Güzel bir sabah, huzurlu bir pazar diliyorum azizler…
Bugün Üstâd’ın vefat yıl dönümü.
2 Kasım 1958de yürümüş beka yurduna…
Hani ölümsüz şiirlerinden Rindlerin Ölümü’nde:
Hâfız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle,
Gece, bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şîrâz’ı hayâl ettiren âhengiyle.
der ya! Âdetâ ölümü üzerinden altmış yedi sene geçtiği halde dün yitirdiğimiz bir yakınımız, yeri doldurulamaz bir dost gibi, binbir vesileyle hatırlayıp durduğumuz Yahyâ Kemal… Bize, köklü eserleriyle kendisini unutturmayan, gözümüzü üzerinden ayıramadığımız; fikrimize, zevklerimize yoldaşlığına alternatif bulamadığımız büyük adam!
Esâsen Yahyâ Kemal bir deryâdır ve onu anlatmaya davrananlar ancak hacimli kitaplar yazmak zorunda kalmışlardır. Tanpınar gibi, Banarlı gibi, Tanyol gibi, Ökten gibi, Ayvazoğlu gibi, bendeniz gibi… Ama emin olun ki kitap hacminde derinleşseniz bile onun dünyasını tüketemezsiniz.
Itrî adlı dev şiiri, som şiiri, saf şiiri, sanki Levh-i Mahfuz’dan iktibas edilmiş muhteşem inşâsı vardır ya! İşte onu gene ancak onun Itrî’yi anlattığı gibi anlatabilirsiniz.
Ancak, heyhât! Yeni bir Yahyâ Kemal daha yok ki, bir emsâlini yetiştiremedik ki, bize bu lâhûtî âlemlerden ses devşiren, hattâ “yeniden yaratır” gibi dünyamızı ziynetlendiren bu devletli zâtı anlatsın…
“Öyle bir şiiri (mûsıkîyi) örten ölüm,
Bir tesellî bırakmaz insanda.”
desin,
“O ki bir ihtişamlı dünyâya
Türkçenin hikmet ve ruhuyle (Ses ve tel kudretiyle) hâkimdi”
desin,
“Dağılırken “Nevâ”nın esrârı,
Başlıyor şark ufuklarında vuzûh”
desin…
…
Dostlarının hayranlığından ibâret bir tesir gücü değildi onun topluma nüfuz sebebi. Düşman ve hasedcilerine bile ilmî, fikrî ve sanat kudretini onaylatan rûhî rüşt ve inşâ iktidârıydı… Yaratma cesâretiydi!
“Yâ Rab! Bana bir ses yaratan kudreti ver…” duâsı tutmuş, varlığa bürünmüştür…
…
Yahyâ Kemal mutlaka üzerine kapaklanarak içer gibi, tertemiz bir okyanusun derinliklerinde yüzer gibi tavâf edilmelidir vesselam…
Rahmet ve mağfiret diliyorum.
Günün şu ilk saatlerinde ona dâir sözleri bitirmek imkansız. Konuşmayı uzatmak erbâbına iksir gibi gelir ammâ, abartı sanılmasından endişe ederim.
Rahmet olsun, himmeti ilelebet millet evlatları üzerinde kalsın inşaallah…
