CIA eski Başkanı Org. David Petrausa diyor ki:
Türklerden bahsediyoruz. Bizde bile olmayan disiplinli bir orduya sahipler. Geri çekilme gibi bir huyları yok, topyekün savaşan bir millet…
Suriye’ye girmek üzere yola çıkan birliklerimizi, ellerinde bayraklarla uğurlayan halka seslenen bir Mehmetçik, zırhlı aracın üzerinde tek bir kelime söylemişti:
-Beklemesinler!
Bilindiği gibi, askerimiz, bu müthiş moral gücünü, İslâm’dan, şehidlik inancından almaktadır. Bu inancı kaybetmiş bir askerin elinde en gelişmiş silâh bile işe yaramaz.
Milletimizde bu inanç, gelenek olarak, şanlı bir mîrâs olarak yaşamaktadır ve bu inanca göre: Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar, kâfirlerdir. Kur’ân-ı Kerîm, Mâide (5) Sûresi, 44. Âyet-i Kerîme.
***
Avrupa’lı Katolik ve Protestanlar, birbirlerin yok etmek için 30 yıl canla başla savaştılar, h,ç biri, ötekini yok edemedi, sonunda 1648 yılında Westfalia andlaşmasını kabul ettiler, her hükümdar ve onun tebeası, istediği dînde olabilecekti, parlamento kuruldu, parlamento’nun 3 erkinden biri, ‘yasama’ (teşrî‘ /yasa/şerîat koyma’dır.
Osmanlı’da ise, gâvurların durumu, ‘Millet Nizâmı’ ile koruma altındaydı: her inanç kitlesinin başına, kendilerinden bir dîn bilgini verildi, dillerinde eğitim yaptılar, geleneklerini korudular. Osmanlı, Avrupalı’nın iddia ve iftira ettiği gibi “imparatorluk” olsa idi, Sırp’tan, Yunanlı’dan, Bulgar’dan eser kalmazdı, bu diller unutulurdu, Amerika yerlilerinin durumu gibi olurdu. Avrupalılar 1492 de gittikleri Amerika kıt’asında, Osmanlı’nın Balkanlarda kaldığı müddet içinde 100 milyon kızılderiliyi soykırımına uğratıp koca kıt’ayı bugünkü durumuna getirdiler.
***
Yâni, Müslüman olmayanların durumunu korumak için laiklik düzenine ihtiyaç olmadığı görülüyor: gayrımüslimler, askerlik yapmıyor (askerlik çağındakiler), cizye ödüyor, ticâretle zenginleşiyorlardı. Kadınlar, çocuklar, papazlar, yaşlılar cizye ödemezlerdi.
***
Politikacıların, aydın sayılan diplomalıların çoğunun ağzından düşmeyen laiklik kelimesinin ifâde ettiği kavram üzerinde biraz düşünmeğe ne dersiniz?
Bu soru, düşünme özürlü birçok diploma hamalını rahatsız edecektir. Kendimize gelmemiz için yapılan her hamlenin karşısına, târifi de yapılmamış olan bu kelime ile karşı çıkmak, çoktan beri âdet, moda olmuştur. Bizim diploma hamalının kafasında, -İslâma aykırı her işin koruyucu kelimesi olarak kullanılan- laiklik, çağdaşlığın en başat unsurudur.
***
Yeni Anayasa konusunun görüşüldüğü, ilk defa olarak, eğitimin nasıl olması gerektiğinin millete sorulduğu günümüzde, Müslüman Türk milletinin çocuklarının Müslüman Türk olarak yetiştirilmesine itiraz, en güçlü şekilde, bu, laiklik bekçilerinden gelecektir.
*** *** ***
26 Mayıs 2026
