Türk Diasporası

Diaspora kavramı ermeni diasporası ifadesinden dolayı zihnimizde hoş bir imge yaratmamaktadır.  Hâlbuki kavram sadece ermenilere ait değildir. Diaspora kelimesi  Yunanca dia ve sporos kelimelerinden türemiş, sağa sola dağılmış  tohumlar anlamına gelmektedir ve herhangi bir ulusun veya inanç topluluğunun vatanlarından ayrılan kolunu ifade etmek için kullanılır. Bu tanımdan yola çıkarak Türk diasporasından bahsedebiliriz.

Türk diasporasında ana vatanı Türkiye olarak  aldığımızda diaspora toplulukları olarak da Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra sınır dışında kalmış Türkleri, Türkistan coğrafyasındaki soydaşlarımızı ve Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra yurt dışına çıkmış olan vatandaşlarımızı belirleyebiliriz.

Osmanlı devletinin sınırlarından geri çekilmesiyle sınır dışında kalan Balkan Türkleri, Türkiye’nin diaspora topluluklarıdır. Balkan Türkleri ile kültürel ilişkilerimizi devam ettirmemiz gönül bağı kurmamız gerekmektedir. Bununla birlikte gündemimizde olan Bayır- Bucak Türkmenleri de bizim diaspora topluluğumuzdur. Bayır- Bucak Türkmenlerinin yaşam hakları ellerinden alınırken ve soydaşlarımız yok edilene dek bombalanırken Türkiye Cumhuriyeti sessiz kalamaz. Bazı kesimler diasporada sadece diaspora topluluğunun özvatan için çalışması gerektiğini düşünür hâlbuki diaspora toplulukları yerleşmiş oldukları ülkelerde özvatanının çıkarları için çalışmakla birlikte öz vatan da diaspora topluluğu için ne yapmalıyım kaygısını gütmeli ve onlar için çalışmalıdır.

Türk diasporasında ana vatanı Türkistan coğrafyası olarak mı yoksa Türkiye Cumhuriyeti olarak mı belirlemeliyiz soruları sorulmuş ve özvatanın neresi olacağı konusu  problem teşkil etmiştir. Biz Türkiye Cumhuriyetini ana vatan olarak aldığımızda diaspora topluluklarımız olarak Türkistan coğrafyasındaki soydaşlarımızı kabul edebiliriz. Türkistan coğrafyasındaki soydaşlarımızla İsmail Gaspıralı’nın o meşhur Dilde Fikirde İşte Birlik şiarı ışığında temaslar kurulmalıdır. Türkistan coğrafyasındaki soydaşlarımız bünyelerinde büyük bir güç ihtiva etmektedirler.  Türkiye Cumhuriyeti bu gücü iyi değerlendirdiği takdirde uluslararası arenada söz sahibi bir ülke konumuna gelecektir.

Türkiye içerisinde soydaşlarımız tarafından yürütülen diaspora faaliyetleri bulunmaktadır. Özellikle 93 harbi olarak bilinen Osmanlı- Rus savaşı sonrasında Kırım’dan  Anadolu coğrafyasına göç eden önemli bir nüfus vardır. Soydaşlarımız kültürlerini tepreş şenlikleriyle, yöresel mutfaklarıyla, Kırım Tatar Türkçesi kurslarıyla devam ettirmektedirler. Kendi kültürlerini korumaya çalışmakla birlikte Kırım’ın bağımsızlığı ve Rusya’nın işgalinin durması için de çalıştaylar düzenlemektedirler. Kırım Tatar Türklerinin diaspora faaliyetlerinin devam etmesi için  özvatandaki mücadele ateşi sönmemeli, diaspora topluluğu ise özvatanın varlığı için faaliyetlerini sürdürmeli, yardım toplamalı  ve Kırım’da yaşanılan hadiseleri duyurmalıdır. Diaspora faaliyetleri ile siyaseti , kamu vicdanını etkileyerek Kırım’ın işgali dünya basınında yer edinebilir.

Küreselleşmenin etkisi ve ulaşımın kolaylaşması ile göç faaliyetleri hızlanmıştır.  Bilim insanları kendi ülkelerinde yeterli olanaklar sağlanmadığında çalışmalarına daha rahat devam edecekleri ülkelere gitmeyi tercih ediyorlar. Beyin göçü olarak adlandırılan bu durum bilim ve teknolojinin gelişmesini geciktirmesi sebebiyle ülkeler için büyük bir kayba neden olmaktadır. Diaspora ile vatanımızın yetiştirdiği bu değerli bilim insanlarımızı unutup takip etmeyerek, çalışmalarından bihaber olarak kaybetmekten ziyade ülkemizin farklı kültürlere, farklı dillere sahip, hareketli, küresel ve bununla birlikte milli değerleri olan insanları haline getirebiliriz. Ayrıca vatandan göç eden millet sevgisi ile dolu olan bilim insanlarımız ve münevverlerimiz gittikleri yerlerde diaspora topluluklarının haklarını savunacaklar, kültürlerini devam ettirmeleri için gerekli faaliyetleri gösterecekler, onların fikir önderleri olacaklardır. Bununla birlikte oluşturdukları topluluk, Türkiye’nin ekonomik ve politik alanlarındaki çıkarları doğrultusunda mevcut yönetimi ikna edebilecektir. Yazımızın bu kısmında Nobel Ödüllü Aziz Sancar’ın adını anmakta fayda görüyorum. Kimya dalında nobel ödülü kazanan değerli bilim insanımız Amerika’da çalışmalarına devam etmekle birlikte orada bir  Türk Evi de açıyor. Kendisinden Türk Evini anlatması istenildiğinde ‘’Orada mesela bu hafta iki yüksek lisans öğrencisi, iki tane de Türkiye’den profesör vardı. Öyle hem uzun süreli, hem de kısa süreli kalmak için gelenler orada kalıyor. Müstakil bir evdir, büyük bir bahçesi var, harika bir mutfağı var. Türk hanımları orada Türk yemeği dersi veriyorlar. Milli ve dini bayramları orada kutluyoruz.’’  sözleriyle Türk  Evindeki faaliyetleri anlatıyor ve kazandığı parayı da Türk Evine bağışlayacağını söylüyor. Sancar Beyin kurduğu bu evde milli ve dini bayramların kutlanılması, Türk yemekleri derslerinin verilmesi bizler için büyük bir gururdur. Var olsunlar.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra yurt dışına çıkmış olan Almanya’daki Türkler de Türk Diasporasında önemli bir konuma sahiptir. Diaspora kavramına  bizim milletimizde Ermeni Diasporası sebebiyle hoş bakılmadığı gibi Almanlarda da Yahudi Diasporası sebebiyle hoş karşılanmaz. Bununla birlikte  Almanyada,  Türk nüfusunun çok olması ve bu nüfusun müslüman olması Alman yöneticilerini tedirgin etmektedir. Bu sebeple Türk kardeşlerimizi Alman toplumuna entegre etmeyi ve Türkiye ile ilişkilerini zayıflatmayı istemektedirler. Almanya’nın bu tutumunu  doğal karşılamakla birlikte buna karşılık oradaki kardeşlerimizin ülkemizle olan bağlarının devam etmesi için Yunus Emre Kültür Merkezleri, açılmalı, vakıflar faal olması için desteklenmelidir.

Diaspora, özvatan ve diaspora toplulukları için ekonomik alanda fayda sağlaması, ülkelere uluslararası politikada bir güç oluşturması sebebiyle büyük bir öneme sahip olduğu gibi kardeşlerimizle olan ilişkilerimizin devam etmesini, kültürel birliğimizin bozulmamasını, onların dertlerinden ve sevinçlerinden haberdar olmamızı,  bir millet olmaya devam etmemizi hedefleyen çalışmalar yapması sebebiyle çok daha büyük bir öneme sahiptir.

Küreselleşmenin etkisiyle diaspora kavramı dikkatleri üstüne çekmiş  ve ülkeler kendi diasporalarını oluşturmaya başlamıştır. Ülkemizde de Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, diaspora faaliyeti kapsamına girecek çalışmalar yapmaktadır. Bu faaliyetlerin devam etmesi, Türk diasporasının tanımlanması ve yönteminin belirlenmesi, bu konudaki akademik araştırmaların artmasını temenni etmekteyiz

 

 

 

Yazar
Yasemin KÖSE

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen