(1885-1918)
Eski Kırım Başmüftüsü ve Başbakanı.
Hazırlayan: Mehmet MEMİŞ, (E) Öğretmen
Kırım’ın kuzeyindeki Sonak köyünde doğdu. Babası İbrâhim Çelebi, annesi Cihanşah’tır. İlk öğrenimine köyünde başladı, Ruslar buradaki okulu kapatınca Canköy dolayındaki Akdoğru Medresesi’ne devam etti. Daha sonra Akmescid Rüşdiyesi’nde ve Bahçesaray’daki Zincirli Medrese’de okudu. Bu arada Kırım âlimlerinden Mustafa Efendi’den özel dersler aldı. Daha öğrenciyken Tercüman gazetesini okumaya ve İstanbul’dan gelen edebî eserleri incelemeye başlamıştı. Babasının kendisini içkiye verip borca girmesi, topraklarını ve bütün varlığını elden çıkarması Nûman Çelebi’yi oldukça etkiledi ve sefaleti bizzat yaşayarak öğrendi. Abdürreşîd Mehdî’nin Vatan Hâdimi gazetesini okuyup Rus inkılâpçılarının nutuklarını dinleyerek inkılâpçı fikirler edindi. Gaspıralı İsmâil Bey’den ve 1905 gençliğinden halkçılığı ve inkılâpçılığı, Rus ve Türk inkılâpçılarından gizli çalışma usullerini öğrendi. Akrabalarından Abdülhalim Çelebi ve Ebûbekir Çelebi’nin yardımıyla 1906’da İstanbul’a gitti. İstanbul’da Mercan İdâdîsi’ne devam etti, ardından ilâhiyat ve hukuk tahsil etti. İstanbul’da bulunduğu süre içinde arkadaşları Câfer Seydahmet Kırımer, Âlim Seyid, Abdürrahim Sükûtî ve Abdülhakim Hilmi Ârifzâde ile birlikte Genç Türkler’in Fransa ve Mısır’da çıkardığı gazete ve yayınları, Türkçüler’in eserlerini gizlice okuyarak hürriyet ve inkılâp konularında yeni fikirler edindi. 1908’de II. Meşrutiyet’in ilânıyla gelen hürriyet havası içinde Kırımlı gençler değişik konferansları, hatta millet meclisi toplantılarını bile izleme fırsatı buldular.
2 Ocak 1908’de Nûman Çelebi ve arkadaşları Talat Paşa’nın yardımıyla Kırım Talebe Cemiyeti’ni faaliyete geçirdiler. 1909 sonlarında Vatan Cemiyeti’ni kurdular. Kırım’da medreselerin, dinî yönetimin, vakıfların ıslahı gibi konularda yazdıkları beyannâmeleri gizlice Kırım’a gönderip halk arasında yaydılar. Faaliyetlerini Nûman Çelebi’nin Karagümrük’teki evinde yürüten Vatan Cemiyeti, teröre başvurmamayı ve hiç kimseye zorla iş yüklememeyi prensip edindiği gibi çeşitli yayınlar yapmaya da ağırlık verdi. Abdülhakim Hilmi Ârifzâde Gülbün-i Hânân yâhud Kırım Târihi (İstanbul 1327), Nûman Çelebi Karılgaçlar Duası (İstanbul 1328), Câfer Seydahmet Kırımer (Şahab Nezîhî takma adıyla) 20. Asırda Tatar Millet-i Mazlûmesi (İstanbul 1328) adlı eserleri yazdılar. Habîbullah Timürcan’ın Altın Yarık adlı şiir kitabı ile (İstanbul 1330) bazı şairlerin şiirleri de bu dönemde yayımlandı.
Nûman Çelebi ve arkadaşları yalnız Kırım Türkleri’yle değil Rusya’daki diğer esir Türkler’le de yakından ilgilendiler. 1909’da İstanbul’a gelen Gaspıralı İsmâil Bey ile tanışıp ondan ilmî çalışma usulleri hakkında bilgi aldılar. 1912’de İstanbul’daki öğrenimini tamamlayan Nûman Çelebi önce Kırım’a, oradan Petersburg’a geçti. Burada çok zor şartlarda Psikonevroloji Enstitüsü’ne devam etti. Bir yandan da Rus inkılâpçılarının fikrî mücadelelerini yakından takip etti. Petersburg’da iken yazıp Paris’te Câfer Seydahmet Kırımer’e gönderdiği, 1917’de Kırım’da Tercüman gazetesinde yayımlanan “Tatar Hasta” adlı yazısı onun yetişmişliğini ve fikirlerini göstermesi bakımından önemlidir.
Nûman Çelebi, Moskova ve Petersburg’da iken Rusya Türkleri’nin ileri gelenleriyle tanışmıştı. 1913’te Câfer Seydahmet Kırımer’le birlikte Kırım’da gizli bir örgüt kurmayı kararlaştırdılar. Onunla Petersburg, Gözleve, Yalta ve Akmescid’de çeşitli görüşmelerde bulunarak Rusya’da ihtilâl olması durumunda Kırım’da tutulacak yolu tesbit ettiler. 1917’deki Bolşevik İhtilâli üzerine 1913’ten beri faaliyette bulunan gizli teşkilâtlar, 25 Mart 1917’de bölgelerdeki temsilcilerini seçerek bunlar vasıtasıyla Kırım Müslümanları Merkezî İcra Komitesi’ni oluşturdular. Bu komite Nûman Çelebi’yi Kırım müftülüğüne, Câfer Seydahmet Kırımer’i Kırım vakıflar müdürlüğüne seçti. Daha sonra bu görevleri geçici Rus hükümeti tarafından onaylanınca her ikisi de Kırım’a döndü. Nûman Çelebi, Kırım’da dinî işleri kısa zamanda yoluna koyup ehliyetsiz din görevlilerini işten uzaklaştırdı ve yerlerine gerçek anlamda rehberlik edecek kişileri tayin etti. Ardından Merkezî İcra Komitesi kendisini başkanlığa getirdi. Aynı komitenin kararı ile savunma ve halkı aydınlatma maksadıyla 20 Haziran 1917’de Abdülhakim Hilmi Ârifzâde tarafından Kırım Ocağı, aynı yılın 27 Haziranında Hasan Sabri Ayvazov yönetiminde komitenin yayın organı olan Millet, Halil Çapçakçı ve Ali Badaninski tarafından temmuz ayında Golos Tatar gazeteleri yayımlandı. Nûman Çelebi, bağımsız bir Kırım için gerekli gördüğü bu faaliyetler yanında Kırım Millî Ordusu’nu kurdu. Bunun üzerine Kerenski hükümetinin Tavrida eyaleti komiseri Bodganof, Nûman Çelebi’yi tutuklattı. Tutuklama olayına Kırım Türkleri çeşitli mitinglerle karşı çıktılar. Rusya’daki Türkler de teşkilâtları vasıtasıyla bu olayı Merkezî Rus hükümeti nezdinde protesto ettiler. Bunun üzerine Nûman Çelebi üçüncü gün serbest bırakıldı. Bodganof ve yardımcısı görevlerinden istifa ettiler. Tavrida eyaleti inkılâp heyeti başkanı Novitski, Nûman Çelebi’yi ziyaret ederek kendisinden özür diledi. 1 Kasım 1917’de Kırım Türkleri komitelerinin seçtiği temsilciler Akmescid’de bir kurultay oluşturarak Kırım’da bulunan çeşitli milletlerin dinî, millî, siyasî haklarına saygılı Kırım Halk Cumhuriyeti adıyla bir cumhuriyet kurmak için gerekli esasları tesbit etti ve Kırım askerlerinin yurda getirilmesine karar verdi. 17 Kasım 1917’de kadınların da seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu bir seçimde yetmiş altı kişilik kurultay üyeleri seçildi. Burada aslını Câfer Seydahmet Kırımer’in hazırladığı, Nûman Çelebi ve Câfer Ablayevin de mutabık kaldığı Kırım Tatar Kānûn-ı Esâsî’si kabul edildi (26 Aralık 1917). Kurultayın seçtiği başkanlık divanı bir yıllık süre içinde millet meclisini teşkil etme görevini de üstlendi. Nûman Çelebi millî hükümet başbakanı ve Adalet bakanı seçildi ve Kırım Ahali Cumhuriyeti ilân edildi. Ancak hemen ardından Bolşevikler Kırım’ın çeşitli yerlerine asker çıkardılar. Bunlara karşı Câfer Seydahmet Kırımer komutasındaki birlikler savaşıyor, Nûman Çelebi de genel yönetim işlerini yürütüyordu. Bolşevikler barış görüşmeleri bahanesiyle Nûman Çelebi’yi davet edip ardından tutukladılar. Akyar’a (Sivastopol) götürerek 23 Şubat 1918’de şehid ettiler.
Nûman Çelebi zeki, çalışkan ve yorulmak bilmeyen bir kişiliğe sahipti. Konuları derinlemesine inceler, gösterişi sevmez, doğruluğa son derece önem verirdi. Edebiyatla da yakından ilgilendiğinin delili olan Karılgaçlar Duası Kırım Türk edebiyatının ölmez bir parçası, “Ant Etkenmen” şiiri de Kırım Türkleri’nin millî marşıdır. “Bastırık”, “Tilkiden Selâm”, “Haygidi”, “Yolcu Garip” diğer önemli şiirleridir. Ufa’da Rusya Müslümanları Kurultayı’nda bütün Rusya müslümanları için Kazan’da ortak bir üniversite açma teklifi onun bütün Türkler’i bir millet kabul eden anlayışının bir ifadesi olmuştur.
Kaynak: TDV İslâm Ansiklopedisi, Müellif:Mustafa S. Kaçalin
ANT ETKENMEN
Yazan: Numan Çelebi Cihan
Ant etkenmen Tatarlarnıñ yarasını sarmağa
Nasıl olsun eki qardaş birbirini körmesin?
Onlar içün ökünmesem, muğaymasam, yaşasam
Közlerimden aqqan yaşlar derya-deniz qan bolsun.
Ant etkenmen şu qaranğı yurtqa şavle sepmege,
Nasıl bolsun bu zavallı qardaşlarım iñlesin?
Bunu körip buvsanmasam muğaymasam, yanmasam
Yuregimde qara qanlar qaynamasın, qurusun.
Ant etkenmen, söz bergenmen millet içün ölmege
Bilip, körip, milletimniñ köz yaşını silmege.
Bilmey körmey, biñ yaşasam, qurultaylı han bolsam,
Kene bir kün mezarcılar kelir meni kömmege.
ANT ETMİŞİM
Ant etmişim milletimin yarasını sarmaya,
Nasıl olur da, iki kardeş birbirini görmesin?
Onlar için üzülmesem, kaygılanmasam, yaşasam,
Gözlerimden akan yaşlar derya deniz kan olsun!
Ant etmişim şu karanlık yurda ışık saçmaya,
Nasıl olsun bu zavallı kardeşlerim çürüsün?
Bunu görüp bunalmazsam, üzülmesem, yanmasam,
Yüreğimde kara kanlar kaynamasın, kurusun!
Ant etmişim, söz vermişim millet için ölmeye,
Bilip, görüp milletimin gözyaşını silmeye.
Bilmeden, görmeden bin (yıl) yaşasam, kurultaylı han olsam,
Gene bir gün mezarcılar gelir beni gömmeye