Sevgili Türkiye’mizin Başı Sağ Olsun…

Şahadet şerbetini içen vatan evlatlarımızın, kınalı kuzularımızın ruhları şad olsun, minnet, saygı ve Fatihalarla…
Sevgili Türkiye’mizin başı sağ olsun…

Üç kelime ne kadar da önemli, sadece üç kelime! İnsanlık tarihine hükmediyor: Bilgi, Adalet ve Denge!
Nasıl mı?
Kaos Teorisinin aksine evrende karmaşa geçici bir durumdur, denge-düzen esas olandır. Evren derken her şeyi kastediyoruz: Gökleri, galaksileri, güneşleri, DNA ve RNA’yı, suyu, yağmuru, sisi, bulutu, devletleri, insanları, kendimizi…
Ama şu güzelim coğrafyamızda bir türlü düzeni-dengeyi tutturamadık:

Felaketler yıllardır Sevgili Türkiye’mizin peşini bir türlü bırakmıyor…
Yangınlar, maden kazaları, sel baskınları, terör saldırıları, çatışmalar ve bütün bunların sebep olduğu şehit haberleri. Misal mi:

Soma Maden kazası:13 Mayıs 2014’te Kömür madeninde çıkan yangın sonucu 301 madenci hayattan koparıldı;

İliç maden kazası, 13 Şubat 2024’te Erzincan’ın İliç ilçesindeki Çöpler altın madeninde depolanan siyanürlü toprak yığınının heyelana dönüşmesiyle 9 işçi toprak altında nefessiz kalıp yaşamını yitirdi.

Bingöl’e 15 km uzaklıkta yol kesen, başlarında Parmaksız Zeki kod adlı Şemdin Sakık isimli elebaşının bulunduğu 150 kişilik PKK’lı kanlı katiller, midibüsleri durdurup kimlik tespiti yaptıktan sonra askerleri yakın köye götürdüler, silahsız 36 askerlere kurşun yağdırdılar, 33 vatan evladı askerimizi şehit ettiler.

26 Haziran-6 Temmuz tarihleri arasında, toplam 761 yangın çıkmış!
İzmir, Sakarya, Hatay, Bilecik, Manisa, Bursa ve İstanbul’da çıkan 20 yangında çok ciddi ekonomik kayıplar verildi, ormanlar mahvoldu, o güzelim ağaçlarda yaşayan, yerdeki bitkilerde hayat bulan, toprak altında ufacık aileler kuran canlılar da yandı, yok oldu.
Ve… Canla başla o dehşet verici yangınları söndürmeye uğraşan iki kahraman görevlimiz de şehit oldu…
Geçen sene, ondan evvelki sene, her sene bu yangın belasını yaşar olduk…
Tedbir? Göz göre göre gelen, hatta beklenen yangınlara yine önceden tedbir alınamadı!
Daha fazla örnek mi, binlerce verebiliriz!!!

Şimdi de on iki vatan evladımız göz göre göre şehit oldu!
Evet, göz göre göre!
O mağara neden mühürlenir? Bu nasıl bir fikirdir, bu nasıl bir akıldır!
Kanlı bölücü katillerin hastane olarak kullanıp üç kat olarak düzenledikleri o mağara neden mühürlenir? O mağara neden tahrip edilmez de mühürlenip bırakılır?
Mağaraya köpek salınmış da eğitimli hayvan geri gelmiş de miş de miş, miş…
Ya köpek metan gazını hissedip koşarak geri dönmüşse?
(Geniş bilgi için bknz:
https://wagwalking.com/sense/can-dogs-smell-gas)

Zira köpeklerin bu konuda eğitildiğini, birçok araştırmacı ve kuruluşun makinalardan daha çok köpeklere güvendiklerini okuyoruz.
Veya…Köpek çıktıktan hemen sonra birilerinin mağaraya bu gazı yüklü miktarda pompalamadığını nereden biliyoruz?
Bilgi: Nasıl da önemli!
Metan gazını nasıl bulacaklarını mı sordunuz? Dronu bulan Metan gazını bulamaz mı sizce?
Malum, bağrımızdaki hançerin arkasında kimler var ve o “bir askerimizi” şehit eden o “bilinen dronu” kimlerin kullandığını ve kimlerin “hediye ettiğini de” biliyoruz…
Elbette Savunma Bakanı da biliyordur (!!!)
Elbette bizim düşündüklerimizi sizler de düşünmüşsünüzdür ve sormuşsunuzdur:
“Terörsüz Türkiye” öyle mi?
Ve…. Şu PKK uzantılarının durmadan şart üstüne şart koşmalarının sebebini de Devlet büyüklerimiz biliyordur.
Adalet….Bilgi… Düzen-Denge?

Aziz Dostlar,
Yüz yıllar önce…
Günlerden bir gün…
Nûşirevan’ın Eyvân-ı Kisrâ’sında Roma İmparatorunun elçisi o muhteşem sarayı dikkatle ve hayranlıkla incelemektedir.
Ama…O da ne? Sarayda bir hata vardır: Meydanda bir eğrilik gözüne çarpmıştır. Kendisine eşlik edenlere keyif içinde bilgiçlik taslar:
“- Bu meydanın dörtgen şekilli olması gerekirdi,”
Yanında yürüyen yetkili gülümser ve der ki:
“-“Eğri kısmının bulunduğu yerde yaşlı birinin evciği vardı, fakat adam Nuh dedi peygamber demedi. İşte senin gördüğün eğriliğin sebebi budur.”

Adalet…
Ve…. Devletini bilgiyle, adaletle idare etmesi o ünlü Kisra’nın adını işte bugünlere getirdi.
Aklımıza neden acaba 6306 Sayılı Kanun geldi? Hani şu ünlü rezevr alanı meselesi?
“Canım istedi, tapulu malını, zilyetliğini anlamam, tarlana, tarım alanlarına konarım, istesen de istemesen de TOKİ binaları dikerim” inatlaşması?

Adalet, dedik:
Kaynaklara göre Nûşirevan’ın dört yüzüğü vardır. Birinin üzerine “adalet,” yazılıdır, ikincide “imaret,” üçüncüde “aceleci olma,” dördüncüde “vefa”.
Bu dördü yan yana gelip meczedilince Kisra’nın adaleti dillere destan, bize misal oldu.

O halde bir misal daha ünlü Kisra’dan:
Vakitlerden bir vakit ünlü Nûşirevan her zamanki gibi halkıyla muhabbet etmek ister. Yola revan olup bir köyün yakınından geçerken köylünün birine denk gelir. Adamın yere ceviz fidanı dikmekte olduğunu görünce acayibine gider. Küçük fidan ancak uzun yıllar sonra ceviz verecektir. Oysa adam pek bir piri fanidir. Merakla sorar:
-Ey ihtiyar, ceviz mi dikiyorsun?
İhtiyar eliyle belini doğrultup cevap verir:
-Beli, Ey Padişahım.”
Kisra iyice meraklanır:
-Ondan yemek için daha kaç sene yaşayacaksın Ey ihtiyar?”
İhtiyarın cevabı hayranlık vericidir:
“- Ey padişahım diktiler yedik, dikelim yesinler!”

Aklımıza neden acaba Kaz Dağları başta olmak üzere katledilen ormanlarımız ve o güzelim zeytin ağaçlarımız geldi!

Aziz Dostlar,
Adaletle davranıp şanları çağlar ötesine ulaşan yalnızca Nûşirevan Kisra mıdır? Elbette hayır!
Mete Handan tutunuz Osman Gaziye, Fatih’ten Aziz Atatürk’e kadar şanlı Türk Başbuğları bilgi, adalet, denge-düzen, merhamet, imaret ilkeleri doğrultusunda hüküm sürmüşlerdir.
Misal mi, hemen Bilge Kağan Yasalarına bir göz atalım. Hepimizin bildiği bu yasalarda öyle hükümler var ki hayranlık duymamak kabil değil:

“.Kimse töreden üstün değildir. Dirlik ve birlik için töre budur.”
Yani kimse kanundan üstün değildir!
Kim demiş Türkler barbar diye. Türk Devletleri kuruluş ve yükselişlerinde, medeniyet ile ışıl ışıl parladıkları dönemlerde tipik hukuk devleti olmuşlardır. Kağan da Sultan da hukuka uymak zorundadır.
Malumlarınız, Fatih’in ünlü el kesme meseli!
Ne zamanki hukuktan ve adaletten, ilimden ayrılınmıştır, çöküş başlamıştır.

Bilge Kağan ünlü Yazıtlarında muhteşem sözlerle ne güzel bilgiler veriyor ve diyor ki:
“Herkes adaletle iş görecek.”
Ve… Devletin başını şöyle tarif ediyor:
“Kağan o dur ki, adaleti üstün tutsun, töreyi yaşatsın. Töre yok olursa, İl yok olur. İl olmazsa, budun kul olur.”
Açıklamaya gerek olmayan bir özlü söz ile her ilkeyi anlatıyor şanlı Bilge Kağan!
En güzel ve en çok sevdiğimiz o güzeller güzeli sözlerinden birinde çağlar ötesinden bize şöyle sesleniyor:
“Gereksiz yere ağaç kesmeyeceksin, suyu kirletmeyeceksin.”

Acaba neden aklımıza yine o kesilen güzelim zeytin ağaçları, bahçeleri geldi, HES’ler ve İklim Kanunu!
Ve…Giderek zeytin denizi haline gelen İspanya, yeşile tutkuyla bağlı olan tarihi düşman Çin! Doğu Türkistan’a kan kusturan Çin İklim Kanununu hiç umursamadı!

Evet…
Ne diyordu Bilge Kağan:

.”Ey Türk Oğuz Beyleri, Ey Milletim işitin!
“Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin İlini ve töreni kim bozabilir?

Aziz Dostlar,
Ne yazık ki ilimiz, töremiz bozuldu, bizi idare edenler vatan haini kanlı bölücülerle pazarlık eder oldu;
ABD ve Batılı emperyalistlerin, küçük ortak İsrail’in iştahları kabardı, sıradan diplomatlar Sevgili Türkiye’mizin bekası hakkında ileri geri laflar eder oldu;
Hukuk ayaklar altına alındı, her ağzını açan gelecekten korkar oldu;
Ve… bilgisizlik, sorumsuzluk, acelecilikle on iki vatan evladımız şehit oldu!
Şimdi adalet beklenir oldu:
Zira bu on iki yiğit Türk evladının nasıl şehit olduğu, o metan gazının nasıl sızdığı veya sızdırıldığı ortaya çıkmalı ve sorumluları mutlaka hesap vermeli.
Yürek yangınımız ancak adaletin tecellisi ile bir nebze olsa da sakinleyecektir.
On iki şehidimize ve bütün şehitlerimize Yüce Allahtan rahmetler diliyorum. Ruhları şad, makamları cennet olsun…
Türkiye’mizin ve ailelerinin başı sağ olsun…

Yazar
Suzan ÇATALOLUK

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen