Pir-i Türkistan Hace Ahmet Yesevi Divanı – 12. Hikmet

12. Hikmet

Allah Teala aşıklara verdi aşkını
Şükreden olup tutuşup yandım ben işte
İki alem gözlerime haşhaş tanesi
Görünmedi yalnız Hakk’ı sevdim ben işte

Candan geçip yalnız Hakk’ı cana kattım
Ondan sonra derya olup dolup taştım
Lamekan-ı seyrederek makam aştım
Dünya ardında yüzbin talak koydum ben işte

Hakk önünde en üstün akıl bile duramaz
Aşk şiddeti coşsa bir an durmaz
Kelebek gibi kor haline gelip kendini bilmez
Bu sırları Sevgili’den duydum ben işte

Tarikatın yollarının ötesi çok
Temiz aşkını ele almadan yürüyüp olmaz
Cemalini görse olmaz gece gündüz uyuyup
Hiç uyumadan cemalini gördüm ben işte

Tarikatın yolu çetin sonsuz şaştım
Başım kurudu Pir-i Kamil’e kaçtım
Pir eteğin tutup batın gözünü açtım
Rezil olup yollar gezip yürüdüm ben işte

Tarikatın yollarıdır çetin azap
Bu yollarda nice aşık oldu toprak
Aşk yoluna her kim girse hali harap
Erenlerden yolu sorup yürüdüm ben işte

Tarikatın yollarıdır sonsuz yüce
Nasib kılan kuluna oldu yakın
Zerresine dayanamaz yedi cehennem
Ey dostlar aziz candan doydum ben işte

Hakikatın anlamına yeten kişi
Şaşkın tutuşup yanar içi dışı
Kanlar akar gözlerinden akan yaşı
Gözyaşımı armağan eyleyip vardım ben işte

Şeriattır aşıkların efsanesi
Arif aşık tarikatın inci tanesi
Nereye gitse Sevgili’si, evdeşi
Bu sırları arş üstünde gördüm ben işte

Aşkın bağını gezmeden aşık olunmaz
Hakirlik-ağlamaklık çekmedikçe nefsin ölmez
Bir damlaya razı olmadan o inci olmaz
Razı olup has cevherinden aldım ben işte

Aşk ateşine yanan aşığın rengi uçar
Ahirete doğru çekip alıp burada geçer
Burada olan düğümlerini orada açar
Rasul dünya leştir dedi bıraktım ben işte

Gerçek aşıkların rengi soluk
Aynaya göz atsa ondan parlak
Özü hayran gönlü viran gözü yaşlı
Kudretine hayran olup kaldı ben işte

Allah dedi “Çok ağlasan göresin Beni
Ağlayıp inlesen kulum deyip söyleyim seni
Candan geçip beni isteyen aşık hani…”
İlham geldi gerçek kulağa aldım ben işte

Gerçek gönülde yananlara cemal armağan
Yalancı aşık yola girse herşey hata
Gerçek aşığın gözü yaşlı bedeni bükük
Bükük olup yer altına girdim ben işte

Hakikatli gerçek aşığa armağan vereyim
Mahşer günü nasılsın deyip halini sorayım
Şefaatçi olup şefaati kendim kılayım
Rahmetinden ümid tutup geldim ben işte

Kul Hoca Ahmed Hakk zikrini söyle daima
Hakk’dan korkup dinmeden ağla boyuna
Namaz kılıp oruç tutup her sabah akşam
Böyle yapıp muradıma erdim ben işte.

 

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen