Şehitlerimiz

Ben Yemen ağıtlarıyla büyüdüm. Dedem Yemen gazisiydi, gidip de dönebilenlerdendi. Dedemin ağabeyi de Yemen’de şehit olmuştu. Dedem her gün makamıyla Yemen ağıtlarını havalandırırdı:

Aman ana… Canım ana

Sütün emdim kana kana

Ben Yemen’e gidiyorum

Helal eyle sütün bana

Dedeme sorardım: – Sen de helallik aldın mı? Elbette almıştı. Dedemin helallik aldığını bildiğim hâlde niçin sorardım? Onu bilemiyorum.

Evimizin önünde çifte pınarlar

İçerler suyunu beni anarlar

Yemen’e gideni ölü sayarlar

Yemen çöllerinde kaldım ağlarım

Dedem Yemen’e giderken gerçekten ölü mü sayılmıştı?

Anneler çocuklarını, canlarından aziz bilirler. Oğullar “Doru attan inmez iken”, Yemen’e yayan giderler.

Uyan İsmail’im uyan

Uyan da yastığa dayan

Doru attan inmez iken

Uzun yola gittin yayan

Mehmetçik’e hava değişimi verilse de, o görevinin başından asla ayrılmaz.

Yemen kuşu ötmem demiş

Lale sümbül bitmem demiş

Tebdil hava gelen kardeş

Ben evime gitmem demiş

Mehmet Kaplan, Mehmetçik’e seslenir; “Bir kardeşin uzakta şehit düşerken sen beride, diri, dimdik durur, etrafa sakin ve gösterişsiz bakardın. Kayalar ortasında terk edilmiş Mehmetçik, hayatına karışmış, kaya gibi sağlam vücutlu, sağlam ruhlu insan, seni ancak kayaların dili ile anlatmak mümkün.”

Biz, kayaların dilini biliriz. O dilin acısı yüreğimizi kanatır, şiirimizde dize olur, dizelerde övülür Mehmetçik. Onlar, bizim övüncümüz, kıvancımızdır.

Çehreleri yağız kaba yel yanığı

Bozkırın tozudur gözlerindeki bulut

Derininde kökleri toprağın gök meşeler gibi

İstemeyi bilmezler boyunlarındadır azık torbaları

Verilene şükrederler dilleri duadadır

Sade görünürler çıplak gözle bakınca

Lakin bir ihtişam gizlidir içlerinde

Ve kükremiş aslan olurlar gazaplarıyla

Gözyaşları yürekleri damlatırlar da sessizce

Acizlik sayarlar zor karşısında ağlamayı

Yiğitliklerini götürürler Anadolu’dan sınır boylarına

Alınca şehitlik haberini anaları

Bedende göğüs daralır can evinde ruh

Ve bir söz dökülür dudaklardan Vatan sağ olsun

Kayaların dili, şehit analarının ağıtlarıdır. O ağıtlar, Anadolu bozkırına dikilmiş şehit anıtlarıdır:

Çayın kıyısında biter yosunlar

Vücudunu gül suyuyla yusunlar

Kıyıp da mezara nasıl koşunlar

O aslanlar için Türk’ün Ebedi Başkomutanı Atatürk, Büyük Zafer’in hemen ardından 1924 yılında şöyle der: “Türkiye Cumhuriyeti yalnız iki şeye güvenir. Biri millet kararı, diğeri en acıklı ve en güç şartlar içinde dünyanın takdirlerine hakkıyla lâyık olma niteliğine kazanan ordumuzun kahramanlığı” Çünkü, kahramanlık erdem, cesaret ise, insanda manevi bir kuvvettir. Kahramanlık ruhu kişiye milletinden intikal eder. Bir millet yapısı itibariyle kahraman değilse, içinden çıkacak birkaç yiğitle dünya üzerinde özgür yaşamak imkânını bulamaz veya özgürlüğü tehlikeye girer.

Bizim kahramanlarımızın adları özeldir:

Yiğitlikleri atalardan miras

İmanları Kutlu Elçi’den emanet

Adı efedir

Bahadırlığın yıldırım olup çakmasıdır düşman üstüne

Adı ededir

Yeni destanların yazılmasıdır alnındaki ışıktan

Adı dadaştır

Görkemli dağların kardeşidir başı dumanlı

Adı uşaktır

Bir hasrete çırpınmasıdır sevdasıyla Karadeniz’in

Adı seymendir

Anadolu’nun ortasından bir tan ağartısıdır yeryüzüne

Adı zeybektir

Duruşu ilham verir her bakışta efsanelere

Adı yarendir

Dostluğu güvenlidir dar zamanlarda gelir

Yiğitlikte tektiler

Hepsi de Mehmetçik’tiler

Kahramanlar haykırır; Sur’dan, Cizre’den, Nusaybin’den, Silopi’den, Irak’tan, Suriye’den…

En zor zamanlarda er meydanında

Duruşumuz varsa bu vatan bizim

Kınından çıkınca gazi kılıçlar

Vuruşumuz varsa bu vatan bizim

Denizleri geçip dağları aşıp

Yarışımız varsa bu vatan bizim

Bir baştan bir başa kutsal toprakta

Karışımız varsa bu vatan bizim

Zaferler yolunda dostça birlikte

Varışımız varsa bu vatan bizim

Sonra Pençe-Kilit’ten şehitler gelir, Albayrağa sarılmış. Ve şehitlerin yiğit arkadaşları gözyaşlarına içlerine akıtır. Şimdi yürekler örsle çekiç arasında dövülür.

Anaların dualı dudaklarından bir söz dökülür: “Vatan Sağ Olsun.”

[i] Eğitimci, Eğitim Yöneticisi

Yazar
Ahmet URFALI

AHMET URFALI’NIN ÖZGEÇMİŞİ1955 yılında Emirdağ’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini memleketinde tamamladı. Üniversite tahsilini, Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı ile Sosyoloji üzerine lisans eğitimi gördü. Yurdun değ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen