Azme İnananların Sayısı

İz bırakmak, belli bir kalite seviyesi mânâsına geliyor. Artı veyâ eksiye yönelen ibre uçları, bahsedilen seviyenin; tel’îne mi, şükrâna mı dâhil edileceğini gösteriyor. Bırakacağı izi tahmîn etme bahtiyarlığı (bahtsızlığı da olabilir.), her fâniye nasîb olmuyor. Bu tâlihi yakalayabilen çok nâdir kişiler; tevâzu, vakar ve haddi aşmama hasletlerini kapı dışına koyduklarında, – hâşâ – “küçük dağları yaratma” vehmine kapılıyorlar.

İnsanları – yaradılışlarındaki hikmete mebnî – sevmek, en azından saygı duymak, Yaradan’a karşı bir ibâdet duruşudur.

Aristo’nun, idâre şekilleri hakkında serdettiği reçete formülü; isme değil, muhteviyâta dikkat çekiyordu. Durduğumuz noktadan bakınca, bunca bin yıllık ömür tecrübesinin, âdemoğluna hiçbir şey kazandırmadığını anlıyorsunuz..

İkinci Dünyâ Savaşı’nda, en az kara ve hava muhârebeleri ölçüsünde bir deniz kapışması da yaşanmıştır. Bilhassa Almanya ile İngiltere arasında, okyanuslar üzerinde üstünlük yarışına girişilmiştir. Her ne kadar Dünyâ denizlerinde tartışmasız şekilde İngiliz hâkimiyeti görülmüş, bu husûsdaki milletlerarası kanaat paylaşılmış ise de, Almanların Atlas Okyanusu’nu, Kuzey Kutbu’ndan Güney Kutbu’na kadar rahatça dolaşmaları, İngilizlerin birçok plânını darmadağın etmiştir.

Burada, iki ezelî rakîb milletin, yâni, Alman ve İngiliz soylarının bâriz vasıfları rahatça okunabilmektedir. Bir tarafın, buzu kıskandıracak derecedeki soğukkanlılığına, karşı taraf sıcak, ama milimetrik hassâsiyetler taşıyan fevkalâde iş disiplini ve çalışkanlıkla mukâbelede bulunmuştur.

Coğrâfî duruşu îtibâriyle, İngiltere’nin denizle hem-hâl görünmesinden daha tabiî ne olabilir? Almanya’nın, kuzeye ve de soğuğa açılan deniz penceresinden bakıp da, Norveç fiyordlarından Ümit Burnu’na uzanan okyanus enginliğinde, İngiliz huzûrunu kaçırması, pek çok bakımdan takdîre lâyıktır. Bu, aynı zamanda, ustalık ve mahâret patentinin belli bir temerküz noktasının olmadığını, azim ve gayret karşısında, aşılmaz dalgaların çâresiz kaldığını gösteriyor.

Son Dünyâ Harbi, evet, Almanya’nın hezîmet ve hüsrânıyla noktalandı, ama Alman dimâğının bütün kara parçalarıyla deniz sularında bıraktığı izi, kimse unutamıyor ve inkâr edemiyor.

İngiltere’nin, Alman savaş gemilerinden öğrendiklerini, tez zamanda bizim de tedrîse almamız lâzım. Zîrâ bu vatanda azme inananların sayısında azalma var…

 

Yazar
Turgut GÜLER

1951 yılında Afyonkarahisâr’ın Sultandağı ilçe­sine bağlı Dort (bugünkü Doğancık) köyünde doğdu. Âilesi, 1959 Ocağında Aydın’ın Horsunlu kasabasına yerleşti. İlkokulu orada, Ortaokulu Kuyucak’da okudu. İki hafta kadar ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen