Entelektüel Verimlilik, Entelektüel Çevrecilik ve İkinci Yüzyılda İktisat Kongresinden Notlar

Laisizmden Milli Sekülerizme,  laiklik sorunun felsefi çözümlenmesi adlı Türk düşünce dünyasının klasiklerinden olan,  hezarfen Durmuş Hocaoğlu’un yazdığı kitabı, sahaf da bulduğum zaman,  Ali Emiri’nin sahaf da, Divanü  Lügatit Türk el yazması kitabını, bulduğu anda ki gibi sevinmiştim. 

Laiklik ve sekülerlik esas olarak bir dünyevileşme problemini çözme yöntemidir. Der hezarfen Durmuş Hocaoğlu. Türk düşünce dünyasında en bariz görülen olgulardan birisinin, kavramlar dünyasında istikrarsızlık olduğu söylenebilir. Diye çok ciddi bir tesbit yaparSöz konusu kitabın sayfa 11. Yaptığım alıntı bu egüncemin anafikridir. 

“1.2 Entelektüel Verimlilik ve Entelektüel Çevrecilik 

Burada önce iki yeni kavram üretilmeye teşebbüs edilecektir; Entelektüel verimlilik ve entelektüel çevrecilik. Bu kavramların birincisi yani entelektüel verimlilik ile ifade edilmek istenen şey entellekt’in en optimum tarzda kullanılması, ikincisi entelektüel çevrecilik ile de, iş bu entellekt’in kirlenmelerin önüne geçilmesidir. Aralarında yakın ilgi dolaysıyla, gayet tabii olarak, bunların her ikisinin birbirinden irtibatsız olarak düşünülmemesi gerekir.”

……Türk milletinin ekonomide, siyasette, sosyal ve kültürel hayattaki “yabancılaşmayı” durduracak yegane güç kaynağı olarak Türk kimliği eksenine yeniden girmesidir.

“kenan evren iş birlikçi düzeni”,   entelektüel çevreci kavram ile Türk  ( aydın, münevver, entelektüel, hezarfen ) düşünürlerinin zihinlerini;  müsilajla kaplayarak, organize kötülük karşısında düşünemez hale düşürmüştür. Türk aydınlarının öldürülmesi, üniversitelerden tasviyesi toplumsal zihniyet yapısını dondurmuştur. Türk kimliğinin zihinsel dönüşümünde, düşünce önderleri olan Feyzullah Eroğlu gibi entelektüel verimli ve entelektüel çevreci entellekt’in varlığı, geleceğin şekillendirilmesine – medeniyet tasavvuruna- makaleleri ile Türk kozmolojisinden kaynaklanan güç ve moral veriyor. Diyor ki hezarfen Feyzullah Eroğlu “Türk kimliği, Türk kozmogonisinin özü olarak “paylaşım”, “yiğitlik”, “cesaret”, “sorumluluk”, “ahde vefa”, “hakkaniyet” ve “hakikat” ana davranışlarından meydana gelen bir bileşimdir……ne yazık ki Tanzimat’tan bu yana sömürge zihniyeti yönetici sınıf ve onların iş birlikçisi takımı türedi, Türk kimliğinde çok büyük bir erime ve çözülme yaratırken, en azından 1980’lerden sonra “ (kenan evrenci) iş birlikçiler ( düzeni ) “ hayatımızın her alanında galip gelmeye başlamıştır.” Kötülüğü sıradanlaştıran, “ kenan evrenci iş birlikçi düzenin” her alanda yaptıklarını sorgulamalıyız. Medeniyet tasavvuru uzgörüsü ( foresight; 100 yıl gibi uzun vadeli ekonomipolitik ve toplumsal zihniyet stratejisi ) nde,  sadece İzmir iktisat kongresine davet edilenler değil, tüm Türk devletleri ve Türk diasporası   “millî kimlik” üzerine düşünmesi gerekir, dünyanın neresinde yaşıyor ise “ entelektüel çevreci ve entelektüel verimli entellekt” lerin. kenan evrenci iş birlikçi düzeninin tüm yönleri ile analiz eden MİLLETLEŞME ÜLKÜSÜNDE EKSEN KAYMASI OLARAK: 12 EYLÜL 1980 başlıklı makalesine Feyzullah Eroğlu şöyle bir giriş yapar. “12 Eylül 1980 tarihi, bu tarihin öncesinde yaşanan ihtilal sebepleri ile daha sonraki zaman süresinde ortaya çıkan sonuçlarıyla birlikte, hem Türk milleti, hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti açısından en kapsamlı “dönemeçlerden” ve “kırılma” noktalarından biri oldu. Bu tarihten itibaren, kurucu irade tarafından bilinçli bir şekilde “dâhili taleplere” daha çok cevap verebilecek, ama “dış müdahalelere” nispeten kapalı olacak bir yapılanma üzerine inşa edilen “millî kimlik” ve “millî devlet”, özellikle ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel yapı ile diplomatik ve uluslararası ilişkiler alanında, son derece kırılgan hâle geldi.”

 

Link-1 Feyzullah Eroğlu yazının tamamını okumak için link

https://www.turkyurdu.com.tr/yazar-yazi.php?id=4157

 

Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu eserinde Türklerin Kozmos Görüşü Ve Biçimsel Simgecilik Tarzları  bölümünde  hezarfen Emel Esin der ki ; “  Kozmolojik kavramlar, mimari ifadeler ve bunlarla bağlantılı diyagram ve kriptografi, geçen zamana, yer değiştirmelere ve yeni kültürel akınlara karşın, Türk tarihi boyunca şaşırtıcı biçimde çok az değişiklik göstermiştir. Türklerin vı.­vııı. yüzyıllardaki katkısı,  otağ denilen çadır ve çadır biçimindeki küçük odanın eski konik tavanına ek olarak kümbeti getirmeleriydi. En kalıcı kozmografik simgecilik, hükümdarın kubbeli çadırına ve onun muadili kubbeli taht odasına ilişkin olanıydı. Her ikisi de, Hakanlı (840-1220), Selçuklu (xı .­xııı. yüzyıllar) ve Osmanlı (xııı.-xvııı. yüzyıllar) dönemleri boyunca kozmosun ve evrensel hükümdarın simgeleri olarak görüldü. Bazen artık daire şeklinde değil, kare şeklinde de olsa, taht odasının kubbesi her zaman bir çadır kubbesine ve yıldız motifleriyle süslü gök yüzüne benzetilirdi. Bir Osmanlı vakanüvisi xvıı. yüzyıla doğru, divan-ı hümayunun otağ-ı hümayun biçiminde inşa edildiğini kaydetmiştir…..Böylece en eski Türk kozmografik simgesi kubbeli çadır, en canlı simge olduğunu kanıtlamış oluyor”

Bugün Topkapı sarayında gezerken, Göktürk, Uygur imparatorluğu zamanında kendinizi hissedebilirsiniz, eğer Türk kozmoloji hakkında temel bir bilginiz var ise. Türklerin tarihi maddi kültürlerindeki izlerini Dr. Emel Esin eserlerinde okuyabilirsiniz.  Bu çerçevede çadır mimarisiyle tapınak ve hükümdar meskeninin mimarisi arasındaki ilişkileri anlarsınız. Surlu yerleşimlerin düzenini ve ardındaki simgeselliği, şehrin, sarayın ve tapınağın mimarisiyle kozmosun mimarisi arasındaki bağlantıları görebilirsiniz. Ev ve mezar; ölüler ve savaşçılar, kahramanlar ve  mezartaşları ve dikilitaşlar, göksel hayvanlar ve kağan damgaları gibi temaların ele alındığı Dr. Emel Esin’in makalelerini okuyarak; Türk kültürünün  tamgalarını çözerek, zihinsel kirliliğinizden arınabilirsiniz. Şimdi “çevreci entelektüel ve verimli entelektüel” hezarfenler;  İzmir iktisat kongresinin 100. Yılında birlikte düşünebilir, hezarfen Durmuş Hocaoğlu’nun  fikri takipçileri olarak. Türk kozmografik simgeli kubbeli çadırı tamgalayan zihniyet tasarımı yapabiliriz. Uzgörebiliriz.

Prof.dr. Övgün Ahmet Ercan  ikinci yüzyılın iktisat kongresinde konuşurken, bir cümlesinde TÖRE dedi. Yüz yıl önce İzmir de topladığı kurultayda, Kut alan son kağan Atatürk, törüg koydu ve adına “iktisadi misak esasları” dedi. Son kağan Atatürk; İlig tutmuş, törüg itmiş; idi!

Link-2  korkut ata ve törüg

https://www.youtube.com/watch?v=fxz2iNbKkTA

Tüm illerde ki düşünce önderlerinin örnek alması gereken; İzmir ili için bir tarımsal gelişme ve yerleşme stratejisi kitabında – İzmir Akdeniz akademi yayını ISBN:978-975-18-0221-7) hezarfen İlhan Tekeli diyor ki “ …. Ama buna karşılık çok uluslu şirketler, dünya ekonomisindeki paylarını artırmışlardır. Piketty’nin capital in the twenty fird century çalışmasında, 1980-2010 arasında gelir düzeyi bakımından üst %10 da yer alanların, gelir ve varlık bakımından aldıkları payı hem ABD de hem AB de sürekli artırdığı saptanmıştır. Piketty’nin saptamalarına göre kapitalin karlılık oranı, ekonominin büyüme oranından yüksek kaldıkça gelir ve varlık dağılımındaki eşitsizlik artmaya devam edecektir…..1989 yılında Bill McKibben, the end of nauture’da izlenmekte olan ekonomik gelişme modelinin küresel ısınmaya yol açtığına ve dünyanın geleceği bakımından olabilecek sorunlara dikkati çekmişti…..dünya da 2008 yılında yaşanan gıda kriziyle yüzbinlerce insan açlıkla karşı karşıya kaldığında açıkça ortaya çıktı ki bu kiriz gıda üretimindeki yetersizlikten değil, gıda alanında uluslararası şirketlerin çıkarına uygun biçimde yapılmasından kaynaklanmaktadır. Bu bilince ulaşılması sonucunda, ülkeler gıda politikalarında “ gıda egemenliği” kavramına önem vermeğe başladı.”

 

İzmir iktisat kongresinin yüzüncü yılında,  Türk medeniyet tasavvuru, yukarıda İlhan Tekeli kitabından alıntıladığım ekonomipolitik gerçeklerin bilincinde,  geleceği şekillendiriliyor, farklı yer, farklı kurum , farklı sosyal medya alanlarında. Zamanı gelmiş bir düşüncenin önünde kimse duramaz. Yüz yıl önce toplanan Türk kurultayı, milli kimliği referans alan milli iktisadi düzeni kurdu, İzmir iktisat kongresinde. Planlı karma ekonomi modeli ile cumhuriyetin onuncu yılında Türk iktisat mucizesi gerçekleşti. “kenan evrenci işbirlikci düzen”, Türk Cumhuriyeti milli iktisadını rayından çıkardı, şimdi kuruluş ayarlarına dönmek için tüm üçüncü sektör kuruluşları –NGOs- ve sanal düşünce ağları – digital think tanks- birlikte düşünüyor, yazıyor, konuşuyor. 15-21 Mart 2023 İzmir de toplanan ikinci yüzyılın iktisat kongresinde tüsiad başkanı Orhan Turan, türkonfed başkanı Süleyman Sönmez’e ve eski ekonomi bakanı Işın Çelebi ye realist ütopya kitabımı verdim, konuşmalarını dinledim. 

Süleyman Sönmez’in “her fabrika kaledir “ sözünü Adnan Saygun kültür merkezinde söylemesi 15-21 Mart 2023 tarihleri arası yapılan ikinci yüzyılın iktisat kongresinin ana fikridir. Kongreyi sunan Özlem Gürses, kendisine verdiğim  realist ütopya kitabımdan bir bölüm okudu “to be or to have . thats mind set problem. İts time to moving from ego to eco” diye, Vandana Shiva ve Andrew McAfee de duydu.

Link-3 İzmir İktisat Kongresi fotoğrafında Özlem Gürses ‘in elinde ki kitap realist ütopya

https://www.instagram.com/p/Cp77_XvI1gV/

İş dünyası temsilcileri, ekonomik krizin nedenlerini çok detaylı analiz ederek; yeşil dijital dönüşümün,  adalet, sorumluluk, hesap verebilirlik, saydamlık yönetişim ilkelerine göre insan odaklı !!! yapılmasını destekliyor. İkinci yüzyıl iktisat kongresinde Çiftçiler grubu gıda tekellerinin giderek artan hâkimiyetinin çiftçiyi kendi toprağında açlık ve sefalet koşullarına mahkûm ettiğini söylüyor.

Link-4  ikinci yüzyıl izmir iktisat kongresinden fotoğraflar

https://www.instagram.com/p/Cp2t5svoe4P/

Bu ay İzmir de toplanan ikinci yüzyıl iktisat kongresinde toplanan işçi grubu diyor ki “ Çalışma hayatını düzenleyen mevcut yasal mevzuatta işçilerin örgütlenme ve hak arama özgürlüklerini kısıtlayan anlayışlar hâkim unsurlar haline gelmiştir” 

Serdar Şahinkaya nın yazdığı “ Türkiye İktisat Kongresi ”  kitabında, sayfa 352 de yüz yıl önce işçi kadınlar murahhası Rukiye hanım diyor ki “ kardeşler! Milli inkılabımız memleketimizde mevcut bütün müstahsillerin murahhaslarından mürekkep bu muazzam kongresinin toplanması mümkün kılmıştır. Türkiye de memleket işlerine kadınların iştirak etmesi ilk defa vuku buluyor. Bu şerefin bize müyesser olması kalplerimizi refah ve gurur hisleriyle doldurdu. Kongre,  iktisadımızın temelini teşkil eden işçi sınıfının meşru haklarını tanıdı. Bu netice kadın işçilerin namına sayanı şükrandır. Yaşasın Türk işçi ve köylüleri,  yaşasın çalışkan Türk işçi kadınlığı” 

Disk genel başkanı Arzu Çerkezoğlu konuşmasının sonunda sahneye çıkan tüm sendika başkanları ile ikinci yüzyıla selam gönderdi.  Daha sonra kendisine Rukiye hanımın ruhu geldi, salona dedim sayenizde. Realist ütopya kitabımı verdim Arzu Çerkezoğluna.

S.S. İzmir köy koop birliği yönetim kurulu başkanı Neptün Soyer konuşması sonunda sahneye çıkan tüm koop. Başkanları ile köylü milletin efendisidir, diyen Atatürk’e selam gönderdi. Kendisine realist ütopya kitabımı verirken siz bizim vandana shiva’mızsınız dedim.

Link5- İzmir iktisat kongresi sonuç bildirgesi

https://iktisatkongresi.org/sayfa/sonuc-bildirgesi

Entelektüel verimli ve entelektüel çevreci düşünürler, sosyal medya gücü ile geleceği şekillendiriyor, dijital zihniyet devrimi sessizce gerçekleşiyor, yüz yıl önce toplanan kurultayda olduğu gibi sanal âlemde binlerce düşünce buluşuyor, farklı akarsular, Türk medeniyet tasavvuru barajını dolduruyor, entelektüel potansiyel enerji birikiyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent kitaplığından ISBN:978-975-18-0324-5 kodlu Erkan Serçe nin hazırladığı Türkiye ( İzmir) İktisat Kongresi 17 Şubat-4 Mart 1923 adlı kitapdan bir alıntı; “İktisadi Misak Esasları madde 5- Türkiye halkı, servet itibariyle bir altın hazinesi üzerinde oturduğunun bilincindedir. Ormanlarını evladı gibi sever, bunun için ağaç bayramları yapar; yeniden orman yetiştirir”

İkinci yüzyılın iktisat kongresinde konuşma yapan Gülsün Bilgehan’ın altını çizdiği gibi yüz yıl önce hazırlanan iktisadi misak esasları, Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma amaçlarının bir çoğuna karşılık geliyordu, Türk kozmolojisinden kaynaklanan ilhamla…

Ömer Seyfettin’in tanımlaması ile mefkuremiz (foresight);  geleceği şekillendirerek (shape the future) yeşil dönüşümü –the green new deal- başarmanın motivasyon kaynağıdır.

İkinci yüzyılın iktisat kongresinden fotoğraflar ve notlar bu olasılığı anlatıyor. Son söz;

Link-6 T.C.  tekrar kuruluş ayarlarına dönebilir!

https://www.instagram.com/p/Cp4ZQmtu7zA/

Cahit GÜNAYDIN

İzmir -15-21 Mart 2023 ikinci yüzyılın iktisat kongresi katılımcısı

Yazar
Cahit GÜNAYDIN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen