Sizi görüyor, duyuyor, biliyoruz!

Tam boy görmek için tıklayın.

 

Coşkun ÇOKYİĞİT

Doğrusunu söylemek gerekirse, Eylül’ün ikinci haftasında gündeme düşen haberler sayesinde, karartılmış ümit ışığı yeniden ışıldamaya başladı. Bu haberlerden birisi, -geçmişte Devleti Âlî’nin idaresinde olup Arap tebaanın, emperyalist uşaklığı sonucu birinci sınıf devlet vatandaşlığından devletsiz köylülere dönüştürülen- Filistinliler için Hollywood yıldızlarının öncülüğünde bini aşkın sinema oyuncusu/emekçisi tarafından mezalim gündeme getirilerek İsrailli sinema ve festival firmaların boykot edileceğinin ilan edilmesidir. Diğeri de varoluşundan bu yana insanları köylüleştirip köleleştirerek dev bürokrasisini besleyip semirten, sözde evrensel kültür yaratıcılarından biri olduğu iddia eden Şeytanî akla hizmete memur Çin’in kızıl hükümetinin Doğu Türkistan’daki soykırımına karşı Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi’nin “Uygur Politikası Yasası”nı (H.R.2635) hayata geçirmesidir. İçimizi ışıtan sevince gölde düşüren ise 21. Yüzyılın en büyük zalimlerine, Müslümanların değil de İspanyolların, İrlandalıların, İngilizlerin, Fransızların ve daha pek çok milletten insanların isyan ederek sokaklara düşmesidir. “Elhamdülillah Müslüman’ım” diyen milyarlarca insanı utanç içindedir.

Nasıl utanmasınlar ki, pek çoğu Oscar almış olan film yıldızlarından Olivia Colman, Mark Ruffalo, Riz Ahmed, Tilda Swinton, Javier Bardem, Susan Sarandon ve yönetmenler Yorgos Lanthimos, Ava DuVernay ve Adam McKay’ın gibi vicdan sahipleri, “Elhamdülillah Müslümanım!” diyenler yerine ayağa kalkıp eyleme geçtiler. Bin üç yüz kişilik sinema sanatçısı/emekçisi özü, “Apartheid Güney Afrika’da filmlerini göstermeyi reddeden ‘Filmmakers United Against Apartheid’dan ilham alarak, Filistin halkına karşı soykırım ve apartheid rejiminde rol alan İsrailli film kurumları (festivaller, sinemalar, yayıncılar ve yapım şirketleri dahil) ile çalışmayacağımızı, bu kurumların etkinliklerine katılmayacağımızı ve filmlerini göstermeyeceğimizi taahhüt ediyoruz.” cümlesi olan bildiriyi imzaladılar.

Sinema sanatçılarının dik duruşları ve İsrail ile sinema ilişkilerini boykot ettiklerini açıklamaları “insanlığın” vicdanını kanatan Gazze soykırımı için bir ümit ışığı oldu, içimizi ferahlattı, evet ama Doğu Türkistan davası hala dünya kamuoyunun acil olarak ilgilenilmesi gereken gündeminde değil! Tabii ki, Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi’nin Uygurlar için çıkarttığı yasa inanıyorum ki dünyanın vicdan sahibi sanatçılarının, politikacılarının, sıradan insanların vicdanında yankısını bulacaktır. 1940’lı yılların ortalarından başlayarak devam eden Amerika – Türkiye dostluk ve iş birliği umarım Doğu Türkistan topraklarını ve bu toprakların kadim sahibi Uygurları özgürleştirmek bağlamında yeniden gözden geçirilerek sağlamlaştırılacaktı!

Uygurlar için olsun Gazze için olsun “büyük Türk sinema sanatçıları!”na gelince, onlardan ses çıkmaması başta bendeniz olmak üzere sinema tarihi adına notlar alan yazarları derinden düşündürmektedir. Gerçekten ülkemizde sinema pastasını kremasını paylaşan bu “oyunculardan” neden ses çıkmaz, neden ciddi bir duruş serigilemezler, neden sokağa çıkmasalar dahi sosyal medya üzerinden olsun birkaç kelam edip en azından vicdanlarını rahatlatmazlar? Kimden korkuyorlar acaba? Engin Altan Düzyatan’ın 2024’te Gazze (Filistin) paylaşımı, Okan Bayülgen’in 2023’teki “Ben de Oradayım” kampanyasına desteği, Murat Kekilli’nin Gazze için şarkılarının dijital gelirlerini bağışladığı açıklaması Ender Tekin’in küresel Sumud Filosu’na katılması, Ahmet Turgut ve Mehmet Ercan gibi yapımcıların destekleri dışında hangi isimlerin ne düşündüklerini hala daha anlayabilmiş değiliz. Öyle ki, bütün “görmedim, duymadım, bilmiyorum”cular Türk sanat hayatında bir araya gelmiş zannı uyandırıyorlar.

Amerikan filmlerinde, niyetini belli etmemeye çalışan suçluların niyetini anlayan kişiler tarafından müraiye söyledikleri klişeleşmiş ama seyirciyi uyaran bir cümle vardır: “Seni görüyorum!” Bugün dünyanın ahlak ve vicdan sahibi sanatçıları Gazze kasaplarına bunu söylüyor: “Seni görüyorum!” Ama bizim taraftan bir kısmının adını saydıklarımız dışında hiçbirinden ses yok. Bu sessizlik ise onların klişeleşmiş bir başka lafı tekrarladıkları anlamına geliyor: “Görmedim, Duymadım, Bilmiyorum!” Ancak şöyle de bir geçek var: Türk milleti, sizi görüyor, duyuyor ve biliyor!

—————————————–

Kaynak:

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/sizi-goruyor-duyuyor-biliyoruz-953934h.htm

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen