F-35 Stealth Uçakları Coğrafyamızdaki Dengeleri Nasıl Etkileyecek?

Bu konuya başka bir yazımızda daha sonra kapsamlı bir şekilde değinebiliriz. Fakat burada kısaca belirtmek isterim. Uçaklara uygulanan Stealth teknoloji geleceğin hava savaşlarını etkileyebilecek kabiliyete sahip görünmektedir. Radar tabanlı sistemlerin tehditlerini daraltan Stealth teknolojisi, uçakların etkinliğini ve hayatta kalma olasılığını yükselterek geniş çaplı taktik seçim imkânı vermektedir.

Özellikle hassas güdümlü mühimmatlarla birlikte, operasyonel seviyede Stealth Uçaklar hava savaşlarının tüm safhalarının her bir basamağında şok edici ve kesin değişikliklere neden olabilecektir. Düşmanın ağırlık merkezini hedefleyen bir Stealth tabanlı taarruz, beklemediği bir anda bombalanan rakibini şok ederek felce uğratabilecektir.

*****

Bircihan D. DİLEK 

Haziran ayında yabancı basında, İsrail ve Güney Kıbrıs Akrotiri meydanında konuşlu İngiliz F-35 Stealth (düşük görünürlüklü) uçaklarının birlikte Irak ve Suriye üzerinde tatbikat uçuşları gerçekleştirecekleri haberini okuduğumda, aklımı ülkelerin gelecekte “Egemen Hava Sahası Kontrollerini”  nasıl yapacağı konusu tırmalamaya başladı.

Stealth Uçaklar dünyanın bir çok bölgesinde uçmaya başladı ve özellikle de bölgemizde İsrail ile birlikte harekat görevlerinde kullanılmaya başlandı. Peki eldeki mevcut radarlarla belli bir mesafeye yaklaşmadıkça teorik olarak tespit edilemeyen bu Stealth Uçaklar görünmezliğinden faydalanarak başka ülkelerin egemen hava sahasına nüfuz ederek ihlal ettiği taktirde, Hava Sahası Kontrolü nasıl yapılacak?

Bu uçakları tespit etmek için Karşı-Stealth Teknoloji geliştirilebilir mi? Stealth Uçaklar coğrafyamızdaki dengeleri nasıl etkiler? gibi sorulara cevap bulma zamanı geldi, gelin bu sorulara adım adım cevaplamaya çalışalım.  Önce Stealth Teknolojiye kısaca değinelim;

Stealth Teknolojisi

Stealth Uçaklar, gelişmiş teknolojiler kullanılarak radar, kızılötesi, ışık, radyo frekans (RF) spektrumu ve ses yayınlarının/yansımalarının azaltılması ile tespit edilmekten kaçınmak üzere tasarlanırlar. Bu işlemlerin tamamına Stealth Teknoloji denmektedir.

Stealth Teknolojiyi radar tespiti açısından incelediğimizde, esas amaç uçağı radara görünmez hale getirmektir. Görünmezliği sağlamanın üç yöntemi bulunmaktadır; Bunlardan birincisi radardan uçağın gövdesine gelen radar sinyalini farklı bir açıyla yansıtarak sinyali gönderen radara dönüşünü engelleyecek tarzda uçak gövdesinin şekillendirilmesidir.  İkinci yöntem ise uçak gövdesinin radar sinyalini emen bir materyal ile kaplanmasıdır.  Bu materyallerin bazıları karbon parçacıkları veya küçük demir kürelerden oluşmaktadır ve bu tip materyal detayları “gizli” bilgi olarak muhafaza edilmektedir. Son yöntem ise, düşman tarafından tespit edilebilecek stealth uçak emisyonlarının elemine edilmesidir.

Günümüze Kadar Stealth Uçakların Operasyonel Kullanımı

Stealth Uçaklarını hava operasyonlarında ilk kullanan ülke ABD’dir. Stealth Uçakların ilk kullanımı, ABD’nin 1989 yılında Panama’yı işgal operasyonunda F-117 Nighthawk ile oldu. ABD, 1991 yılında ilk Körfez Savaşında ve 1999’da Yugoslavya’ya yapılan NATO Operasyonunda F-117 ve B-2 Spirit Stratejik Bombardıman Uçağını birlikte kullandı. Bu operasyonda bir adet F-117 uçağı karadan atılan Isayev S-125 (SA-3) füzesiyle düşürüldü.

Yine 2003 yılında gerçekleştirilen Irak işgalinde ABD’liler F-117 ve B-2 uçaklarını kullandılar. ABD, 2011 yılında Osama Bin Ladin’i etkisiz hale getirme operasyonunda ilk kez Stealth helikopter kullandı, bu operasyonda kaza geçiren bu helikopterin kalıntılarından helikopterin Stealth karakteristik bilgileri ifşa edilmiş oldu. Son Stealth uçak kullanımı ise Libya’ya yapılan askeri müdahalede B-2 uçakları ile yapılmıştır.

Stealth Uçak Üreten ve Geliştiren Ülkeler

Dünya genelinde, üretim ve geliştirme aşamasında bulunan belli sayıda STEALTH Uçak projesi bulunmaktadır. ABD F-35 üretimine devam ederken, Rusya’nın T-50 (SU-57) ve Çin’in iki motorlu J-20 ve orta boy J-32 çok rollü muharip stealth uçak geliştirme faaliyetleri devam ediyor.

Bunun dışında Hindistan Stealth AMCA, Türkiye Stealth TF-X, Güney Kore ve Endonezya Stealth KFX, İran Stealth Shafaq ve Qaher, İsveç Stealth Flygsysem 2020 ve Japonya Stealth Mitsubishi X-2 Shinshin test uçağı geliştirmektedir.

Hava Sahasının Kontrolü

Halihazırda Ağ Merkezli Harekat kabiliyeti ile donatılmış Stealth Uçaklara sahip ülkeler kendi uçaklarını harekat merkezlerindeki hava resminde gerçek zamanlı olarak takip edilebilirken, bu uçağın bulunduğu taktik veri ağı içinde yer almayan ülkelerin, yeni bir teknoloji geliştirmedikleri sürece,  mevcut radarlarıyla bu uçakları takip edebilme ihtimali teorik olarak düşük görünmektedir.

Yani, kara sınırlarınıza veya FIR hattınıza yakın uçan bir Stealth Uçak eğer size ait değil, fakat başka bir ülkeye aitse bu uçağı tespit ve takip edememe durumu ile karşı karşıyasınız demektir.  Bu da hava sahanızı tam olarak kontrol edemeyeceksiniz anlamına gelmektedir.

Örnekle açıklayalım; İsrail F-35 uçaklarına sahip ve ülkenin yüz ölçümü küçük olması nedeniyle sınırlı bir hava sahasına sahip. İsrail uçakları hâlihazırda Doğu Akdeniz Uluslararası Sularında Eğitim Uçuşları yapıyor, bu uçuşlar esnasında İskenderun Körfezinde FIR hattımıza yaklaşsa, mevcut radarlarımızla İsrail uçağı belli bir mesafeye yaklaşmadığı sürece teorik olarak tespit edilmesi pek mümkün görünmüyor.

Bu durum çevremizdeki bütün ülkeler için geçerli, yani bizim bugün itibarı ile Stealth Uçaklarımız olsa İsrail FIR hattına yaklaşsak, İsrail’in elindeki mevcut radarları ile bizim uçakları belli bir mesafeye yaklaşmadığı sürece tespit edebilmesi teorik olarak mümkün görünmüyor. Ancak eğer İsrail Stealth teknoloji gerçeğini çok önceden görüp, yıllar önce Karşı-Stealth teknoloji geliştirmişse, tespit edebilme durumu söz konusu olabilecektir.

Stealth Uçaklar, sahip olan ülkeler açısından önemli kabiliyetler ve kuvvet çarpanı imkânı sağlarken, aynı ülkeler için, hasım ülkelere ait Stealth Uçakları hava sahasının kontrolü açısından problemleri birlikte getirecektir.

Hava sahasının kontrolü, sahip olduğunuz hava sahasında uçan bütün hava araçlarının tespiti ve teşhisi esasına dayanır ve bütün hava araçlarının mevcut kurallara uyup uymadığı denetlenir. Mevcut kurallara uymayanlar için angajman kuralları uygulanır. Angajman kuralları tespit ve takip edilebilen hava araçları için uygulanır. Hava sahasında tespit edilemeyen hava araçları için böyle bir durumdan söz edilemez.

Normal barış şartlarında askeri uçaklar başka ülkelerin hava sahasını kat ederken hava sahasını kat edeceği ülkelerden izin/diplomatik klerans almak zorundadır. Ancak kat edecek uçak stealth teknolojiye sahipse elbette düşük görünürlüklü olması nedeniyle radar reflektör kullanarak hava sahasını kat edecektir. Radar reflektörü kullanmasının sebebi hava sahasını kat ettiği ülke radarlarının tespit etmesini sağlamanın yanında, uçağın gizli tutulan RCS (Radar Cross Section) değerinin ortaya çıkmaması içindir.

Beşinci Nesil Stealth Uçaklar son derece gelişmiş istihbarat toplama kabiliyetine sahip olmaları nedeniyle, barış döneminde dahi bu uçakların başka ülkelerin hava sahalarına izinsiz nüfuz etmeleri beklenmelidir. Bu nedenle hava sahası kontrolünü gerektiği gibi yapabilmek için en kısa sürede Karşı-Stealth sensörler geliştirilmeli ve kullanılmalıdır.

Karşı-Stealth Teknolojileri

Radarlar, düşman uçaklarını tespit etmek amacıyla hem Almanya hem de İngiltere tarafından ilk kez II. Dünya Savaşında kullanıldı. Ancak günümüzde Stealth uçaklar karşısında etkisiz kalmaktadırlar. 

Stealth Uçak üretiminde öncü konumda olan ABD, bu uçakları tespit edebilecek karşı teknolojiyi de aynı süreçte geliştirmiş midir? Bu konuda açık kaynaklarda pek bilgi bulunmuyor, ancak geliştirmiş olması kuvvetle muhtemeldir.

Ancak bu konuda Sovyetler Birliği döneminde bazı sistemlerin geliştirildiği ve halen Rusya ve Çin’in de bu konuda sistemler geliştirmekte olduğuna dair açık kaynaklarda bilgiler bulunmaktadır.  Bunun yanında komşumuz İran’ın da Karşı-Stealth sistem geliştirdiğine dair bilgiler bulunmaktadır.

Karşı-Stealth Teknolojiler için açık kaynaklardaki bazı çözümlerin isimlerini verelim. Stealth Uçakları tespit edebilen sistemler kapsamında ESM Sistemleri (Pasif Dinleme Sistemi), Multistatik Radar, Bistatik Radar, Monostatik Radar, Ölçüm ve Karakteristik İstihbaratı (Measurement and Signature Intelligence- MASINT), Kızılötesi Arama ve Takip (IRST), Geniş Dalga boylu Radar (Longer Wavelength Radar), Ufuk Ötesi (OTH) ile Quantum Radar sistemleri sayılabilir.  Kısaca bu sistemlere bir göz atalım.

Yüksek seviyede bilgisayar donanımı ve çok miktarda elektronik cihazlarla donatılmış olan Stealth Uçakların yayınlamış olduğu sinyaller, en aza indirilmiş olsa bile,  ESM Pasif Dinleme sistemleri ile tespit edilip üçgenlenebilir.  Bu sistemler arasında en çok bilinen Çekoslovak yapımı Tamara ESM ve Sovyetler Birliği döneminde yapılmış Kochuga ESM sistemleridir.

Stealth Uçakların tespitinde kullanılan diğer bir yöntemde Multistatik Radar yöntemidir. Bu yöntem ile, Stealth Uçağa çarpıp geri dönen radar sinyallerden farklı noktalara yerleştirilen Monostatic Radar (Alıcı/Verici antenleri aynı yerde) ve Bistatic Radar  (Alıcı/Verici antenleri farklı yerde) alıcı antenlerine ulaşan RF sinyaller füzyon edilerek uçak pozisyonunun tespit edilmesi sağlanabilir.

MASINT, Stealth Uçakları tespit etmede kullanılabilecek diğer bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.  MASINT teknik bir istihbarat toplama yönetimi olup, sabit veya dinamik hedef kaynaklarının belirgin karakteristiklerini tespit, izleme, teşhis veya tanımlama işlemidir. Örneklemek gerekirse, MASINT ile  her bir uçağın atmosferde oluşturduğu kırılmaların (Shlieren Effect) tespiti, takibi ve teşhisi yapılabilir.

T 38

Bütün hava araçlarının gövdesi ile hava arasında oluşacak sürtünmeden kaynaklanan ısınmanın tespit edilebilmesi nedeniyle IRST sistemi, Stealth Uçakların tespitinde kullanılmaktadır. Bu sistemin tespit mesafesinin konvansiyonel radarlarla başa baş gitmesi, karıştırılamaması ve örtülü operasyonlar için uygun olması tercih edilme nedenini arttırmaktadır.

Geniş Dalga Boylu Radarlar (VHF, L Band ) ve Ufuk Ötesi radarlar (HF) ile Stealth Uçakların tespit edilebilmesi söz konusudur. Bu uygulamaların örnekleri Rusya ve Avustralya’da bulunmaktadır.

Quantum Radar sistemi, Kanada’da geliştirilmektedir, teorik olarak objeleri konvansiyonel radarlara göre daha yüksek oranda tespit edebilmektedir. Şimdilik sadece laboratuarlarda test edilmektedir.

Türkiye Stealth Uçakların Tespitine Yönelik Karşı Teknoloji Geliştirebilir mi?

Önümüzdeki onlu yıllar, coğrafyamızdaki zengin yeraltı kaynaklarının varlığı ve İsrail’in bölgedeki güvenliğinin ABD tarafından dolaylı olarak üstlenilmesi nedeniyle, çekişmelerin ve çıkar çatışmalarının kendisini fazlasıyla göstereceği bir süreç olacak gibi görünüyor. Bu da bölgede çıkarları olan birçok ülkenin silahlı güçlerinin bölgede olacağı anlamına gelmektedir.

Türkiye, konumu nedeniyle bütün bu sorunlu coğrafyanın merkezinde bulunan bir ülke olarak, Stealth Uçaklara sahip olsa da olmasa da Barış, Gerginlik ve Savaş durumlarında, başka ülkelerin Stealth Uçaklarının egemen hava sahamıza düşük görünürlükten yararlanarak sızmasına, istihbarat toplamasına ve operasyon yapmasına engel olacak çözümler geliştirmek zorundadır. Neler yapılmalı?

İlk akla gelen konu Karşı-Stealth sistemler geliştirmeliyiz, hem de hiç vakit kaybetmeden. Yukarıda kısaca ifade ettiğim Karşı-Stealth sistemlerden ESM Sistemleri, Multistatik Radar, Bistatik Radar, Monostatik Radar, Kızılötesi Arama ve Takip, Geniş Dalga boylu Radar sistemleri konusunda Türkiye’de belli bir alt yapının olduğunu düşünüyorum.  Bunun dışında kalan MASINT, Ufuk Ötesi ve Kuantum Radar konusunda da çalışmalar başlatılabilir.

Bu sistemlerin/sensörlerin her biri için Üniversite-Savunma Sanayi Şirketi eşleştirmesi ile ARGE başlatılabilir ve geliştirme yapılabilir.  Geliştirilen her bir sensor veya sistem Çoklu Sensör Entegrasyonu ile füzyon edilebilir. Hedefe yönelik her bir sensorun elde ettiği tespitler, yazılım vasıtasıyla, tek bir “iz (track)” haline getirilebilir ve harekat merkezinde karar vericilere gösterilebilir.

Bunun dışında, üreteceğimiz Karşı-Stealth teknolojilerin test edilebilmesi amacıyla, başlatılacak bir proje kapsamında elde mevcut muharip uçakların gövdelerine veya üretilmekte olan İHA’ların gövdelerine Stealth teknoloji uygulanabilir. Bu tip çalışmalarla Stealth teknoloji konusunda önemli bir sinerji oluşturulabilir. Stealth Uçak yapmak daha fazla teknoloji, işgücü, bilgi, koordine ve çok çalışmayı gerektirebilir, ancak anti-stealth sistemler ve sensörler baş edebileceğimiz bir konu gibi görünmektedir.

Evet, Türkiye Karşı-Stealth Teknoloji geliştirebilir. Türkiye, bu konuda Karşı-Stealth teknolojileri geliştiren ülkeleri takip eden değil, öncü olan ülke konumuna gelmelidir.

Stealth Teknolojinin Gelecek Hava Savaşlarına Etkisi?

Bu konuya başka bir yazımızda daha sonra kapsamlı bir şekilde değinebiliriz. Fakat burada kısaca belirtmek isterim. Uçaklara uygulanan Stealth teknoloji geleceğin hava savaşlarını etkileyebilecek kabiliyete sahip görünmektedir. Radar tabanlı sistemlerin tehditlerini daraltan Stealth teknolojisi, uçakların etkinliğini ve hayatta kalma olasılığını yükselterek geniş çaplı taktik seçim imkânı vermektedir.

Özellikle hassas güdümlü mühimmatlarla birlikte, operasyonel seviyede Stealth Uçaklar hava savaşlarının tüm safhalarının her bir basamağında şok edici ve kesin değişikliklere neden olabilecektir. Düşmanın ağırlık merkezini hedefleyen bir Stealth tabanlı taarruz, beklemediği bir anda bombalanan rakibini şok ederek felce uğratabilecektir.

Stratejik Seviyede ise ülkeyi yönetenlere düşük risk ve yüksek olasılıkla başarı sağlayacak olan Stealth teknoloji, küçük ölçekli çatışmalarda bile askeri enstrümanların daha fazla kullanılmasına neden olabilecektir. Stealth Uçaklar bütün seviyedeki savaşları etkileyebilecek önemli bir teknolojik değişim olarak görünmektedir.

Bu teknoloji ile birlikte geleceğe yönelik savaşların nasıl olacağına yönelik öngörülerde bulunmak ve buna yönelik hazırlık yapmak önem arz etmektedir.

Stealth Uçaklar Coğrafyamızdaki Dengeleri Nasıl Etkiler?

Bölgemizde Stealth Uçak sahibi ülkeler, olmayan ülkelere göre daha fazla avantajlara sahip olacaktır. Mevcut durumda balistik füzelere karşı tedbir olarak Patriot, Aegis, THAAD ve S-400 gibi sistemler geliştirilmişken,  Stealth Uçakları erken ihbar kapsamında tespit edebilecek yaygın olarak kullanılan bir Karşı-Stealth teknoloji henüz bilinmemektedir.

Bugün itibari ile ABD tarafından bölgemizdeki herhangi bir ülkeye atılacak balistik füze, kuvvetle muhtemel Rusya’nın Uydu Erken Uyarı sitemi vasıtasıyla tespit edilebilecektir. Eğer hedef ülke, Rusya ile askeri olarak etkileşim içinde ise, bu ülke Rusya’dan ABD Balistik Füzesinin düşeceği mevki konusunda bilgi alabilecektir. Eğer hedef ülkenin elinde anti balistik füze varsa gelen ABD füzesini havada tahrip edebilmesi ihtimal dâhilindedir.

Tam tersi bir senaryoda, Rusya, Çin, Kuzey Kore veya İran tarafından herhangi bir NATO ülkesine atılacak balistik füze için ABD’nin Uydu Erken Uyarı sistemi üzerinden gelecek bilgi ve diğer yer radar sistemlerinden gelen erken uyarı bilgisi tüm NATO ülkelerine bildirilecek, karşı sistemler devreye sokularak atılan balistik füze tahrip edilebilecektir.

Ancak, Stealth Uçak için aynı durum geçerli değildir. Stealth Uçakların pistten veya uçak gemisinden kalkış bilgilerini elektronik dinlemelerle elde edebilirsiniz ancak sonrası tam bir muamma olacaktır. Kalkış sonrası tam bir elektro manyetik emisyon kontrolü, yüklenmiş hassas güdümlü silahlar ve Stealth bir gövdeyle hedefine kitlenmiş bir pilot ile onu ana karargahtan takip eden bir komuta kademesi artık hedefin tahrip edilmesini izleyeceklerdir.

Burada geçmişe dönüp 1991 yılında Birinci Körfez harbinde Stealth Uçakların operasyonlarını hatırlayalım.  ABD savaşın başlangıç uçuş görevlerini F-117 ve B-2 Stealth uçakları ile yaptı.  ABD,  F-117 uçakları ile orta irtifadan Irak’ın derinliklerindeki ağırlık merkezini teşkil eden önemli tesisleri ve birlikleri yaptığı hava akınlarıyla bombalarken, Irak Hava sahasına alçak irtifadan giriş yapan AH-64 helikopterleri de önemli Irak radarlarını tahrip etmiştir.  Açılan koridordan giriş yapan konvansiyonel uçaklara Karıştırma Uçakları eskort etmiş ve hayatta kalan Irak Hava Savunma sistemleri de etkisiz hale getirilmiştir. 

Günümüzün Stealth Uçaklarının, yaklaşık 28 yıl önce yapılan ve bu savaşta kullanılan F-117 Stealth Uçaklarından çok daha üstün kabiliyete ve hatta karıştırma özelliğine bile sahip bulunduğu akılda tutulmalıdır.

Komşumuz Yunanistan’ın henüz herhangi Stealth Uçak projesi içinde olmadığını biliyoruz. Fakat F-35 satın almaya istekli oldukları konusunda haberler bulunmaktadır. Yunanistan’ın bu uçaklardan satın alması, fakat bizim envanterimizde bulunmaması durumunda, Yunanistan psikolojik bir üstünlük ve buna ilave olarak da hava kuvvetleri olarak kabiliyet üstünlüğü sağlamış olacaktır. Böyle bir durum vuku bulursa bu durumun dengelenmesi gerekir. Eğer Türkiye F-35 programından çıkarılırsa, bu durumda milli üretim Stealth Uçağını envantere alma işlemini gelişmelere göre hızlandırmalı veya farklı kaynaklardan satın alma seçeneğini hayata geçirmelidir.

İsrail, ABD’nin de desteğini arkasına alarak envanterine kattığı F-35’lerle birlikte önemli bir üstünlük sağlamış oldu. Suriye’de, Rus ELINT, SIGINT ve Radar sistemlerinin konuşlandığı bir ortamda, İsrail’in F-35 uçaklarını Suriye ve çevre ülkelerdeki hava operasyonlarında kullanmaya başladı. İsrail, Arap ülkelerine göre kendi bölgesinde önemli oranda mevcut avantajlarını arttırırken dengeleri fazlasıyla kendi lehine çevirmiş oldu.

Bölge dışından gelen aktörlerden ABD, İngiltere ve AB Ülkeleri F-35 uçaklarını Uçak gemisi ve bölgemizde bulunan askeri üslerde zaman içinde konuşlandırabileceklerdir. Coğrafyamızdaki çıkarlarımız açısından bakıldığında, bu ülkelerin yanımızda değil karşımızda konumlandığını görüyoruz. Bu ekibe, İsrail’i de dâhil edersek karşı tarafta hatırı sayılır bir birliktelik oluştuğunu açıklıkla görebiliyoruz. Bu nedenle çok yönlü ve dengeli bir politika izlemediğimiz takdirde, bölgedeki dengelerin hiç de istemediğimiz şekilde aleyhimize gelişebileceği görülmektedir.

Rusya geliştirmekte olduğu Su-57 Stealth Uçağı üretimi konusunda sona yaklaştı, seri üretime başladı. Rus uçaklarının nasıl bir performansa sahip olacaklarını şimdiden bilemiyoruz.  Rusya bölgemizdeki anlaşmazlık ve çatışmalarda geliştirdiği Stealth Uçakları mutlaka kullanacaktır. Rusya’nın mevcut kuvvet yapısı ve envanterindeki uçak ve silah sistemlerinin çeşitliği açısından zaten bölgemizde önemli bir oyuncu olarak durmaktadır. SU-57 uçakları Rusya Hava Kuvvetlerinin gücüne önemli bir çarpan olarak ilave olacaktır. Rusya bölgemizdeki denge denklemindeki yerini Suriye’de ilave üsler kazanarak daha da sağlamlaştırmıştır. Rusya bu manevrasıyla aslında,  ABD’nin ajandasında yer alan malum planlarını hayata geçirmeyi planladığı İran, Irak, Suriye, Doğu Akdeniz ve Türkiye topraklarının yer aldığı coğrafyanın merkezine konuşlanmış oldu. Kendi çıkarlarını ön planda tutarak hareket eden Rusya’nın bölgedeki varlığı ABD’nin daha temkinli adım atmasına sebep olmaktadır. Ancak Rusya’nın, ABD ve İsrail F-35 uçaklarının bölgede yakın gelecekte gerçekleştirmesi muhtemel operasyonlarını sınırlayabilecek yeterli kabiliyete sahip olmadığını düşünüyorum.

Sonuç olarak; Taktik, Operasyonel ve Stratejik seviyede önemli üstünlük sağlayacak Stealth Uçaklara sahip ülkelerin,  gelecek hava savaşlarında önemli avantajlara sahip olarak daha fazla örtülü operasyon yapma gücüne ve inisiyatife sahip olacaklarını ifade edebiliriz.

Bunun bir örneği, hiç arzu etmememize rağmen, bölgemizde İran ve ABD arasında yükselen tansiyon kapsamında ABD’nin İran’a beklenmedik bir zamanda yapacağı ani taarruzla gerçekleşebilir. Ancak, bu muhtemel ABD hava taarruzlarının ABD pilotlarının F-35 üzerindeki gerekli eğitimlerinin tam olarak tamamlanması ve tecrübelerinin arttırılması akabinde gerçekleşebileceğini değerlendirmekteyim.

ABD’nin Stealth taarruzu, İran’ın sahip olduğu karadan-karaya ve balistik füzelerini ateşlemeye fırsat bulamadan baskın tarzında taarruz şeklinde gerçekleştirebileceği beklenmelidir. Bu muhtemel taarruzda ABD, İsrail ve belki İngiltere F-35 uçaklarının birleşik bir harekât kapsamında hareket etmeleri yüksek ihtimaldir. İran’ı hedef alacak ABD koalisyonunun yapacağı bir hava operasyonuna karşı bölgenin merkezine yerleşen Rusya’nın nasıl bir tutum takınacağını da merak ediyorum doğrusu. Suriye’de konuşlu Rus birliklerinin üzerlerinden veya yakınından geçecek ABD Stealth Uçaklarına reaksiyon gösterebilecek mi? Göreceğiz, ancak Rusya için de zor bir sınav olacak. Umarım bölgemizde böyle bir Operasyon yaşanmaz, sorunlar barış içinde çözülür.

KAYNAKÇA:

https://www.haaretz.com/israel-news/in-first-u-k-confirms-f-35-exercise-with-israel-and-sorties-in-iraq-syria-1.7409854

https://military.wikia.org/wiki/Stealth_aircraft

https://apps.dtic.mil/dtic/tr/fulltext/u2/a529417.pdf

https://www.bbc.com/news/technology-43877682

https://fas.org/irp/program/masint.htm

https://idsa.in/system/files/monograph33.pdf

https://www.globalsecurity.org/space/world/russia/warning.htm

https://theiranproject.com/blog/2014/05/17/iran-to-unveil-anti-stealth-aircraft-radar-cmdr/

——————————————–

Kaynak:

https://21yyte.org/tr/merkezler/islevsel-arastirma-merkezleri/milli-guvenlik-ve-dis-politika-arastirmalari-merkezi/f35-stealth-ucaklari-cografyamizdaki-dengeleri-nasil-etkileyecek

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen