Güncellenmek

Bellek…
Telefonumun ekranında günlerdir iki not. “Güncelleme gerekiyor.” 
“Güzel.Güncelle o zaman.” 
“Yok güncelleyemem yeni sürümün için yeterli depolama alanın yok..!”
“E ne yapacağız.”
“Temizle.”
Seçenekler;
Belgeler
Resimler
Ses
Video
Resim
Belgeleri seçelim. Bi şekilde bulabileceğim elzem olmayan doküman, bilgi.
Resimleri seçelim. En azından aynı saniyede çekilmiş en az onar kere sabitlenmiş hatıralar. Birini seçelim.  En değer olanları… Hadi 1598 olan sabitlenmiş anı 853 e indirelim… Ama yine gözden gönülden bellekten çıkarlamayan yüzlerce an, bir o kadar duygu.
Sesi seçelim. Neler yok ki. Hüzün neşe heyecan … vs ile iletilmiş onlarca duygu düşünce mesaj aktarımı. Sesler. Hepsi sevilen. Hepsi özel. Hepsi kıymetli. 
Videoları seçelim. Çıkaralım gözden gönülden çoğunu.
Olmuyor. Yine de olmuyor. Güncellemeye yeterli yer açılmıyor. Bu ne demek. Yeni sürümü kullanamayacağım. Yeniliklerin dışında kalacağım. Bir nevi bir noktaya sabitleneceğim de çapımı genişletemeyeceğim. Hantallaşacağım. Ağırlaşacağım. Küçüleceğim. Bir müddet daha zorlama ile idare edeceğim. Sonra bir bağlantı sağlayıp bilgisayar ya da veribank ile ne varsa oraya taşıyacağım. 
Bu sefer de telefon yabancılaşacak. Bomboş ve ruhsuz kalacak. Son birkaç zaman bizibiz, beni ben, telefonu kişisel yapan ne varsa… Bir anda yok olacak. Son iki yıl mesela. Telefonu açacaksınız yok. Bomboş. 
E yapmayalım, Yapmazsak ne olur..?
“Yok öye…”
Kapasite aşımı sonuçlarına katlanırsın.
Eskide kalırsın. Taşınabilinen kadarda. Geçmişte. Tıkandığın yerde.
Yeni sürüm kapasite istiyor. 
Yer istiyor. 
Unutmak istiyor. 
Ya cihaz değişecek. Ya da elindekini kapasitesine göre arındırıp daha doğru kullanacaksın.
Gerekli ve gereksizi ayırarak. “Sil” seçeneğini çokça kullanarak. 
“Sil”. 
Siliver…
Böyle değil mi aslında insan belleği kapasitesi de? 
Ruh
Beden
Hafıza
Kapasitesi yok mu?
Silmeyi temizlemeyi taşımayı beceremediğimiz.
Çapımızı daraltıp bizi de küçülten.
Sabitleyen öğrenilmiş çaresizliğe..!
Ve mahkûm eden.
Yaşanması mümkünken yaşanamayanlara…  
Bi güncelleme şart. Bi kopuş şart. Bir eleme şart. Beni tutanlarla benim tuttuklarımı ayırmak şart. Her anı zamana ve beyne mıhlamaktan  vaz geçiş şart.
Ve değenle değmeyeni, değerli olanı olmayandan ayırmak şart.
İnsan bu…
Ekranı da yok ki uyarsın kibarca;
” Kısa devre yapmak üzeresin kendini güncelle” diye…
Kısa devre yapmış insan…
Var mı ikinci el piyasası?
Yazar
Canan ASLAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen