Devler Geçti Bu Yollardan

A. Yağmur Tunalı

İstanbul 2017, Panama Yayıncılık, 216 Sayfa, 

                                                                                                                      Fatih OĞHAN

A. Yağmur Tunalı “ Devler Geçti Bu Yollardan” ismini uygun görmüş eseri için. Altı abide şahsiyeti bizlerle buluşturmuş. Her biri gönüllerimizde yer etmiş, ruh dünyamızın inşasında iz bırakmış isimler.

Eserin kapağını çevirdiğiniz andan itibaren abide şahsiyetlerin yanındaymışsınız hissine kapılıp hem mutlu oluyorsunuz hem de fazla bilinmeyen yönlerini öğrenme imkânı buluyorsunuz abide şahsiyetlerin ve A. Yağmur Tunalı’nın da ne kadar şanslı biri olduğunu anlayıp aynı şanstan sizde istiyorsunuz sonunda.

Yazar önce kendini takdim ediyor okuyucusuna sonra da dersteki hoca gibi size engin bilgisini, gördüklerini, duyduklarını, tecrübelerini sunuyor tüm samimiyeti ile. Yazar çeşitli dönemlerde yaptığı röportajlarının bazı dergilerde yayınlandığını ve bu kıymetli şahsiyetlerinin yaşam öykülerinin dergi sayfalarında kalmasına gönlü razı olmadığı için küçük değişiklikler ile yeniden gözden geçirip kitap haline getirerek bizlerin istifadesine sunduğunu söylüyor ve iyi ki de böyle bir şey yapmış dedirtiyor. Bizi bu abide şahsiyetlerin bilmediğimiz yönleri ile hatırlamamız anlamamıza vesile olduğu abide şahsiyetlerin bu az bilinen özelliklerinden mahrum bırakmadığı içinde bolca teşekkürü hak ediyor.

Her biri birbirinden kıymetli şahsiyetlerden ilki Dr. Muhtar Tevfikoğlu; Hekim, hikâyeci ve Yahya Kemal’in 12 yıllık dostu. Hekimlik ve edebiyatçı olmanın ne olduğu bu özelliklere sahip yazar ve şairler hakkında malumatlar ile Yahya Kemal’in dostu olması hasebiyle İstanbul sevdalısı. Türk’ün sanat ile olan haşır neşirliği ve bu günkü sanata bakışımız. Tevfikoğlu’nun gençlere çok kıymetli hayatın her döneminde faydası tartışılamayacak nasihatleri bizlere aktarıyor. Şair yönü, hikâyeleri, şiirleri hakkında bolca bilgi üstüne birde yazma meraklılara ile hikâye yazmak isteyenlere paha biçilemez tüyoları ile fikrimizi fikir katıyor.

İkinci abide şahsiyet; Tarık Buğra kısa bir özgeçmiş ile Tarık Buğra’nın edebiyata merakı, Lise çağları, ona edebiyatı sevdiren hocalarını anlatılıyor. Tarık Buğra’nın çektiği yokluk ve sıkıntıları bile övünme sayarlar diye anlatmaktan imtina etmesi ve hassasiyeti ile okuyucuya anlatılmaz duygular yaşatıyor. İlk hikâye “oğlumuz” ve ilk hikâyenin öyküsü, eserinin ortaya çıkmasında fırsat yaratanlara olan vefası onları unutmaması sevgi ve saygı ile anması, gazetecilik ve dergicilik yönleri. Hikâye, roman, fıkra, tiyatro yazarlığı yanında şair yönü, şiire bakışı ve ülkenin durumu ile eserleri arasındaki bağ enfes bilgi paylaşımları.

Üçüncü abide şahsiyet Samiha Ayverdi. Kendisi ön plan çıkar anlatmak istedikleri geri planda kalır diye çekingenliğinden röportaj vermekten kaçınan ince zarif ruhun sahibi edebiyatın hemen hemen her dalında eserler vermiş ruh inşasının büyük inşaatçısı. Samiha Ayverdi ile yapılan röportajda benim ve çoğu okuyucunun ruh dünyasına nakış nakış işlediği tarih, millet, din sevgisini her kelimesi ile yeniden ispatı tarihi bilgiler o kadar derin bilgi hazineleri ve o kadar zariflik ve bizi bize o kadar güzel anlatış uyuyanları uyandırmaya bir o yeter de artar.

Dördüncü abide şahsiyet Mahir Canova. Canova ile tiyatroya bir bakış atılıyor. Milliyetçi cenahta dünde bugünde tiyatrocu sayısı çok azdı bu boşluğu yıllarca doldurmuş hem de hakkını vererek doldurmuş bir isim anlatılıyor. Canova ile yapılan röportajda Türk ve Dünya tiyatrosu, ülkemizde tiyatronun durumu, özel ve devlet tiyatrolarında durumun ne olduğu, halkın tiyatroya bakışı, tiyatroları halka nasıl sevdirebiliriz, tiyatronun önemi, amacı gibi konular her biri ders niteliğinde cevapları, çözüm yolları.

Beşinci abide şahsiyet Çinuçen Tanrıkorur. Türk musikisi hakkında doyurucu bilgiler, Batı ile Doğunun müziğe bakışı ikisinin karşılaştırılması, piyanodan, ritme; ritimden koroya bir müzik ziyafeti. Biz musikimize sahip çıkamasak da batılılar nasıl bizim musikimize sahip çıkmışlar, Türk musikisini daha iyi anlamak ve anlatmak için ders kitapları hazırlamışlar bilgisi ile içimizin parçalanması.

Ve son abide şahsiyet Emine Işınsu. Bir sanatçı, edebiyatçı, dergicilik ve gazetecilik yönü ayrı  derya şahsiyet… Sanatçı çevrede büyümesi sanatla iç içe geçen bir ömür. Emine Işınsu dergi ve dergiciliğe bakışı, tiyatro ve roman yazarlığı üzerine engin bilgisinin varlığı bunun okuyucu ile paylaşılması, yazmak ama niçin yazmak Emine Işınsu ile eserlerine bir bakış harika bir röportaj daha.

Kitap biterken hüzünde çöküyor üzerimize bu yollardan devler geçti çoğunu görmek nasip olmadı diye ama A. Yağmur Tunalı’nın bu eşsiz eseri ile onlarla olma şerefine ermenin mutluluğu ile üzerimizdeki hüzünde kenara çekiliyor. Vatan sevmenin kuru bir sevgi ile değil yaptığın her işte en iyisi örnek kişisi olarak göstermenin de, kültür değerlerine sözde de değil yaşayarak yaşatarak sahip çıkmayı da bu abide şahsiyetler ile bir kez daha idrak ediyoruz.

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen