Türkiye, Yalnız Türkiye’den İbâret Değildir

Video’da, Üsküplü esnaf: “Ben Türk değilim, ama Türkiye için ölürüm” diyor, dükkânında, yukarıda bir yere asmış olduğu Ay Yıldızlı Bayrağı göstererek: ”Siz zannetmeyin ki bu bayrak, yalnız Türklerin bayrağıdır, o bayrak, dünyadaki bütün müslümanların bayrağıdır” diyor.

Dinlemek, seyretmek hoşumuza gidiyor, duygulanıyoruz … da, o sözler, uyanmamıza, kendimize gelmemize vesîle oluyor mu acaba? Aslında, hoşumuza giden, gafil benliğimizi okşayan o sözler, utanmayı unutmuş yüzlerde şaklayan bir tokattır: kendinize gelin! Siz Türksünüz!, Allah’ın lütfu olarak yüklendiğiniz çok şerefli bir görevin mirasçılarsınız! demektir;  ANLAYANA.

Peki, Yeryüzünde adâleti, Yaradan’ın buyruklarını üstün tutmayı sağlamak görevini, başka hiçbir millete nasîb olmadığı kadar, YÜZYILLARCA, onlarca kuşak boyunca yürütmeğe muvaffak olmuş bu büyük millet, nasıl olmuş da günümüzde, o değerlere yabancı, başka değerleri benimsemiş, kendine yabancılaşmış hâle gelmiş?

                 Kaf dağını assalar; belki çeker de bir kıl!

                 Bu ifritten suâlin kılını çekmez akıl!

 

        Evet, asker işgalinden çok daha vahîm bir felâket olan, en az sekiz kuşaktır ağırlığı altında ezildiğimiz, birçoklarının, artık farkına bile varmadığı, sindirdiği, çağdaşlık olarak benimsediği kültür istilâsı anlaşılmadan, duruma doğru tanı konulmadan, zaman zaman yüzümüze çarpılan gerçekler, şaşırtmağa devâm edecektir. 

Kültür istilâsı altında olduğumuz da nerden çıktı? diyecekler için derhâl birkaç “olay/olgu” hatırlatalım:

*Türk, doğunca, adı konurken, kulağına ezan okunur İDİ.

Türkler, bir beldeyi feth edince, ilk iş olarak orada EZAN okunurdu.

Günümüzde Ezan’dan RAHATSIZ olan Türkler yok mu? ve onlar, kendilerini, “ilerici”, “çağdaş” olarak bilmiyorlar mı?

*Öğrencileri câmiye götüren öğretmenin, “duayen gazeteci” tarafından, suç ihbârı havasında haber yapılması “normal” olarak karşılanmıyor mu? (Örnek aldıkları Avrupa’da, bir öğretmenin, öğrencileri, küçük çocukları Kiliseye götürmesini, suç ihbarı havasında haber yapana: “aklından zoru mu var?” denileceğini bilmezler mi?)

*Bir açılışta duâ okuyan Dyânet İşleri Başkanı veya bir Hoca, hâlâ statükoyu temsîl durumunda olan diplomalılarca eleştirilmiyor mu?

*Göreve giden güvenlik güçlerine, dua “tavsiye eden” güvenlikten sorumlu âmiri eleştiren Türkler olmadı mı?

*Milleti temsîl durumundaki milletvekili’nin, “Sultan Ahmed Câmii de müze olmalıdır” ibretlik sözü “ülkenin kaymak tabakası” olan diploma hamallarınca yadırgandı mı?

*Orta öğretimde, yetişme çağında, Sömürgecilerin hazırladığı anlaşılan müfredat programlarına göre, üniversite de o kafanın koyduğu yörüngede öğrenim gören Türk arkeologlar, ülkenin her yerini kazıp toprak altından bize âid olmayan kalıntıları çıkarıp, farkında bile olmadan Rûmun değirmenine su taşımıyorlar mı? tv kanallarımız, onların işlerini SEVİNÇLE haber vermiyor mu? (Roma İmparatorluğunu kurup yerleştirenler İtalya kökenli olsalar da bu kuruluşun dili ve kültürü Mîlâdî 6. Yüzyılda yunanlılaştı; aslında, uyruk olan yunanlı da bedâvadan Roma İmparatorluğunun mirasçısı oldu.)

*Birkaç yıl önce, İzmir’de, Lise öğrencileri (yetişmekte olan aydınlarımız): “kahrolsun şeriat” diye haykırarak yürüyüş yapmadılar mı?

*Ortaokul ve lise dersleri yanında, biraz da İslâmla ilgili konuların öğretildiği, aslında “millî” denilmeğe diğer liselerden çok daha uygun olan İmam-Hatip Liselerinin sayısını çok bulanlar, çocuğu, lisede yer kalmadığı için ve mesâfe yakınlığından dolayı İmam-Hatip Lisesine yönlendirilen velilerden, bu durumu beğenmeyen ve şikâyetçi olanlar olmadı mı?

* İlâhiyat Fakültelerindeki bâzı öğretim üyeleri, İslâmı yıpratmak, bozmak çabasındaki oryantalistlerin İngilizce, Fransızca olarak yazdıkları görüşleri, Türkçeye aktararak yaymağa çalışmıyorlar mı? Bunların içinden; “Kur’ândaki bâzı âyetlerin çıkarılması gerekir” diye görüş beyân eden, bakanlık da yapmış olan Profesör çıkmadı mı?

*Ülke yönetimine tâlib ve bu konuda iddiâ sâhibi bir partinin gençlik kolları üyeleri, Diyânet İşleri Başkanlığının kapatılılmasını, câmilerin hangi işlerde kullanılmasının uygun olacağını görüşerek, tartışarak pervasızca boy göstermedi mi?

*Sömürgeciler, zapt ettikleri ülkelerin yerüstü ve yeraltı servetlerin gasb etmelerinden öte, o ülke halkına kendi dillerini, kurdukları okullarda çok güzel öğretirler. Eski İngiliz ve Fransız sömürgelerindeki lise ve üniversite mezunları, bu dilleri çok iyi bilir, kendi diline yabancılaşmıştır.  Bir Batı dilini, kendi dilinden daha iyi bilmek, sömürge aydınının alâmet-i fârikasıdır (ayırdedici özelliğidir.)

İLKOKUL 5 yıl olacak, BEŞİNCİ SINIF SÂDECE İNGİLİZCE ÖĞRETİMİNE AYRILACAK demek, NE DEMEKTİR? Türk çocuğunu, Türkçeyi doğru dürüst öğrenmeden, dilbilgisi kavramadan YABANın dilini öğrenmeğe yönlendirmek, BUNU; ÜLKE ÇAPINDA YAPMAK, yetişmekte olanları öyle biçimlendirmek ne demektir? Allah korusun, İngiliz veya Amerikan gâvuru ülkeyi işgal etse bile muhtemel tepkiden çekinerek hemen girişemeyeceği bir işi, hemen yapmağa niyetlenmek, bunu MARİFET zannetmek, kafası sömürge aydını hâline gelmiş zavallının işi DEĞİL MİDİR? 

Dahası, böyle bir felâketirezâleti, iktidara gelirlerse uygulamağa koyacağını ilân eden siyâsî partiler olmadı mı? 

DİL giderse, MİLLET GİDER!  İnsanlar iki ayaklı  SÜRÜ  hâline gelir.

Fransa’da, Almanya’da; ilkokulun son sınıfında sâdece İngilizce öğretilir mi? bunu Fransızlara, Almanlara  öneri olarak bir söyleyin bakalım; ne yanıt alacaksınız! Fransızlar, dillerine girip kullanılmağa başlayan week end kelimesini bile yasakladılar.  

***

Evet …    Türkiye, dışarıdaki müslümanların gözünde, Türkiye öyle… onlar, Türkiye için ölmeğe de hazırlar; kültür mîrâsımız, öğüncümüz …

Türkiye’de yaşayan, Türk kimliği taşıyan bâzıları da BÖYLE!

Bu duruma; “Kültürel sömürge durumuna düşmüş olmak” derler, üstelik, bunun farkına bile varmayıp, “ilericilik”, “çağdaşlık” adına durumu benimsemek; işin tuzu, biberidir.

Kurtuluş, önce zihinlerde başlar. 

***

05 Şubat 2023

Yazar
Mehmet MAKSUDOĞLU

Mehmet Maksudoğlu, Eskişehir’de Kırım kökenli bir âile içinde doğdu. İnkılâp İlkokulunu, Eskişehir  Lisesini ve Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesini bitirdi. İzmir İmam-Hatîp Lisesi’nde Meslek Dersleri Öğretmeni olara... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen