Homa/Gümüşsu (Sublaion)’u tahrip ettiği halde Eskişehir /Sultanönü(Dorylaion)’u yıktırmadı. Sultan 2. Kılıcarslan da Menderes bölgesine 24.000 kişilik askerî birlik sevkederek onun bu davranışına karşılık verdi . Kılıçarslan, sadece D.Roma’nın değil bütün Doğu’nun kaderini belirleyen bu zaferiyle batı sınırlarını güvenceye  almış,  Doğu Roma İmparatorluğu  ise bir daha eski gücüne kavuşamamıştır.

Batı sınırlarını güvence altına aldıktan sonra 2.Kılıçarslan   doğuya yöneldi. 1178’de Malatya’yı fethetti. Bir ara Selahaddin Eyyubi ile çekişmeye girdiyse de geri çekilip  1180’de Malatya’ya geri döndü. İlerlemiş yaşına rağmen Batı Anadolu’da yeni fetihler yaptı.

Daha sonra ülkesini 11 oğlu arasında paylaştırdı. Kılıçarslan ömrünün son günlerini huzur içinde geçirmeyi umuyordu. Fakat oğullarının daha kendisi sağken saltanat kavgasına girmeleri buna mani oldu. Büyük oğlu Kutbeddin Melikşah babasına karşı savaş açarak kendisini zorla veliaht yaptırdı ve 1189 yılında Konya’da tahta oturdu.

kirmizilar.com kirmizilar.com

3.Haçlı Seferine karşı mücadelesi

Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin Kudüs’ü fethetmesi (1187) Avrupa’da büyük yankı uyandırması üzerine  Papa VIII. Gregorius III. Haçlı Seferi için yeni bir çağrıda bulundu.3.Haçlı seferine İngiliz ,Fransız ve Alman kralları katılacaklarını ilan ettiler. İlk önce hazırlıklarını tamamlayan Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa, Mart 1190’da Gelibolu’dan Anadolu’ya geçip güneye ilerleyerek Uluborlu civarında A.Selçuklu topraklarına girdi. Bu bölgenin hâkimi olan Melik Gıyâseddin Keyhusrev ağabeyleri Kutbeddin Melikşah ve Muhyiddin Mesud ile birlikte Haçlılar’a karşı kahramanca savaştı. Ancak Haçlı ordusu karşısında endişeye kapılan Kılıcarslan  savaşa girmektense küçük birliklerle onlara baskın düzenlemeyi tercih etti.(Yeniden Anadolu şehirlerinin tahrip edilmemesi için şehirler boşaltılıyor ve yiyecek bırakılmıyordu) Friedrich Barbarossa, 17 Mayıs 1190’da Kılıçarslan’ın oğlu Kutbeddin Melik Şah ve diğer Selçuklu melikleri tarafından sevk ve idare edilen Selçuklu ordusunu yenerek sultan tarafından boşaltılmış olan Baş şehir Konya’ya girdi. Daha sonra Haçlılar 2. Kılıçarslan’ın barış önerisini kabul ederek(Haçlıları bir an önce Anadolu’dan uzaklaştırmak amacıyla) Kudüs’e doğru yola çıktılar.(Alman imparatoru  V. Friedrich Göksu ırmağı boyunca Akdenize doğru ilerlerken , Silifke ırmağında  boğulmuş(10 Haziran 1190) , ordusunun büyük kısmı dağılmış , oğlu VI. Friedrich ancak 5.000 askerle Kudüs’e ulaşabilmiştir. (Artık Anadolu’dan geçmenin zorluklarını ve tehlikelerini gören  3.Haçlı ordusunun İngiliz ve Fransız kolları deniz yoluyla Filistin’e gitmişlerdir.)

2.Kılıçarslan. oğlu Kutbeddin Melikşah’ın yanında gözaltında tutuluyorken  bir fırsatını bulup oğlu Nurettin’in yanına kaçtı.(1191) Daha sonra öteki oğullarını da dolaştı ancak hiçbirinden sevgi ve saygı göremedi. İlerlemiş yaşıyla oğullarından yüz bulamayan  2.Kılıçarslan  en sonunda  küçük oğlu I. Gıyaseddin Keyhüsrev onu hürmetle karşıladı. Bunun üzerine Kılıçarslan, küçük oğlu  Gıyaseddin’i veliaht ilan etti. Birlikte Kutbeddin Melikşah’ın üzerine yürüdüler. K.Melikşah Aksaray’a kaçtı. 2. Kılıçarslan son bir kez daha  tahta oturdu(1191). Ardından Kutbeddin Melikşah’ı izleyerek  takiple Aksaray’a geldi. Burada hastalanan Kılıçarslan Konya’ya dönerken yolda 79 yaşında iken  vefat etti.(26 Ağustos 1192) Naaşı Konya’ya götürülerek Alâettin tepesindeki Alâettin  caminin avlusunda bulunan Sultanlar  türbesine(Sultan 2.Kılıçarslan’ın yaptırdığı söylenmektedir)   defnedildi

Dönemi

II. Kılıçarslan döneminde ilk olarak Danişment baskısını yok ederek devletin tam bağımsızlığını ve Anadolu Türk Birliğini büyük ölçüde tesis etmiştir.(Ege-Akdeniz-Marmara   sahillerine hala D.Roma  hakimdi.) Miryokefalon zaferiyle  Doğu Roma İmparatorluğunu tehdit olmaktan çıkartmış, Batı hudutları yeniden Marmara bölgesine (Eskişehir-Kütahya-Sakarya ‘ya kadar) ulaşmıştır. Hükümdarlığı sırasında imar hareketine girişilmiş ve Türkistan’dan gelen binlerce Türkmen Anadolu’ya yerleştirilmiştir. Konya civârında Gündoğdu, Apa-Çimen ve Turgut adlı Türk köylerinin meydana çıkması  onun dönemindeki iskân/yerleştirme  siyasetinin sonuçlarıdır.

Döneminde Aksaray’ı adeta    yeniden inşa ettirip (1170-71)Dârüzzafer/ Dârülcihad adını vererek askerî bir üs haline getiren 2.Kılıçarslan buraya  camiler, zâviyeler, medreseler ve bir kervansaray yaptırarak Azerbaycan’dan getirdiği gazi ve âlimleri buraya yerleştirmiş, gazâ ruhunun bozulmaması için kötü ahlâklı insanların şehre girmesini yasaklamıştır. (Aksaray’daki Muzafferiye Medresesi de muhtemelen onun döneminde yapılmıştır) Onun döneminde Baş şehir Konya muhteşem bir şehir haline geldi. Babası Mesud tarafından inşasına başlanan ve Alâeddin Keykubad’ın banisi olarak bilinen  cami ve saray  2.Kılıcarslan tarafından yaptırılmıştır.(Ancak Alâettin  Cami kitabesinde belirtildiği üzere camii  Alâattin Keykubat tamamlamıştır.)  O dönemde Konya’da faal olan Alâettin tepesindeki Sultâniyye Medresesi ile Altun-aba Medresesi Kılıcarslan zamanında yapılmıştır. Aksaray’a bir konak mesafede Kılıçarslan Kervansarayı adıyla bilinen (Pervane  ribâtı da denilmiş) Kervensarayı  o inşa ettirmiş ve Uluslararası ticaretin gelişmesini sağlamıştır. 2.Kılıçarslan 36  yılı aşan saltanatı boyunca adaletiyle sadece Türklerin değil yönetimi altında yaşayan gayrimüslimlerin de  güvenini kazanmış, Anadolu’da  yeniden Türk vatanını kurmuştur. (Onun döneminde Anadolu’nun ismi Türkiye/Türkeli olarak hem doğuda hem batıda iyice pekişmiştir) Anadolu Selçukluları’nda bilinen ilk gümüş sikke (1175) ve  ilk altın sikke de (1177)  2.Kılıcarslan zamanında basılmıştır                                                                        Rifat Günday                                                                                                                Başöğretmen-Tarih(e)

KAYNAKLAR 

1- İslâm Ansiklopedisi
2- Ali Sevim ,Erdoğan Merçil : Selçuklu Devletleri Tarihi ,TTK Yayınları
3- Osman Turan ,Selçuklular ve Türk-İslam Medeniyeti ,Ötüken Yayınları
4- Osman Turan , Selçuklular Tarihi ve Türk-İslam Medeniyeti, Ötüken Yayınları İstanbul-2014.
5- Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1993

6- Rıfat Günday, Sultan I.Mesut; https://www.kirmizilar.com/tr/index.php/kategoriler/tarihten/6557-i-mesut-2-hacli-seferiyle-mucadelesi-ve-2-eskisehir-savasi-rifat-gunday
7- Türk Tarih kurumu  Miryokefalon Savaşı’nın Yeri Çalıştayı, Ankara- 8-9 Mayıs 2017

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen