Ağustos 2018’de 2016 ortasında başlayan finansal kriz reel krize dönüşmeye başlamıştı. Aralık 2018’e kadar harcamalarımızdan dayanıklı ve yarı dayanıklı tüketimden kısmıştık ama henüz boğazımızdan kısmamıştık.
Oysa Aralık 2018’de bir önceki yılın aynı ayına göre artan nüfusa rağmen gıda harcamalarımız reel olarak yüzde -2,5 azalmıştı. Boğazımızdan kısmaya maalesef Ocak 2019’da da devam ettik. Hatta yüzde -2,9 azalan gıda harcaması bize krizin boğazımızı daha sert vurduğunu gösteriyor.
*****
İbrahim KAHVECİ
Her ne kadar siyaset meydanlarında “Bizi kıskanıyorlar, bize saldırıyorlar vs” cümleler kullanılsa bile durumumuz pek iç açıcı değil.
Son bir yılda (Aralık 2017-Aralık 2018) 15+ yaş üstü nüfusumuz 653 bin kişi artışla 60 milyon 948 bin kişiye ulaşıyor. Ama bu artan nüfusun sadece 378 bini işgücü piyasasına katılıyor. Oysa TÜİK verilerine göre 2017 yılında (yıllık ortalama) 15+ yaş üstü nüfus artışı 1 milyon 174 bin kişi iken, bu nüfusun işgücü piyasasına katılımı 1 milyon 108 bin kişiydi.
Neyse…
Geçen yıl 653 bin yetişkin nüfustan 378 bini işgücü piyasasına katılıyor ama iş bulmak ne mümkün. Ya da onların yerine işini kaybedenler daha çok sayıda.
Aralık 2017’de çalışan sayısı 28 milyon 288 bin kişi iken, aralık 2018’de bu sayı 27 milyon 655 bin kişiye geriliyor.
Son bir yılda işini kaybedenlerin sayısı tam 633 bin kişi.
Bir de işgücü piyasasına yeni gelen 378 bin kişi eklendiğinde, işsizler ordusu tam 1 milyon 011 bin kişi artışla 4 milyon 302 bin kişiye çıkıyor.
Aralık 2017’de işsizlik oranı %10,4
Ama Aralık 2018’de işsizlik oranı %13,5 oluyor.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü piyasasında da benzer sonuçlar var. İşgücü piyasasına 305 bin kişi katılıyor ama onları bırakın, işi olan 651 bin kişi de işini kaybediyor. Böylece mevsim etkisi haricinde de 956 bin kişi işsizler ordusunda yerini alıyor.
Orada da işsizlik oranı %9,8’den %12,7’ye çıkıyor.
2008-09 küresel krizinde mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı en yüksek seviyeye Nisan 2009’da ulaşıyor. Orada 3 milyon 254 bin işsizle işsizlik oranı yüzde 13,9 oluyor.
Şimdi size kilit oranı vereyim: (Mevsim etkilerinden arındırılmış)
2009 yılı ortalama 15+ yaş üstü nüfus: 51 milyon 833 bin ve bunun en yüksek işsizlik oranı %6,3 (Nisan 2009).
2018 yılı ortalama 15+ yaş üstü nüfus: 60 milyon 653 bin ve bunun aralık işsizlik oranı yüzde 6,5.
Yani aslında gerçek işsizlik oranı daha krizin ilk aşaması olan Aralık 2018’de bile 2009 küresel krizinin en sert estiği nisan ayının üzerine çıkmış durumda.
Oysa daha önümüzde işsizlik sorununun artacağı uzun bir süre var. Hatta yıllar bile var diyebiliriz.
Ağustos 2018’de 2016 ortasında başlayan finansal kriz reel krize dönüşmeye başlamıştı. Aralık 2018’e kadar harcamalarımızdan dayanıklı ve yarı dayanıklı tüketimden kısmıştık ama henüz boğazımızdan kısmamıştık.
Oysa Aralık 2018’de bir önceki yılın aynı ayına göre artan nüfusa rağmen gıda harcamalarımız reel olarak yüzde -2,5 azalmıştı. Boğazımızdan kısmaya maalesef Ocak 2019’da da devam ettik. Hatta yüzde -2,9 azalan gıda harcaması bize krizin boğazımızı daha sert vurduğunu gösteriyor.
Burada bir not daha ekleyelim: Bütçe verileri tütün ve alkol vergilerinde yüzde 50’ye varan bir artış olduğunu gösteriyor. Eğer bu veri doğru ise perakende harcamada “gıda, içecek ve tütün” tüketiminde tütün ve alkolün payının arttığını ama gıda ve içecek payının daha sert düştüğünü söyleyebiliriz.
Gelelim göç meselesine
02 Şubat günü “İstanbul’dan köye dönüş başladı” başlıklı yazımda İstanbul nüfusunun çok az artması ile bir hesap yapmış ve en az 150 bin kişinin İstanbul’dan göç ettiğini vermiştim. Tabii ki o yazıda gerçek rakamın “göç istatistikleri” yayınlandığında ortaya çıkacağını söylemiştim.
İşte bu veriyi herkesten önce Habertürk sitesinde Abdurrahman Yıldırım açıkladı.
TÜİK’in yine bir yerlere gizlediği veriyi Abdurrahman Bey buldu ve açıkladı. Meğerse İstanbul’dan göç edenlerin sayısı net 210 bin 321 kişiye çıkmış.
2016-2017’de tersine göç vermeye başlayan İstanbul 2018 yılında adeta küçük bir Anadolu şehri kadar yine göç vermiş.
İşin ilginç yanı Ankara’da göç veren iller arasında.
İstanbul ve Ankara’nın göç verdiği bir dönemde artan işsizlikle beraber acaba neyi hesap edeceğiz?
Ne diyelim: Millet boğaz derdine düşmüş toprağına geri dönüyor. Ama siyaset ülke bekasını söylüyor.
Sanırım milli direniş için Anadolu’ya geri dönüş başladı.
——————————-
Kaynak:
https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/is-yok-goc-var-9582#