Sayın Halil İbrahim Sarıkaya Facebook sayfasından alınmıştır.
Apo, “Sanat ve Edebiyatta Kürt Aydınlanması” isimli kitabının 153. sayfasında şöyle diyor:
“Yukarıda tanrı olsaydı beni yine yanlış yola sevk edecekti. Allah da Kürtler için değildir, Kürtleri şaşırtıyor. Kürtlerin Allah’ı da onları yanlış yola sevk ediyor. Bunun için ben kendi kendimin tanrısıyım.”
Adam Tanrı.. Ayaklarına gitmeyecekler de o mu gelecek? Destur..Akıl saĝlığı da sorgulanmalı? Deliyle iş tutmak ne kadar doğru olur? Allah ‘ a karşı geliyorsa şeytanın müridi olur !
Bununla yola çıkılırsa
Şeytana hizmet eden ordu olur ancak , dolayısıyla biz de iki yol var ya hak yol ya da hak dışı , sapık – sapkın yol !
Yine Apo, “Özgür Yaşamla Diyaloglar” kitabının 257. sayfasında ise şunu söylüyor:
“Lise dönemlerinde büyük felsefi bunalımı yaşadım. Tanrı ile savaşı verdim, bu savaştan başarıyla çıktıktan sonra yarı tanrı oldum.”
Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa” kitabının 1. cildi, 204. sayfasında Öcalan şöyle diyor:
“Tek tanrılı din ideolojileri baştan sona siyaset ideolojileridir. Dini söylem; Allah, peygamber ve melek gibi kavramlar dönemin siyasi literatürüdür.”
Aynı kitabın 313. sayfasında:
“Allah bir nevi Ortaçağ’ın feodal manifestosudur; temel yasası ve bildirgesidir.”
354.sayfasında ise:
“Namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur.”
Bu fikirleri savunan biri hakkında şu gerçekler ortadadır:
1. Bu bunak ile hiçbir anlaşma yapılamaz. Dini, inancı, değerleri aşağılayan; kendisini “yarı tanrı” ilan eden bir zihniyetle ortak bir zemin kurulamaz.
2. Bu kişiye güvenilmez. Söylemleri sabit değildir; kendi yazdıkları bile birbirini boşa düşürür.
3. Bu bunak radikal bir Marksisttir. Her türlü yalanı söyler ve bunu “siyasi manevra” olarak adlandırır.
4. Görüldüğü üzere ciddi patolojik rahatsızlıkları vardır. Bu tür rahatsızlıkların seyri düzelmez; aksine ilerleyicidir.
5. Narsist yapısı gereği kimsenin onu dinlemeyeceğini bilir. Tek amacı devleti zora sokmak ve kendi narsist egosunu örgüte ve halka ispat etmektir.
6. Bu kişi ve uzantıları çatışmasız ortamlarda sudan çıkmış balığa döner. Çünkü beslendikleri diyalektik, çatışma, kriz ve kaostur.
7. Bunların yapacağı barış da vereceği söz de sadece günü kurtarmaya yöneliktir. Tutarlılığı, sürekliliği ve samimiyeti yoktur.
8. Bu çakma Stalin yarın ölür, bunların “kahramanı” olur. Gizlide söverler, açıkta taparlar; bir istihbarat örgütünün kucağından inip diğerinin kucağına oturmaları an meselesidir.
⸻
SONUÇ:
Bu yapıyla uzlaşmak mümkün değildir.
Yapılması gereken; siyasi kanatla doğrudan görüşüp, onları bu çakma Stalin’in vesayetinden kurtarmak, Türkiye’deki Kürt vatandaşlarımızı, bu manyak ve cani ideologdan uzaklaştırmak, gerçeklerle yüzleştirerek, bilinçlendirmektir.
Başka bir çözüm yolu yoktur!
AYRICA:
Genel olarak bu adam için Kürt Halk Önderi deniliyor, bu Türkiye ‘de yaşayan Kürtlerin genelini kapsamamaktadır. Çünkü Kürtler bu tarz materyalist kişiliğe sahip olup, nihilist yaklaşımları asla kendine düstur edinmez, Kürtler hala iman ve irfan yolunda olanları Önder görür! Dolasıyla bu adamın söyledikleri kürtleri bağlamaz! Bağlamış olsaydı Kürtlerin tamamı destek verirdi. Çünkü Marksist ve Leninist bir yapıya Kürtler uzaktır…
İnançlı Kürtler, tarihte ve şimdi terör örgütlerinin planlarını boşa çıkarmıştır… Bölge halkına ise bunların tam tersi anlatıldı… Bu konuda bölge halkına daha net örnekler, çeşitli heyetler tarafından anlatılmış olsa; PKK militan anlamında çok fazla destek alamazdı..
Son zamanlarda çok sakat işlerle uğraşılıyor. Topluma zorla dayatılan Barış Süreci uzun ömürlü olmayacaktır.
Hele de Bebek Katili Sadist bir Terörist ile yapılan mutabakat tam bir akıl tutulmasıdır.
Siyasi alışverişler ayyuka çıkmıştır
Türkiye devleti tarihinin en büyük yanlışı yapılıyor,
Bebek katili ile muhatap olmak yüz yılın yanlışıdır.
