Akıl, İman ve Terör

Prof.Dr. Orhan ARSLAN

AKIL

“Ancak bilgi sahipleri akıllarını doğru dürüst kullanabilirler (Bakara 2/269).”

Allah Ruh paketini (akıl, şuur, vicdan, irade, fıtrat) sadece insanlara lütfetmiştir, hayvanlarda ruh yoktur.

Kuranda akıl kelimesi isim olarak kullanılmaz, fiil olarak kullanılır; akletmek.

Deli, aklı olmayan değildir; aklı olup da kullanmayandır.

İnsan beyniyle algılar kalbiyle akleder. Kuranda 800 yerde akla davet vardır; akletmez misiniz?

Katolik Hristiyanlığındaki iman akli değildir. Onlar derler ki;

1) Tanrı hem birdir hem üçtür; 2) Tanrı İsa’da bedenlenmiştir; 3) Papa Tanrı ve din adına konuşur, yanılmaz ve tartışılmazdır.

Akla aykırı ve ters bu teslisci iman terörün teşvikçisidir.

Hâlbuki İslami hükümlerin tamamı aklidir.İman bilimdir, bilim de imandır. Gerçek İslam’da terör olmaz.

İnsanları bilmeye davet eder İslam: “Fağlem Ennehu La İlahe İllallah (Muhammed 47/19).” Biliniz ki, Allah’tan başka İlah yoktur.

Bilmeden inanmak tam bir mukallitliktir; önce ikna ol, sonra kalbine indir.

Hz Musa kıssasındaki Kişi Peygambere sürekli bilgiçlik taslar. Aslında o bir şahıs değildir, bilgiyi temsil etmektedir (Kehf 18 60-82).

Süleyman Peygambere Sebe Melikesinin tahtını, “kendisine kitaptan bilgi verilen kimse” getirmişti; yani ilim (Neml 27/40).

MEZHEP NEDİR?

Mezhep gidilen yol, görüş ve düşünce sahibi olmak demektir.

Ebu Hanife’nin veya İmam Malik’in mezhebi dendiği zaman, onların görüşü anlaşılır, fırkası değil. Onlar bölücü değildi, rahmet idi.

Günümüzde mezhep, bir anlayış getirme değil, taklit sürecine girmiş, Kur’an’ı anlama yerine cemaatçiliğe, dernekçiliğe soyunmuştur.

Cemaatleşen mezhepler aklı kullanmayı yasaklamış, Hicri 4. Asırdan itibaren İslam düşüncesinin kapısına kilit vurulmuştur.

Mezhepler artık düşünce üretme okulları olmaktan çıkmış, düşünceyi kilitleyen donduran, düşünen insanları cezalandıran yapılara dönüştürülmüştür.

Kuranı ve Peygamberi onlardan başkalarının anlama şansı yoktur.

Normal insan için Kuran ve sünnet bitmiştir. Düşünen, akleden insan yok olsun isterler.

Artık; “Ben Müslümanım” demek yetmemektedir.

KURANI DOĞRU ANLAMAK

“Bundan sonra esirleri ya karşılıksız, ya da fidye karşılığı salıverin ki, savaş sonuçları ortadan kalksın  (Muhammed 47/4).”

Kuran böyle söylüyor, bizin mezheplerimiz de karşılıksız bırakılamaz diyor. DAEŞ mezheplerin gereklerini yerine getiriyor.

Maide 33, savaşla ilgili bir ayet değildir, inşa değil ihbar ayetidir ve nakildir; dünyada başlarına bu haller gelebilir, sonları hazin olabilir denilmektedir. Allah Resulü hiçbir muhalifine böyle bir ceza uygulamamıştır.

DİNDEN DÖNENLERİN DURUMU

Rabbimiz Kuranda diyor ki;

 “Sizden her kim dininden döner ve kâfir olduğu halde ölürse, onun bütün yapıp-ettiği ameller dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Onlar ateşe mahkûmdurlar, onlar orada kalıcıdırlar (Bakara 2/217).”

“Siz ey iman edenler! İçinizden her kim dininden dönerse, iyi bilsin ki Allah zaman içerisinde onun yerine başka bir topluluk getirir (Maide 5/54).”

“Dinde zorlama yoktur (Bakara 2/256).”

Allah’ın bu hükmüne karşılık, Efendimiz şöyle diyesiymiş:

“Kim dinini değiştirirse onu öldürün”(Buhari, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace). DAEŞ de bu olmayan sünneti uyguluyor.

Bir Müslüman göğsünü gere gere “ben kâfir oldum” diyemiyorsa, orası İslam ülkesi değildir. İman aklın bir tercihidir, korkusu değil.

HZ PEYGAMBERİN AĞZINDAN UYDURMALAR…

Allah Resul: ”Ümmetim, 73 fırkaya ayrılacak, bunlardan 72’si, cehenneme gidecek, yalnız bir fırka kurtulacaktır” diyesiymiş.

Fırka ve cemaatlerden hangisine sorsanız, “Fırkayı Naciye” kendisidir; yani kurtulmuş fırka.

Kuran da diyor ki; “Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın (Ali İmran 3/103).

Şimdi kim, hangi yetkiyle bunları birleştirecektir? Ayrılık esas, bölücülük meşru ve bölünmek zorundalar. Bölündüler de… Dinimize yazık oluyor.

KİŞİLİKSİZ MÜSLÜMAN OLUR MU?

Bir de şu sözü söylüyorlar: “Sen onların ayağının tozu bile olmazsın!”

Bir insanı toz yaparsanız, Allah’ın muhatabı nasıl olacaktır? Peygamberin sünnetini uygulamak bir toza mı nasip olacak?  Bizim şerefimizle oynadılar, kişiliğimiz kalmadı, halifeliğimiz unutuldu.

İnsan hiç değildir; “Ben Allah’tan başka ilah olmadığına şahidim” diyendir.

HANGİ İSLAM’IN EĞİTİMİ?

İmam-hatip Liseleri “Siyer Ders Kitabında”, Hendek savaşından sonra, Allah Resulünün Medine’de ihanet eden Kureyzaoğulları Yahudilerinin tüm erkeklerinin kılıçtan geçirilmesini, kadınlarının da esir ve cariye kabul edilmesini ve bütün mallarının ganimet olarak alınmasını emrettiği yazılı.

“Ureyne Hadisesi” de aynı. Sevgi Peygamberi o insanların el, ayak, göz ve kulaklarının kesilmesini, güneşin altında açlığa bırakılarak işkenceyle ölmelerini emretmişmiş.

Bunları Efendimize söyleteceksiniz, sonra “Rahmeten lil Âlemin” diyeceksiniz.

Amcasının ciğerlerini parçalayan Vahşi’ye ne yaptı o Rahmet Peygamberi?

Artık DAEŞİN yaptıklarına ne demeye hakkınız var? Size uyuyorlar.

DAEŞ NASIL DOĞDU?

Daeş ABD’nin ürünüdür. Irak’ın işgali korkunç bir insanlık faciasıydı. ABD, orada kendi gücünü korumak için mezhep çatışmalarını örgütledi. 11 Eylül saldırganları Suudi idiler, olayla Afganistan ve Irak’ın ne ilgisi vardı?

Ey ABD, AB, Rusya, Çin terörün sebebi sizsiniz. DAEŞ’e bakmayın, kendinize bakın.

Siz böyle olduğunuz sürece DAEŞ hep var olacaktır.

KİM BU TERÖRİSTLER?

Ortadoğu’yu kana bulayan bu teröristler, birtakım hurafeleri, uydurma yasakları, şiddet ve nefret içeren sapmaları İslam dininin gereklerinden zannediyorlar.

Afganistan, Yemen, Cezayir, Çad, Somali, Tacikistan gibi  her türlü uygarlıktan uzak, bir sayfa dahi dünyevî kitap, gazete ve dergi okumamış kimseler olduğu gibi, Avrupa’nın üniversiteli ve varlıklı kişileri de yer alıyor.

Başarılarının ve hayallerine ulaşma fırsatlarının  toplum veya devlet tarafından engellendiğine ve yollarının kesildiğine inanıyorlar. Bu nedenle müthiş bir öfke, nefret ve kin  ile yanıp tutuşuyorlar.

Teslim olmuyorlar. Öldürüyorlar, mutlaka ölene kadar çarpışıyorlar. İmanla, inançla, hırsla çarpışıyorlar.

Cihadın karşılığı cennet; ne kadar çabuk ölürlerse cennete ve hurilere o kadar çabuk ulaşacaklarına inanıyorlar.

TERÖR ÖRGÜTLERİ NASIL DURDURULACAK?

–        Bölgeyi bir asırdan fazla süredir kan gölüne çeviren batı emperyalizmi ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve müttefikleri Ortadoğu’dan kovulmalıdır

–        Öncelikli kuran DOĞRU Anlaşılmalı ve doğru anlatılmalıdır. Daeş sadece saf Kur’an öğretisiyle fikren yenilir.

–        Din Eğitimi Kuran esaslı yeniden yapılandırılmalıdır

–        Teröristler Sorulara; “ilmihalde böyle yazıyor”, “Kâle Resulullah, Allah Resulü buyurdu ki” diyerek Efendimizin söylemedikleriyle yeni din oluşturuyorlar

–        Bunların karşısında bilerek “KaleAlahul Teâla fi Muhkemi Kitabihil Kerim”  “Allah Doğru Kitabında Buyurdu ki “demeye ne zaman başlayacağız?

İSLAM’DA HAPİSHANE YOKTUR, KISA SÜRELİ TUTUKEVİ VARDIR.

Batı yargısı insanlara hapishane yaptırır. Yüzbinleri oraya atarsınız. Batının ceza hukuku insanlık onur ve haysiyetine aykırıdır. İnsanın ömründen daha değerli bir şey var mı?

Oysa İslam’da dehşetin, şiddetin, terörün, Müslüman olmayanların katledilmesinin hiçbir şekilde yeri yoktur. Savaşta kadınlar, çocuklar, masumlar öldürülmez.

Kuran yani İslam, atom bombası yapılmasına da, atılmasına da izin vermez.

KURAN AHLAK KİTABIDIR

Kuran-ı Kerim’deki yasaklar 5 sayfayı geçmez, toplamda %1 bile değildir, kalanlar yorumdur. Kitabın evrenselliği budur.

Siz fetva vermeyin, insanın aklıyla bulmasını sağlayın.

Fetvalarla insanların yaşam alanı daralıyor, kendi aklını kullanmıyor. Fetvalarla bir din idare edilemez.

Kuran helaller haramlar kitabı değil, ahlak kitabıdır.

İslam dünyasının sorunu dirilmek değil, Kuranın rahminden yeniden doğmaktır.

Müslümanlar “Ey insanlar!” deme yeteneğini yitirdi, ister istemez sadece “ey iman edenler” hitabının sınırları içine hapsoldu kaldı.

Ve son bir söz: DAEŞLERİN üremesini engellemek istiyorsanız; “Mülk Allah’ındır“deyiniz.

“Bizim imanımızı aklımızla sağla” duamızın muhatabı Rabbimiz. Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.

Hayırlı pazarlar diliyorum

Ankara, 17 Ocak 2016

Yazar
Orhan ARSLAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen