Adalar Denizi Etimolojik Köken ve İsimlendirmeler Sorunu

Tarih boyunca birçok alanda olduğu gibi isimlendirme sorunu, sorunları  yaşanmıştır. Devletlerin rekabetleri, stratejik hamleleri ve kültürel üstünlük kurma amaçları bu sorunların temeli olarak sürekli karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunlardan biri olan Adalar Denizi isimlendirme sorunu tarihsel olarak çok uzun bir geçmişe sahiptir. Etimolojik olarak konuya bakacak olursak;

 “Türkiye’deki Tarihsel Adlar” adlı eserinde Bilge UMAR : “Türkiye’deki tarihsel adlar üzerine araştırma yapmak, Türkiye’nin tarihi üzerine araştırma yapmaya benzer, gidebileceğiniz genişliğin, inebileceğiniz derinliğin sonu yoktur” demektedir. Yazar, Anadolu’daki tarihsel adlar ve kökenleri incelendiğinde bunların sanılanın aksine Helenlerden kalma isimler olmadığını, Anadolu’nun eski bir dili olan Luwi dilinden kalma olduğunu belirtmektedir. Bilge Umar’a göre Etimolojik olarak Yunan dili ile açıklanamayan Ege ismi, Anadolu’nun diğer birçok tarihi ismi gibi önceki kültürlerden Türkçe’ye miras kalmış bir isimdir.  

Yunan kültürünce, etimolojik olarak sahiplenilemeyen Ege adına bir köken ve açıklama getirmek için AIGEUS adında bir destan kişisi yaratılmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere kavramsal, etimolojik bir temellendirme olmadığı için kullanılan kavram yeterli değildir. Bu durumda da Adalar Denizi ismi uygun ve yerinde bir isim tercihi olarak kabul edilmelidir. 

Ege kelimesinin Türkçeye nasıl geçtiği konusunda ise, kelimenin bu denizin Fransızcadaki karşılığı olan “Mer Égée”(Ege Denizi) den Türkçeye geçtiği düşünülmektedir.

Ege Denizi’nin Türkler tarafından kullanılan tarihi adı Adalar Denizi’dir.[1] Bu görüşü destekler mahiyette çok sayıda yazılı tarihi belge bulunmaktadır. Türkler 1081 yılında Ege Denizi ile ilk karşılaştıklarında bu denize üzerindeki adaların çokluğundan dolayı “Adalar Denizi” adını vermişlerdir. Bölgede hüküm süren Aydınoğulları Beyliği ve Osmanlı kaynaklarında, hep “Adalar Denizi” olarak geçmektedir.

Piri Reis ( Pîrî Reis :(1465/70, Gelibolu – 1554, Kahire), Osmanlı Türkü denizci ve kartograf. Asıl adı Muhyiddin Pîrî Beydir. Künyesi Ahmet ibn-i el-Hac Mehmet El Karamani’dir. Amerika’yı gösteren Dünya haritaları ve Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabıyla tanınmıştır.), 1519 yılında yazmış olduğu “Kitab-ı Bahriye” adlı eserinde, “Şunu bilmek gerektir ki, adalar arası denen yere “Erso Peloga” derler. Biz buradaki adaları münasip olduğu şekilde anlattık” demekte ve bu adalar arasındaki tüm adaları ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. 

Adalar Denizi ya da takımada anlamından gelen Arşipel adı denizin tektonik yapısı neticesinde sahip olduğu çok sayıda adadan gelen tamamen coğrafya kökenli bir isimdir. Yabancı dillerde “Archipelago” olarak geçen adlandırma, “üzerinde pek çok ada bulunan deniz; adalar grubu; takımadalar” anlamındadır.

Avrupa’daki örnekler içinde de Archipelago ismi oldukça yaygındır. Bu ismi tercih eden kimi eserler ve yapımcıları:

  • Natoliae Quae Olim Asia Minor Mova Descripto Abraham Ortelius (1584)
  • Turcia Turci Cive İmperli, Gerard De Jode (1593)
  • Carte Particolare dei Archipelago, Sir Robert Dudley (1661) 

Katip Çelebi(Kâtip Çelebi ya da Hacı Halife (Şubat 1609, İstanbul – 6 Ekim 1657, İstanbul); tarih, coğrafya, bibliyografya ve biyografya ile ilgili çalışmalar yapmış Türk-Osmanlı bilim insanı ve aydını. Dünya bilim edebiyatında en ünlü ve bilinen eseri; İslam dünyasının en değerli eserlerini içeren 15.000’e yakın kitabı ve 10.000’e yakın müellifi (yazar) alfabetik dizin sistemine göre tanıtan Keşf ez-zunûn ‘an esâmî el-kutub ve’l-fünûn ve daha sonra İbrahim Müteferrika tarafından basılan meşhur coğrafya ansiklopedisi Cihannümâ ile tanınır. Kâtip Çelebi, az sayıdaki 17. yüzyıl Osmanlı nesir yazarları arasındadır.), 1656 yılında yazmış olduğu “Tuhfetü’l-Kibar Fi Esfari’l Bihar” adlı eserinde; “Boğazdan dışarı Rumeli kıyıları Ece Ovası, Kavala, Ayanoroz, Lonkoz, Kesendire, Selanik Körfezi, Koloz ve İstin Körfezleri, Eğriboz, Atina ve Mora’dan Anadolu ve Menekşe Burnu ki Anadolu’dan Tekir Burnu nice ise Rumeli’nde bu da öyle köşeler ve geçit yeridir. Karadan denize girip Girit Adasının doğu batı uçları bu iki burunlar ucuna uzanıp öteki Akdeniz adalarının çoğu bu ortada bulunmaktadır. Bundan dolayı bu ortalığa “Adalar Arası derler” diye yazmaktadır.

Osmanlı Devleti döneminde, Mora ve Teselya’nın doğu kıyıları ile Anadolu’nun batı kıyıları arasında kalan deniz bölgesi Adalar Denizi olarak adlandırılmış ve bu ad 600 yıldan fazla bir süre kullanılmıştır.  Anılan deniz bölgesi 1809 Tarihli İngiliz haritasında Archipelago Sea – Adalar Denizi, 1863 tarihli Fransız haritasında Archipel – Adalar Denizi olarak tanımlanmıştır. Yunanistan’ın dayatması ile batılı ülkeler 1940 yılı ve sonrasında yayınladıkları haritalarda Adalar Denizi yerine Ege Denizi adını kullanmaya başlamıştır.[2]

20.yy örneklerine bakarsak, 1913 yılında Ali Tevfik tarafından tamamlanan ‘Memalik-i Osmaniye’nin Coğrafyası’ adlı eserde Adalar Denizi adı kullanılmaktadır. Aynı kaynağa göre 1931 yılında Latin harfleriyle basılan ve Mektep Haritaları Mürettibi Muallim Abdülkadir, Kuleli Askeri Lisesi Coğrafya Muallimi kaymakam Mehmet Rüştü ve Kandilli Lisesi Muallimlerinden Hattat Süreyya tarafından hazırlanan “Mükemmel Umumi Atlas” da Ege Denizi, Adalar Denizi adıyla belirtilmiştir.

24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması’nın 12’nci maddesinde Bahr-i Sefid Adaları için “Island of Eastern Mediterranean” ifadesi geçmektedir. Ancak Lozan Antlaşması’nın ayrılmaz parçası olan altı devlet kararı incelendiğinde Ege ifadesine rastlanmaktadır. 

İstanbul Deniz Matbaası tarafından 1930 yılında basılan “Türk ve Yunan Deniz Harbi Hatıratı ve 1909-1913 Yunan Bahri Tarihi” adlı eserde Ege Denizi ibaresine rastlanmamakta ve Adalar Denizi ifadesi kullanılmaktadır.

Faik Sabri DURAN’ın 1938 yılında yayınlanan, lise kitapları, sınıf III, Türkiye Coğrafyası (Kanaat Kitabevi, İstanbul), adlı kitabının 26’ncı sayfasında, Ege bölgesinin alanları biraz daha geniş tutulmuş ve bu bölgeye Garbi Anadolu (Batı Anadolu) adı verilmiştir. Aynı eserde sayfa 27’de Ege Denizi ifadesi, sayfa 70 ve sayfa 328’de sunulan haritalarda ise Adalar Denizi ifadesi kullanılmıştır.[3]

6-21 Haziran 1941 tarihleri arasında, Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde icra edilen Birinci Coğrafya Kurultayı’nda adlandırma konusunda standartlaşmayı sağlamak maksadıyla Ege Denizi terimi kabul edilerek kullanılmaya başlanmıştır.

Türk Tarih Kurumu ve Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından 2017’de ortaklaşa düzenlenen Uluslararası Ege Adaları Sempozyumu’nda ise Ege yerine Adalar Denizi adının kullanılması kararlaştırılmıştır.[4]

Adalar Denizi ismi ve Türkçe olan isimlendirmeler, tarihi temellendirmelere dayanan ve mantıkla açıklanabilen isimlendirmeler olduğu için Ege Denizi isimlendirmesi yerine Adalar Denizi ifadesi-isimlendirmesi kullanılması yerinde ve doğru olacaktır. 

KAYNAKLAR 

 

Yazar
Fırat KÖSE

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen