Bayrak Şairi Arif Nihat ASYA’nın 44. Ölüm Yıldönümü

2019.01.05 Arif Nihat Asya

 

Türk Edebiyat Tarihi’ne “Bayrak Şairi” olarak adını yazdıran Arif Nihat Asya, 7 Şubat 1904 yılında Çatalca’nın İnceğiz Köyü’nde dünyaya geldi. Babası Tokatlı Zîver Efendi, annesi Tırnovalı Fatma Hanımdır. Nihat Asya bir aylıkken babasının ölümü üzerine, akrabalarının himayesinde büyümek zorunda kaldı. İlköğrenimine köyünde başladı fakat daha sonra İstanbul’a geldi. Önce Haseki Mahalle Mektebi’ne daha sonra Gülşen’i Maarif Rüştiyesi’ne devam etti. Yatılı olarak girdiği Bolu Sultanisi kapatılınca, Kastamonu Sultanisi’ne aktarıldı. Liseyi bitirdikten sonra, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulunun Edebiyat Bölümünden mezun oldu.

Milli Mücadele Dönemi’nde Ankara’da bulundu. Bu dönem onun şiire başladığı, Türklük ve vatan aşkı ile şiirler kaleme aldığı tarihlerdir. 1928 yılında Darülmuallimin’i Âliye’den edebiyat öğretmeni olarak mezun oldu ve Adana kolej ve öğretmen okullarında edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. 1948 yılında Edirne’ye tayin edildi. 1950–1954 döneminde Adana Milletvekilliği yaptı. 1962 yılında ise Ankara Gazi Lisesi’nden emekli oldu. 5 Ocak 1975 tarihinde Ankara’da vefat etti.

Edebiyatımızda “Bayrak” şairi olarak tanınan Asya, Bayrak şiirini Adananın kurtuluş günü olan bir 5 Ocak’ın heyecanı ile yazdı. Birçok dergi ve gazetelerde yazılar yazdı. Şiirlerinde hece, aruz ve serbest vezinleri kullanan Arif Nihat, nazmın her tür ve şekliyle eserler vermiştir. Fikrin ağır bastığı şiirlerinde milliyetçilik konusu büyük bir yer tutar. Çok renkli ve değişik biçimli şiirler yazmış olan Asya, son şiirlerinde biraz da mistisizme yönelmiştir. Şiirinde daima bir yenileşme çabası içinde olan şair, etkilerden uzak kalarak kendine özgü bol renkli şiir dünyasını yaratmıştır.

Güzel ve zarif benzetmelerin yanı sıra, keskin zekâsının, şakacı mizacının mahsulü olan nükteleri, hicivleri, kelime oyunları üslûbunu tamamlayan önemli unsurlardır. Tarihimizin şanlı sayfalarını şiirleştiren şair, Rubai türünün yeni Türk edebiyatında önemli şahsiyetlerinden kabul edilir. Bayrak ve vatan, onun mısralarında en usta anlatıcısını bulmuştur.

5 Ocak 1975 tarihinde Ankara’da vefat eden aziz şairimize Yüce Allah’tan rahmet diliyor, minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.

ESERLERİ

Şiir

Heykeltıraş (1924)

Yastığımın Rüyası (1930)

Ayetler (1936)

Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor (1946)

Rubaiyyat-ı Arif (1956)

Enikli Kapı (1964)

Kubbe-i Hadrâ (1956)

Kökler ve Dallar (1964)

Emzikler (1964)

Dualar ve Âminler (1967)

Aynalarda Kalan (1969)

Kanatlar ve Gagalar (1946)

Kıbrıs Rubaileri (1964)

Avrupa’dan Rubailer (1971)

Kova Burcu (1967).

Düzyazı

Kanatlar ve Gagalar (özdeyişler, 1946)

Enikli Kapı (makaleleri, 1964)

Bazı Şiirleri

Bayrak

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,

Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,

Işık ışık, dalga dalga bayrağım!

Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın

Mezarını kazacağım.

Seni selâmlamadan uçan kuşun

Yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder…

Gölgende bana da, bana da yer ver.

Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:

Yurda ay yıldızının ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün

Kızıllığında ısındık;

Dağlardan çöllere düştüğümüz gün

Gölgene sığındık.

Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;

Barışın güvercini, savaşın kartalı

Yüksek yerlerde açan çiçeğim.

Senin altında doğdum.

Senin altında öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:

Yer yüzünde yer beğen!

Nereye dikilmek istersen,

Söyle, seni oraya dikeyim!

Arif Nihat Asya

***

Fetih Marşı

Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;

Dağlardan çektirilen, kalyonlar çekilecek;

Kerpetenlerle sûrun dişleri sökülecek!

Yürü; hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın?

Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden

Senin de destanını okuyalım ezberden

Haberin yok gibidir taşıdığın değerden

Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın

Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Yüzüne çarpmak gerek zamânenin fendini!

Göster: kabaran sular nasıl yıkar bendini!

Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini!

Şu kırık âbideyi yükseltecek taştasın;

Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın

Bu kitaplar Fâtih’tir, Selim’dir, Süleyman’dır;

Şu mihrab Sinânüddin, şu minâre Sinân’dır;

Haydi, artık uyuyan destanını uyandır!

Bilmem, neden gündelik işlerle telâştasın

Kızım, sen de Fâtihler doğuracak yaştasın!

Delikanlım! işaret aldığın gün atandan!

Yürüyeceksin! Millet yürüyecek arkandan!

Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan’dan!

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;

Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!

Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!

Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın

Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın?

Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

 

Arif Nihat Asya

***

Dua

Biz, kısık sesleriz… minareleri,

Sen, ezansız bırakma Allahım!

Ya çağır şurda bal yapanlarını,

Ya kovansız bırakma Allahım!

Mahyasızdır minareler… göğü de,

Kehkeşansız bırakma Allahım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,

Müslümansız bırakma Allahım!

Bize güç ver…cihad meydanını,

Pehlivansız bırakma Allahım!

Kahraman bekleyen yığınlarını,

Kahramansız bırakma Allah’ım!

Bilelim hasma karşı koymasını,

Bizi cansız bırakma Allah’ım!

Yarının yollarında yılları da,

Ramazansız bırakma Allah’ım!

Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,

Ya çobansız bırakma Allah’ım!

Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız;

Ve vatansız bırakma Allah’ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,

Müslümansız bırakma Allah’ım!

Arif Nihat Asya

 

 

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen