4 Haziran 2023
 
İyi ki iyi şeyler de oluyor.
İyi ki.
İçimiz karardı.
Memlekette, dünyada iyi diyeceğimiz gündemler yok.
Din simsarlığından içimiz karardı.
Hayatımızın her alanını kuşatan bu sahteciliklerden bıktık usandık.
Sadece o Şeyh, sadece Ensar vakfı, sadece şu veya bu cemaat değil.
Din alanından doğruları kovduk.
Bunun binbir örneği var.
Bana kalırsa Türkiye'de pıtırak gibi yayılan dergahlar açan tacizci Şeyh de bizim için büyük lütuf.
Hadi isterseniz dindar gibi konuşun, apaçık "Allah'ın lütfu".
Adamlar durumlarını açık ediyorlar.
Kör göze parmak hem de.
Bunlarla da uyanmazsak pes doğrusu!
Bu olay ne diyor?
"Ey ahmaklar, anlayın artık!" diyor ve ekliyor:
"Her Allah diyen Allah adamı değildir."
Adamın dediği açık:
"Ben güç topladım, saltanat kurdum, din benim için tutamak. En tepedekine selam yolladım, orayı da garanti altına aldım. Onun dışında da önümde engel yok. Sizi, hepinizi, herşeyi kullanıyorum, diyeni görün! Aklınızı başınıza alın!" diyor.
Anlarsanız, böyle diyor.
Bana kalırsa, "Elhamdülillah" diye başlayan malum Damad'ı dinleseniz de yeter.
Onun durumu da gayet açık ve kolayına anlamamız için bir perdesiz yüz.
Damad da bize olanı biteni anlamamız için bir lütuf!
Adam her ağzını açışta bizimle dalga geçiyor.
"Ben buyum!" diyor.
"Dolar molar, ekonomi mekonomi.. ne diyorsunuz yahu?" diyor.
Sanki bir başka dünyada ve başka bir dünyadan gelmiş gibi konuşuyor, biz yine uyanmıyoruz.
Aşağıda şeyhler, cemaat liderleri, müridleri mensupları aldanır ve aldatırken, bizim tepemizde tepiniyorlar.
Yukarda tepeden aşağı o vıcık vıcık din sosu göz boyamaya devam ediyor.
Bunların hepsi bilesiniz ki iyi sonuçlar vermez.
Bunu bu açıklıkta konuşmazsak "elhamdülillah" başımızdan dert eksilmez.
Ve hakikatini kaybeden memleket kendini ve gerçeğini bulamaz.
Bu apaçık gerçeği unutmadan yol yürüyeceğiz.
Evet, içimiz karardı, doğru.
iyi şeylerden bahsedelim diyemeyecek hale gelmek de fena.
Halbuki ben dünden beri güzel bir sonuçla mestim.
İran'da bizim Tractor şampiyon oldu.
"Ben Türküm!" diye diye şampiyon oldu.
"Bakü Tebriz Ankara/ Türk hara Farslar hara!" diye diye şampiyon oldu.
Bozkurt işaretli ateşli taraftarlarıyla, "Kızıl Kurtlar"la şampiyon oldu.
O taraftarlar, tehdidden yılmadılar, hapisten yılmadılar, işkenceden yılmadılar.
Tractor, Fars zulmüne karşı Türklüğünü haykıra haykıra şampiyon oldu.
Tribünlerinde ilk görüntüler bize yıllar önce ulaştığında inanmak zordu.
Türkçe sloganları, Türklüğü haykırışları sanki bize de "kendinize gelin!" diyor ve sarsıyordu.
O sırada bizde mahut Açılımlar vardı.
"Milliyetçiliği ayaklar altına aldım" diyen bir iktidarımız vardı.
"Türk yoktur" diyen danışmanları, vekilleri, kör edilmiş mensupları vardı.
"Bana kimse Türklükle de gelmesin!" diyen bir Başbakanımız vardı.
Türk devletinde böyle bir anti-Türk kampanya varken, biz susuyorduk, onlar var güçleriyle haykırıyorlardı:
"Ben Türküm!"
Türkiye onlara "Azeri" demek ahmaklığında direnirken, sanki bize dönüp stadyumdaki seksen bin kişilik koro yeri göğü inleterek sesleniyordu:
"Bakü Tebriz Ankara!/ Biz hara farslar hara!"
Böyle böyle, bizdeki Türk'e Türk diyemeyenlere de Türklüklerini hatırlattılar.
Yasağa rağmen her maçta Azerbaycan ve Türkiye bayrağı taşıdılar.
Her maçta Atatürk'ün sözünü koro halinde Ankara'ya kadar duyurdular:
"Ne mutlu Türküm diyene!"
Yakınlarda Güney Azerbaycan televizyonu, Belçika'dan yayın yapan AzNews Tv'ye konuştum.
O uzun sohbetin kaydını bu sayfalarda da vermiştim.
Orada ettiğim bir cümle şöyleydi: "Dünyada en çok taraftarı olan Türk takımı Tractor'dür."
Evet, o Tractor, dün şampiyon oldu.
"Ne mutlu Türküm diyene!"

Yazar Hakkında:

A. Yağmur TUNALI

A. Yağmur TUNALI

Yağmur Tunalı,1955 yılında, Kayseri Yahyalı’da doğdu. Orta öğrenimini, Niğde, Kayseri ve Samsun’da; Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde başladığı yüksek öğrenimini, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Fransız Filolojisi’nde tamamladı.

Yazı ve sanat hayatına şiirle başladı. Şiirin yanında,deneme, tenkid,tanıtma ve mensur şiirler yayınladı.Yazdıkları, Türk Edebiyatı, Hisar, Töre, Divan, Türk Dili, Doğuş, Milli Kültür, Milli Eğitim ve Kültür, Ülkü Pınarı, Erguvan,Sözcü, Hamle ve benzeri pek çok dergi ile Tercüman başta olmak üzere çeşitli gazetelerde yayınlandı. Bu yazıları, ciltler dolduracak hacimdedir.

1985’e kadar pek çok derginin kurucuları ve yayınlayıcıları arasında yer aldı.

Başbakanlık bağlı kuruluşlarında basın müşaviri ve yayıncı olarak çalıştı. Kültür Bakanlığı Danışma Kurulları’nda görev aldı.

12 Eylül öncesinde,bir grup arkadaşıyla profesyonel anlayışta bir tiyatroyu kurup üç yıl yönettiler.

Yağmur Tunalı,1986 yılında TRT’ye intisab etmesinden itibaren, daha çok radyo ve televizyon için yazdı. Metin Yazarı, Senarist, Sunucu, Yapımcı ve Yönetmen olarak 3000’den fazla programa imza attı.
 
Çok sayıda makalesi ve yayımlanmış kitapları vardır.