Hive Seyahatnamesi ve Tarihi Musavver

 

kirmizilar.com

 

Yazar: I. A. Gahan
Çeviren: Kolağası Ahmet
Yayına Hazırlayanlar:   Prof.Dr. İsmail Aka, Dr.Mehmet Ersan
Yayınevi: Altınordu Yayınları
ISBN: 978-6057702-73-9
Sayfa Sayısı: 352
Yayım Tarihi: 2020

Baskı: 2

 

 

 

Hazırlayan: Mehmet MEMİŞ, (E) Öğretmen

Eserin yazarı A. Mac Gahan New York Herald gazetesinin muhabiri olarak Rus ordusu ile birlikte Hive seferine katılmış ve gördüklerini tarafsız bir gözle naklettiği gibi, Rusların katliamını da canlı bir şekilde tasvir etmiştir.

Eserde bu vesile ile Rus istilâsı sırasında Türkistan’ın durumu, halkın yaşayışı, örf ve âdetleri hakkında da ilgi çekici pek çok kayda rast gelinmekte; hatta bu sırada hutbelerde Osmanlı sultanı Abdülaziz’in adının zikredildiği de kaydedilmektedir.( Kitap kapak yazısı)

****

Eserin yazarı I.A. Gaha Henry Amerikalıdır.  “The New York Herald” gazetesinin muhabiri olarak Rus ordusuyla birlikte  Hive seferine katılmış ve gördüklerini tarafsız bir gözle kaleme almıştır. Rusların Türkistan’da yaptıkları katliama şahit olmuş hadiseleri canlı bir şekilde nakletmiştir. Eserde, bunun yanında, Türk boyları hakkında  gördüklerini anlatmıştır. Etnografya, medeniyet ve folklor açısından verdiği bilgiler Özbekler, Kırgızlar ve Türkmenlere aittir. 

“Compaigning on the Oxus and the fail of Khiva” adı ile 1874 ‘de  New York’ta,1875’de Londra’da basılan eseri Mekteb-i Bahriyeyi Şahane ingilizce öğretmeni Kolağası Ahmed “Hive Seyahatnamesi ve Tarihî Musavver” adı ile  özet olarak hemen Türkçeye  çevirmiştir. Eser önce Basiret gazetesinde tefrika edilmiş adından 1876 yılında İstanbul’da basılmıştır. Bu, Türk aydınlarının  Türkistan’daki  Rus istilasını ne kadar yakından takip ettiklerini göstermektedir. Kitabı yayına hazırlayanlar, bu eseri, ”yurt dışında da anlaşılabilmesi düşüncesiyle” sadece bugünkü harflere çevirmekle yetindiklerini  önsözde beyan etmektedirler. Dolayısıyla kitap 19.yüzyılda konuşulan dilde olduğundan okumak için eski Türkçeye aşina olmak gerekiyor. Kitap canlandırma sahne gravürleri bazı mekan ve yer resimleri ile zenginleştirilmiştir.  

Kitap, Rusların 1873’de  Hive üzerine ,asker sevk ederken aldıkları tedbirleri, bu esnada çekilen meşakkatleri, seferin merhalelerini, cereyan eden çatışmaları, yolda karşılaşılan mahallerin durumunu ve oralarda yaşayan ahalinin adet ve yaşayışları ile Hivelilerin durumlarının anlatıldığı bir seyahatnamedir. Aynı zamanda kitap, Rusların Orta Asya   politikaları, askeri harekata katılan orduların mevcutları, ,silahları, komuta kademesi, Hivelilerin (Özbekler),Türkmenlerin, Kırgızların kuvvetleri ve onların silah durumlarının anlatıldığı bir tarih kitabıdır. Ayrıca kitapta, Rusların, ta deli petro zamanında başlayan Orta Asya’ya ilgileri, oradaki hanlıklarla münasebetleri, 1717 itibaren başlayan sonra müteaddid yılarda  1873 kadar olan harekatları, bu esnada vuku bulan çatışmaları ve olayları da tarihleri ile anlatılıyor.

Kitabın konusu olan anılan sefer sonunda Hive Hanlığı ağır bir muahede imzalayarak Rusya nın himayesini kabul etmiş ve yüklü miktarda savaş tazminatı ödemeyi kabul etmiştir. Kitap bu anlaşmanın metnini verdikten sonra yazarın ordu ile Petersburg’a dönüş yolculuğu anlatımıyla sona eriyor.

Rusyalıların Türkmenler Hakkında İcra Ettikleri Katliam

Ondan sonra Kazaklara “ileri,arş” kumandası verib aradan on dakika geçer geçmez Türkmenlerin gözden kayıp oldukları tepeye vardık. Takriben bir mil ileride kimisi maluliyeti cihetle diğerleri ile gidemeyip geri kalmış, kimisi can korkusundan dizlerine titreme gelib adım atmakdan aciz bulunmuş ve kimisi dahi ciğer paresi olan evladını arkasına vurduğundan  nihayet tâb ve tuvân kesilib bir tarafa yığılmış bir takım Türkmenler görülmekle Kazaklar bunlara hücum ederek  küçüklü büyüklü erkekli dişili cümlesini bağırta bağırta bilâaman kılıçdan geçirdiler. Daha ilerde canı mesabesinde olan çoluğundan cüda düşüp ne yapacağını şaşırmış ve o şaşkınlıkla  kendisine lüzum u hakikisi eşya ve silahını yok olmasın diyerek atarak yok olmasın diye yere atarak asla lâzım olmayan şeyleri alıb kimine sarılmış kimini başına dolamış ve bazıları da kaçmaya kolaylık olsun diye üstündeki şeyleri ata ata çıplak kalmış bir takım Türkmenler daha vardı ve bu sırada sığır koyun keçi gibi hayvanâtda ürküb her biri bir tarafa kaçmakda idi.

İşte bu biçareleri de Kazaklar gördüklerinde vahşi kurt avazına benzer mahuf bir sesle bağrışarak hücuma kalkdılar ve atlarını dizlerine kadar kuma ve kan tere batırdıkarına bakmayıb Türkmenlere saika gici yetişdiler.

Bu aralık bîgünah Türkmenler bir yere toplanıb mukavemete muktedir olamamaları ve bir tarafdan hayvanlrının ürkmesi dolayı aralarında hasıl olan kargaşılıkkda bütün bütün şaşırmaları ve bir tarafdan Kazakların korkunç  sada ile bağrışmaları iras ettiği dehşetten bîşuur kendilerini gaib etmeleri Kazaklar için istedikleri gibi kesib biçmeye bir fırsat olmasıyla artık sevinçlerinden adeta dağlara ve ovalara sığmayacak dereceye gelip bir arızî cesaretle Türkmenlere hücum ettiler ise de Türkmenlerin yanında kalan hayvanları ile arabaları hâil olub Kazakların saf-ı harbi bozulduğundan her biri bildiği gibi harekete mecbur oldu. Bu esnada olduğum mahalde  bir miktar ârâm ile etrafa baktım ki Kazakların hayvanları altında ezilen çocuklar,anacığım diye bağırır, analar evlatçığım diye bağırır. Kimisi ciğer paresini kanı akarak kucağına almış kaçırır kimisi baba ve zevcesini can çekişirken arkasına yüklenmiş, kimisi kımıldayamayacak şekilde yaralanıb yerinden kalkdıkca düşer, düştükçe kalkmaya çabalar, kimisi yattığı yerden ah ve enin eder, kimisi  “Allah, Allah” diyerek kazaklara saldırır kimisi başından vurulub o anda teslim-i ruh eyler bazıları yaralarının ızdırabından ne yapacağını bilmeyib Kazaklara yalvarır, hele çaresiz kalan kadınlar saçlarını başların yolup yavrucaklarını Kazakların elinde telef oduğunu görmememek için kendilerini helâk ve telefe çalışır idi. Bunun bazısı da yavrusunu ağuş-ışefkat ve merhamaete alarak boynunu büküb temenni-i muhal kabilinden kazakların merhametini diler idi. Lakin asker asla merhamet etmeyib rast geldiklerini çiğneyib telef ettiler. Hatta ortalığı insan cesedinden geçilmeyecek hale getirdiler.

Vakıa bun Türkmenler izhar ettikleri şecaat ve gayrete diyecek olmayıb birkaç yerinden yaralanmış olanlar bile acısına bakmayıb canını dişine alarak ve feryat etmeği gayretine yedirmeyerek gayurane hareket ve mukabele etti ve sağ kolu mecruh olub işe yaramıyanlar kılıçlarını sol ellerine alıb yine düşmanlarına karşı durdular ise de ne çare ki Rusyalıların ellerinde bulunan yeni silahların ateşine öyle eski kılıçlar ile ve bazılarında görülen sopa ve ekin biçilen orak ile mukabele mümkün olmadığından biçareler adeta şiddetli bâd-ı semumdan dökülen yaprak veyahut orağın önüne tesadüf eden buğday başakları gibi yere dökülürlerdi. Erkekler muktedir oldukları kadar mukavemet ettikleri gibi kadınlar da aralıkla Kazaklar mukabelede kusur etmezlerdi. Hatta kendilerini setr etmekte oldukları halde diğer taraftan ciğerpareleri olan evlatlarını kucaklarında muhafaza için üzerlerine hücum eden askerlerin  kılıçlarına siper ederek bir elinde kılıç olduğu ve diğer eliyle yavrusunu kucağına bastırdığı halde Kazakların üzerine hücum ederdi. Hele bunlardan biri Kazaklardan birinin havale ettiği kılıca arkasına dönüb kucağındaki masumu muhafazaya gayret ettiği halde nihayet hain Kazağın kılıcı çocuğa tesadüf ederek iki parça etmesiyle biçare anasının üstü başı ciğerparesinin kanı ile kıpkızıl boyanması üzerine hemen iki parça olan çocuğunu atıb Kazağa hücum ile uğraşa uğraşa akıbet hain-i merkumu telef ederek öcünü aldı. Ama öteden diğer bir dev gibi Kazak daha yetişib o biçareyi de neyze-i gadre ile vurub telef etti.

****

Türkmenlerin canlarını dişine alan yani kendilerini halas etmek gayretinde olanlardan başka cümlesi telef edildiğinden ve geriye tek tük nisvan ile sıbyan kaldıktan sonra askere ricat borusu çalınıb avdet ettiğimiz esnada bâlâda zikr olunan gölde kendilerini kamış ve sazlık arasında ihtifa eden kadınlardan küsur kalanlara baktım ki, bunlardan suya gark olmayacaklarından mutlaka yine arkadan gelen Rusyalılar bunları da telef ettiklerinde şüphe olmadığından artık Rusyalıların bu vakadaki mezalimine muadil dünya kurulalı bir zulüm vukuunu tahayyül etmek mühal olduğu efkârı zihnimi bütün bütün kapladı.

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen