Orhan Keskin

 
Mehmet Ali Kalkan
kirmizilar.com
Orhan Keskin Ağabey bir “Vakıf İnsan” idi, dün emanetini teslim etti.
1072’den beri Türk Sivrihisar’da doğmuştu 1933 yılında. Ömrü buradaki Selçuklu ve Osmanlı’dan kalan otuz beş civarında eserin bakımı, tamiri, restorasyonu ile geçti. Sivrihisar’da yapılan camiden okula, hastaneden insanına kadar elinin gönlünün değmediği hiç bir şey yoktur Orhan Ağabey’in.
İstanbul Hukuk’ta okurken  İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın konak sohbetlerine katılmış ve güzel insanlarla dostluğunu ömrünün sonuna kadar devam ettirmişti.
Okul bitince Sivrihisar da avukatlığa başlamış. Bir meslektaşı ziyaret sırasında “Orhancığım, bu dağ taş arası küçücük ilçede avukat olmak için mi o kadar çok çalışmıştın?” deyince “Sana göre öyle ama bir de benim gözümle bak” cevabını vermiş.
Şair Eşref tayininin Sivrihisar’a çıktığını duyunca İzmir Valiliğine şöyle bir dilekçe yazmış ya;
“Beni Sivrihisar’a merhamet eyle oturtma
Kerem kıl Akhisar’ı dersen İzmir’den uzak olsun
Mücerret bir hisara gönderilmekse eğer maksat
Efendim başı sivri olmasın da ak olsun !”
Orhan Ağabey de buna cevaben yolu Sivrihisar ile kesişenleri anıp şöyle yazmış;
“Kırkağaç’lı Eşref mazurdur hisarı ak ister,
Serdar ise, hisarın sivrisini sancak ister,
Hisarlar vardır yeşildir, aktır, karadır amma!
Sevmeye onu: Yunus, Hızır, Selman-ı Pak ister.”
Orhan Ağabey tam bir hizmet insanı olarak ömrünü tamamladı, şöyle diyor bir yazısında;
“Bizler mesleklerimizi icra ederken çalışmalarımızın karşılığını maaş, ücret vs şeklinde aldığımızdan, bunun dışında, bu vatanın evlâdı olarak, bizi yetiştirenlere ilave borçlarımızın olduğunu düşünüyorum.”
Sivrihisar’ın geçmişten bu güne bütün eserlerinde Orhan Keskin Ağabeyin emeği vardır.
İslami İlimler Vakfı kuruyorlar bir zaman, İmam Hatip Okulu yaptıracaklar çok güçlüklerle karşılaşıyorlar, şöyle diyor;
“Öğrencilik yıllarımda İstanbul Vefa’da yeni açılan İmam Hatip Okuluna başta Celal Hoca olmak üzere yakın zamanın alimleri eski müderrisler: Ömer Nasuhi Bilmen, Hasan Basri Çantay, Ali Fikri Yavuz, Bekir Haki ve Doç. Dr. Nurettin Topçu gibi gönül erlerinin sahip çıkışlarını görmüştüm.”
O dönemde yaşadıklarını da 1997 yılında, Hisar Dergisi’nde anlatmış Orhan Ağabey.
Sivrihisar’da Ulu Cami var, ahşap direkli. Selçukludan günümüze ulaşan ahşap direkli camilerin en büyüğü. Yine otuz beş civarında Selçuklu, Osmanlı eseri var.
Zaim Paşa Konağı var, TBMM hükümeti ve Bakanlar Kurulunun Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara dışında ilk defa toplandığı yer.
Nasrettin Hoca, Yunus Emre, Çandarlı Kara Hayrettin Paşa, İstanbul’un fetihten sonra ilk kadısı ve belediye başkanı Hızır Bey, Aziz Mahmut Hüdai gibi gönül ehli insanlar yetişmiş. Son dönemde Prof. Dr. Mehmet Kaplan var.
Arif Nihat Asya Sivrihisar’a geldiğinde Nasrettin Hoca’nın Sivrihisar da doğduğu, mezarının Akşehir’de olduğundan bahisle bir dörtlük söylemiş. Orhan Keskin Ağabey’in aklında kalanı kadarı ile şöyle imiş;
“Bir beşik kalmış Sivrihisar’da,
Akşehir’de bir mezar.
Sayesinde akraba olmuşlar,
Akşehir’le Sivrihisar.”
Orhan Keskin Ağabey ile yıllar önce bir Sivrihisar gezisi yapmak nasip olmuştu.
Orhan Ağabey sonra Eskişehir’de noterlik yaptı.
Yıl 1980 li yılların başı idi.
Bir arkadaşımız Karadeniz tarafından bir şehirdeki hanımla Eskişehir’de evlenecek, evraklardan biri eksik olduğundan nikah yapmıyorlar. Tam hatırlamıyorum ama nikah memuru oradaki noterin tasdik edip göndereceği bir evrak istemiş. Bir iki gün içinde gelmesi de mümkün değil. Arkadaş ta sinirli. “Ben evlenmeyeceğim” diye tutturdu. Usulca Orhan Ağabey’e gittim, durumu anlattım. “Ağabey ben kefilim, bu iyi bir arkadaş, evrağı siz verseniz “falan gibi bir şeyler söyledim. Orhan Ağabey iyi insan, kibarca dedi ki “Biz evraksız iş yapmayız, kanunlara uyarız. Senin kefaletinle iş yapılmaz.”
Ben olsam “Sen ne diyorsun ya, bu senet mi kefil olacaksın? Sen nasıl üniversite bitirmişsin? Bu kadarda mı kafan çalışmıyor?” der ve kovardım. 🙂
Dört sene de Eskişehir Türk Ocağı Başkanlığı yapmıştı Orhan Ağabey.
Orhan Keskin Ağabey’e 
Dünya bir han imiş gelenler gider,
Bu ilahi ferman yaman Ağabey.
Bilmeyiz gidene kalanlar ne der?
Geçen biziz kalan zaman Ağabey.
Başlarsa öteye ilâhi sefer,
Ne dizde güç kalır, ne gözlerde fer,
Emaneti bekler o vefalı yer,
Gelince yüceden ferman Ağabey.
Yaşamaktan gaye doymaksa tasan
Yine acıkırsın bin defa doysan.
Altınla gümüşün yanına koysan
Merkebin tercihi saman Ağabey.
Bizim bildiğimiz açmayan solmaz,
Testi dolu ise fazlayı almaz,
Tepenin, tümseğin kaygısı olmaz,
Dağların başında duman Ağabey.
Gelene ‘baş üzre’ deyip gülensin,
Sivrihisar dense akla gelensin,
Keskin ferasetli, Hakk’ı bilensin,
Mekânın cennettir Orhan Ağabey…
Yunus Emre diyor ya;
“Ecel geldi vade erdi,
Bu ömrün kadehi doldu,
Kimdir ki içmedin kaldı,
Allah sana sundum elim.”
Orhan Ağabey bizim Gönül Dağı’mız idi.
Şehitlerimize, bu toprakları vatan yapanlara, aralarımıza, Orhan Keskin Ağabey’e ve yazıda adı geçen vefat etmişlerimize, geçmişlerimize rahmet olsun.
Fatihalarla…
( Sivrihisar’in kendine özgü yemekleri var, bamya çorbası, kelem dolması gibi. Sivrihisar’ın abide insanlarından biri de Zübeyde Abla. Fotoğraftaki yemekleri o yapmış, bizi de davet etmişti. Daha Sivrihisar Baklavası yapacak, onu bekliyoruz. 🙂
Diğer fotoğraflar Ulu Cami’den, Sivrihisar’dan, Zaim Ağa Konağı, Yunus Emre Türbesinden ve Orhan Keskin Ağabey’in yazdığı Sivrihisar kitabı.)
Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen