Yüzyılın deprem felaketinden yüzyılın ekonomik krizine

Yıkılan ve hasar gören binaların kabaca 10 Milyar Dolarlık bir zarara, Vatandaşlarımızın evlerindeki beyaz eşya, mobilya ve diğer eşyaları ile hasar gören araçlarının yanında, işyerlerindeki mal stokları ve makine-teçhizatı dikkate aldığımızda zararın 5 Milyar Dolar civarında olacağı ve toplamda 15 Milyar Dolar düzeyinde bir zarar tutarı tahmin edilmektedir.

*****

Fikret ARTAN

Deprem felaketinin üzerinden 5 gün geçmesine rağmen henüz ne acılar sona erdi, ne de net bir tablo ortaya çıktı. Görülen odur ki enkazın kaldırılmaya başlanmasıyla birlikte kaybedilen insan sayımız da, oluşacak maliyet de tahmin edilenin çok üstünde çıkacak.

Bu bilançonun olumsuz sonuçlarında nasıl ki tedbirsizlik ve irrasyonalite en büyük etken ise, bundan sonraki dönemde gerek 85 milyonu, gerekse deprem bölgesinde bulunan 13,6 milyonu etkileyecek olan depremin ekonomik yansımaları alınacak tedbirlerin zamanlamasına ve tutarlılığına göre belirli hale gelecektir.

İşte bu sebeple de acılar henüz çok taze olsa da, depremin ekonomiye yansımalarının bir an önce tespit edilmesi gerekmektedir. Bunun için de depremin doğrudan etkilediği 10 ilin makroekonomik göstergelerine ve bunların Türkiye ekonomisi içindeki payına bakarak tahminlerde bulunmak gerekir.

Deprem bölgesinde bulunan 10 ilimizde toplam nüfusumuzun yüzde 16’sına karşılık gelen 13 milyon 645 bin vatandaşımız bulunmaktadır. En yüksek nüfus Adana ve Urfa’da bulunmakla beraber, depremin en şiddetli yaşandığı Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya da deprem bölgesinde yaşayanların yüzde 42’si yer almaktadır.

Deprem bölgesinin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla-GSYH içindeki payı 2021 yılı itibariyle yüzde 9,31 düzeyindedir. Yani Milli Gelirimizin yaklaşık 10’da 1’i bu bölgeden sağlanmaktadır.

2022 yılı İhracatımızın yüzde 8,5’ine tekabül eden 21,6 Milyar Dolarlık kısmı deprem bölgesindeki 10 ilimizden yapılırken, Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya bu konuda önde gelmektedir.

Deprem bölgesinin Vergi Gelirleri içindeki payı yüzde 5 iken, söz konusu 4 il bunun yarısını sağlamaktadır.

Bu göstergeler ışığında Depremin ekonomiye etkilerine bakacak olursak;

2023 yılı için öngörülen yıllık yüzde 5 büyüme hedefinin tutturulamayacağı ortaya çıkmaktadır. Yıllık 867 Milyar Dolar olması beklenen 2023 yılı Milli Gelirinin 1 Puan düşük büyümeden 8,7 Milyar Dolarlık kaybı olacaktır. Tahminen yüzde 2-2,5 aralığında bir düşüşle, Milli Gelir kaybının 20-25 Milyar Dolar civarında olmasını tahmin ediyorum.

fikret artan tablo copy

Depreme en ağır şekilde maruz kalan Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya’nın İhracat içindeki payının yüksekliği dikkate alınınca, hasar gören üretim tesisleri ve ihracatçı şirketlerin durumuna göre, Toplam İhracatta yaklaşık 10 Milyar Dolarlık bir kaybın olabileceği ortaya çıkmaktadır.

Bu durumda 2023 yılında toplam ihracatta hedeflenen artışın olmayacağını söylemek mümkündür. (İhracatta meydana gelecek düşüşün Milli Gelir kaybının içinde varsayabiliriz.)

Deprem sebebiyle oluşan zararlar ve bundan sonra oluşacak maliyetlere bakacak olursak;

Yıkılan ve hasar gören binaların kabaca 10 Milyar Dolarlık bir zarara, Vatandaşlarımızın evlerindeki beyaz eşya, mobilya ve diğer eşyaları ile hasar gören araçlarının yanında, işyerlerindeki mal stokları ve makine-teçhizatı dikkate aldığımızda zararın 5 Milyar Dolar civarında olacağı ve toplamda 15 Milyar Dolar düzeyinde bir zarar tutarı tahmin edilmektedir.

Önümüzdeki ilk 1 yıl ve sonraki 3 yıllık dönemde Barınma, Kira, Nakdi yardımlar ile altyapı ve konutların yeniden inşasının toplam 40 Milyar Dolar düzeyinde olması hesaplanmaktadır. Finanse edilmesi gereken asıl ek maliyet bu tutardır.

Bütün bunların sonucunda Deprem Bölgesinden sağlanan vergi gelirlerinin azalması Bütçe gelirlerinin azalması, yapılacak giderlerin ise Bütçe giderlerini arttırması sonucunda Bütçe Açığının artmasına yol açacaktır. Emlak ve Çevre Vergisinin ciddi oranda azalması bu illerdeki belediyelerin kaynak-harcama dengesini bozacaktır.

Diğer yandan, bölgede artacak olan inşaat sektörü faaliyetlerinin, büyümeye katkıda bulunsa da, başta Demir-Çelik ve Çimento (Borsadaki gelişmelere paralel bir şekilde) olmak üzere İnşaat malzemesi fiyatlarının yükselmesine sebep olması kaçınılmazdır.

Bu durum zaten son 1 yılı aşkın süredir enflasyon ve hayat pahalılığı ile boğuşan ve büyük bir ekonomik krizin içinde bulunan toplumun, fiyat istikrarına yönelik beklentilerini uzunca bir süre ertelemesini gerektirecektir.

Oluşacak ek maliyetlerin karşılanması konusuna gelince;

Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşlar ile yurtdışı ve yurt içi bağışların 10 Milyar Dolar civarında olması muhtemeldir. Geriye kalan 30 Milyar Dolarlık Ek finansman, ya yeni vergiler getirilmesi, ya da borçlanma yoluyla sağlanacaktır.

Bu noktada önemle vurgulamak isterim ki bu yükün azaltılması açısından bina ve araç hasarlarına ilişkin sigorta şirketlerinin yükümlülüklerinden kaçınması kesinlikle önlenmelidir. Krediye söz konusu olan Konut ve Araçlar konusunda da son yıllarda kar rekoru kıran Bankaların toplumsal dayanışmaya katkı adına ellerini taşın altına koyması gerekli görülmelidir.

Sonuç olarak, Deprem sebebiyle oluşan ve zarar hanesine yazılan 15 Milyar Dolar, Milli Gelir ve İhracatta oluşacak ve Potansiyel Gelir Kaybı diyebileceğimiz 25 Milyar Dolar ve Yeniden İnşa ve depremden doğrudan zarar gören vatandaşlarımızın hayatlarını idamelerinin sağlanması için gereken 40 Milyar Dolar ile Depremin Toplam Maliyetinin 80 Milyar Dolar civarında olacağı tahmin edilmektedir.

Ekran başında enkazdan kurtarma çalışmalarını izlerken, Cengiz Aytmatov’un Gün Uzar Yüzyıl Olur eserindekine benzer şekilde saatler geçmek bilmediği gibi, bu kışı ve bu yılı atlatmamız da oldukça zor olacak gibi görünüyor. Bütün bu gelişmeler ekonomik olarak ne kadar yük getirirse getirsin, Millet olmanın şuuruyla toplumsal dayanışmaya vereceğimiz önem derecesinde bu büyük badireyi atlatmamız ve depremden can ve mal kaybı olanların acısını azaltabilmemiz mümkün olabilecektir.

Fikret ARTAN

Planlama Uzmanı

Ekonomist, MA

Odatv.com

————————————————————————–

Kaynak:

https://www.odatv4.com/ekonomi/-yuzyilin-deprem-felaketinden-yuzyilin-ekonomik-krizine-270409

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen