Yasin’i Diriye Okumak – 5

Prof.Dr. Orhan ARSLAN

Yasin suresini hayata okumaya devam ediyoruz

 

6. KONU: İNFAK,

 

  1. AYET: “Kendilerine: Geçmiş hayatınızdan ve gelecek ahiretinizden sorumlu yaşayınız ki, size merhamet edilsin dendiğinde (yüz çevirdiler)”
  2. AYET: “Bu adamlara Rabb’lerinden ne zaman bir mesaj ulaşmışsa, her seferinde ondan yüz çevirmişlerdir”

Şimdi de öyle; bu ayetler onları ilgilendirmiyor.

Hâlbuki Allah ile pazarlık yapılmaz; Allah bir şey dediyse, kula düşen teslimiyettir.

  1. AYET: “Onlara “Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden bir kısmını dağıtın” dendiği zaman, kâfirler müminlere; “Ne yani, Allah’ın isterse pekâlâ doyuracağı kimseleri biz mi doyuralım? Şimdi siz açık bir şaşkınlık içinde değil de nesiniz!” derler”

Bu kâfirler demek istiyorlar ki; “ Allah’ın dilemesi halinde doyuracağı insanları biz niye doyuralım? Allah vermemişse bir bildiği var. Allah acımamışsa ben de acımam”

Yardım isteyene söylenen meşhur cümle şudur: “Allah versin!” Bunu o zaman kâfir diyordu, bugün Müslüman diyor. Fark ne? Fark yok.

Kâfirle, İslam Ümmetinin ortak noktası maalesef vermemek oldu. Kâfir hakikatin üzerini örten adamdır, biz de örtüyoruz.

Bunun adı Kur’an’sızlıktır.

Allah verecek olsaydı, size mi soracaktı? Fakire yardımı sizin elinizle yaptırıp, sizi özel olarak onurlandırdığını hala anlamıyor musunuz?

Ayrıca bilin ki elinizdeki servet, fakirler adına size bırakılmış emanettir, infak ettiğinizde mülkiyet olacaktır.

“Dilenciliği meslek haline getirmiş bu adamlar” diyorlar. Madem bu istismarcı, o zaman arayıp garibanı bulmalısın.

İnfakı alt başlıklara ayırdılar: 1. Zekât (Farz), 2. Fitre (Vacip), 3.Sadaka (Sünnet).

Hâlbuki her türlü infak Allah’ın emridir ve farzdır.

İNFAK

İnfak, imanın eyleme dönüşmüş halidir. İnfak, “Karz-ı Hasen” (Allah’a güzel bir borç verme) kurumudur. Siz kulca verirsiniz, O Allah’ça öder; hem de nasıl öder!

İnfakın oranı, limiti yoktur; gün gelir her şey verilebilir.

Kur’an neyin verileceğini söyler: “En kalitelisini ver, senin beğenmediğini değil, en beğendiğini ver (Bakara 2/267.)”

SADAKA

Sadaka, bir Müslümanın iman iddiasındaki sadakatini gösterir.

Sadakanın sünnet olan kısmı var; mesela Müslüman kardeşinin yüzüne tebessümle bakmak sadakadır.

Ancak ekonomik olarak sadaka sünnet değil, farzdır: “Sadaka, Allah’tan bir farz olarak: 1.Fakirler, 2.Düşkünler, 3. Onu toplayan memurlar, 4. Kalpleri (İslam’a) ısındırılacaklar, 5.Köle ve esirler, 6.Borçlular, 7.Allah yolunda çalışanlar ve 8.Yolda kalanlar içindir (Tevbe 9/60)”

Ancak, farz olan sadaka öyle ustalıkla hayatımızın dışına çekip alındı ki, tanımaz hale geldi, yok oldu. Sadaka, cepteki bozuk demir paradan kurtulma işlemine dönüştü.

ZEKÂT

Zekât, limiti belli olan infaktır; bir nevi vergidir. Şimdilerde kârın 1/40’ı nispetinde sözde zekât verilmektedir.

Hâlbuki Zekât kârdan değil, maldan verilir. Limiti de yoktur, malın ihtiyaçtan fazlası verilir.

İnfak ve Zekât; İslam’ın sosyal adaleti temin projesidir. Zekât mutlaka dosdoğru verilmelidir.

Zekâtla ilgili soru soranlar, “nasıl daha az veririm” diye soruyorlar; vermek için değil, adeta vermemek için soruyorlar.

Zekât verildiği için fakir düşülmez. Çünkü Rabbimiz, verilen zekâtları artıracağını garanti eder.

SON SÖZ

Şunu hiç unutmayalım: “Midesi aç olan adamın beyninden, bir şey beklenmez.”

Müslümanlar infakı anlasalardı, yeryüzünde açlık kalmayacaktı. Çünkü infakta, iman farkı, din farkı aranmaz; her yoksul senin kardeşindir.

Rabbimiz! Bizi seviyor, koruyor ve lütfettiğin rızkı infakla arındırarak artırıyorsun. Biz de Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım!

Ankara, 10 Temmuz 2016

******

 

7. KONU: SON SAAT (Kıyamet)

 

  1. AYET: “Bir de derler ki: “Eğer sözünüze sadıksanız söyleyin bakalım, şu vaat ettiğiniz (Son Saat, Kıyamet) ne zaman gerçekleşecek?”

( Not: Halk arasında Kıyamet diye bilinen, dünyanın sonunun geldiği olaya Kur’an “SON SAAT” der, Kur’an’ın “KIYAMET” dediği ise, bizdeki mahşerdir. Son saatten sonra Sur’a 1. defa üflenir (yat borusu), her şey yok olur, sadece Yaratan Allah kalır. Sonra Sur’a 2. defa üflenerek (kalk borusu) herkes toplanır ve mahşer (Hesap Günü) kurulur).

Kâfirler, akıllarınca mahşerle dalga geçiyorlar. Bunların dalgasına Rabbimiz cevap veriyor:

  1. AYET: “Onlar (bunu) tartışırken kendilerini, aniden enseleyecek bir tek bela çığlığından başka bir şey beklemeyecek.”
  2. AYET: “ (Her şey o kadar ani olacak ki); ne vasiyet edebilecekler, ne de yakınlarına dönebilecekler.”

Alışveriş yapan parasını atacak, suyu ağzına götüren suyunu içemeyecek.

Sağ olanlar bedenleriyle, ölüler ruhlarıyla korkudan düşüp bayılacaklar.

  1. AYET: “Derken sura üflenmiştir ve işte o zaman hepsi bulundukları yerden çıkıp Rabb’lerine koşacaklar.”

Ecdas: Doğrudan kabir değil, kişinin toprakta bulunduğu mekândır. Çünkü ölen herkes bir şekilde toprak olacaktır.

Bu konuda ilgili iki ayet:

“Sura üfürüldüğünde, Allah’ın diledikleri hariç, göklerde ve yerde bulunan herkes dehşetten paniğe kapılacak; nihayet herkes, başı önde, O’nun huzuruna varacaktır (Neml 27/8).”

“Sura üflenince, Allah’ın diledikleri dışında göklerde ve yerde bulunan herkes dehşetten düşüp bayılacaktır. Sonra sura bir daha üflenecek: işte o zaman onlar yerlerinden doğrulup (gerçeği) görecekler (Zümer 39/68).”

  1. AYET: “Şöyle derler: Vay başımıza gelene! Kim bizi bulunduğumuz yerden kaldırdı? Rahman’ın vaat ettiği bu olsa gerek; demek ki gönderilen elçiler doğru söylemişler!”

    Orijinal metindeki “Merkadina”  ile “Hâzâ” arasında “SEKTE” vardır; yani nefes almadan durularak okunur. Hâzâ, hem kendinden önceki kelimeyi, hem de kendinden sonra gelen cümleyi görür, sekte yapılarak durulur; zımnen “ben bu iki mânâyı da biliyorum” demektir.

  2. AYET: “Sadece bir tek bela çığlığı: olan bitenin hepsi bu! Ve hemen ardından herkes huzurumuzda boy gösterecek.”

Bu da 2. Sura üflemedir. Her biri, cemian huzurda hazır bulundurulacaklardır; ihzarlı getirmedir bu, mecburi…

Mahşer 7 aşamada özetlenebilir: 1. Diriltilme 2. Toplanma 3. Allaha sunulma 4. Bilgilendirme 5. Sorgulanma 6. Yargılanma, değerlendirme 7. Cennete cehenneme sevk.

  1. AYET: “Artık bugün hiçbir kimseye zerre kadar haksızlık yapılmayacak ve sadece yaptıklarınızdan sorumlu tutulacaksınız.”

Yapılanların tam karşılığı ne demektir?

Yapılanlar kötülükse; karşılığı maksimum o kötülük kadardır.

Yapılanlar iyilikse, iyiliğe karşılığın 5 alternatifi var:

  1. İyiliğin karşılığı, dengi bir iyilik olabilir.
  2. Bir iyiliğin karşılığı, daha güzeli ile verilebilir; 1+1 gibi
  3. Daha güzeli ve daha fazlası verilebilir; birkaç katı gibi (Yunus 10/26)
  4. İyiliğe on katıyla karşılık verilebilir (Enam 6/160)
  5. İyiliğin karşılığı 700 veya 700’ün katları olabilir (Bakara 2/261)

Bu mükâfatların bir birinden farklı olmasında; iyilik yapanın gücü, niyeti, iyiliğin yeri ve zamanı, iyiliğin maldan veya candan yapılması ve iyilik ahlakına sahip olunması (başa kakmama gibi) etkili olmaktadır.

Rabbimiz! Sur’a üflendiğinde, “Senin dilediğin” gurupta olmak istiyoruz. Bizi, esirge, koru, yardım et, bağışla ve elimizi bırakma. Sen bizim sahibimizsin, biz Senin kulunuz. Sana muhtacız, yalnız Senden isteriz Ve biz Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz.

Ankara, 13 Temmuz 2016

***

 

8. KONU: MAHŞER

 

8.1. CENNETLİKLER

  1. AYET: “Elbet cennet ehli o gün, keyif veren bir meşguliyet içinde olacaklar”

Cennet, aylak aylak yatma yeri değildir. Orada boşluk yok, ancak işten yorulma, usanç ve bıkkınlık da yok. Herkes işlerinden memnun ve mutludur.

Peki, ne yapacaklar? Birbirlerine selam (esenlik, barış, huzur, mutluluk ) verecekler; cennet nimetlerini yekdiğerine muhabbetle sunacaklar vb. 

  1. AYET: “Onlar ve eşleri (bu huzurun) gölgesi altında mükemmel yataklar üzerinde uzanacaklar”

Eşler; aynı ödülü kazanan insanların, akraba ve salihlerin bir arada olmasıdır. Burada cinsiyet manası vermez. Karı ve kocanın cennette bir arada olması diye de bir şey yok.

  1. AYET: “Orada (yalnızca) sevinç ve mutluluğu tadacaklar ve arzuladıkları her şey kendilerine sunulacak”

Kendilerine Rahman tarafından adeta menü sunulacak; ne istiyorlarsa verilecek.

  1. AYET: (Selamun Kavlen Min Rabbin Rahim). “Rahmeti sonsuz Rabbinin selam sözüyle gelen tarifsiz bir mutluluktur bu.”

Bundan daha büyük ödül düşünülemez; Rahim olan Rabb, kendilerine selam vermiştir.

 

8.2. MÜCRİMLER, SUÇLULAR

  1. AYET: “ (Suçlulara denilir ki): Siz ey mücrimler, bugün şöyle ayrı durun bakalım!”

Mücrim; Allaha teslim olmayıp, Allah’a meydan okuyan adamdır ve o gün diğerlerinden ve Allah’ın rahmetinden ayrı kalacaktır.

  1. AYET: “Ey Âdemoğulları! Ben sizden “şeytana kulluk yapmayın, çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır” diye söz almamış mıydım?”

Bu sözü insanoğlu Allah’a Elest Bezminde verdi; ruhların yaratılması esnasında… Bu sözle insan Hanif oldu: Haniflik, Allah’ı tek ilah olarak tanımanın adıdır. Bu fıtratla, insan yüzünü Allah’a çevirir ve mahşerde kendi kendisinin şahidi olur.  Çünkü insan fıtratında imana yatkınlık, küfre karşı ikrah vardır.

  1. AYET: “Yalnız bana kulluk edin, doğru yol budur” demedim mi?”
  2. AYET: “Doğrusu (o Şeytan) sizden birçok nesli yoldan çıkarmıştır; neden aklınızı kullanmıyorsunuz?”

Aklını kullanmak tevhide ve fıtratına sarılmaktır.

  1. AYET: “İşte sizi tekrar tekrar uyardığımız cehennem bu!”

“Aklını kullanmayanların üzerine şeytan pislik yağdırır (Yunus 10/100, Enam 6/125)” ve sonunda aklını kullanmayanlar cehenneme gider.

Bu din, “akıl, irade, kitap ve peygamber” dinidir; bu dördü ile hakikat bulunur.

  1. AYET: “Hakkı inkârınızın karşılığı bugün dolun oraya!”

Küfrünüzün karşılığı olarak kendi ateşinizi, kendiniz yakacaksınız. Öyle bir yangın olacak ki, yok olmayı ve ölümü cana minnet sayacaksınız.

  1. AYET: “O gün ağızlarına mühür vururuz; bize onların elleri konuşur, ayakları yaptıklarına şahitlik eder.”

Onlardan cevap beklenmeyecek:

“Bilakis insan, kendi aleyhine şahitlik yapacaktır (Kıyame 75/14)”

“Oku sicilini; bugün kendi hesabını görmek için sen sana yetersin (İsra 17/14)”

Rabbimiz! Mahşerde Senden Seni istiyoruz. Seninle olmak istiyoruz. 58. Ayetin gereği Selamını almak istiyoruz. Biz de Seni Cennette “Elhamdülillah” diyerek övmek istiyoruz.

Rabbimiz! Şeytana kulluk etmekten Sana sığınıyoruz. Bizi Haniflerden eyle. Bizi mücrimler arasında olmaktan ve Cehenneme girmekten koru.

Biz Seni bu dünyada da sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.

Ankara, 15 Temmuz 2016

 

 

 

 

 

Yazar
Orhan ARSLAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen