Toprak Kokan Türküler

Halil Atılgan Ağabey Adana’lı.
1975 yılında Adana’ya gittiğim zaman sazını ve sözünü dinlerdik. Dar günlerimizde hüzünlerimiz Halil Ağabey’in sazının tellerinde uzar giderdi.
TRT Türkü’de Toprak Kokan Türküler programını hazırlayıp sunuyor Halil Ağabey.
Bir kaç ay önce aradı, bir programda bülbül ve gül ile ilgili türkülerin, manilerin okunacağını söyledi. “Gül ve bülbülü karşılıklı şiir olarak konuştursak olur mu?” diye konuştu.
Geçtiğimiz Pazar günü mesaj atmış “Bu haftaki programı dinlemelisin” diye.
Toprak Kokan Türküler Pazar günleri saat 17.00 de başlıyor.
Program Aziz Şenses’in okuduğu bir türkü ile başladı;
 
“Bülbül ne gezersin Çukurova’da
Eşin gelir bulmaz seni yuvada
Kendim gurbet ilde gönlüm sılada
Ötme garip bülbül gönül şen değil.”
Sonra Aysun Gültekin söyledi;
“Mihrican mı değdi gülün mü soldu
Gel ağlama garip bülbül ağlama
Felek baştanbaşa kimi güldürdü
Gel ağlama garip bülbül ağlama.”
Ardından Nuh Akgün;
“Ötmesin bülbüller solmuştur gülüm
Döküldü çiçeğim kurudu dalım
Dostlar omuzunda giderse salım
Atıver yazmayı of salın üstüne
Karalar mı giydin alın üstüne.”
Nilüfer Sarıtaş söyledi;
“Dağlar size sözüm var
Dertli çalar sazım var
O yar sarmaz yaramı
Yüreğimde sızım var.”
 
Eskiden gülün rengi beyazmış. Bülbül gülü görebilmek için üşüye, dona kışı geçirirmiş ama gül de yüz vermezmiş. Bahar gelmiş, inadına açılmamış. Bülbül beklerken uyuyakalmış. Uyandığında ne görsün, başka bir bülbül görüşüyor gül ile. Şaşırmış, sendelemiş, düşmüş. Düşerken gülün dikenleri kanatmış bağrını ve gülün dibince can vermiş.
O günden sonra kırmızı açılırmış güller.
Erzincan’lı Şerif’ten bir türkü;
 
“Bir gül için bülbül geymiş karalar
Göz göz olmuş ey sinemdeki yaralar
İflah etmez bu dert beni paralar yar
Neşter alıp delen yok deldiren yok.”
 
Mehmet Ragıp Karcı Ağabey divan edebiyatını çok iyi bilirdi. Bir sohbetimizde “bülbül gül bitlerini yer, beraber görünmeleri ondan” demişti de şaşırmıştım. Programda “gerçekte bülbül tomurcuktaki kurtçukları yer” diye konuştular.
Bülbül ve gül ile ilgili atasözleri vardı;
 
“Bülbülün çektiği dili belâsı.”
“Bülbülü altın kafese koymuşlar yine de vatanım demiş” gibi.
Sonra Adile Kurt Karatepe başladı bir türküye;
 
“Şu karşıki karlı dağlar
Başı dumanlı dumanlı
İkilikte yar sevenin
Göynü gümanlı gümanlı”
Halil Atılgan Ağabey gül ile bülbülü şiirle atıştıralım demişti. Ben de bir şeyler yazdım. Bazı yerlerini de Halil Ağabey düzenledi. Spiker Betül Yıldız Altay Hanım ile karşılıklı bu şiiri okudular;
Bülbül
Ben bülbülüm aşk ararım,
Sevenlerin yolu benim.
Yâr ararım, yâr sorarım,
Uzandığı eli benim.
Gül
Ben bir gülüm can içre can,
Akan sevgi seli benim.
Seherlerde durur zaman,
Esen sevda yeli benim.
Bülbül
Saklar beni kara çalı,
Anlatır nice masalı,
Görsen içimdeki gülü,
Aşk sazının teli benim.
Gül
Badelerde içilirim,
Köprü olur geçilirim,
Dudaklarda açılırım,
Gecelerin tülü benim.
Bülbül
Bende sevdanın alâsı,
Verdiğim diri selâsı,
Çektiğim dilim belâsı,
Sustuklarım dolu benim.
Gül
Hep içimle oldu cengim,
Bulamadım kendi dengim,
Beyazdı eskiden rengim,
Şimdi aşkın alı benim.
Bülbül
Seni sevdim biteviye,
Canımı sundum hediye,
“Ah vatanım” diye diye,
Yaşayan bir ölü benim.
Gül
Karlar yağdırdın dalıma,
Dertler ektin toprağıma,
Çiğ düşürdün yaprağıma,
Gözyaşının gülü benim.
Bülbül
Sorma bana neden, niçin?
Ah çekerim için için,
Söylediğim senin için,
Senin için deli benim.
Gül
Gündüz hayâl, gece düşte,
Ben hep seni andım işte,
Alev alev yandım işte,
Şu yangının külü benim.
Bülbül
Her daim gezdim âlemi,
Tattım kederi, elemi,
Neyleyeyim ben kalemi,
Şu sevdanın dili benim.
Gül
Sensiz geçmez hiçbir ânım,
Sensin benim kanım, canım,
Geldiğin hep benim yanım,
Konduğun aşk dalı benim.
Bir başka güzel türkü;
“Bülbülüm bağ gezerim,
Aşığım dağ gezerim,
Yüz yerde yüz yaram var,
El sanır sağ gezerim.”
 
Ardından gül ile ilgili maniler okundu ve Halil Atılgan Ağabey’in okuduğu bir türkü ile Toprak Kokan Türküler programı sona erdi.
“Gül için ağlama bülbül
Yüreğim dağlama bülbül
Benim gibi sen gayrı gül
Sarı bülbül dertli bülbül aşık bülbül”
Hani diyor ya türküde;
“Bülbülüm bağ gezerim,
Aşığım dağ gezerim.”
Dağları gezmemin sebebini buldum.
Yazar
Mehmet Ali KALKAN

Eskişehir'de doğdu. Eskişehir Gazi İlkokulunu, Tunalı Ortaokulunu, Motor Sanat Enstitüsünü ve Çukurova Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirdi (1980). Bir müddet Eskişehir Belediyesinde ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen