İrrasyonel sermaye aranıyor!

Tam boy görmek için tıklayın.

İbrahim KAHVECİ

Mehmet Şimşek Cuma günü konuştu.

“Büyüme kompozisyonundaki iyileşme çok net. Bu sürdürülebilir büyümeye yönelik önemli bir çıkıştır. Cari açık geçen sene Mayıs ayında 60 milyar doların üzerindeydi, şubat ayı itibari ile 30 milyar doların altına düşmüştür. Biz yatırımı, istihdamı, üretimi ve özellikle de ihracatı önceliklendireceğiz. Verimlilik ekonomisi peşindeyiz. Cari açık 60 milyar dolardan 30’un altına düşmesi muhtemelse bu programın çok iyi çalıştığını gösteriyor.”

***

Başlıkta neden “İrrasyonel sermaye aranıyor” ifadesini kullandım? Çünkü verilen rakamlar doğru ama eksik. Yani dürüst değiliz.

Önce Mehmet Şimşek’in rakamlarını verelim (milyon $):

Cari açık Mayıs 2023 : -60.145

Cari açık Şubat 2024 : -31.829

Görüldüğü gibi cari açıkta iyileşme 28 milyar 306 milyon dolar.

Evet, Mehmet Şimşek doğru söyledi ama dürüst söylemedi. Gelin o kısmı biz tamamlayalım:

Yine ödemeler dengesi verilerinden izah edelim:

Mayıs 2023 net enerji ve altın ithalatı: -101.355

Şubat 2023 net enerji ve altın ithalatı: -67,820

Enerji ve altın ithalatında iyileşme 33 milyar 535 milyon dolar.

Yani cari işlemlerdeki 28,3 milyar dolarlık iyileşme olmuş ama enerji ve altın ithalatında 33,5 milyar dolarlık iyileşme olmuş. Burada şunu görelim: Enerji ve altın hariç dış ticarette iyileşme değil, tersine 5,2 milyar dolar bozulma olmuş.

Bakın burası önemli: Çünkü altın ve enerji ithalat ve ihracatı ekonomik aktiviteyi yansıtmaz. O nedenle gerçek gidişat altın ve enerji hariç dış açığa ve cari açığa bakılır.

Yarın enerji fiyatları yükseldiğinde cari açık yine patlayacak ve Mehmet Şimşek’in dediği gibi bu durum asla ve asla “sürdürülebilir” olmayacak.

***

Bu durumu geçen hafta da yazdım; hatta grafikle verdim. Tekrar ederek TÜİK verilerinden gidelim: (Nisan 2023-Nisan 2024)

Dış açık -120,4 milyar dolardan -93,0 milyar dolara düşerek 27,4 milyar dolar iyileşme oldu. Lakin iyileşme altın ve enerji ithalatındaki 32,9 milyar dolarlık düşüşten geldi. Hatta altın ve enerji hariç tutulduğunda dış ticarette 5,6 milyar dolar bozulma artmış.

Neden mi bozulma devam ediyor? Çünkü çılgın gibi tüketmeye devam ediyoruz. Faiz artışları henüz tüketim malı ithalatına hiç etki etmediği gibi yıllık tüketim malı ithalatı 36,0 milyar dolardan 50,9 milyar dolara yükseldi. Tüketim malı ithalatı faiz artış döneminde 14,9 milyar dolar, yani yüzde 41,3 artış göstermiştir.

Tekrar edelim: Dış ticarette Mehmet Şimşek’in dediği gibi yapısal iyileşme yok, tersine yapısal bozulma artarak devam ediyor.

***

Gelelim bir başka fasıla…

Ocak-Mart bütçe verileri.

Vergi gelirleri %113 artışla 1 trilyon 344 milyar liraya ulaştı. Özellikle dahilde alınan vergiler %150 artışla 591 milyar liraya ulaştı. Dahilde alınan KDV ise %216 artış gösterdi.

Bakınız bu oranlar çok önemli: Tüketime dayalı vergi gelirleri yüzde 150 gibi muazzam artış gösteriyor. Hem de Mart ayı itibari ile TÜİK enflasyonu %68,5 açıklamışken.

Bu ne anlama geliyor? Yani enflasyonun yüzde 68,5 olduğu yerde tüketim vergileri nasıl yüzde 150 artabilir?

Ya resmi enflasyon gerçek değil ya da tüketimde yüzde 50’ye varan reel artış yaşanmaktadır.

Ben her ikisinin de olduğunu düşünüyorum. Yani hem reel tüketim artışı devam ediyor ama hem de açıklanan enflasyon gerçek değil.

***

Enflasyon meselesi çok önemli.

Bakınız Koç Üniversitesi “Enflasyon Beklenti Anketi (TEBA)” sonuçlarını açıkladı. Vatandaş 2023 Nisan ayından bu Nisan ayına fiyatların yüzde 119 arttığını düşünüyormuş.

Ama olamaz… Merkez Bankası ‘Rezerv Para’ artışı da tam yüzde 119 artış göstermiş. MB parasındaki artış ise yüzde 258…

MB bilançosunda 818 milyar liralık KKM zararı ile oluşan şişmeler de dikkate alındığında parasal büyümelerin yüzde 100’ün üstünde gerçekleştiğini görüyoruz. O zaman nasıl oluyor da hem tüketim çılgınlığı (yani aşırı yüksek talep) hem de bu parasal genişleme enflasyona bu derece yol açmıyor?

Bir not daha ekleyeyim: Son aylarda Türkiye Avrupa’dan bile pahalı hale geldi serzenişlerini boşuna yaşamıyoruz. Türkiye’de normal ötesi bir fiyat şişkinliği yaşanıyor.

Ama TÜİK açıklamıyor.

Hatta TÜİK yargı kararlarına da uymuyor. 2022 yılı Nisan ayında yayından kaldırdığı “Madde Sepeti” fiyatlarını yargı kararına rağmen yayınlamıyor.

Bu durumları neden yazıyorum: Ne açıkladığımız verileri tam olarak izah ediyoruz, ne de açıklanan verilerin güvenilirliğini sağlamaya yönelik bir çapa gösteriyoruz.

***

Gelelim verimliliğe… Sanırım Mehmet Şimşek Türkiye’nin ihracatındaki teknolojik tıkanıklığı da görmüyor.

Türkiye eskiden ihracatının yüzde 5-6’sını yüksek teknolojik ürünlerden yapardı. 2007 yılından beri, bu oran yüzde 3 bantlarında seyrediyor. Orta teknolojik ürün ihracatı ile birleştirildiğinde “Orta ve Üst” teknolojik ürün ihracatımız 2007 yılından beri yüzde 40 sınırına hapsolmuş şekilde öylece duruyor.

Eğitim sistemi çökmüş bir ülkede değer artışını sadece TÜİK verileri ile oynayıp sanal yükseltebilirsin. Beyin göçü olan bir ülkede sürdürülebilir bir teknolojik ilerleme ise sadece hayal ürünü olarak birkaç siyasetçinin dilinde kalır, o kadar.

AK Parti Türkiye’nin az da olsa süren kalkınma sürecini tamamen durdurarak Türkiye’yi yapısal olarak yıkıma götüren parti olmuştur. Maalesef ki, durum bu derece acı ve vahimdir. (Rakamlarla defalarca vermiştim: Özal öldü kalkınma bitti)

***

Acı ama gerçek şu ki, Mehmet Şimşek programın ana yükünü dar gelirliye kesmeye karar vermiş durumda. Mesela Devletin kasasını boşaltan Hazine garantili müteahhit işlerine hiç kafasını yormuyor veya yoramıyor.

İşi gücü asgari ücreti artırmamak, emekliye veya memura daha az zam vermek ve kamu yatırımlarının son kırıntılarını da kesmek.

Hukuk yok, adalet yok, eğitim yok, doğru veri yok, güven yok, iyileşme yok ama sermaye arıyoruz. Sanırım aradığımız sermaye rasyonel bir sermaye değil; olsa olsa enayi sermayesi olabilir. Bu kadar akıldışı ekonomiye hangi rasyonel sermaye Türkiye riskini üstlenerek gelir?

EK: Resmi enflasyonu düşük açıklayarak milyonlarca sabit gelirlinin günahına girenler bilesiniz ki bu günah hepinize yeter. Maalesef iktisadi ve hukuki bir dil kullanmak size yetmiyor. O nedenle İSLAMİ söylemle GÜNAHINIZI hatırlatıyorum.

—————————————-

Kaynak:

https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/irrasyonel-sermaye-araniyor-1599861

İbrahim KAHVECİ

Mehmet Şimşek Cuma günü konuştu.

“Büyüme kompozisyonundaki iyileşme çok net. Bu sürdürülebilir büyümeye yönelik önemli bir çıkıştır. Cari açık geçen sene Mayıs ayında 60 milyar doların üzerindeydi, şubat ayı itibari ile 30 milyar doların altına düşmüştür. Biz yatırımı, istihdamı, üretimi ve özellikle de ihracatı önceliklendireceğiz. Verimlilik ekonomisi peşindeyiz. Cari açık 60 milyar dolardan 30’un altına düşmesi muhtemelse bu programın çok iyi çalıştığını gösteriyor.”

***

Başlıkta neden “İrrasyonel sermaye aranıyor” ifadesini kullandım? Çünkü verilen rakamlar doğru ama eksik. Yani dürüst değiliz.

Önce Mehmet Şimşek’in rakamlarını verelim (milyon $):

Cari açık Mayıs 2023 : -60.145

Cari açık Şubat 2024 : -31.829

Görüldüğü gibi cari açıkta iyileşme 28 milyar 306 milyon dolar.

Evet, Mehmet Şimşek doğru söyledi ama dürüst söylemedi. Gelin o kısmı biz tamamlayalım:

Yine ödemeler dengesi verilerinden izah edelim:

Mayıs 2023 net enerji ve altın ithalatı: -101.355

Şubat 2023 net enerji ve altın ithalatı: -67,820

Enerji ve altın ithalatında iyileşme 33 milyar 535 milyon dolar.

Yani cari işlemlerdeki 28,3 milyar dolarlık iyileşme olmuş ama enerji ve altın ithalatında 33,5 milyar dolarlık iyileşme olmuş. Burada şunu görelim: Enerji ve altın hariç dış ticarette iyileşme değil, tersine 5,2 milyar dolar bozulma olmuş.

Bakın burası önemli: Çünkü altın ve enerji ithalat ve ihracatı ekonomik aktiviteyi yansıtmaz. O nedenle gerçek gidişat altın ve enerji hariç dış açığa ve cari açığa bakılır.

Yarın enerji fiyatları yükseldiğinde cari açık yine patlayacak ve Mehmet Şimşek’in dediği gibi bu durum asla ve asla “sürdürülebilir” olmayacak.

***

Bu durumu geçen hafta da yazdım; hatta grafikle verdim. Tekrar ederek TÜİK verilerinden gidelim: (Nisan 2023-Nisan 2024)

Dış açık -120,4 milyar dolardan -93,0 milyar dolara düşerek 27,4 milyar dolar iyileşme oldu. Lakin iyileşme altın ve enerji ithalatındaki 32,9 milyar dolarlık düşüşten geldi. Hatta altın ve enerji hariç tutulduğunda dış ticarette 5,6 milyar dolar bozulma artmış.

Neden mi bozulma devam ediyor? Çünkü çılgın gibi tüketmeye devam ediyoruz. Faiz artışları henüz tüketim malı ithalatına hiç etki etmediği gibi yıllık tüketim malı ithalatı 36,0 milyar dolardan 50,9 milyar dolara yükseldi. Tüketim malı ithalatı faiz artış döneminde 14,9 milyar dolar, yani yüzde 41,3 artış göstermiştir.

Tekrar edelim: Dış ticarette Mehmet Şimşek’in dediği gibi yapısal iyileşme yok, tersine yapısal bozulma artarak devam ediyor.

***

Gelelim bir başka fasıla…

Ocak-Mart bütçe verileri.

Vergi gelirleri %113 artışla 1 trilyon 344 milyar liraya ulaştı. Özellikle dahilde alınan vergiler %150 artışla 591 milyar liraya ulaştı. Dahilde alınan KDV ise %216 artış gösterdi.

Bakınız bu oranlar çok önemli: Tüketime dayalı vergi gelirleri yüzde 150 gibi muazzam artış gösteriyor. Hem de Mart ayı itibari ile TÜİK enflasyonu %68,5 açıklamışken.

Bu ne anlama geliyor? Yani enflasyonun yüzde 68,5 olduğu yerde tüketim vergileri nasıl yüzde 150 artabilir?

Ya resmi enflasyon gerçek değil ya da tüketimde yüzde 50’ye varan reel artış yaşanmaktadır.

Ben her ikisinin de olduğunu düşünüyorum. Yani hem reel tüketim artışı devam ediyor ama hem de açıklanan enflasyon gerçek değil.

***

Enflasyon meselesi çok önemli.

Bakınız Koç Üniversitesi “Enflasyon Beklenti Anketi (TEBA)” sonuçlarını açıkladı. Vatandaş 2023 Nisan ayından bu Nisan ayına fiyatların yüzde 119 arttığını düşünüyormuş.

Ama olamaz… Merkez Bankası ‘Rezerv Para’ artışı da tam yüzde 119 artış göstermiş. MB parasındaki artış ise yüzde 258…

MB bilançosunda 818 milyar liralık KKM zararı ile oluşan şişmeler de dikkate alındığında parasal büyümelerin yüzde 100’ün üstünde gerçekleştiğini görüyoruz. O zaman nasıl oluyor da hem tüketim çılgınlığı (yani aşırı yüksek talep) hem de bu parasal genişleme enflasyona bu derece yol açmıyor?

Bir not daha ekleyeyim: Son aylarda Türkiye Avrupa’dan bile pahalı hale geldi serzenişlerini boşuna yaşamıyoruz. Türkiye’de normal ötesi bir fiyat şişkinliği yaşanıyor.

Ama TÜİK açıklamıyor.

Hatta TÜİK yargı kararlarına da uymuyor. 2022 yılı Nisan ayında yayından kaldırdığı “Madde Sepeti” fiyatlarını yargı kararına rağmen yayınlamıyor.

Bu durumları neden yazıyorum: Ne açıkladığımız verileri tam olarak izah ediyoruz, ne de açıklanan verilerin güvenilirliğini sağlamaya yönelik bir çapa gösteriyoruz.

***

Gelelim verimliliğe… Sanırım Mehmet Şimşek Türkiye’nin ihracatındaki teknolojik tıkanıklığı da görmüyor.

Türkiye eskiden ihracatının yüzde 5-6’sını yüksek teknolojik ürünlerden yapardı. 2007 yılından beri, bu oran yüzde 3 bantlarında seyrediyor. Orta teknolojik ürün ihracatı ile birleştirildiğinde “Orta ve Üst” teknolojik ürün ihracatımız 2007 yılından beri yüzde 40 sınırına hapsolmuş şekilde öylece duruyor.

Eğitim sistemi çökmüş bir ülkede değer artışını sadece TÜİK verileri ile oynayıp sanal yükseltebilirsin. Beyin göçü olan bir ülkede sürdürülebilir bir teknolojik ilerleme ise sadece hayal ürünü olarak birkaç siyasetçinin dilinde kalır, o kadar.

AK Parti Türkiye’nin az da olsa süren kalkınma sürecini tamamen durdurarak Türkiye’yi yapısal olarak yıkıma götüren parti olmuştur. Maalesef ki, durum bu derece acı ve vahimdir. (Rakamlarla defalarca vermiştim: Özal öldü kalkınma bitti)

***

Acı ama gerçek şu ki, Mehmet Şimşek programın ana yükünü dar gelirliye kesmeye karar vermiş durumda. Mesela Devletin kasasını boşaltan Hazine garantili müteahhit işlerine hiç kafasını yormuyor veya yoramıyor.

İşi gücü asgari ücreti artırmamak, emekliye veya memura daha az zam vermek ve kamu yatırımlarının son kırıntılarını da kesmek.

Hukuk yok, adalet yok, eğitim yok, doğru veri yok, güven yok, iyileşme yok ama sermaye arıyoruz. Sanırım aradığımız sermaye rasyonel bir sermaye değil; olsa olsa enayi sermayesi olabilir. Bu kadar akıldışı ekonomiye hangi rasyonel sermaye Türkiye riskini üstlenerek gelir?

EK: Resmi enflasyonu düşük açıklayarak milyonlarca sabit gelirlinin günahına girenler bilesiniz ki bu günah hepinize yeter. Maalesef iktisadi ve hukuki bir dil kullanmak size yetmiyor. O nedenle İSLAMİ söylemle GÜNAHINIZI hatırlatıyorum.

—————————————-

Kaynak:

https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/irrasyonel-sermaye-araniyor-1599861

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen