Çık Tayy-ı Zaman Et !

Bilhassa san’at vâdîsinde eser ve san’atkâr hakkında serdedilecek hükümler, baştan aşağıya indîdir, enfüsîdir, sübjektifdir. Bu yüzden, “en büyük, en yüce, erişilmez” gibi sıfatları telâffuz ederken, bunların hep şahsî değerlendirmeler olduğu unutulmamalıdır. Rahmetli hocamız Muharrem Ergin, o pek tatlı ve insanın içine işleyen Türkçesiyle, Ali Şîr Nevâî için : “En büyük Türk şâiri” derdi. Elbette, Nevâî, çok büyük bir Türk şâiridir. Buna îtirâz edecek kişinin, en az Nevâî ölçüsünde mâlûmâtı olmalıdır. Bunun “abes”den sayılmasını beklemeye lüzûm yoktur, vakit ziyânıdır. Zîrâ Nevâî ile boy ölçüşmek için “başpehlivan” olmak da kâfi gelmeyecektir. Lâkin, bütün bu ortadaki hüccetlere rağmen, “en büyük”lük husûsunda, Nevâî’ye ortak olacak en azından birkaç düzine şâirimiz çıkacaktır.   Yahyâ Kemâl Beyatlı, bu Nevâî ortaklarının önde gelenlerindendir. Son bir asırlık Türk şiirinde, pek çok bakımdan Yahyâ Kemâl zirveleri vardır. Onun nice imrenilecek şâirlik hasleti arasında, târîh bilgisi ve bu başlık altındaki millî duruşu, ayrı bir yere sâhiptir. Yahyâ Kemâl’in aşk şiirlerinde dahî hemen öne çıkıveren târîh dekoru ile vatan fotoğrafı kareleri vardır:

“İstanbul’un öyledir bahârı;
 Bir aşk oluverdi âşinâlık…
 Aylarca hayâl içinde kaldık;
 Zannımca Erenköyü’nde artık
 Görmez felek öyle bir bahârı.”

Bu mısrâlar, “İstanbul, aşk, bahâr ve Erenköyü” kelimeleri arasında çizilen bir vatan harîtasına en ve boy biçmenin saâdetini paylaşıyorlar. İnsanın, vatanında âşık olması kadar bahtiyârlık verecek başka hissi olabilir mi?

Yahyâ Kemâl’i, gündelik bir duygunun ifâdesinde bile vatan sevgisine götüren şuûr, çok yüksek târîh bilgisidir. O, geçmiş ile bugünü aynı ânda yaşayabilen pek ihâtalı bir târîh mâlûmâtına sâhipti. İstediği vakit, gözlerini kapamaya bile ihtiyâç duymadan, zamân içinde asırlar arası bir seyâhate çıkabiliyordu. Bu füsûnlu seyâhatin anahtarını da bizzat veriyor, İstanbul’u fethettiğimiz günlere nasıl gidileceğini anlatıyordu:

“Çık tayy-ı zamân et açılır her perde
Bir devr (ömr) geçir istediğin her yerde
Ben hicret edip zamânımızdan yaşadım
İstanbul’u fethettiğimiz günlerde”

Yazar
Turgut GÜLER

1951 yılında Afyonkarahisâr’ın Sultandağı ilçe­sine bağlı Dort (bugünkü Doğancık) köyünde doğdu. Âilesi, 1959 Ocağında Aydın’ın Horsunlu kasabasına yerleşti. İlkokulu orada, Ortaokulu Kuyucak’da okudu. İki hafta kadar ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen