Deprem Sonrası Düşünceleri -1-

 

Dr. Mustafa KÖK

Tarih kitaplarından öğrendiğimize göre 2023 MARAŞ DEPREMİ, 1114 yılında bu şehirde yaşanan ve bu hâvâliyi yerle bir eden büyük depremin âdeta tekrarı…

Yerbilimciler de öyle söylüyor malûm; Anadu’nun bu mıntıkasında 400-500 veya 900-1.000 yılında gerilim devrini (peryodunu) tamamlayan büyük depremler olageliyor. Maraş üzerine özel çalışmaları olan yerblilmciler – ki onlardan birisi de KSÜ Öğr.Üyesi Dr. Alican  KOP’dur – 

Yaklaşık 450-50O yıl önceki benzeriyle ‘7’ şiddetindeki Maraş Depremi’nin tekerrürünü endişeyle bekliyoruz, aman tedbirlerimizi yoğunlaştıralım derlerken, 9 saat arayla Pazarcık 7.7 ve Elbistan 7.6 şeklinde art arda tezahür edip şiddetini 9’a çıkardığı yorumlanan 909 yıl öncesi tekrarlandı. (909 yıl öncesi tarihî deprem hakkında Ortaçağ tarihçisi arkadaşımız Prof. İlyas GÖKHAN ‘ın MARAŞ TARİHİ adlı kitabının ilişik bölümde ayrıntı mevcuttur.) Maalesef yılların hata ve tedbirsizlikleriyle kalmayıp üstelik hem şehir ve 11 ile yayılan bölge olarak, hem de ülke ve Devlet olarak ekonomik buhranla boğuştuğumuz bir zamanda vurması, yükümüzü çok çok ağırlaştırdı. 45 bini aşan insanımızı kaybettik, kaba hesapla 50 milyar dolalara baliğ olacak maddî ziyan!…

Bütün bunlara bakarak, 400-500 yıl, hatta 900 yıl önce olmuş da şimdi benim yaşadığım zamana mı denk gelecek, ben işime bakarım, ‘Allah kerîmdir’, diye rehavet gösteren, sorumluluk duymayan ya da yetkilerini kötüye kullananların suratına acı gerçek bütün şiddetiyle çarptı. Ne yazık ki, o ‘sorumsuzların’ işledikleri suçun cezasını nice sabî yavrular, genç fidanlar, nice âlim ve fâzılların kaybıyla bütün bir milletimiz çekiyor ve maalesef yıllarca da çekecek!..  

Allah elbette ‘kerîmdir’, yani mükrîm, cömertçe iyiliklerinden veren, ikram ve ihsân sahibidir, âmenna!… Ama Allah, iyilere iyilikle muamele eden, kötülerin de hesabını, bazen iki dünyada, ama burada olmazsa ötede mutlaka ‘soran’dır, şüphesiz!.. Peki o suçta dahli olmayanların onun sonuçlarına, yani cezasına ortak olmasına ne demeli?!… O da anladığımız kadarıyka, ilâhî mesajında ilettiği gibi, ‘akılsızlar yüzünden akıl sahiplerinin de helâk olması’ demektir.

Yani Akıl sahiplerini uyarıyor ki, ‘sakın akılsızlara fırsat vermeyin, aksi takdirde sizler de helâk olursunuz!…’

Yani konu ilk plânda dinî; ama onunla birlikte ‘sorumluluk sahipleri’ çerçevesinde hem ahlâkî, hem de gerek sorumlulukları kayıt altına alıp yasal çerçeveye oturtmak, gerekse onları yaptırmlarla desteklemek, nihayet ‘hesap sormak’ bâbında tamamiyle HUKUKÎ’dir.

Allah’ın hesabı ayrı ve ona karışamayız – şüphesiz mâsum olarak gidenleri şehadet mertebesinde ödüllendirecek, sorumluluk bilincine ihanet edenleri ise en ağır şekilde, (inanıyoruz) katil mesabesinde cezalandıracaktır – ama depremden kurtulup da  bizim gibi yaşama lütfuna erenlere düşen, bu dünyada o sorumlulardan silsile yoluyla hesap sormaktır!…

Son söz; konu hem millet olarak yeniden ayağa kalkmak için atılım yapma, hem de yasal çerçevede, o yürürlükteki kanun ve yönetmelikleri çiğneyerek bu milletin canına ve malına (bilerek-bilmeyerek) kastedenlerden hesap sorma günüdür!…

Sorabiliyor musunuz, DEVLETSİNİZ!…

Sormak cesaretini şu ya da bu sebepten gösteremeyecek olan İDAREDEN de hesap sorabliyor musunuz, gelişmiş ve ileri bir toplum, tek kelimeyle ileri bir MİLLETSİNİZ!…

Hadi ALLAH işinizi rast getirsin!…

Yazar
Mustafa KÖK

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen