Kırım’dan Rusyanın El Çekmesi İsteniyorsa

Çarlık Rusya’sı, çeşitli oyunlarla Kırım’ı 1783 yılında işgal etti. Yarımadanın aslî halkı olan Kırım Tatarlarının bir kısmı, işgalden sonra uygulanan baskılar yüzünden o yıllarda, bir kısmı da 1856 da Kırım Harbi sonrası, Ak Toprak dedikleri Osmanlı Ülkesine hicret ettiler. Balkanlara, en çok da bugünkü Romanya’nın Dobruca bölgesine hicret etmiş olan Kırım Tatarları, o bölgelerin de (eskilerin 1293 harbi dedikleri) 1877-78 yılındaki savaştan sonra elden çıkması üzerine, Türkiye sınırları içindeki yerlerde yerleştirildiler.

Sovyet diktatörü Joseph Stalin 18 Mayıs 1944 günü, Kırım’da kalmış olan Tatarları da toptan sürdü, hayvan vagonlarında 22 gün süren yolculukta, bu mazlumların yarısına yakını öldü. Sibirya ve Urallar’dan başka, kolayca eriyip gitsinler, kimliklerini ve Kırım’ı unutsunlar diye Özbekista, Kazakistan gibi kardeş ülkelere gönderilen Kırımlılar, aleyhlerine işletilen “Almanlarla, düşmanla işbirliği yaptılar” iftira ve yalana dayalı propagandadan dolayı, meramlarını anlatıncaya kadar çok sıkıntı çektiler. Halbuki, Kırım Tatar erkekleri, Sovyet ordusunca askere alınmıştı ve Berline giren tank birliğinin komutanı bir Kırım Tatarı idi. Kırımlı erkekler, İkinci Dünya Savaşı sonunda, savaşta gösterdikleri yararlıktan dolayı göğüslerine takılmış madalyalarla evlerine döndüklerinde çoluk çocuklarının yerinde, Rusya’dan getirilmiş serserilerle karşılaştılar.

Sovyetlerin başında Ukrayna asıllı Kuruşçef varken, Kırım Ukrayna’ya bağlandı, 1950 li yıllarda Sovyetler Birliği dağılınca, Ukrayna’ya bağlı özerk cumhuriyet oldu. Nüfûsun ezici çoğunluğu, yıllar içind Rusya’dan getirilmiş Ruslar ve emekliliğni orada geçiren eski parti ileri gelenleri vs. Ruslar teşkil ediyordu, ikinci kitle Ukrayinler idi. Biraz serbestlik olunca, Kırım Tatarları, sürgüne

Edildikleri yerlerdeki sâhip olduklarından satabildiklerini satarak, satamadıklarını bırakarak Kırım’a dönüp tekrar güçlüklerle boğuşmağa başladılar. Meslek sâhipleri, mesleklerini yapamıyorlardı, geçim zorluğu çekiyorlardı.

Fâciâ’nın son faslı, Vladimir Putin’in, Ukrayna ile gerilimi bahâne edip, (Kuzeydeki Doğu Ukrayna – Rusya sınırındaki gerginlik nire, Kırım nire?) Kırım’ı işgal etti, 18 Mart 2014 de, Kırım’ı ilhak ettiğini bildiren yazıyı imzaladı.

Pek tabiî, bu oynana tiyatroyu kimse ciddîye almadı ama, büyük (!!!) devletler, ciddî hiçbir şey yapmadılar denilse yeridir. Rusya’ya ambargo konduğu bildirildi ama, ne kadar ciddiyetle tatbik edildiği merak konusudur. Tabii, Avrupa Birliğ ve ABD, Kırım için savaşs girecek değillerdi; Kırımlıların iki büyük ve bağışlanmaz suçu (!) vardır : Türk olmak, Müslüman olmak.

Türk olmak kolay değildir : 400 yıl boyunca Avrupa’lının sırtında at koşturmuş olmak, Avrupalının içine, iliklerine kadar korku sindirmiş olmak. Kırım atlılarının 1595 den sonra Osmanlı akıncı ocağının görevini üstlenmiş olması, Avrupa için işin tuzu, biberi.  

Müslüman olmak: Kırım Tatarının yüzü Kâbe’ye dönük; yön isimlerinde görülür: aslî Kırım lehçesinde, Şimâl, Cenûb sözleri yoktur, günümüz Kırım Tatarları, Anadolu lehçesinin tesiriyle bu iki sözü kullanır. Kırımlı için yön isimleri şöyledir :

Kıbla (güney), Sırt (kuzey), Kün Tuvuş (gün doğusu), Kün Batış (batı).

Öyle ki Kırım Harbi sırasında, Rusların Sevastopol dedikleri Akyar, Osmanlı ve müttefikleri İngiliz ve Fransızlar tarafından topa tutulurken, daha kuzeydeki yörede bulunan Kırımlılar şöyle diyordu :

Kıbladan kelgen top seslerin kurtuluşka corayman

Kıble yönünden (güneyden) gelen top seslerini kurtuluşa yoruyorum.

(Kırım Harbi’ndeki müttefiklerimizin asıl gâyesi, Rusya’nın Akdenize ulaşmasına engel olmaktı, Kırım’ı kurtarmak diye bir meseleleri yoktu, kendi ifâdeleriyle, “Rusya ile İndus kıyılarında savaşmak zorunda kalmak” istemiyorlardı.)

Gelelim ambargo konusuna :

Kırım’ın böyle oldu bittiyle işgal edilmiş olmasını hemen hiçbir devlet tanımadı, ambargo ilân edildi. Ciddîyetle ele alınıp uygulanması gerekenleri, Kırımlı medya mensubu Lenur İslâmov “Kırım 3 gün içinde geri alınabilir” (QHA) diyor ve bunun için 4 adımın gerektiğini bildiriyor :

  1. Rusya, milletlerarası para transfer sistemi SWIFTten çıkarılmalı.
  2. Rus petrol ve doğalgazına karşı ambargo uygulanmalı.
  3. Sberbank, VTB Bank ve Rusyanın diğer devlet bankalarının Batı’daki hesapları ve kredilerine erişimi kapatılmalı.
  4. Kırım’ın işgalinde parmağı olanların aktiflerine el konulmalı.

Evet, sahadaki, işin içinde olan’dan görüş ve teklifler bunlar ve, Putinle ekonomi bürokratkarının geceyarısı toplantısıyla Suriye’den Rus çekilişi (sözde de olsa) ekonomik zorlamalar sonucu meydana geldiğine göre, bu teklif edilen maddeler uygulansa, gerçekten de netice alınabilir görünüyor.

Batı’nın işine doğalgaz ambargosu gelmez, bu teklifleri uygulamağa ne kadar yanaşır, bilinmez. Bize düşen, her zeminde, her fırsatta, her vesileyle bu teklifleri gündemde tutmaktır.

 

Yazar
Mehmet MAKSUDOĞLU

Mehmet Maksudoğlu, Eskişehir’de Kırım kökenli bir âile içinde doğdu. İnkılâp İlkokulunu, Eskişehir  Lisesini ve Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesini bitirdi. İzmir İmam-Hatîp Lisesi’nde Meslek Dersleri Öğretmeni olara... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen