Yapılan her yanlış, başka yanlışı tetikler. Sıradan görülen yanlışlar umulmayan, öngörülemeyen yanlışların oluşmasına neden olur. Ülkemizde özelleştirmeler plansız, programsız ve liberal baskılar sonucu yapıldığından sonuçta pek çok konuda yanlışlara yol açtı…
Gözlemlerim ve tespitlerim bazı özelleştirmeler ile orman yangınları arasında yakın ilişki olduğu sonucuna varmama neden oldu.
Orman yangını özelleştirme ilişkisini üç alt başlık altında değerlendirebiliriz:
Elektrik Dağıtım Hizmetlerinin Özelleştirilmesi
Ormancılar Derneği tarafından hazırlanan “Orman Yangınlarına Dirençli Yerleşim Yerleri Stratejik Plan Esasları ve Uygulama Rehberi” başlıklı rapor, yangınların çoğunun insan kaynaklı olduğu, fakat büyük yıkıma neden olan yangınların çıkmasında enerji altyapısının büyük payı olduğu belirtiliyor.
Rapora göre; enerji dağıtımı ile çıkan yangınların toplam yangın sayısındaki payı yüzde 3-5 civarında kalırken yanan saha içindeki paya bakıldığında bu oran 2020’de yüzde 17, 2021’de yüzde 26,8, 2022’de yüzde 18,6, 2023’te yüzde 29,2 olduğu görülüyor. Elektrik iletim hatlarındaki arızalar, kısa devreler ve bakım eksiklikleri, enerji kaynaklı yangınların başlıca sebepleri arasında yer alıyor.[i]
Elektrik iletim hatlarının denetim sorumluğu TEDAŞ ve TEİAŞ gibi kurumlara ait. Alçak ve orta gerilimde bakım sorumluluğu ise 2000’lerdeki özelleştirmeler sonrası dağıtım şirketlerine devredildi. Rakamlara bakıldığında 2000’li yıllardan sonra elektrik iletim hatları kaynaklı orman yangınlarında önemli bir artış gözleniyor…
Uzmanlar, özellikle kırsal bölgelerde denetimlerin yetersiz olduğunu, bazı hatların orman alanları içinde uzun yıllardır yenilenmeden çalıştığını belirtiyor. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) da yayımladığı bazı raporlarda kaçak akım rölelerinin eksikliğine, iletim hatlarında izolasyon problemlere ve düzensiz bakıma dikkat çekmişti.[ii]
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Başkanı Mahir Ulutaş orman yangınları ile ilgili olarak 03.07.2025 tarihinde yaptığı basın açıklamasında; özelleştirmelerle beraber şirketlerin ormanlık alanlardan geçen havai hatların bakımlarını birer maliyet kalemi gördüğünü, ayrıca özel şirketlerin teknik altyapısının yetersiz olduğunu, bu işi yapacak yeterli sayıda mühendis ve teknisyen çalıştırmadıkları için bu bakımların hakkıyla yapılmadığını belirterek elektrik hatları kaynaklı yaşanan orman yangınları özelleştirmenin sonucu olduğunu ifade etmişti.[iii]
Ayrıca enerji dağıtım şirketleri istimlak bedelinden kaçınmak için enerji hatlarını ormanlık alanlardan geçiriyor. Ancak bu durum, özellikle bakımı yapılmayan ve ömrünü tamamlamış iletim hatlarının ormanlık bölgelerde yangınlara sebep olmasına zemin hazırlıyor. Hatların taşıma kapasitelerinin yaz aylarında maksimum seviyeye ulaştığı ve bu durumun yangın riskini artırdığı konunun uzmanlarının beyanlarından anlaşılıyor. [iv]
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, orman yangınlarının azalması için; “Enerji iletim ve dağıtım hatları, süratle orman alanlarının dışına çıkarılmalı. Gerekirse bu konuda ilave kamulaştırma ve güzergâh değişikliği gibi düzenlemeler yapılmalı.” diyor.[v]
Özetle bütün veriler geniş alanlara yayılan orman yangınlarının artışında dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinin büyük payı olduğunu gösteriyor.
Türk Telekom Özelleştirmesi:
Türk Telekom’un özelleştirmesi sonrası 2006 yılı mayıs ayında 5800 güvenlik görevlisi, radyolink muhafızı ve bekçi başka kurumlara aktarıldı. Devlet Personel Başkanlığı bunların yaklaşık 2500’ünü Orman Genel Müdürlüğüne orman muhafaza memuru olarak atadı.
Orman Genel Müdürlüğünde görev yapan orman muhafaza memurları ormanları koruma ve kollama ile görevlendirilmiş kilit personeldir. Kolluk kuvveti yetkisi de olan orman muhafaza memurları yangın konusunda geniş yetkileri ve ağır görevleri vardır. Orman ve ormancılıkla ilgili hiç eğitim almamış, ağaçları ve özelliklerini bile tanımayan, yaş ortalamaları oldukça yüksek olan Türk Telekom eski personelinin orman muhafaza memuru olarak atanması Orman Genel Müdürlüğünün teşkilat yapısını, iş akışını alt üst etti. Orman yangınları ile mücadele etkinliğini olumsuz yönde etkiledi…
Orman muhafaza memuru yetiştirmeye yönelik çalışmalar 1952 yılında Düzce’de Orman Muhafaza Memuru Okulu’nun açılmasıyla başladı. İkinci okul Trabzon’da 1964 yılında hizmete açıldı. Bu okullar 1972-1973 yıllarında Orman Muhafaza Memurları Eğitim Merkezlerine dönüştürüldü. Yıllarca Elazığ, Eskişehir, Kahramanmaraş ve Trabzon İllerinde hizmet veren eğitim merkezleri, muhafaza memuru ve diğer ara teknik eleman ihtiyacını karşıladı.
2006 yılı başlarında Orman Genel Müdürlüğünün orman muhafaza memurlarının tamamı okullardan ve eğitim merkezlerindeki uzun süreli kurslarda yetişmiş deneyimli, ormancılığı bilen personeldi. Ancak uzun süredir orman muhafaza memuru alınmadığı için, sayıları yetersiz yaş ortalamaları oldukça yüksekti. OGM yönetimi orman muhafaza memuru açığını yeni açılan Ormancılık ve Orman Ürünleri dalında eğitim yapan meslek yüksek okullarının mezunları ile kapatmayı hedeflemişti. Ancak Türk Telekom’un özelleştirmesi sonucu gelen personel, OGM’nin genç ve eğitimli orman muhafaza memurları alım projesini sekteye uğrattı…
Türk Telekom’dan naklen gelen personelin ormancılığa yabancı, yaş ortalaması yüksek olması yanında nakil maaşlarının OGM’de çalışan orman muhafaza memurlarından yüksek olması iş barışını olumsuz yönde etkiledi. Türk Telekom’dan naklen gelen personelin önemli bir bölümü kendilerini yetiştirmek için gayret göstererek 5-6 yıl gibi bir sürede bir seviyeye gelseler de OGM fiilen yıllarca ihtiyacın çok altında orman muhafaza memuru ile çalışmak zorunda kaldı. Tüm bunların sonucunda OGM yangınlarda vasıflı eğitimli orman muhafaza memuru ihtiyacını hep hissetti… Ayrıca bu uygulama usta-çırak eğitimini engelledi, orman muhafaza memurlarının yaş ortalamasını yükseltti. Bunlar da orman yangınlarında ciddi bir çıkmaz oluşturdu…
Madenlerin Özelleştirmesi
2004-2020 yılları arasında maden, turizm ve enerji amaçlı tahsis edilen orman alanı miktarı 494 bin ha olup, bu miktar tüm zamanlarda yapılan tahsislerin %66 sına karşılık gelmektedir. Söz konusu tahsislerde madencilik sektörüne yönelik olanlar diğerlerine göre açık ara önde gelmektedir. 2012-2021 yılları arasındaki son 10 yıllık dönemde madencilik sektörüne yönelik olarak verilen izinlerin sayısı 27.122 olup, tahsis edilen orman ekosistemi alanın 103.506 hektardır.[vi] Madenlerin özelleştirmesi arttıkça tahsis edilen alan da artmaktadır.
Orman ekosistemlerinde yürütülen her faaliyetin orman yangınları açısından bir risk oluşturduğu açıktır. Zira sıkça vurgulandığı üzere, Türkiye’de yaklaşık olarak her 10 orman yangınından dokuzu insan etkisiyle çıkmaktadır. Yani, orman ekosistemlerindeki insan faaliyetlerinin artması, orman yangınlarının da artmasına yol açmaktadır. Orman alanlarında kurulmasına izin verilen her türlü işletme ve tesis, hem yangın riskini artırmakta hem de yangınlardan daha fazla insanın zarar görmesine yol açmaktadır.[vii]
Nedeni saptanamamış ya da bu nedeni belirli ve somut bir faaliyete dayandırılmamış yangınların toplam yangınlar içindeki payı sayı olarak %60,76, alan olarak ise %50,58’dir. Bu rakamlar bize, orman yangınlarının yarıdan fazlasının nedenlerine ilişkin bir bilinmezliğin içinde olduğumuzu göstermektedir. Ancak bildiğimiz önemli bir gerçek bulunmaktadır ki, o da yangınların %90’ının insan faaliyetlerinden kaynaklanıyor oluşudur. Ormanlarda insan faaliyetleri artarsa yangın çıkma riski de artar. Bu durum bizi ülkenin dört bir yanındaki ormanlara yayılmış olan madencilik faaliyetlerinin orman yangınları konusunda önemli payı olduğu gerçeği ile yüz yüze getiriyor. Orman içinde verilen her maden izni normalde hiç insanın girmediği ormanlara maden çalışanları, nakliyeciler başta olmak üzere çok sayıda insanın ve aracın ve iş makinasının girmesine doğal olarak yangın riskinin artmasına neden olmaktadır.
Kamu tarafından işletilen madenlerde kurallara yasaklara genelde uyulmakla beraber, özel sektörün bu konuda kamu kurumları kadar duyarlı olmadığı bilinmektedir…
Özetle her maden özelleştirmesi ve orman içinde verilen her maden izni yangına yönelik bir davetiyedir….
[i] Orman Yangınlarına Dirençli Yerleşim Yerleri Stratejik Plan Esasları ve Uygulama Rehberi- TOD Yayınları No.72-Ankara 2025- Sayfa 28
[ii] https://www.emo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=149341
https://www.dw.com/tr/orman-yang%C4%B1nlar%C4%B1-enerji-hatlar%C4%B1-alarm-m%C4%B1-veriyor/
[iii] 4.7.2025 Tarihli Evrensel Gazetesi “Özelleştirme Çetesi Ormanları Yakıyor” başlıklı haber.
[iv] https://www.haritahaber.com/haber/orman-yanginlarinin-gorunmeyen-sebebi-eski-ve-bakimsiz-enerji-nakil-hatlari_4848/
[v] www.ensia.org.tr/enerji-nakil-hatlari-suratle-orman-alanlarinin-disina-cikarilmali/
[vi] Kavgacı, A., Başaran, M.A. (Editörler) 2023. Orman yangınları. Türkiye Ormancılar Derneği Yayını, 422 s. 77 Ankara
[vii] Kavgacı, A., Başaran, M.A. age. s. 122