Kazak Edebiyatının Azaplı Yılları Ve Kulbek Ergöbek – Dr. Cemal Şafak

Tam boy görmek için tıklayın.

       On iki yıl gibi uzun bir süre öğretim görevlisi ve idareci olarak görev yaptığım Kazakistan’ın Türkistan şehrindeki Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinde tanıdım Kulbek Ergöbek Beyi. Kendisinden “Kazak Edebiyatı Tarihi” alanında yüksek lisans dersi aldık. Gerek Kazak Edebiyatı tarihi gerekse edebi eleştiri türü üzerinde çok yoğun bir mesaimiz oldu. Çok ilginç ve etkileyici bir üslupla bizlere Kazak edebiyatının geçirdiği meşakkatli dönemleri anlatmaya çalıştı. Onun ağzından Kazak edebiyatının azaplı yıllarını ve azaplı yüreklerini tanıdık. Hayatlarının baharında kominist rejimin ideolojik körlükle ne değerleri yok ettiğini içimiz yanarak dinledik. Kulbek Bey’in hassas bir tarzda bizlere anlattığı karanlık ve acı dolu yılları kendimiz de yaşamış gibi dikkatle takip ettik. Bu edebi kahramanlar Kulbek Bey’in anlatımıyla hafızalarımıza nakşedildi adeta.

      1928–1930 yılları arasında: Jüsipbek Aymavıtov, Dikan Adilev, Abdirahman Baydildin, Ahmetsapa Jüsipov, Halel Ğabbasov, Şakarim Kudayberdioğlu, Ükili Ibıray gibi Kazak edebi değerlerini ortadan kaldıran siyasi rejim. 1937-1938 yıllarında ise: Ahmet Baytursunov, Mağjan Jubabay, Beyimbet Maylin, Moldağali Joldıbayev, Saken Seyfulin, İlyas Jansügirov, Alihan Bekeyhanov, Mırjakıp Duvlatov[1], Sancar Aspandiyarov, Kudaybergen Jubanov, Jumat Şanin, Halel Dosmuhametov, Eljas Bekenov, Bilal Süleev, Teljan Şonanov gibi genç yaştaki edebi şahsiyetleri de katletmişti. Bu yıllarda 66.000. Kazak insanının ceza gördüğü, 22.000 Kazak insanı ve aydınının kurşuna dizildiği, 44.000 kişinin ise hapse atıldığını öğreniyoruz yine bu değerli bilim adamı vasıtasıyla.

         Hocamızın aktarımından ve etkisinden olsa gerek Kazak Edebiyatı tarihine farklı bir bakış açısı ve coşkun bir duyguyla yaklaştım hep.

     2004 yılı Kasım ayında Sabit adlı gencecik bir oğlunu trafik kazasında kaybeden Kulbek Hocamız bu acılı günlerinde bile edebi dünyadaki etkin faaliyetlerine eksiksiz devam edebilmiştir. Allah ona azap çeken Kazak edebiyatı temsilcilerinin acı dolu yıllarını tanıma ve tanıtma fırsatı verdiği gibi kendi canı olan oğlunu alarak da sabrını yoklamıştır. Sabit’in sabrını yine edebiyatın gizemli yolunda bulan Kulbek Hocamız elinden kalemi düşürmeden “Milletim”, “Dilim” “Vatanım” diye yüksek sesle haykırmaya devam etmiştir.

    2006 yılında Üniversitedeki görevimi tamamlayıp Türkiye’ye kesin dönüş kararı verdiğim günlerde Kulbek Bey’i de ziyaret ettim. Bu vedalaşma sırasında elime “Arıstarmen Ağıstar” adında bir kitap tutuşturarak “bunu ancak sen Türkiye Türkçesine aktarabilirsin. Elinden geldiğince bu çeviriyi tamamla. Türkiye’deki kardeşlerimizin uzun yıllar vermiş olduğumuz ateşli mücadelenin azaplı yıllarını ve yollarını bilmeleri gerek. “Kitabı alarak vedalaşıp odasından ayrıldım. Kitabın ilk sayfasına bana ithafen şu cümleleri yazmıştı:

      “Özellikle çok sevdiğim öğrencim, yazılarımı ve eserlerimi Türk Diline aktarmak için çok gayret gösteren Cemal Şafak Bey’e şans ve derin hürmetle…”        

                                                                                          Kulbek Ergöbek

                                                                                       19.06.2006, Türkistan

      Her ne kadar Sovyetler Birliği’nin dağılma dönemlerine rastlasa da kitabın bazı bölümlerinde rejimin uzantısı olabilecek tanımlar, isimler, kavramlar bulunmaktaydı. Bunlar o dönemlerde her yazar için kullanılması elzem olan sözlerdir. Yazıların tamamındaki hissedilen en önemli vurgu da Kazak-Kırgız halklarının birlikteliği ve edebi ilişkileridir. Ortak değerlerinin, ortak isimlerle yansıtılmasına özen gösterilmiştir. Üstü kapalı gibi görünse de aynı kitaptaki diğer yazılarda da dikkatimizi çeken nokta, ortak bir Türklük duygusunun seziliyor olmasıdır. Bu bir yerde Kazak-Kırgız, bir diğer yerde Özbek-Türkmen, bir başka yerde de Tatar-Azeri şeklinde karşımıza çıkar. Yaşadıkları rejimin sıkıntısı onları bazen istemeseler de bazı ideolojik şahsiyetleri, kavramları övgüyle dile getirmek mecburiyetinde bırakıyordu. İç dünyalarındaki gerçek duyguları ise sembol, atasözü, deyim ve mecazlarla anlatmaya çalışıyorlardı.

    Kitaptaki seçilmiş konuların daha anlamlı olacağı düşüncesiyle Türkiye Türkçesine aktardığım kitabı “Alaş’ın Azaplı Yılları” adıyla yayınlatma şansı buldum. Bu kitaptaki bir bölümde geçen dünya edebiyatının tanınmış ünlü kalemi Kırgız Türkü rahmetli Cengiz Aytmatov’un aşağıdaki bir sözünü de değerlendirmeniz için sizlerle paylaşma gereğini duydum. Bu söz, günümüz Türkiye’sinde “Türk Milleti”, “Türk Dili” kavramlarının kullanılışı ya da kullanılmaktan imtina edilişinin çok manidar bir örneği olarak gözükmektedir.

    28 Ekim 2004 yılında Rahmetli Cengiz Aytmatov’un Kazakistan milletvekili ve halk yazarı Muhtar Şahanov’a gönderdiği “Dilsizleştirmenin Anatomisi” konulu yazısının kısa bir cümlesinde ne denli anlamlı konuya işaret ettiği açık açık görülmektedir.

      “Muhtar, soruna cevabım: V.Putin, “Rus dilini bilmeyen adam Rusya vatandaşı olamaz.” Diye kestirip attı. Kendilerinde bulunan “Kazakistanlı Millet” ideali, esasında Amerikalılık anlayışına yakın…Hatta yanılmıyorsam eğer, doğrudan milletsizleştirmeye götüren yol gibi…”

      Edebi hayatlarını ve düşüncelerini canları pahasına sürdüren bu şahsiyetleri bize ve dünya edebiyatına tanıtmak için elinden gelen gayreti gösteren değerli bilim adamı prof. Dr. Kulbek Ergöbek beye bu vesileyle bir kere daha saygı ve sevgilerimi iletiyorum.

[1] Ömrünü sürgün ve hapislerde geçiren bu değerli kalem, buradaki sağlıksız şartlar nedeniyle hastalanarak yine ülkesinden binlerce km. uzaklıktaki Baltık kanalında bulunan bir hapishanede 1938 yılında hayatını kaybetmiştir.],

Yazar
Cemal ŞAFAK

Cemal ŞAFAK 1952 yılında Ardahan ili, Çıldır ilçesi, Aşık Şenlik köyünde dünyaya geldi. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini Kars’ta tamamladı. Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsünden mezun oldu. Eskişehir Anadolu Ünive... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen